Bir süre önce DBP’nin ardından da Özdal Üçer’in ağır ithamlarla suçladığı Van TSO yönetim kurulu Başkanı Necdet Takva’ya yönelik eleştiriye, oda yönetiminden flaş cevap geldi. Üçer’in Kobanî için gönderilen yardımaları ‘haraç’ diye nitelendirmekle suçladığı Necdet Takva’ya “Biz yardım topluyorsak, sanane!” şeklindeki ifadelerine cevap olarak; “Peki sen ne yaptın?” diye gönderme yapıldı.

Daha önce DBP’nin bir açıklama ile tepki gösterdiği Necdet Takva’ya bir tepki de geçtiğimiz günlerde bir mevlitte konuşan Üçer’den gelmişti. Takva’nın ‘haraç toplanıyor’ şeklinde açıklaması resmi olarak yayın organlarında yer almamasına rağmen DBP-HDP kanadı her platformda Takva’ya tepkilerini göstermeye devam ederken, Takva’ya yönelik eleştirilerden sonraki suskunluk Van TSO’nun açıklaması ile bozuldu. Yönetim Üçer’e o sözlerden çok daha sert ve mesajlarla dolu bir gönderme yaparak, Üçer’i eleştirdi.

“BUNUN ADI SAMİMİYETSİZLİK”

Van TSO Yönetim Kurulu yaptığı yazılı bir açıklama ile HDP Milletvekili Özdal Üçer’in Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva’ya yönelik sözlerine cevap verdi. Takva’nın yardımları ‘haraç’ diye nitelendirdiği iddialarında bulunan Üçer’e bir açıklama ile cevap veren yönetim açıklamasında; “HDP Van Milletvekili Özdal Üçer’in Yönetim Kurulu Başkanımızı ve kurumumuzu hedef alarak, Rojava ve Kobani için toplanan yardımları “haraç” olarak değerlendirdiğimizi ifade edip aynı zamanda ihbarcılık yaptığımız ima edilerek aslı astarı olmayan kınama beyanlarında bulundular. Üstelik bu açıklamaların bir taziye evinde yapılması örf ve adetlerimizde yerinin olmadığı gibi, samimiyetsizliğinde en güzel işaretidir.” Dedi.

VAN TSO’NUN YARDIMLARI KALEM KALEM AÇIKLANDI!

Rojave Kobanî konusundaki yardımlarla ilgili eleştileri de değerlendiren yönetim, bu konuda Van TSO’nun yaptığı yardımları da ilk kez açıklarken o yardımlar da kalem kalem açıklandı. O yardımlarla ilgili olarak ise; “Öncelikle partisinin değil kendisi adına olduğunu varsaydığımız bu açıklamaların somut bir mesnete dayanmadığını ve tamamı ile siyasi bir şovun ürünü olduğunu belirtmek isteriz. Bu kişilerin bu güne kadar Rojava ve Kobani için sıradan siyasal yaklaşımların dışında bir destekte bulunup bulunmadıklarını, şahıs ve kurumları ihbar etmenin dışında bir faaliyet içerisinde olup olmadıklarını açıklamaları gerekmektedir. Kaldı ki gerek Yönetim Kurulu Başkanımızın ve gerekse kurumumuzun Rojava ve Kobani’ye yönelik IŞİD saldırıları başladığından beri neler yaptığımızı belirtmekte yarar var: Duhok Üzerinden Bir Gurup İş Adamı ile Bir Tır Gıda Desteği, Cizre’den 25.000 TL Tutarında Beyaz Et, Kurban Bayramı Vesilesi İle 80 Adet Kurbanlık, Kobani den Gelen100 Çocuk İçin Kışlık Giyecek ve Ayakkabı, Münferiden Yaptığımız Maddi Destek ve Samimi Duyarlılık, Sayın Başbakan’a Yapılan Sunumda Kobaniye Koridor Açılması Talebi, Kobani’nin Maruz Kaldığı Katliama Karşı Gösterilen Bireysel ve Kurumsal Tutum, Diyarbakır TSO ile Konteyner Temini Konusunda Gösterilen İşbirliği ve Girişimler, Van AFAD Müdürü ile Konteyner Temini Konusunda Yapılan Görüşmeler. VAN TSO Üyeleri Nezdinde Geliştirilen Destek Kampanyası ve İnsani Farkındalık Çalışmaları. Yapılan Bütün Çalışmaların Özellikle Van Büyükşehir Belediyesinden Makbuz Ve Kayıtların İncelemelerini Öneririz. Yukarıda değindiğimiz yardımların tamamı Kobani ve Rojava’ da yaşanan insanlık dramına karşı olan insani duyarlılığımızdan kaynaklı yaptığımız yardımlardır. Bütün bu çalışmaların tamamı ahlaki sorumluluğumuz gereği şov aracı olarak kullanmadan her şeyden önce insanlık adına yapıldığından basına ve kamuoyumuza boy boy resimlerimiz eşliğinde duyurma gereği duymadık.”

VAN TSO’DAN ÜÇER: YA SEN NE YAPTIN?

Ardından Üçer’in o eleştirilerine daha sert fadelerle cevap veren Van TSO yönetimi, Üçer’e “Ya sen ne yaptın?” diye sordu. Üçer’in şimdiye kadar kente yaptıklarını da sorgulayan yöneti, o eleştirilerini şu sözlerle sundu; “Şimdi durum bu iken; göreve geldiğimizden bu yana daha bizimle hiçbir iletişim içerisine girmemiş, esnafımızın, tüccarımızın, halkımızın temel sorunları konusunda hiçbir girişimi olmamış Milletin vekilinin takındığı tutumu hedef gösterme, bireysel siyasi alan yaratma çabası olarak değerlendiriyor ve kınıyoruz. Kimse şehrimizin, bölgemizin, halkımızın karşı karşıya bulunduğu ekonomik kriz ve konjüktürel gelişmelere bağlı olarak yaptığımız çalışma ve beyanlara “SANA NE” diyemez. Adama sorarlar “SEN NE YAPTIN?” Cumhuriyet tarihinin en önemli projesi olan Çözüm sürecine nasıl bir katkı sundun? Türkiye’ de milyonlarca insanın yaşamını doğrudan ve olumsuz etkileyen mevcut Anayasanın değiştirilmesi ve yeni bir Anayasanın hazırlanmasında bu kentin bir Milletvekili olarak sunduğun katkı nedir? 2011 depremi sonrası ilimizde oluşan ekonomik ve sosyal sorunlara karşı geliştirdiğin çözümler nelerdir? Bu kentin tüccar ve Esnafının yaşadığı ekonomik sıkıntıları kendine dert ettiğin oldu mu?”

“BUNDAN SONRA POLEMİĞE GİRMEYECEĞİZ”

Konu ile ilgili son olarak ise şu ifadelere yer verildi; “Ödediğimiz Vergilerden Maaşını alanların millete hizmetten gayri gaye ve amacı olamaz. Kaldı ki; hiçbir maddi karşılığı ve menfaat ilişkisi içerisinde olmadan sivil duyarlılığını en üst seviyede tutan bizlere karşı geliştirilen tutum, tamamıyla siyasal alan oluşturma kahramanlığından ve fırsatçılığından öte bir davranış değildir, tutarlılığı da kalmamıştır. Millete hizmet etme ve sorunlarını (Demokratik, toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel, sosyal vs.) çözme görevi bulunan Sn Vekilin tehdit, kınama, hedefe koyma gibi hakkı ve haddi olmayan yaklaşımlarını duyarlı halkımızın ve kamuoyunun takdirine bırakıyor, bu kişisel tutumunun mensubu bulunduğu siyasi parti tarafından ivedilikle değerlendirilerek hakkında gerekli işlemlerin yapılması beklentimizi belirtmek isteriz. İlimizde yaşanan bunca ekonomik ve sosyal sorunlar ile mücadele ettiğimiz bu dönemde böylesi bir tartışmanın içinde olmaktan dolayı son derece üzgün olduğumuzu belirtir, değerli üyelerimiz başta olmak üzere kıymetli kamuoyumuzdan özür dileğimizi ve bundan sonra kendisi ile polemiğe girecek herhangi açıklamamızın olmayacağını saygıyla ifade etmek isteriz.”

ÜÇER NE DEMİŞTİ?

Öte yandan Üçer, geçtiğimiz günlerde Van TSO Başkanı Takva’yı işte bu sözlerle eleştirmiş ve bazı iddiaların hedefine koymuştu; “Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan 21 Mart 2013 manifestosunda ‘Silahlar sussun, demokratik siyaset konuşsun’ dedi. Peki biz ne yaptık? Yerimize oturduk ve bir şey yapmadık. Erdoğan ne yaptı, bu durumdan faydalanarak Cumhurbaşkanı oldu. Biz Şengal için yardım topluyoruz. Van TSO Başkanı bizi haraç almakla suçlayarak adeta Vali’ye ihbar ediyor. Peki, biz Necdet Takva’ya şunu sorduk mu? Biz Şengal, Kobanê için gönüllü yardımda bulunuyoruz sanane… Halkımızın gönüllü desteğini haraç olarak değerlendiriyorlar. Necdet Takva’nın, Faruk Alparslan’ın böyle bir şikâyeti varsa neden gidip hukuki yollara başvurmuyorlar? Artık menfaatleri bir kenara bırakma zamanı gelmiştir. İşte her gün 18-19 yaşında gençlerimiz canını veriyor. Düşman düşmanlığını yapıyor, asıl sormamız gereken biz ne yapıyoruz?”


ŞEHRİVAN

Editör: TE Bilisim