ŞEHRİVAN ÖZEL: ORHAN SAĞLAM

Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük ve dünyanın ise tek ‘Urartu Müzesi’ olan Van Urartu Müzesi görkemli yapısıyla dikkat çekmeye devam ediyor. Van’da yaşayan medeniyetlerden izler taşıyan müze, on binlerce eser ile tarihten bugüne ışık tutuyor. Kültürle sanatın, tarihle estetiğin buluştuğu müze, bir buçuk milyon ziyaretçi kapasitesine sahip. Konuyla ilgili TRT’de yer alan ‘Kalkınma Ajandası’ programına konuk olan Van Müzesi Müdürü Erol Uslu, müzeyi tanıtarak, bilgiler paylaştı.

Kentte 23 Ekim ve 9 Kasım 2011'de meydana gelen depremlerde hasar gören müze binasının yerine Van Kalesi'nin kuzeyinde yapılan yeni müze binasının açılışı 2019 yılında yapılmıştı. İpekyolu ilçesinde 21 milyon liraya mal olan müzeye, hasar gören binadan taşınan başta Urartular olmak üzere, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalanların da bulunduğu birçok medeniyete ait 2 bin 524 eser, ekiplerin büyük titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucu yeni yerlerine yerleştirilmesin ardından kapılarını ziyaretçilerine açmıştı. Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı katkılarıyla ‘Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı Van Uygulaması’ kapsamında kurulan Van Müzesi, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olmaya devam ediyor. Ziyaretçilerini büyülemeye devam eden müze, 13 bin metrekare kapalı alanda sergilenen on binlerce eser ile tarihten bugüne ışık tutuyor. Kültürle sanatın, tarihle estetiğin buluştuğu Van Müzesi, bir buçuk milyon ziyaretçi kapasitesine sahip. Konuyla ilgili ‘Kalkınma Ajandası’ programına konuk olan Van Müzesi Müdürü Erol Uslu, müze ile ilgili bilgiler paylaşarak yapısı, kültürü ve tarihi hakkında bilgiler verdi. Programın devamında müzeyi ziyaret edenler de müze ile ilgili fikirlerini paylaştı.

VAN MÜZESİ, MEDENİYETLERİN İZLERİNİ TAŞIYOR

Kalkınma Ajandası programında konuşan Van Müzesi Müdürü Erol Uslu, Van Urartu Müzesi hakkında bilgi vererek şunları kaydetti: “Van Müzesi yaklaşık 6.500 metre karelik geniş bir alana sahip. Bu 6.500 metrekareliğin 23 holden oluşan bu bölümlerin yaklaşık dokuz holünun tamamını Urartu dönemine ayırdık. Geri kalan kısımlarda ise paleolitik dönemden başlayarak günümüz cumhuriyetine kadar Van’da yaşamış. Van’ın tarihi dokusuna iz bırakmış ya da taşınır kültür varlığının niteliğini taşıyan eserler bırakmış ve medeniyetleri bir bütün olarak görebileceğimiz bir müzedir. Van’ı ziyaret eden insanların mutlak suretle kentin geçmişine dair bütün izleri bulabileceği ve Van’ın hafızası noktasına kendisini burada bulabileceği bir müze tasarımına giriştik. Milattan önceki dönemi, günümüze uyarlayacak şekilde insanlara görsel olarak sunmaya çalıştık. Bunu da yaparken özellikle Urartu dönemine ait veriler elimizden olduğundan dolayı Urartu kemerleri üzerinde yer alan görsel ve figürlerle o döneme ilişkin yaşantıyı canlandırarak günümüze uyarlamaya çalıştık. Bunu da yaptığımızda tamamen o günün şartlarında yaşamış insanların görselini alarak yaptık. Hiçbir şekilde yoruma iz bırakacak bir tasarıma gitmedik. Hepsi de o dönemde yaşamış medeniyetlerin izini taşıyıp günümüze de örnek olabilecek eserler üzerindeki figürler baz alarak yapılmıştır.”  

MÜZE MÜDÜRÜ USLU, “ZİYARETÇİLERDEN OLUMLU ELEŞTİRİ ALIYORUZ”

Cümlelerini sürdüren Müdür Uslu, “Gelen insanlardan olumlu şekilde aldığımız tepkiler hep şu olmuştur; ben geçmiş tarihten bugünü kendi içinde yaşamış bir hikâye gibi algıladım. Müzenin içerisinde geçmişi yaşıyor gibi bir izlenimle müzeyi terk ettim şeklinde hep olumlu eleştiri aldık.  Cazibe Merkezi adı atında projeler üretildi. Bu projelerin bir ayağını da Van Müzesi oluşturulmaktadır. 2012 yılından 2019 yılına kadar müzenin açılış aşamasına kadar desteklerini bizden esirgemeyen Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı ve geri kalan diğer bileşkenlerle birlikte Van Müzesi’ni bu kente kazandırdıkları için de teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Van Müzesi, 23 holüyla yerli ve yabancı bütün ziyaretçilerini karşılayabilir kapsamdadır. Tarihi, geçmişinden günümüze bir yolculuk serüveni ile gösterebileceği bir teşir anlayışıyla ziyaretçilerini beklemektedir. Herkesi Van Müzesi’ni ziyaret etmeye davet ediyorum.” Şeklinde konuştu.

VAN MÜZESİ ZİYARETÇİLERİ BÜYÜLÜYOR!

Van Müzesini ziyaret eden Seray Taran, “Van Müzesi’ni gezmeye geldim. Burada çok güzel ve çok farklı bir hava var. Burayı gezmek çok güzel bir his. Bu müze de insan gerçekten tarihin kokusunu alabiliyor. Açıkçası çok değişik bir duygu. Heykeller falan çok inandırıcı. Heykellere ya da farklı bir esere yaklaştığın zaman onların sabit nesneler olduklarını çözmek gerçekten çok zor. Karşında eski dönemlerden kalan canlı insanlar duruyor. Dediğim gibi bunları normal insanlardan ayırmak çok zor.” Dedi.

VAROL: “BU MÜZEDE TARİHİ DAHA İYİ YAŞAYABİLİYORSUN”

Van Müzesi insanı geçmişe götürdüğünün aktaran ziyaretçilerden Fatih Varol, şunları anlattı: “Bu müzeden önce Van’a dair şeyleri daha çok tarihi kitaplardan öğrenmeye çalışıyorduk. Şimdi müzeye gelince her şeyi daha yakından ve daha gerçekçi bulmak mümkün. Bire birde aynısı olmasa canlı insanlara ve canlı eserlere çok yakın. Bu müzede tarihi daha iyi yaşayabiliyorsun. Yani en azından geçmişe gidebilmek için hayal kurabiliyorsun. Hatta oradayken geçmiş tarihi zamanlar gözünün önünde canlanabiliyor. Farklı medeniyetlerin neler yaptığını hissetme ve görme şansını yakalayabiliyorsun. Burada kendini daha iyi bir şekilde hissediyorsun.”

MÜZEDEKİ ESERLER, ZİYARETÇİLERİ ESKİYE GÖTÜRÜYOR!

Van’da eskiden beridir kilim dokuna sanatının olduğunu hatırlatan müze ziyaretçisi Cahide Ergürcan, kilim ve küllerini burada görünce duygulandığını ifade etti. Ergürcan, “Müzede kilim dokuma sanatına ait eserler bulunur. Geçmişten gönümüze kadar gelen bu sanatı burada da görmek insanı duygulandırıyor. Baba evindeyken burada bulunan eski küplerin aynısı orada kullanıyorduk. O küplerde turşu yaparlardı. Van’ın göz bebeği olan ve kahvaltıların vazgeçilmezi haline gelen peyniri de küplerin içinde tutarlardı. Tabi tüm bunları görmek beni eskiye götürdü. Çünkü eskiden de ben hep bu küplerle iş yapıyordum. Van Müzesi’ne ayak bastığım zaman eski günlerimi yaşıyorum gibi bir hissiyat oluştu. Burayı gezdim ve huzur buldum. Şimdi ise apartmanlarda ve dört duvar içerisinde sıkışmış bir şekilde duruyoruz. Buranın maneviyatı ayrı bir şey.” Diye ekledi.

TARİH HEP YAŞATILMALI

Van Müzesi’ni ziyaret eden Salih Ergüncan, eski ve şimdiki müzenin birbirinden çok farklı olduğunu söyleyerek şunları belirtti: “Tarihimizi unutursak gelecek nesillere tarihimizi aktaramayız. Van’da birden çok medeniyetler yaşamış ve bunların nasıl yaşadığını ne zorluklar atlattığını bilmek gerekiyor. Misal taşları oyup aslan heykeli yapmışlar. O zamanlar bu tür şeyler yapmak gerçekten çok zor. Bu müze hem bize hem de bizden sonrakilere ışık tutabilecektir. İçerisi kültür ve tarih kokan bir yer. Bunu Van’a kazandıran ve bize ziyaret etme imkânı sağlayanlardan teşekkürlerimi iletiyorum.”

ASIRLAR ÖNCESİNDEN: URARTULAR

Başkenti Van (Tuşpa) olan Urartu Devleti, M.Ö. 8. yüzyıla kadar varlığını devam ettirmiştir. Günümüze kalan çivi yazılı stellerden anlaşıldığına göre Urartular, kralların başkenti Tuşpa'da ve başka kentlerde kaleler, saraylar, su kanalları, barajlar inşa etmişlerdir. Bu yıllardan günümüze kalan eserler, Van'da konumlanacak olan Urartu Müzesi ile sergilenmektedir. O zamanları hatırlamak üzerine; sosyal hayat, savaşlar ve dönemin farklı niteliklerinden bahseden alanlar, eserler, bilgilendirmeler günümüz ile buluşacaktır.

VAN URARTU MÜZESİ’NİN PLANLAMA MODELİ

Van Urartu Müzesi, çevredeki peyzajı, geniş cephesi ve birlikte algılandığı Van Kalesi ile müze tanımına ekler yapmayı amaçlar. Bu farklı ortamların bir araya gelmesi müzenin mimari dilinde de okunmaktadır. Farklı sergi holleri birbirine geçişi sağlarken aynı zamanda peyzaj ve kaleyi de unutmadan dış mekâna da görsel ve fiziksel açıklıklar meydana getirir. Yapının uzun giriş cephesinde istenilen etki parlak yansıtıcı bir yüzey ile Van Kalesi'ne yaptığı vurgu öngörülmektedir. Binanın uzun arka cephesi ise peyzaja açılan, farklı açık kapalı mekânlar oluşmasına elveren, hollerin kaydırılmasının vaziyet üzerinde de okunduğu bir görünüme sahiptir.

SERGİ HOLLERİ

Yapı içinde bulunan 23 farklı sergi holü; farklı dönemler ve eserleri ziyaretçiler ile buluşturuyor. Bu holler, karşılama ve bilgilendirme ile adlandırılan müzeye hazırlık mekânı ile başlamakta. Urartuların dönemsel izlerini, yapı kültürlerini ve yaşamlarının kısaca ifade edilmelerini görebiliyoruz. Döşemeden duvarlara geçen Urartular ve yakın çevresinin haritalaması ile özellikli noktaların (Van Kalesi, Ayanis Kalesi, Anzaf Kalesi, Şamran Kanalı vb.) belgeleri, fotoğrafları, maketleri paylaşılmaktadır. Müzenin ana kavramsallığını oluşturan hollerin yanında; konferans salonu, müze satış birimleri, çocuk atölyeleri, geçici sergi alanları, takı atölyeleri gibi farklı işlevlere hizmet eden müze mekânları da bulunmaktadır.

Editör: TE Bilisim