ŞEHRİVAN HABER: HAMİT KARAKUŞ- Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) düzenlenen ‘Yerel Kalkınma Stratejileri Toplantısı’nda katılarak yerel kalkınmayla ilgili önemli değerlendirmeler de bulundu.

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, ortak akılın önemine değinerek, en önemli olanın ortak akılla, ortak analizler hedefler belirleyebileceğini vurgulayarak şunları ifade etti: "Ortak akıl çok önemli, birçok konuda farklı düşünebiliriz, farklı yaklaşımlarımız, tercihlerimiz olabilir. Ama aynı şehri paylaşıyorsak aynı ortamı paylaşıyorsak oturup birlikte konuşup yörenin mevcut durumunu analiz edip sonra birlikte ortak hedefler koyabilmeliyiz. ‘Nereye gideceğini bilmeyen bir gemiye hiçbir rüzgarın faydası olmaz’ diyorlar, ortak hedefler koymak lazım. Birlikte kafa yorup birlikte oturup bütün taraflarla birlikte ortak analizler yapmak lazım" dedi. Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva ise, yapılan yatırımlara değinerek gerçekleşen ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, çalışmalar hakkında bilgi verdi. Takva, ayrıca yerel kalkınma noktasında destek beklediklerinin altınız çizdi.

“ÇOK DAHA FAZLA TARTIŞMALIYIZ, KONUŞMALIYIZ”

Ak Parti Dış İlişkiler Başkanı Cevdet Yılmaz, Ak Parti Hükümeti döneminde kentte yapılan yatırımları anımsatarak, kentin son süreçte yaşadığı afet ve sıkıntılara değindi. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşanan sıkıntıları hep birlikte aşacağız, devletimiz ve hükümetimiz hem çığ da hem de deprem buradaydı. Dolasıyla herhangi bir afet olduğunda bütün tartışmaları bir tarafa bırakıp öncellikle acil müdahaleler yapmak gerekiyor. Fakat as olan deprem veya afet olmadan önce alınan tedbirlerdir. Afet öncesi dediğimiz dönem çok önemli o konularda çok daha fazla tartışmalıyız, konuşmalıyız daha fazla çalışmalar yapmalıyız. Bu çerçevede kentsel dönüşüm ve kırsal dönüşüm çok önemli, sadece kentsel dönüşüm değil, kırsal dönüşümde çok önemlidir. Köylerimiz de gerek kırsal alandaki yapıları gerek insanların barındığı ve diğer canlıların barındığı yapıların daha güçlü hale gelmesi daha yüksek standartlarla inşa edilmesi önemlidir. Nitekim Elazığ’da kırsal alanda deprem sonrası inşa edilen yapıların çelik kondiksiyon sağlıklı inşa edildiğini görüyoruz. Burada daha büyük bir farkındalık oluşturmamız lazım” dedi.

“TOPLUMUMUZU, İLİMİZİ AFETLERE HAZIR HALE GETİRMEMİZ LAZIM”

Yılmaz, “Özellikle Başkale’deki yerel yönetimlerin ve STK’ların uyarmamız gerekiyor. Bu zamana kadar niçin bu hassasiyetler ortaya koyulmadı. Niçin bu konuda daha farklı çalışmalara imza atılmadı diye de tartışmamızda da büyük fayda var. Tabi bu ortamda tartışmaları biraz daha geleceğe bırakmamızda da fayda var. Bunlardan dersler çıkarmamız lazım, geleceğe dönük olarak bünyemizi çok daha kuvvetli hale getirmemiz lazım. Türkiye’nin her yerinde geçerli, geçmişinde çok sayıda deprem yaşamış deprem açısından risk arz eden ilerimizde çok daha fazla dikkat edilmesi lazım. Sadece AFAD ve buna benzer kuruluşlarla ilgili değil bu hadise, toplumun tamamıyla ilgilidir. Toplumun tamamında bir farkındalık ve katkı oluşması lazım. Yerel yönetimlerden STK’lara, iş dünyasından ailelere varıncaya kadar herkesin bu işin bir tarafından tutması lazım, ortak bir sorumluluktur. Toplumumuzu, ilimizi afetlere hazır hale getirmemiz lazım” diye belirtti.

YILMAZ: ÖZEL YATIRIMLARIN ALTINI ÇİZEMİYORUZ

Kentte geçmişte alt yapı konusunda çok sayıda yatırım yapıldığı ifade eden Yılmaz, 20 yıl önceki kentle bugünkü kentin aynı olmadığı kaydetti. Yılmaz, ülkenin, bölgenin veya ilin kalkınması sadece kamu yatırımlarıyla gerçekleşmeyeceğinin altını çizerek şunları ifade etti: “Kamu yatırımları resmin bir tarafını oluşturur, kamu yatırımlarıyla özel yatırımların bir araya gelmesi entegrasyonun kalkınmayı sağlar. İkisini bir arada yapamazsanız sadece kamu yatırımları yaparsanız, atıl kapasiteler, atıl yapılar oluşturursunuz ama üretken yatırımlar oluşturamazsınız. Üretken yatırımlar dediğimiz, istihdam ve ihracat getiren katma değer oluşturan yatırımlar piyasa ekonomisinin olduğu diğer dünya da özel sektör tarafından gerçekleştirilir. Dolasıyla bir tarafı resmin bir tarafını kamu diğer tarafı özel oluşturur. Biz özeli bazen yeterince görmüyoruz veya altını çizmiyoruz. Özel yatırımlar olmadan kamu yatırımları vatandaşın hayatına yansıması tam olarak mümkün olmaz. Bu ikisini bir arada yapmamız lazım”

“YATIRIM ORTAMININ BİR UNSURU FİZİKİ ALT YAPIDIR”

Kamu yatırımlarıyla özel sektör yatırımları arasında bir etkileşim olduğunu ifade eden Yılmaz, iki yatırımın etkileşime genel olarak yatırım iklimi (yatırım ortamı) denildiğini vurgulayarak şunları belirtti: “Özel yatırımların bir bölgede gelişmesi için bölgede yatırım iklimi olması lazım. Cezbedici teşvik edici bir yatırım ikliminin olması lazım, aksi taktirde ülkeler, bölgeler ve iller içinde sermaye veya beyin göçü gerçekleşir. Siz uygun bir yatırım ortamı oluşturursanız, sermayeyi ve beyni tutarsınız hatta başka bölgelerde kendi bölgenize cezp edersiniz. Ama böyle bir ortamı oluşturamazsanız elinizdeki sermayeyi ve nitelikli insan gücü başka bölgelere gider, buna beyin göçü diyoruz, sermaye göçü diyoruz. Dolasıyla uygun yatırım iklimi gerçekten kritiktir. Peki uygun yatırım iklimini ne oluşturuyor? Bir tanesi alt yapılar, yani birtakım yatırımları olması ve istihdamın gelmesi için temel alt yapıların fiziki alt yapıların olması lazım. Yatırım ortamının bir unsuru fiziki alt yapının olmasıdır” dedi.

“YENİ BİR DÖNEME BİRLİKTE GEÇMEMİZ LAZIM”

Yılmaz, “Bu konuda bölgeye çok ciddi yatırımlar yaptık. Bunların bir fiziki alt yapı boyutu bir de beşeri alt yapı dediğimiz insana yatırım boyutu var. İnsana yatırım konusunda da eğitim ve sağlık başta olmak üzere çok ciddi yatırımlar yaptık. Fiziki ve beşeri alt yapıya ciddi yatırımlar yaptık, bu bizi yatırım ortamı anlamında rahatlatıcı bir unsurdur. İkincisi teşvik politikalarıyla bütünleştirdik. Buna rağmen özel sektör niçin yeterince bizim bu bölgemizde yeterince gelişmedi, bu sorunun cevabı çok açık ve net, yeterince geçmişte maalesef güven ortamı oluşmadı. Güvenlik ve güven ortamı oluşmadı, bölgemizde bu nedenle de fiziki alt yapıya yatırım yaptığımız halde yeterince özel yatırımı bölgemize cezp edemedik. Bu konuda da geldiğimiz noktada farklı bir yere gelmiş durumdayız artık güven ortamı, huzur ortamı da çok şükür eskisine mukayese edilemeyecek bir noktaya gelmiş durumda artık Van’da Doğu Anadolu’da, Güney Doğu Anadolu’da çok daha güvenli hale gelmiştir. Bir imaj vardı belki onu değiştirmemiz lazım, özellikle başka bölgelerde bölgeye ilişkin halen belki eski imaj var. O imajdan dolayı zarar görüyoruz. Yoksa fiili anlamda baktığımız zaman diğer bölgelerdeki asayişten güvenlikten çok büyük farkı kalmadı. Vatandaşımız da iş dünyamız da çok daha güvenli bir hale gelmiş durumdadır. Dolasıyla bütün yatırım şartları aşağı yukarı oluşmuş durumda, fiziki ve insani alt yapımız daha iyi noktadır. Eksikler yok mudur, vardır, onlarda tamamlanır. Hayati bir eksiklik kalmamıştır. Teşvik politikalarımız güçlü, huzur ve güven ortamımız da var, dolasıyla murtuğayı yapmak için bütün malzeme hazır. Bu tam kritik bir eşik, bu eşiğe Van ve bölge gelmiş durumda bu eşiği atlayıp yeni bir düzleme çıkmamız lazım. Bu ekonomik eşiği atlayıp yeni bir döneme birlikte geçmemiz lazım” diye ifade etti.

YILMAZ, KALKINMANIN EN ÖNEMLİ İKİ EKSENİNE DEĞİNDİ

Yeni dönemin iki önemli önceliği olduğunu ifade eden Yılmaz, “Bölgemiz için iki temel öncelik olmalıdır; iyi bir yaşam ortamı, iyi bir iş ortamıdır. İyi bir yaşam ortamından kastım, şehirleşmedir. Kırsalda veya şehir ortamında ‘insanlar ben burada, bu yerde yaşamalıyım’ diyebilmelidir. Şehir estetiğinden tutun trafik meselesine yeşil alanlardan kültürel ve sanatsal faaliyetlere kadar yaşam dediğimiz şey çok boyutludur. Uygun bir yaşam ortamı olmalı, nitelikli donanımlı insanları tutan cezp eden bir şehir ortamı oluşturmalıyız. Birinci önceliğimiz bu olmalıdır. Dolasıyla yerel yönetimlere önümüzdeki dönemlerde büyük görevler düşmektedir. İkincisi de iş ortamı; iş ortamı istihdama odaklanması gerektiğini düşünüyorum. Önümüzdeki dönemlerde iyi bir yaşam ortamı oluşturmak ve genç nüfusa istihdam ortamları sunmak iki temek öncelik olarak alınmalı diye düşünüyorum. İki temek öncelikle geleceğe yürümemiz lazım, kalkınmanın bence en önemli iki ekseni diye düşünüyorum”

YILMAZ: SORUNUN DA ÇÖZÜMÜNDE ORTAK PARÇASI OLUN

Yılmaz, “Sorunu hep kendi dışında gören, cevabı veya soruna çözümü de hep kendi dışında bir yerlerden bekleyenler hiçbir zaman sorunlarını çözemezler, tamamen çözemezler. Dolasıyla sorunu, sorunun bir parçası olduğumuzu bizim görmemiz lazım. Sorunları hep başkaları bizim için çıkarmıyor, bizde kendimiz için sorun oluşturduğumuzu görmediğimiz sürece sorunların içerisinden çıkmayız. Dolasıyla kendimize ayna tutmamız, ‘biz nerede eksiğiz, bir nerede yanlış yapıyoruz, biz daha iyi ne yapabiliriz’ sorusunu kendimize sormamız lazım. Aslında bunu yapabilen toplumların çok daha dinamik olduklarını ve sorunları aşabildiklerini görüyoruz. Ama kendini olayın dışında gören birileri bir şeyler yapıyor, biz hep o olanlara muhatap oluyoruz gibi psikolojiyle yaşıyorsanız, bu durumda aktif girişimci bir toplum olmanız mümkün değildir. ‘Biz ne yapabiliriz, biz neyi eksik yapıyoruz, biz neyi yanlış yapıyoruz, biz nasıl katkılar sağlayabiliriz’ gibi sorular sormamız çok önemlidir. Böyle düşünen cevabında parçası olur. Kendisini sorunun bir parçası olarak gören çözümünde bir parçası olarak ta görmüş olur. Sorunun da çözümünde bir parçası olduğumuzu görmemiz hakikaten çok kıymetli yaklaşımdır”

YILMAZ: ORTAK HEDEFLER KOYMAK LAZIM

Yılmaz, ortak akılın önemine değinerek şunları kaydetti: “En önemlisi ortak akılla, ortak analizler hedefler belirleyebilir. Van’ın bir tarihte kalkınma platformu vardı, bunu farklı isimler altında devam ettirmekte fayda var. Ortak akıl çok önemli, birçok konuda farklı düşünebiliriz, farklı yaklaşımlarımız, tercihlerimiz olabilir. Ama aynı şehri paylaşıyorsak aynı ortamı paylaşıyorsak oturup birlikte konuşup yörenin mevcut durumunu analiz edip sonra birlikte ortak hedefler koyabilmeliyiz. ‘Nereye gideceğini bilmeyen bir gemiye hiçbir rüzgarın faydası olmaz’ diyorlar, ortak hedefler koymak lazım. Birlikte kafa yorup birlikte oturup bütün taraflarla birlikte ortak analizler yapmak lazım” şeklinde konuştu.

TAKVA: YAPILAN YATIRIMLARA DEĞİNDİ

Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, Ak Parti Dış İlişkiler Başkanı Cevdet Yılmaz’ın programa katılım sağlamasından dolayı memnuniyet duyduklarını belirtti. Takva, bölge ve kent nezdinde özel bağ kurmasından dolayı teşekkür ederek şunları kaydetti: “Her birey, topluma fayda sağlamak üzere ailesi tarafından yetiştirilir. Sonrasında almış olduğu eğitim ve kazandığı donanım ile kendi toplumuna ve ülkesine hizmet etmek üzere varlık gösterir. Bu bağlamda bölgemizin maslahatı için gösterdiğiniz çabanın yakın tanıklarıyız. 2011 yılında ilimizde yaşanan iki yıkıcı deprem sonrasında kentimizin yeniden inşa süreçleri başta olmak üzere Cazibe Merkezleri programı kapsamında; Fuar ve Kongre Merkezi, Tekstilkent projesi ve Urartu Müzesi gibi stratejik öneme sahip projelerin ilimizde hayata geçmesinin en büyük aktörü şahsınızdır” dedi.

“SİZLERİN SUNACAĞI DESTEKLER KIYMETLİDİR”

Takva, “Bugün, ilimiz Fuar ve Kongre merkezi sayesinde önemli bir fuar kenti haline gelmiştir. Yine Tekstilkent projesi ile birlikte binlerce insanımız iş ve aş sahibi olmuştur. Ayrıca, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi de desteklerinizle önemli eserlere ve kaynaklara ulaşmıştır. Bölgesel anlamda ekonomik ve sosyal kalkınmayı amaçlayan Kalkınma Ajansları ve bu ajansları tarafından hayata geçirilen projelerde sizlerin eseridir. Malumlarınız olduğu üzere şehrimiz, ülkemizin en genç nüfusuna sahip illeri arasında yer almaktadır. Bu beşerî sermaye istihdam sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Bizler özelde kentimizin, genelde ise bölgemizin kalkınmasını, markalaşmasını ve sürdürülebilir bir ekonomiye sahip olmasını hedeflemekteyiz. Ancak, mevcut durumumuz itibariyle bunu başaracak düzeyde değiliz. Bu hususta sizlerin sunacağı destekler kıymetlidir”

TAKVA: ÖNERİ VE DESTEKLERİ DUYMAK İSTİYORUZ

Doğu Anadolu Bölgesinde yaşayan vatandaşlar olarak merkezi hükümet ile bağ kurulması hususunda yıllarca sıkıntı yaşadıklarını anımsatan Takva, “Ancak sizin gibi değerli devlet adamlarımızın bireysel dokunuşları, samimi yaklaşımları ve ümit vadeden bakış açıları devlet ile olan bağımızı güçlendirdi. Bu bağın kişiler üzerinden değil de kalıcı bir devlet politikası ile sürdürülebilirliğini savunuyoruz. Bütüncül kalkınma, merkezi temsiliyeti güçlendirme ve lobi faaliyetlerinden sonuç alma süreçlerinde sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktayız. “Eksiklik ve problemlerimizi gidermeye yönelik sizlerin stratejik görüşlerine, aklımızı ve davranışlarımızı tokatlayacak, bizi kendimize getirecek yol haritasına ihtiyacımız var. Bugün sayın bakanımızdan bunlara ilişkin öneri ve destekleri duymak istiyoruz” dedi.

“VAN’IN BUNA, TÜRKİYE’NİN DE VAN’A İHTİYACI VAR!”

Kentin yaşam kalitesinin artırılması ve sosyo-ekonomik alt ve üst yapıya sahip olmasını arzuladıklarını kaydeden Takva, “Ayrıca yerelde üretilen ürün ve kaynakların, daha iyi pazarlanmasını sağlayarak, yeni fırsatlar yakalamayı arzuluyoruz. Yerli girişimcilerin teşviki ve dış yatırımcıların kente gelmesini, bilgi, üretim, ulaşım ve paylaşım sisteminin geliştirilmesini, ekonomik gelişmenin nimetlerinin adil dağıtılmasını ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliğini sağlamak istiyoruz. Ancak son süreçte yaşadığımız olaylar, ilimiz ve bölgemizin kalkınmasının yeni stratejilere ihtiyaç duyduğunu ortaya koymuştur. Son olarak İran’da yaşanan Koronavirüs vakaları nedeniyle 4 sınır kapımız geçici olarak kapanmıştır. Sağlık her şeyden önemli tabi ki. Ancak bizler tüccarız. Ticareti geliştirmek zorundayız. Şehrin ve halkın zenginliği ve refahı bizim önceliğimizdir ve burada bulunmamızın en önemli sebebidir. Alternatif çözümler üretmeliyiz! Burada yapılması gereken şey virüsün şehrimize ve ülkemize girişini engelleyecek tüm teknik altyapının oluşturulmasıydı! Gelinen noktada bu durum bölge ekonomisine darbe vuracaktır. Dolayısıyla alternatif pazar ve ticari faaliyetlere ihtiyaç duyulmaktadır. Daha yaşanabilir bir şehir, daha kalkınmış bir bölge ve daha büyük bir ülke tahayyül edebilmemiz için, stratejik kalkınma planları içerisinde kentimiz ve bölgemizin öncelenmesi gerektiğini tekraren ifade etmek istiyorum. Van’ın buna, Türkiye’nin de Van’a ihtiyacı var!”

KAYATÜRK: BİZ HER TÜRLÜ KATKI SUNMAYA HAZIRIZ

Ak Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Burhan Kayatürk, kısa bir açıklama yaparak şunları ifade etti: “Bölgede ve ilimizde bütün zor dönemlerde rahat bir şekilde çıktık, alnımızın akıyla çıktık. Bugünler yaşadığımız problemleri de Allah’ın izniyle güçlü bir şekilde tekrar üstesinden geleceğiz. Memleketimizin problemlerini memleketin insanlarıyla kol kola, güç birliği yaparak aşabileceğimize inanıyoruz. Siyaset hiçbir şekilde ticaretin önünü kapatacak şekilde davranmaz, davranmamalıdır. Biz her türlü katkı sunmaya hazırız. Ticaret ve Sanayi Odası ve yönetiminin kendi vizyonuyla sizlerden aldığı güçle yapacağı her çalışmaya her türlü katkı sunmaya hazırız” dedi.

“HÜKÜMETİMİZ, DEVLETİMİZ YANIMIZDA”

AK Parti Van Milletvekili Abdulahat Arvas, Ak Parti’nin 17 yıllık süre içerisinde kentte yapılan yatırımları anımsatarak şunları ifade etti: “Başkale’de yaşanan deprem sonrası 2 bakanımız, 4 bakan yardımcımız ve devletin bütün imkanları halkın yanında yer aldı. İlimizdeki zorlukları elbirliğiyle inşallah üstesinden geleceğiz. Hükümetimiz, devletimiz yanımızda yer alıyor” diye belirtti.

Programa AK Parti Van Milletvekili Abdulahat Arvas, Ak Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Burhan Kayatürk ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

Editör: TE Bilisim