Van-Hakkari Tabip Odası’nda yapılan toplantıya Serhat Göç Araştırmaları Derneği, TİHV Van Şubesi, MEBYA Der, TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu, Çevder, DİSK Genel İş Van Şubesi ve Star Kadın Derneği katıldı. Dernekler adına basın açıklaması yapan Van- Hakkari Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayfer Bostan, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlayarak, kadıların taleplerini sıraladı.

VAN KADIN DERNEKLERDEN ORTAK BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI

Van-Hakkari Tabip Odası Dr. Ata Soyer toplantı salonunda kadın dernekleri adına açıklama yapan Van- Hakkari Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayfer Bostan, şunları söyledi: “New York’ta bir tekstil fabrikasında yanarak hayatını kaybeden işçi kadınların ardından bugün, 164 yıl sonra da dünyanın her yerinde, ayrımcılığa, şiddete, eşitsizliğe, sömürüye, baskılara karşı verdiğimiz; eşitlik, özgürlük, emek, hak, adalet, barış, laiklik mücadelesi ve dayanışma için sesimizi, isyanımızı birleştirme ve büyütme hikayemizi yazmaya devam ediyoruz.”

“KADININ MÜCADELESİ ARTIK DAHA ANLAMLI”

“Bugün benzer taleplerle tekstil fabrikasında hakları için direnen kadınların izinden gidenler olarak; onları saygı ve şükranla anıyoruz. 8 Mart, dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara uygulanan sömürüye, ayrımcılığa, baskıya karşı yürütülen, kadın haklarının kazanılmasında verilen direnişin simgeleştiği bir mücadele günüdür. Eşitsizliğin, sınırsız tüketimin, sömürünün, yoksulluğun sistemleştiği patriyarkal kapitalizmin, kadın ile kurduğu ‘ucuz emek-kutsanmış annelik’ ilişkisinin neoliberal politikalarla tüm dünyada yeni kölelik koşullarını dayattığı bu dönemde, kadının varoluş mücadelesi çok daha anlamlı bir hale gelmiştir.”  

“KADINLAR KAMUSAL ALANDAN, SOSYAL YAŞAMDAN VE ÜRETİMDEN UZAKLAŞTIRILMAMALI”

Açıklamalarını devam ettiren Dr. Bostan, “Kadınlar, çalışma ve toplumsal yaşamda, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile karşı karşıya kalmaktadır. Herhangi bir sosyal güvencesi olmadan kayıt dışı olarak çalıştırılan kadınlar ‘ucuz emek gücü’ olarak görülmekte, ‘eşit değerde işe eşit ücret’den yoksun bırakılmaktadırlar. Covid 19 pandemisiyle birlikte patriyarkal kapitalizmin yarattığı sorunlar derinleşmiş, pandemi kadına yönelik ekonomik, psikolojik, fiziksel, cinsel şiddeti, kadın bedeni, emeği üzerindeki sömürü ve baskıyı arttıran bir politikanın fırsatı haline getirilmiştir. Çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımının sadece kadına özgü bir sorumluluk gibi görülüp kadının sırtına yüklenerek, bakımın kamusal bir hizmet olarak sunulmaması, sosyal destek politikalarının geliştirilmemesi, metalaştırılan hizmetlerin fiyatlarının çok yüksek olması nedeniyle kadınlar istihdamdan kopmakta ya da hiç istihdam alanına girememektedir. Bakım maliyetlerinden kaçınmanın yolu haline getirilen bu uygulamalar kadının hane içi emeğini görünmez kılmaya, değersizleştirmeye devam ederken, emeğinin görünür ve değerli olması için gerekli ekonomik düzenlemeler yapılmamaktadır. Bunun sonucunda kadınlar kamusal alandan, sosyal yaşamdan, üretimden uzaklaşmak zorunda kalmaktadır.” Dedi. 

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLER CEZASIZ KALMASIN

Nüfus politikaları ataerkil kapitalist sistemin ihtiyaçlarına uygun biçimde kadın bedenleri üzerinden, kadın cinselliği ve doğurganlığı denetlenerek sürdürülmektedir cümlelerini kullanan Bostan, şöyle devam etti: “Ülkemizde özellikle son yıllarda kadınların toplum içindeki ekonomik, kültürel ve sosyal etkinliği siyasi iktidarın bilinçli politikaları ile sürekli azaltılmaktadır. Kadınlar, muhafazakar–feodal kültürün baskısı ile evine kapanmaya zorlanmaktadır. Kadınların istihdam ve sosyal yaşama katılım oranlarında son yıllarda görülen düşüş bunun en açık göstergesidir. Kadına yönelik şiddet de yaşamın tüm alanlarında yaygın olarak sürmektedir. Her gün en az 4 kadın katledilmektedir. Kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından fiziksel, psikolojik, cinsel şiddete uğramakta, intihar denilerek son derece şüpheli ölümlerle yaşamları çalınmaktadır.”

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE VURGU YAPILDI

“Şiddet her kesimden, her meslekten, her toplumsal kesimden kadına karşı uygulanmaktadır. Cezasızlık, korumasızlık ve hukuksuzluk nedeniyle kadına yönelen şiddet konusundaki istatistikler, dünya genelindeki bir insan hakları felaketini ortaya koymaktadır. Buna karşın yaşamlarını korumak için öz savunmasını kullanan kadınlar ise serbest bırakılmak yerine, ağırlaştırılmış cezalarla cezaevlerinde yaşamaya mahkûm edilmektedir. Kadınların insanlık dışı yöntemlerle, vahşice, toplumun, devletin gözü önünde öldürülmesi ve kadına yönelik şiddetin faillerinin, eril yargı ile “tahrik” adı altında indirimlerle serbest bırakılması, şiddeti ve kadın cinayetlerini körüklemektedir.” 

KADINLARA YÖNELİK TALEPLER

Taleplerimiz açık ve nettir vurgusu yapan Bostan, talepleri şu şekilde sıraladı: “Kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler acilen yapılmalı, İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılmasına son verilmeli, 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulanmalı,  Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli güvenceli, düzenli işler yaratılmalı, Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçmesi sağlanmalı, Bir sağlık ve sosyal hak olarak kürtaj hakkının kullanımını engelleyen fiili uygulamalardan vazgeçilmeli,  güvenli ve parasız kürtaj olanakları sağlanmalı, Kadınlar regl döneminde en az iki gün ücretli izinli olmalı, Kadın istihdamın önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı kamusal hizmet olarak sunulmalı, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikalar uygulanmalıdır.” 

“8 MART KADINLAR İÇİN ÜCRETLİ İZİN GÜNÜ SAYILMALIDIR”

Taleplerine devam eden Bostan, son olarak şunları sıraladı: “Kapatılan kamu kreşlerinin yanı sıra tam zamanlı, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde hizmet veren kamu ve mahalle kreşleri açılmalı, ILO 190 sayılı sözleşme uygulanmalı, Kadını eğitimden, istihdamdan, yaşamdan koparan, çocuk yaşta evliliklerin hızla artmasına yol açan 4+4+4 eğitim sistemi hemen iptal edilmeli, 8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılmalıdır. Kadınların eşit ve özgür olduğu, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için, Hayatlarımıza sahip çıkmak için, Savaş ve işgal politikalarına geçit vermemek için, Demokrasi ve barış için, Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir demek için, Doğamıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için, Emeğimizi ve hayatı örgütlemek için, Tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz. Evde, işte, okulda, tarlada, fabrikada, atölyelerde, emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart mücadele gününü kutluyoruz.”

Editör: TE Bilisim