Yüzüncü Yıl Üniversitesi ev sahipliğinde başlayan 14’üncü Kamu Yönetici Forumu başladı. Forumda kentin kilit isimleri Van’ı konuştu.

 

Kamu Yönetimi Forumu'nun (KAYFOR) 14'üncüsü Yüzüncü Yıl Üniversitesinin (YYÜ) ev sahipliğinde Van'da başladı. 2 gün boyunca sürecek olan forumda kente dair birçok konu profesör ve kamuda yöneticilerinin katılımıyla tartışılacak. Dün sabah Van Ticaret ve Sanayi Odasında başlayan forumun birinci oturumu bürokrasiden önemli isimlerin katılımıyla başladı. Forumun açılışına Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftci, Van Vali Yardımcısı Mehmet Parlak, YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, Van Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Enver Memduhoğlu, Tuşba Belediye Başkanı Fevzi Özgökçe, Van Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Yalçın, Erciş Belediye Başkan Vekili Mehmet Şirin Yaşar, Edremit Belediye Başkan Vekili Atıf Çiçekli ve YYÜ’den akademisyenler ile öğrenciler katıldı.

 

 

TURAN: BU SÜREÇ DEVLETTE REFORM SÜRECİ OLDUĞU GÖRÜLECEK

Forumun açılışında konuşan YYÜ Kent Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Menaf Turan,

Van'daki temsilcileri olarak, rahmetli Prof. Dr. Tayfur Özşen'in girişimleriyle 2003 yılında başlatılan geleneksel hale getirilen forumun 14’üncüsünü bu yılki KAYFOR'un temasını kullandıklarını ifade ederek, “Aslında, kamu yönetimi disiplinin inceleme nesnesi olarak devlet olgusunun kabulünden hareket ettik. Devlet olgusunun etrafında cereyan eden bütün meselelere yanıt vermek için başvurulacak olan en önemli disiplinlerden biridir kamu yönetimi disiplini. 200 yıldır bu coğrafyada gerek Osmanlı imparatorluğu, gerekse de genç Türkiye Cumhuriyeti'ne bakıldığında bu sürecin devlette reform süreci olduğu görülecektir.” Dedi.

 

 

“GEÇMİŞİNİ ANALİZ ETMEK SEMPOZYUMUN TEMEL AMAÇLARINDAN BİRİDİR”

Yöntemsel açıdan reform sürecinin bir kopuş değil de bir süreklilik çerçevesinde ele alınması gerektiğini belirten Turan, “Bu anlamda devletin hali ahvalini ortaya koymak geçmişini analiz etmek ve geleceğe yön vermek bu sempozyumun temel amaçlarından biridir. Devlet, toprağıyla, yurttaşıyla, egemenlik ve iktidarıyla insicam bulur. Türkiye gibi üniter yapılı devletlerde ise devletin egemenliği ve iktidarı merkezi yönetim ve yerel yönetim bütünlüğüyle varlık bulur. Bu anlamda hem merkezi hem de yerel yönetimler düzeyinde devletin varlığına yönelik tehditlerin yoğunlaşması devlette reform sürecini tetikleyen temel unsurlar olarak ortaya çıkmaktadır. Son birkaç yıldır bu tür tehditlerin yoğunlaşmış olduğu ve reform sürecini yönlendirdiği görülmektedir. 15 Temmuz kanlı darbe girişimini bu çerçevede değerlendirmek gerektiği kanısındayım.” Diye belirtti.

 

 

TURAN: KAYFOR ÖNEMLİ BİR PLATFORMDUR

Sempozyumun önemli yanlarından bir tanesi de çok yakın bir zamanda gerçekleştirilen referandum sonucu olduğunu belirten Turan, “Bundan sonraki dönemde reform sürecinin bu sistemle ilgili olarak devam edeceği aşikârdır ve konunun kamu yönetimi çevresinde önemli bir yer işgal edecektir. Göçler, yeni kentsel politikalar, yerel yönetimler, kamu personel sistemi gibi birçok konunun da kamu yönetimi camiasının gündeminde olacağını bilmekteyiz. KAYFOR'un bu alanların tartışılması açısından ne denli önemli bir platform olduğunu vurgulamak isterim.” İfadelerine yer verdi.

 

 

MEMDUHOĞLU: KÖPRÜ GÖREVİ GÖREN ÖNEMLİ BİR ALANDA ÇALIŞMAKTAYIZ

Turan’dan sonra konuşan Van Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Enver Memduhoğlu, anayasa bir kuruluş olan Türkiye Oda ve Borsalar olan kurumun temsilcisi olduklarını ifade ederek, “İlimizin, bölgemizin ve ülkemizin kalkınmasına yönelik hizmetlere yürütüyoruz. Ancak kaliteli bir hizmetin en önemli dayanağı bilimdir. Bilimle olmayan hiçbir hedef nihai sonuca ulaşamayacaktır. Bizde borsa olarak bunun bilincindeyiz. Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman birçok ülke üniversite ve bilimi bir araya getirerek nihai sonuca ulaşmışlardır. Van Ticaret Borsası olarak bizde üniversitemiz ile ilgili alanımızda olan bütün kulvarlarda protokoller imzalayarak üreticinin gücünü, enerjisini bilgi ile paydaş kıldık. Yerel ekonomik kalkınma hem kırsal hem de kentsel kalkınmayı kapsamaktadır. Bu yönüyle borsa olarak hem kırı hem de kenti temsil etmektedir. Kamu kurumu seviyesinde bir kurum olarak kamu ile halk arasında bir köprü görevi gören önemli bir alanda çalışmaktayız.” Şeklinde konuştu.

 

 

TAKVA: HİYERARŞİK DÜZEN AYNI ZAMANDA YENİ KRİZLER DOĞURMAKTADIR

Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva da yaptığı konuşmada,

“Kamusal alan organizasyonunun Cumhuriyet tarihi boyunca önce kavramsal olarak daha sonra realize edilmiş biçimi ile Kamu idaresi olarak örgütlenip "idare etmekten” modern manada yönetime evrilmesinin yenilikçi değişim sürecine hepimiz tanıklık etmekteyiz.

Hala Güncel olan Kamu yönetimi, değişen ve yenilenen modern yönetim teknikleri ile birlikte sürekli yenilikçi arayışlar içerisindedir. Özellikle kamusal alanın her an büyüyen ve karmaşık hale gelen ilişki biçimi ve yapısal dönüşümü bu yeni arayışları anlamlı hale getirmektedir. Nitelik ve nicelik bakımdan büyüyen kamunun yönetsel ihtiyacını karşılamak için içine girdiği hiyerarşik düzen aynı zamanda yeni krizler doğurmaktadır.” Dedi.

 

 

“KAMUN ARTIK "İDARE EDEREK” YÖNETİLEMEYECEK”

Takva konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu kriz kendisini kamunun finansmanında derinden htirse de aynı Zamanda yöneten-yönetilen ilişkisinde birbirinden uzaklaşmaya ve yabancılaşma sorununa da işaret etmektedir. Modern yönetim biçimleri ile beraber her an büyüyen kamusal alanın birbirinden uzaklaşan ve birbirine yabancılaşan yöneten-yönetilen ilişkisinin derinleşen krizi karşısında yenilikçi bir yöntem olarak tartışılan "kamu yönetimi” kavramının da bu forum aracılığı ile derinlik kazanacağını umuyorum. Bu söylediklerim buradaki değerli bilim insanlarının ilgisine dokunacak şeyler olmayabilir. Söylemeye çalıştığım şey kamunun artık "idare ederek” yönetilemeyecek hale geldiği gerçeğidir. Tam burada temsil ettiğimiz meslek odasının anayasal bir kurum olarak, ülkemizin yönetsel anlayışı içerisinde ekstern bir örnek oluşturduğunu belirtmek istiyorum.”

 

 

TAKVA: FORUM MODERN YÖNETİM ANLAYIŞINA ETKİN KATKI SAĞLAYACAK

Kamu Kurumu niteliğinde meslek odası olarak tanımlanan Van TSO’nun ne tam anlamı ile kamu kurumu ne de tam anlamıyla kamu dışında faaliyet gösteren bir sivil örgütlenme tartışmasından kurtulamadıklarını ifade eden Takva, “Bu ile sürekli kimlik arayışını sürdüren cap-canlı bir yapıyı temsil ediyoruz. Salt bu nedenle olsa bile bu forumda olmasa da bundan sonraki forumda bizim için özel bir oturum düzenlemenizin gereğini dikkatinize sunuyorum. Son söz niyetine Bugün dünyanın en güzel şehirlerinden, güneşin ve suyun başkenti olan Van'da başlayan 14. Kamu yönetimi forumunun Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu modern yönetim anlayışına etkin katkı sağlayacağına olan inancımla hoş geldiniz sefalar getirdiniz diyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum.” Diye belirtti.

 

 

BATTAL: MİSYONUMUZUN BİLİNCİNDEYİZ

Takva’dan sonra bir konuşma yapan YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, YYÜ’nün 35’inci yılını geride bıraktığını hem yerel hem de ulusal anlamda giderek önemli bir konuma sahip olduğuna vurgu yaparak, “Üniversitemiz de öğrencilerimize hem ulusal hem de uluslararası programlarla dünya standartlarına yakın bir eğitim sunmaktayız. Üniversitemiz özellikle Van'da 2011 gerçekleşen deprem afetinden sonra yoluna yeni projelerle daha da güçlenerek devam etmektedir. Bulunduğu coğrafyada adeta bir çekim merkezi haline gelen ilimizin böylesi bir toplantıya ev sahipliği yapmış olması bizler için çok kıymetlidir. Üniversite olarak sahip olduğumuz misyonumuzun bilincindeyiz ve çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bu ve benzeri bilimsel toplantıları da destekliyor ve Van'da böylesi saygın ve sürekliliği olan bir sempozyumun düzenlenmiş olmasından gurur duyuyoruz.” Diye konuştu.

 

 

“YÖNETİM BİLİMİ LİTERATÜRÜNE DE KATKI SUNULACAK”

1980'lerden sonra küreselleşme hareketlerinin bir sonucu olarak yönetim sisteminde yaşanan dönüşüm ve değişim süreçlerinin yeni bir kamu yönetimi anlayışının geliştirilmesine yol açtığını kaydeden Battal, “Kamu Yönetimi disiplini içerisinde farklı alt başlıkları da bir arada barındıran yeni yaklaşımlar öne çıkmış ve bu tartışmalar değişen dünya düzeni içerisinde devletin, yönetimin ve hatta siyasetin de konumunu şekillendirmiştir. Gerçekleştireceğimiz 14. Kamu Yönetimi Formunda 2 gün boyunca sürecek tartışmalar ve gerçekleşecek oturumlar ile "Nasıl bir kamu yönetimi” sorusu ele alınırken yönetim bilimi literatürüne de katkı sunulacaktır. Böylece güncel sorunlara yönelik olarak da bir açılım sağlanacağı düşüncesindeyim. Siz değerli misafirlerimizi ağırlamanın yanı sıra sempozyumu bizler için önemli kılan bir diğer unsur, sempozyum süresince Van ile ilgili idari ve sosyal sorunları ele alarak tartışılabilmek olmalıdır. Ele alınacak tartışma konularının hem bilgilendirici hem de uygulama açısından Doğu'da öncü bir il olmaya aday olan Van'a önemli katkılar sunacağı düşüncesindeyim.” Şeklinde konuştu.

 

 

ÇİFTCİ: TÜRKİYE’DE 2 YÖNETİM ANLAYIŞI VAR

Türkiye’nin 2002 sonrası ve 2002 öncesini ayıran net bir yönetim anlayışının olduğuna dikkat çeken Gümrük Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftci, “Çünkü 2002 öncesi genel anlamda devlet millet ilişkisinin farklı olduğu, sanki devletin efendi, milletin ise devletin hizmetkârı olduğu yönündeydi. Tabii ki bazı istisnai dönemleri ayırmak gerekir haksızlık yapmak da istemem. Ancak 2002 sonrası bu anlayışın esastan değiştiğini, devletin hizmetkâr milletin ise efendi olduğu bir anlayışa doğru evrildik. Burada geçmiş döneme nazaran bu durumun sistematik halini aldığını söyleyebilirim. Hükümetlerimiz göreve geldiği günden itibaren milletimizin hizmetkârı olurken “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” prensibini ön planda tutmuştur. Biliyorsunuz; bizi biz yapan, millete hizmet götüren devletler kurmamız ve bu anlayışla yüzyıllardır yönetilmemizdi.” Diye konuştu.

 

 

“İHTİYAÇLARA GÖRE ŞEKİLLENEN YÖNETİM TARZINI BENİMSEDİK”

Ak Parti iktidarı döneminde her daim, yöneten ve yönetilen arasında keskin bir ayrımın yapılmasına karşı olduklarını söyleyen Çiftci, “Bunun yerine milletimiz ile birlikte sorunları tanımlama, birlikte çözümler arama gayreti içerisinde olduk. Halka hizmet yolunda hayatı kolaylaştırıcı adımlar atmayı esas aldık. Kaynakları israf etmeden, halkımızın ihtiyaçlarını ve taleplerini karşılamaya çalıştık. Sorunlara halkın içerisinden, halkın gözünden bakan ve çözüm üreten, halktan aldığı yetki ve güçle halkın taleplerine dayalı bir hizmet anlayışını benimsedik. Bu anlayışla, kamu hizmetlerini vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmayı, temel kamu hizmetlerine rahatça erişimini sağlamayı kamu yönetiminin ana misyonu olarak görüyoruz. İnsan odaklı yönetim tarzını benimsemiş olan AK Parti iktidarları olarak, kamu yönetimimizi ve kamu çalışanlarımızı çağdaş yöntemlerle sürekli geliştirmekte ve yenilikçi uygulamalarla etkinliğini artırmaktayız. Aslında kamu yönetişimi demek daha doğru olur sanırım. Zira tepeden inen bir yönetim anlayışından ziyade vatandaşa hizmet götüren ve ihtiyaçlara göre şekillenen yönetim tarzını benimsedik.” Diye belirtti.

 

 

ÇİFTÇİ: KOORDİNASYON VE KALİTENİN ARTIRILMASININ ÖNÜNÜ AÇTIK

Çiftçi, yerel yönetimlere ayrılacak payların oranları ve dağıtım esaslarını değiştirdiklerini dile getirerek, “Nüfus kriterinin yanı sıra gelişmişlik endeksi ile özel idareler için illerin yüzölçümü, köy sayısı, kırsal alan nüfusu gibi yeni kriterler geliştirerek, hizmet alanı ve ihtiyacı yüksek yörelere daha fazla kaynak aktarılmasını mümkün hale getirdik. Büyükşehirler dâhilindeki ilk kademe belediyelerinin tüzel kişiliğine son vererek, belediye sayısını azalttık. 14 yeni Büyükşehir Belediyesi kurduk ve mevcut büyükşehir belediyelerinin sınırını il mülki sınırı olarak genişlettik. Hizmetleri tek merkezden yürüterek, ölçek ekonomisine geçişi sağladık. Hizmetlerde etkinlik, koordinasyon ve kalitenin artırılmasının önünü açtık.” Dedi.

 

 

“DAĞINIKLIĞA SON VERDİK”

Çiftçi konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kamu idarelerinin hizmet sunumu için vatandaşlarımızdan istediği belgelerde sadeleştirmeye giderek, birçok bilgi için beyan esasını getirdik. e-Devlet hizmetleriyle, vatandaşlar ve girişimciler tarafından sıklıkla kullanılan pek çok kamu hizmetini, elektronik ortamda sunarak, bu kesimler üzerindeki mali ve idari yükleri azalttık. Şeffaf, hesap verebilir ve katılımcı bir kamu yönetimi oluşturulması sürecinde önemli ilerleme kaydettik. Ulusal Yargı Ağı Projesini (UYAP), Merkezi Nüfus İdaresi Sistemini (MERNİS) ve Adres Kayıt Sistemini (AKS) hayata geçirerek, adres, adliye, nüfus, tapu ve kolluk kuvvetleri gibi birçok kurumu elektronik ağlarla birbirine bağladık. Çok önemli tasarruflar sağlayan bu uygulamalarla yargılamayı hızlandırdık; vatandaşlarımızın nüfus kayıt örnekleri ve nüfus cüzdanlarını, ikamet ettikleri nüfus idarelerinden anında alabilmesine imkân sağladık, adres konusundaki dağınıklığa son verdik.”

 

ÇİFTÇİ: KAMUDA İNSAN GÜCÜ PLANLAMASI YAPACAĞIZ

Kamu hizmetlerinin tek noktadan ve farklı kanallardan entegre sunumunu hedefleyen e-Devlet Kapısını 22 kamu hizmetiyle faaliyete geçirdiklerine vurgu yapan Çiftci, “Kamuda kurum içi ve kurum dışı yazışma süreçlerinin standartlaştırılarak zaman ve kaynak tasarrufu sağlanması için elektronik belge yönetim sistemi uygulamalarını yaygınlaştırmaktayız. Sağlık hizmetlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde sunulması amacıyla Sağlık.NET sistemini faaliyete geçirdik. Vatandaşlarımızın, Alo182 hattından veya web üzerinden istedikleri hastane ve hekimden randevu alabilmelerine imkân tanıyan Merkezi Hastane Randevu Sistemini hayata geçirdik. Devlet personel rejimimizi etkinleştirecek, kamuda insan gücü planlaması yapacağız. Bu konuda çalışmalarımız kararlılıkla devam etmektedir. Stratejik yönetim konusunda bakanlıklar arasında koordinasyonu güçlendirme çalışmalarımız devam etmektedir. Stratejik yönetimin yönetsel boyutunun göz ardı edilmemesi için, idarelerde genellikle mali yönetim uzmanları eliyle uygulanmaya çalışılan sürece, stratejik yönetim uzmanlığını dâhil edeceğiz. Yerel yönetimler de dâhil olmak üzere kamu kurumlarının, e-devlet hizmetleri sunumu amacıyla, dönemsel bilişim stratejilerini hazırlamalarını sağlayacağız.” Şeklinde konuştu.

 

“BİMER’İ DAHA ETKİN HALE GETİRMEYİ PLANLIYORUZ”

Çiftçi, “Yeni girişimlerin oluşması, şeffaf kamu yönetimi anlayışına katkı sağlanması ve daha fazla bilimsel çalışma yapılmasına imkân tanınması amacıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının topladıkları ve ürettikleri verilerin, bilgi güvenliği tedbirlerini almak suretiyle, paylaşımını sağlayacağız. e-Devlet uygulama ve hizmetlerinin geliştirilmesine ve e-Devlet Kapısına taşınmasına devam edeceğiz. Vatandaşlarımızın kamu kurum ve kuruluşlarına başvurmalarını mümkün olduğunca e-devlet üzerinden gerçekleştirmelerini sağlayacağız. Kamu yönetiminde BİT destekli katılımcılık uygulamalarını geliştirecek, Başbakanlık BİMER’i katılımcı yönetim mekanizmasının bir unsuru olacak şekilde daha etkin hale getirmeyi planlıyoruz. Kamu idarelerinde politika oluşturma ve uygulama süreçlerinde kalitenin artırılması, sağlıklı istatistiklerle yakından bağlantılıdır. Ekonomik ve sosyal politikalara temel oluşturmasının yanı sıra, demokratik bir toplumda hesap verebilirliğin de zeminini oluşturan istatistik alanında daha ileri adımlar atmaya devam edeceğiz.” İfadelerini kullandı.

 

ÇİFTÇİ: 16 NİSAN’DA BİR DEVRİM GERÇEKLEŞTİ

16 Nisan’da yapılan referanduma değinen Çiftci, 16 Nisan’da Türkiye’de sivil bir devrimin gerçekleştiğini söyledi. Çiftçi, “Yönetim sistemimizin değişmesi noktasında önemli bir kavşak dönülmüştür. 15 Temmuz bir milletin dirilişi, 16 Nisan ise yükselişi yani ülkenin ‘take off’ (kalkış) aşamasına geçmesidir. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile yukarıda ifade ettiğimiz bürokratik ataletle mücadele hız kazanacak ve yönetişim alanında aksayan süreçler minimuma indirgenecektir. Nasıl ki siyaset alanında azınlığın çoğunluğa tahakkümü kalktıysa, projeleri olmayan vatandaşa hizmet götürülmesi noktasında çaba göstermeyen, şeffaf, adil, hızlı ve hesap verilebilirlikten uzak her türlü yönetim anlayışı kalkmış, kalkmadıysa da iflas etmeye mahkûm olacaktır. Dolayısıyla çağın gereklerine, milletin özüne ve hakka dayalı bir yönetim anlayışı ile meselelere yaklaşılacaktır.” Dedi.

 

“SÜREKLİ BİR İŞBİRLİĞİ VE İSTİŞARE SÜRECİNİ YÜRÜTMEKTEYİZ”

Ülkeyi, dış politika öncelikleriyle uyumlu olarak gümrük ve ticaret hizmetlerinin en kolay ve en güvenli yapıldığı, dünyanın sayılı ticaret merkezlerinden biri haline getirmenin bakanlığın hedefleri arasında yer aldığına dikkat çeken Çiftci, “Yasal ticaretin kolaylaştırması kapsamında gümrük işlem sürelerinin azaltılması ve gümrük hizmetlerinden kaynaklanan maliyetlerin en aza indirilmesi noktasında çalışmalarımız devam etmektedir. Bakanlığımız olarak güçlü bir kurumsal geleneğimiz mevcut. Bu kurumsal gelenekten beslenen yönetim anlayışı çerçevesinde ülkemiz güvenliği ve sağlığını korumaya yönelik faaliyetlerimizin yanı şıra ülkemizde ticaret kültürünün geliştirilmesi ve ticari hayatın etkin bir şekilde işleyebilmesi için esnaf ve sanatkârlarımız ile kooperatiflere yönelik hizmetlerle ilgili politikalar oluşturmakta ve yerel aktör ile paydaşlarımızla sürekli bir işbirliği ve istişare sürecini yürütmekteyiz.” Dedi.  

 

ÇİFTÇİ: KOOPBİS GİBİ UYGULAMALARI HAYATA GEÇİRMİŞ BULUNMAKTAYIZ

Çiftçi konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu temel yasal düzenlemelerin yanı sıra hükümetimizin e-devlet hizmet anlayışının bir tezahürü olarak ticaret erbabımızın ve vatandaşlarımızın iş ve işlemlerini hızlı yürütebilmeleri gayesiyle MERSİS, Hal Kayıt Sistemi, Taşınır Rehni Sicil Sistemi (TARES), Esnaf ve Sanatkarlar Bilgi Sistemi (ESBİS), Tüketici Bilgi Sistemi (TÜBİS) ve Kooperatif Bilgi Sistemi (KOOPBİS) gibi uygulamaları hayata geçirmiş bulunmaktayız. Diğer taraftan, perakende işletmelerin açılış ve faaliyeti ile kapanışında gerekli başvuru ve diğer işlemlerin yapılması, ilgili kurum ve kuruluşlara iletilmesi, değerlendirilmesi, sonuçlandırılması ve bu işletmelere yönelik veri tabanının oluşturulması ile bilgi paylaşımının sağlanması amacıyla Bakanlık bünyesinde kurulacak olan Perakende Bilgi Sistemi (PERBİS)’nin hayata geçirilmesine yönelik hazırlık çalışmalarına da başladık. Söz konusu sistem ile Kanun kapsamında yer alan perakende işletmelere ait işlemlerin tek bir elektronik ortam üzerinden yapılması sağlanmış olacaktır. Bu tablo özlenen, üreten ve büyüyen Türkiye’nin ayak sesleridir. Bu başarı tablosunda bizlerde daha kolay ve güvenli ticarete imkân vermiş, vatandaşının refahını, özgürlüğünü ve güvenliğini tesis edebilmeyle yer almak arzusundayız.”

 

PARLAK: ÇOK ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR YAPTIĞINI GÖRÜYORUZ

Daha sonra bir konuşma yapan Vali Yardımcısı Mehmet Parlak da, formun 2 gün süreceğini dile getirerek, “Belki birçok il bu tür formları düzenlemek için yarış yapıyorlar. Bu tür formlar büyük merak uyandırıyor. Dolayısıyla çok önemli bir platform ve sonuç bildirgesi açıklandıktan sonra nasıl bir kamu yönetimi istiyoruz, nasıl düzenlemeler yapılır. Buna ilişkin iyi bir sonuç çıkacağına inanıyorum. Kamu yönetiminin de bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasıyla beraber 1950'lerden sonra buna benzer çalışmaların yoğunluk kazandığını görüyoruz. İşte hep söylenir, sistem yaklaşımı, yönetim yaklaşımı, toplam kalite yönetimi, performans yönetimi, stratejik yönetim, son yıllarda post modern yönetim anlayışıyla ilgili tartışmalar daha iyi bir nasıl kamu yönetimi temin ederizin yolunda bir arayış içerisinde olarak ifade edilebilir. Yine buna paralel olarak dünya teorisindeki gelişmelere Türkiye'de de bu tür çalışmaların yapıldığına şahit oluyoruz. Milat olarak 1949 yılında yapılan çalışmalar vardır. Daha sonra Devlet Planlama Teşkilatının da desteğiyle mehtap raporları, kaya raporları, Türk kamu yönetimindeki sıkıntılar nasıl aşılır, kamu yönetimi nasıl organize edilir gibi sorulara cevap bulmak için bir araştırma yapıldı. Yine Today, Türk kamu yönetimindeki sorunlara çözüm bulmak için Ortadoğu Teknik Üniversitesiyle birlikte bir çalışma yapıyor. Belki biraz daha Amerika tarzında yöntemler sunuluyor ama bu kurumların Türk kamu yönetiminin köklü ve yapısal sorunlarına çözüm bulmak için çok önemli çalışmalar yaptığını görüyoruz.” Şeklinde konuştu.

 

“MÜŞTERİNİN OLDUĞU YERDE TABİ MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ESASTIR”

Parlak konuşmasına şöyle devam etti: “Aslında bütün bu çalışmalar iki kavram şeklinde belirleniyor. Yönetim mi? idaremi mi? kavramı ortaya çıkıyor. Bu iki kavramdan birisi vatandaşa öncelik verirken, diğeri ise müşteriye öncelik verir. Birisi özel sektöre ait bir kavramken, diğeri kamu kesimini anlatan bir kavramdır. Müşterinin olduğu yerde tabi müşteri memnuniyeti esastır, vatandaşın olduğu yerde ise başka şeyler öncellikle esastır. Bununla ilgili 1980'lerde bir takım çalışmaların olduğunu görüyoruz. Yeni kamu yönetimi anlayışında oluşan çok sebep var ama bunlardan yönetim ideolojisi teorisi çok önemlidir. Diğer çalışmaları da kapsıyor. Temel olarak işletme yönetiminin teknikleri kamu kesimine bir anlamda ithaline veya uygulamasını öneren bir sistemdir. İngiltere gibi, Avusturalya gibi ülkelerde yeni kamu yönetim anlayışı olumu sonuçlar verirken, bizim daha çok benzediğini iddia ettiğimiz, düşündüğümüz kıta ortasında ve bunun bir tip örneği olan Fransa'da durumun çok daha başarılı olmadığını görüyoruz. Bütün dünyada her alanda evrensel diyebileceğimiz gelişme teorileri yok. Dolayısıyla bunun Fransa'da olmaması çok da sürpriz sayılmamalıdır. Çünkü Fransa'da toplumculuk, İngiltere'deki dereceye göre çok daha öndedir.”

 

PARLAK: UMARIM İLİMİZİN GELİŞMESİNE KATKI SUNAR

Parlak konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “Sistemler elbette çok önemli ama sistemleri uygulayan insan olduğu için hangi sistem olursa olsun uygulayıcılar elindedir. Dolayısıyla iyi bir kamu yönetiminden nasıl bahsedersek bahsedelim bu kamu yönetimini çevreleyen bir denetim unsurunun, kamunun daha hesap verirliliği, daha şeffaflığını konuşuyoruz. Devlet siyasetle yönetiliyor. 5 yılda bir ülkemizde yapılan seçimlerin ardından yeni yönetim belirlenip ülkeyi yönetiyor ama burada önemli olan bürokrasidir. Bürokrasi kamu yönetiminin eliyle yürüyor. Buna yerel yönetimlerde dahil. Biz hep devlette küçülme diyoruz ama dünyanın gidişatı böyle değil. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu böyle değil. Kamu yönetimin gelişmesi adına ben bu formun hayırlı olmasını diliyorum. Umarım ilimizin gelişmesine katkı sunar.”

 

ÖZGÖKÇE: TÜRKİYE'Yİ AYNI SURİYE, MISIR GİBİ PARAMPARÇA ETMEK İSTEDİLER

Forumum açılış konuşmasında son olarak konuşan Tuşba Belediye Başkanı Fevzi Özgökçe ise toplantıda kamu yönetiminin olması için öncellikle bir kamunun olması gerektiğine dikkat çekti. Özgökçe, “Sağlık, huzurlu bir kamunun, bir devletin olması gerekir. Şuanda Suriye'de, Mısır'da, Irak'ta iç ve dış güçlerin yaptıklarına bakarak herhangi bir yönetimden söz edilemez. Türkiye'yi 15 Temmuz'da oraya dönüştürmek isteyen FETÖ terör örgütü ve diğer tüm terör örgütü maalesef burada kamu yönetimini zafa uğratarak, Türkiye'yi aynı Suriye, Mısır gibi paramparça etmek istediler. Halen bu şer güçler memleketimiz üzerindeki oyunlarını oynamaya devam ediyor. Bizleri en derinden üzen bu haçlı zihniyeti değil, bunlarla birlikte hareket edenlerdir. Bakın 16 Nisan'da yapılan halk oylamasında halk yüzde 51.40 ile Cumhurbaşkanlığı sistemini onayladı ama 8 kezdir yenilip kendi milletvekillerinin de dediği gibi çıktığı sahnede çamurlarla her defasında hakemi suçlu gören bir zihniyet bu memlekete kamu yönetiminin, memleket üzerindeki gelişmelerin, kalkınmanın, büyümenin önündeki en büyük engellerdir. Biz yerel yöneticiler olarak belediyeler yerelde insanlara dokunan ve kılcal damarlar gibi gördüğümüz hizmetleri en iyi şekilde halka ulaştıran bireyler olarak görüyoruz.” Diye konuştu.

 

“TUŞBA BELEDİYESİ OLARAK ÇOK ÖNEMLİ PROJELER İMZA ATTIK”

Özgökçe, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde özerk yapı bilmeyen, her defasında öz yönetim diye ortaya çıkıp bu memleketi parçalamak isteyen başka bir güruhun olduğunu belirterek, “Bu iki güruhun birisi kamu yönetiminde yapılacak darbelere destek verirken, diğeri ise 30 yıldır kendilerince terör örgütleriyle halen almış oldukları belediyelerde bir çukur zihniyetiyle, memleket üzerinden biz bu insanların huzurunu nasıl kaçırabiliriz. Kamunun yararına yapılması gereken projeler ve faaliyetlerle toplumu yani halkın daha iyi standartlarını nasıl yükseltebiliriz düşüncesinden uzak bir şekilde şuanda hak ettikleri cezayı görüyorlar. Bizler madem kamu yönetimini konuşacağız. Yerel yönetimlerin, özellikle bu bölgede temsiliyetini yaptığımız ve geldiğimiz günden bu yana hep söylüyoruz. Bu kadim şehir Hz. Adem'den beri bir belediyecilik hizmeti görmemiş ve hamdolsun biz Tuşba Belediyesi olarak çok önemli projeler imza attık. Zaten yerel yöneticinin de en önemli görevi halkın hayat standartlarını, kamunun değerlerini koruyup, onların ayrımcılık yapmadan adil bir şekilde hizmetleri götürebilmektir.” Diye konuştu.

 

“VAN BÜYÜKŞEHİR'DE YATIRIMLARIN ÖNÜNE AÇMAMIZ GEREKİYORDU”

Özgökçe, 3 yıl boyuncu Tuşba Belediyesi olarak Van TSO'da toplantı yaptıklarını ifade ederek, “Van Büyükşehir'de yatırımların önüne açmamız gerekiyordu ama Büyükşehir Belediyesi meclisinde bizim bütün meclis kararlarımız reddedildi. Böyle bir yönetim anlayışı olamaz. İdeolojiye saplanmış, ideolojik bir çerçevede çıkmayan insanlar kamuyu yönetemezler. Kamuyu yönetecek insanların bir defa adil, herkese eşit ve hizmetleri götürürken, toplumun her kesimini kucaklayandır. İnşallah bu form Doğu ve Güneydoğu için çok olumlu geçer.” Dedi.


ŞEHRİVAN GÜNCEL: MERAL YILDIZ - ÖNDER ALTINAL

Editör: TE Bilisim