Van’da 5 yıl önce deprem, yakın tarihte de çatışmalı süreç nedeniyle zor günler yaşayan Vanlı sanayiciler, hükümetin ve yerel yönetimlerin teşvik edici desteğini bekliyor. Geçen yıl Van OSB Başkanlığı’na seçilen Şemsettin Bozkurt, zorlu şartlara rağmen 137 firmanın faaliyet yürüttüğü Van OSB’nin “Bölgenin parlayan yıldızı olduğu” düşüncesinde. 6 bin kişiye istihdam sağlayan OSB’de rakamı 100 bine çıkarmayı ve 500 fabrika kurmayı hedeflediklerini anlatan Bozkurt, geçen yıl temmuz ayında başlayan çatışmalar nedeniyle batıdaki müşterileriyle aralarında güven problemi olduğuna da dikkat çekti. “Temmuz ayından itibaren bu güven ortamı ortadan kalktı. Şu an biz Doğu’daki çeklerle, Batı’da ticaret yapamıyoruz, mal alamıyoruz.” diyen Bozkurt’un T24’ün sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

 

- Öncelikle göreve ne zaman geldiniz, Van OSB’nin geçmişini kısaca özetleyebilir misiniz?

25 Temmuz 2015 tarihinde yaklaşık yüzde 70’lik bir çoğunluğun oylarıyla, arkadaşlarımla birlikte seçildik ve göreve geldik. Tespit ettiğimiz sorunları yönetim kurulumuzla birlikte, bir plan program çerçevesinde önümüze koyup, ihtiyaçları sürekli karşılama çabası içerisindeyiz. 1996 yılında Van Valiliği, Van Belediyesi, Van Sanayi ve Ticaret Odası’yla birlikte, bir heyet ortaya çıkarak böyle bir fikir oluşturuyorlar, dolayısıyla 1998 yılında kuruluyor. Çok zor koşullarda ortaya çıkıyor. Biz kendimizi oldukça şanslı hissediyoruz. O günkü koşullarda yarım metre çamur içerisinde, yolu, suyu, elektriği olmayan organizeye bu temelleri atıp bugüne taşıyan sanayicilerimize minnettarız. Bizler de bu sağlam temelleri atan sanayicilerimizin temelleri üzerine, sürekli gelişen pazar ve insan ihtiyaçlarını karşılamak için çaba sarf ediyoruz.

 

Şemsettin Bozkurt
 
Şemsettin Bozkurt

 

“Diyarbakır ve Batman’la yarışıyoruz”

- Şu an OSB’de doluluk oranı nedir?

Mevcut etaplar üzerinde, toplamda 5 etap olarak tasarlanmış, 510 hektardan oluşan devasa bir arazisi var. Toplam 3 etap şu an faaliyette ve bu 3 etapta yüzde 90’a yakın doluluk oranı var. 4. Etabımızın da ihalesini 19 Kasım 2015’te gerçekleştirdik. Burada da 30 sanayimize yer vereceğiz. Bu 3. Etaptaki yüzde 80-90’a yakın doluluk oranımız, bir kısım yatırımcılarımız üretime geçmek üzere, bir kısım yatırımcılarımız da inşa aşamasındadır. Dolayısıyla, Van OSB sürekli büyüyen,  gelişen ve sürekli dışardan da yatırımcı alan bir OSB konumundadır. Bölgede de sanayi dalında parlayan yıldız gibi.  Diğer bölgelerimizi de gezdiğimizde de bunlar açıkça göze çarpıyor. Van OSB, sanırım Diyarbakır’la, Batman’la yarışıyor. Ama hedefi, Gaziantep, Bursa, Gebze OSB’leridir. Bölge nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu Van OSB istihdam etmektedir.

- OSB bünyesinde kaç şirket faaliyet göstermektedir ve bunların istihdama katkısı nedir?

Şu an 137 firmamız burada faaliyet yürütmektedir. Gerek inşaat aşamasında olan, gerekse üretime geçmiş fabrikalarımızın tümünde, 6 bine yakın kişi istihdam edilmektedir.

- Bunlar içerisinde hangi sektörler ön planda?

Gıda var, inşaat var, dolayısıyla ileri teknolojiyle 1 mm inceliğinde mermer üreten fabrikamız var. AR-GE birimlerini kurup, inovatif ürünlerle ilgili çalışma yapan, tıbbi ürünler üreten firmalarımız var. Sektörel dağılımı da iyi olan bir OSB’miz var.

-Yatırımcılar en çok hangi alana yöneliyor?

Öncelik gıda ve inşaat sektörüne yönelim var.

-OSB’nin mevcut halini ele aldığınızda, eksiklikleriniz ve beklentileriniz nelerdir?

Yönetimler, gelişen toplumların ihtiyaçlarını karşılamak için bir iddiayla oluşturulur. Biz de yönetime çok iddialı geldik. Bizim ve istişare heyetimizin belirlemiş olduğu ihtiyaçlar var. Öncelikle, 1. Ve 2. Etap yollarımız, ekonomik ömrünü tamamlamış durumda. Ağır tonajlı araçların bu yollarımızı kullanması nedeniyle bu yollar ekonomik ömrünü tamamlamış. Burada üretilen ürünler, AR-GE çalışmaları, çok nitelikli C belgeli ve TSE belgeli ürünler, bu yolları hak etmiyor. Dolayısıyla dışardan OSB’deki bir ürüne bakmak için geldiğinizde, ilk izlenim olarak bozuk, köstebek yuvasına dönmüş yollardan geçmek, kafanızda olumsuz bir etki yaratıyor. Biz bu etkiyi aşabilmek için, Van OSB’nin yollarını öncelikli planlarımız arasına aldık.

 

“Teşvik edici destekler şart”

-Sadece yol mu? Başka hedefleriniz nelerdir?

Biz 2015 yılında göreve geldikten sonra, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan iki proje geçirdik. Bunlardan biri, 4. Etap’ın altyapısıyla ilgili. İhale edildi. Şu an altyapı çalışmaları devam ediyor. 15.5 milyon dolarlık bir yatırım. Yaklaşık 20 yıl önce OSB kuruluşunda yapılmış olan idari binamızda faaliyet yürütüyoruz.  15 bin metrekare, tüm departmanlarımızın içinde bulunacağı yeni, güzel bir İdare Binamız da yapılacak. Yine ilk 10 yıl içerisinde 3. 4. Ve 5. Etaplarımız da tam olarak faaliyete geçtiği zaman, kent nüfusumuzun yüzde 10’unu istihdam etmeyi hedefliyoruz. Bununla birlikte, kentteki yoksuzluğu, kentteki işsizliği de Van OSB minimize edecek. Tabii bunların gerçekleşebilmesi için de bölgemize hem merkezi hükümetin hem de yerel iktidarların bir takım teşvik edici destekler sunması lazım. Bunu ben çeşitli toplantılarda, merkezi idarenin yöneticileriyle bir araya geldiğimizde dile getirdim. Bölgemizin en az 20, ideal olan da 50 yıl SSK’dan muaf tutulması gerekiyor ki buradaki sanayimiz büyüsün. Bunun için de teşvik yasalarına ihtiyacımız var. Mevcut yürürlükte olan teşvik yasalarıyla, Van OSB’yi ideal seviyelere ulaştırma şansımız azdır. Bu teşvik yasaları gerçekleşirse, yereldeki iktidarlarımız da Van OSB’de üretilen ürünleri şartnamelerde zorunlu hale getirirse, Van nüfusunun yüzde 10’unu istihdam etme yönündeki hedefimiz gerçekleşebilir. Diğer bölgelere göre dezavantajlı durumlarımız ortadan kaldırılırsa, diyelim hammadde yataklarına uzak bölgemiz, iklim soğuk ve sadece 8 ay üretim yapabiliyoruz. Dolayısıyla eğer bunlar gerçekleşirse, bunun neticesinde kentimize 500 fabrika ve yaklaşık 100 bine yakın istihdam sağlamayı hedefliyoruz.

 

“Şiddetsiz ve silahsız çözüm”

-Çatışmalı süreç Van’daki iş dinamiğini nasıl etkiledi? Buradan giden yatırımcı var mı? Ya da tersine bir durum var mı?

2015 Temmuz ayına kadar, biz Van dışından çok ciddi yatırımlar aldık. Çok sıcak iletişimler vardı, bir güven vardı. Bu aydan itibaren bu güven ortamı ortadan kalktı. Şu an biz Doğu’daki çeklerle, Batı’da ticaret yapamıyoruz, mal alamıyoruz. Her şeyden önce bir güven krizi oluştu. Yüksekova’da, Cizre’de, Şırnak’ta, Sur’da yaşanan çatışmalar Van’da bu kadar şiddetli bir şekilde yaşanmadı. Fakat Van bölgenin ticaret merkezi durumunda.  Bu nedenle de Van’da ticaret ve üretim hacmi çok düştü. Dolayısıyla her ne kadar biz bu kadar sıcak bir sokağa çıkma yasakları, hendek ve barikat süreçlerini yaşamamış olsak da, Van’a baktığınız an şu an Van Türkiye’nin en borçlu illeri arasında. Dolayısıyla üretime, istihdama baktığınız zaman, çok ciddi düşüşler yaşanmaktadır. Biz işverenler, sanayiciler olarak, bölgemizde Kürt sorunundan kaynaklı sorunun şiddetsiz ve silahsız çözümünden yanayız. Dolayısıyla bu çözümün önünün açılması lazım ki bizler de bölgemizde güvenle yatırım yapalım. Bizler bu çatışmalı süreçten ötürü çok büyük zararlar gördük, ciddi sosyal travmalar yaşadık. Çok ciddi bir ekonomik göç yaşandı. Siz sormadınız ama ben söyleyeyim, sınır kapılarından söz etmek istiyorum. Kısa bir süre önce, basın mensuplarıyla bir araya geldim. Onlardan şöyle bir soru geldi: Siz İran pazarlarını nasıl görüyorsunuz? Ben İran pazarlarını, Türkiye için, özellikle bölgemizdeki yatırımcılar için potansiyel bir tuzak ve bir tehlike olarak görüyorum. Bunu ticaret anlamında değil, üretim anlamında söylüyorum. Çünkü İran, bizim sınırımızdaki tüm bölgelerde yatırımcılara 20 yıl boyunca sigorta ve vergide yüzde 100 muafiyet sağlıyor. Yine, bedava arsa veriyor, bedava fabrika, bedava altyapı veriyor. Böylelikle oradaki enerji kaynakları da bizden yüzde 90 daha ucuz, insan kaynağı da bizden daha ucuz. Bu da, oradaki yatırımcılarla rekabet şansı bırakmıyor bize. Bunların göz önünde bulundurularak teşvik yasalarının hazırlanması gerekiyor.

 

-Bunun için neler yapılması gerekir?

Bizim bölgede de aynı koşulları yaratamazsanız, bunun önüne geçemezsiniz. Ne yapabilirsiniz? Türkiye’nin en verimli güneşini alan bir bölgede yaşıyoruz. Güneş enerjisine yatırım yaparak, sanayiciye bedava enerji üretiminde yardımcı olunabilir. Yoksa, sermaye göçünün yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Birçok sermayedarımız buradan göç etmiş durumda. Bunun için ivedilikle, toplumsal barışımızı sağlamamız lazım. Türkiye’nin, ne olursa olsun bütün sorunlarını demokratik parlamenter bir çatı altında çözme iradesini göstermesi lazım. Bu gösterilmezse, bölgedeki çatışmalar ve yanı başımızdaki teşvikler bizim bölgemizi daha da yoksullaştıracaktır. Bu tehlikeleri görüp, buna göre adım atmamız lazım. 


KAYNAK-T24

Editör: TE Bilisim