ŞEHRİVAN ÖZEL: ORHAN AŞAN - HAKAN SARI - Depremden sonra uzunca süre yerel bir kriz ile boğuşan Van esnafı, şu sıralar toparlanma mücadelesi verse de hala büyük sıkıntıdan kurtulmuş değil. Kent merkezi bu krizden nispeten kurtulsa da sanayi esnafı krizi içten içe yaşamaya devam ediyor. Kentin uzağında oldukları için sesleri az duyulan sanayi esnafı, duyulmamaktan, sıkıntıları ile baş başa kalmaktan, KOSGEB ve benzeri destekleri alamamaktan dolayı şikayetçi. Özetle Vanlı sanayiciye bir dokunan bin ah işitiyor. Ama onlar seslerini duyuramıyor.

 

Yaşanan 2 büyük depremle büyük hasar alan Van, bu sıralar ekonomik çöküşle karşı karşıya. Bu çöküşten en büyük yara alan çevre ise sanayi esnafı. Yılların birikmiş sorunlarıyla boğuşan esnaf, sorunlarıyla ilgilenilmediğini söyledi. Şehrivan Gazetesi olarak sanayi esnafının yaşadığı sorunları yerinde görmek için esnafı iş yerinde ziyaret ederek, sorun ve sıkıntılarını dinledik. Esnaf en büyük sorunlarının ilgisizlik olduğunu söylerken, kepenk indirmek üzere olduklarını anlattı. Esnaflar, işsizliğin had safhada olduğunu söyleyerek, ekonomik olarak zor günler geçirdiklerini anlattı.

 

 

TUNCER: SINIR KAPILARI AÇILMALI

Sanayici olarak zor günler geçirdiklerini söyleyen esnaflardan Kerem Tuncer adlı esnaf yaşadıkları sıkıntılar ile ilgili olaras, “İş yok piyasada para dönmüyor. Her geçen yıl biraz daha kötü oluyor işler. Sınır kapıları tam açılmalı. Sınır kapıları kapandığı için işler durma noktasına geldi. Yeni bir sanayi sitesine ihtiyacımız yok. Yerimiz geniş ayrıca iş yapamıyoruz ki yeni siteye ihtiyaç olsun. KOSGEB ve banka kredileri için danışman kontrolünde başvurular yaptık ama hiçbir sonuç çıkmadı. Benim için tamamen zaman kaybı oldu. Ben şahsım olarak KOSGEB’ten şikâyetçiyim. Kredi için başvurduk bin bir türlü sıkıntı çıkarttılar ve halada başvurum sonuçlanmadı.” Dedi.

 

 

KAYA: KREDİLERİ GERİ ÖDEYEMİYORUZ

Doların yükselmesi ve ekonomik krizden en çok sanayi esnafının zarar gördüğünü anlatan Bilal Kaya isimli esnaf ise, “Her gün gelen zamlardan dolayı vatandaş korkuyor arabasını çıkartmaya. Doların yükselmesi bizi çok kötü etkiledi. Bizim aldığımız bütün malzemeler ülke dışından geliyor. Dolaysıyla doların yükselmesi bizi çok kötü etkiliyor. Gün geçtikçe işlerimiz düşüyor. Piyasa çok kötü durumda mal alamıyoruz. Evet, kredi alabiliyoruz ama iş olmadığı için ödeyemiyoruz. KOSGEB hiç destek vermiyor. Sunduğumuz projelere destek çıkmıyor. Vergi borcum 7 bin liradır. Ödeyemedim depremden sonra. Devlet tarafından destek gelecek diye bekliyorduk ama her hangi bir destek çıkmadı. Yapılandırma yapılacak mecburen ve geri ödeyeceğiz. Devletimiz esnafa pek destek çıkmıyor. Biz bu konuda destek bekliyoruz.” Dedi.

 

 

GÖKDERE: BORÇ ALDI BAŞINI GİDİYOR

Son yıllarda esnaf olarak büyük borçlar içine girdiklerini belirten Harun Gökdere, iş olmadığı için borçlarını da ödeyemediklerine ifade etti. Gökdere, “Bu yıl ekonomik olarak hiç iyi değiliz. Her yıl biraz daha piyasamız daralıyor. İş yapamıyoruz. Kira, fatura ve vergi borçlarımız çok. Borçlar aldı başını gidiyor. İş yapabilsek borcumuzu ödeyebiliriz. Ben araç camı işi yapıyorum. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yağan dolu yüzünden orada bulunan araçların camları kırılmıştı. Bu nedenle İstanbul’da çok yoğun bir cam ihtiyacı ortaya çıktı. Araç camı üreten bütün firmalar İstanbul’a yöneldi. İstanbul’dan gelen siparişleri karşılamaya çalışıyorlar. Dolaysıyla bizde piyasada cam bulamıyoruz.”

 

 

KOSGEB DESTEĞİ HERKESİN ORTAK SORUNU

“Çok büyük bir sanayi sitesine sahibiz ama kalitesi yok. Yeni bir sanayi sitesine gerek yok. Deprem dönemi hariç KOSGEB’den destek görmedik. Bankalar ise ihtiyacı olmayana kredi veriyor. İhtiyacın varsa zor durumdaysan banka kredi vermiyor sana. Depremden dolayı devlet esnaflar için vergi borcunu almayacaktı. Bu konuda herhangi bir yardım almadık. Bu iş yerim depremden dolayı yıkıldı. Hepsini kendi imkanlarımla yaptım hiçbir konuda destek görmedim. Belediye hiç destek çıkmadı tam tersine bizden ücret aldılar. Ben burayı depremden sonra yaptım. Belediye bunu kaçak yapıya çıkardı ve bunun için bizden para alındı. Yani açıkçası piyasa pek canlı değil. Durumuz ortada.” Diye konuştu.

 

 

ÖZEBAK: HALİMİZDEN ANLAYAN YOK

Her sabah dükkanlarını zararla açıp zararla kapattıklarını anlatan Rıdvan Özebak ise şöyle konuştu: “Sanayi esnafı olarak bizim durumumuz pek iç açıcı değil. İşler durgun iş yapamıyoruz. Sabahın erken saatlerinde dükkânı açtım ama daha müşteri alamadım. Diğer illerin sanayileri gün geçtikçe gelişiyor. Biz ise gün geçtikçe küçülüyoruz. Eskiden günde 8 sekiz araç bakımı yapıyordum. Şimdi ise bazı günleri müşteri almadan kapatıyoruz. Ekonomik olarak durumuz hiç iç açıcı değil. Yeni sanayi sitesine gerek yok. Şu anda faaliyet gösterdiğimiz siteyi genel bir bakımdan geçirseler iyi olur. Belli bölümlere ayrılırsa daha düzenli olur. Depremden dolayı vergi borçlarımız var onları ödeyemedik. Devlet yapılandırma yapılacaktı hala bir ses yok. Bankalar ve KOSGEB bize hiç faydaları yok. Kredi için güvence istiyor veya kefil istiyor. KOSGEB ise projeleri onaylamıyor. Kaç defa başvurduk ama hiçbir sonuç alamadım. Yani kısacası halimizden anlayan yok.”

 

 

GEÇER: DESTEĞE İHTİYACIMIZ VAR

Her yıl sanayi esnafının daha büyük borçlar altına girdiğini belirten Ahmet Geçer, “Bu yıl malzemelerin fiyatları çok yüksek. Sattığım fiyattan geri alamıyorum. Her geçen yıl iş piyasamız düşüyor. Bu yıl hiç iş yapamıyoruz. Bu yıl en durgun yıl diyebiliriz. Şimdi iş zamanı bakın dükkan bomboş müşteri yok. Bu yıl yapılan zamlar belimizi büktü. Evet, banka ve KOSGEB destek çıkıyor hatta 500 bin lira destek veriyor ama bunu geri ödeyecek gücüm yok. İşler zaten durgun. Böyle bir borca da girmeye korkuyoruz. Evet, doğru vergi borcumuz var bu yıl ödemeleri başlayacak. Bakalım nasıl ödeyebilecek miyiz? zaten işler yok. Bu konuda desteğe ihtiyacımız var. Sıkıntılarımız var ama ilgilenen yok.” Dedi.

 

 

DEMİRKIRAN: MAĞDUR OLDUK

Sanayi sitesinin belki de en dertli esnafı olan ve yetkililere sorunların çözümü noktasında çağrıda bulunan Yusuf İlhan Demirkıran ise şöyle konuştu: “Depremden sonra büyük mağduriyet yaşadık. Sanayi esnafı olarak verilen kredilerden ve desteklerden yararlanamadık. Deprem sonrası kendi imkanlarımızla iş yerlerimizi yeniden yaptık. En güzel şekilde iş yerlerimizi yaptık ve çalışmalarımıza başladık. Ailemizi kimseye muhtaç etmemek için iş yerlerimizi kendi imkanlarımızla yaptık. Ekmek teknemizi ayağa kaldırdık ve vergilerimizi ödemeye başladık. Daha sonra birileri bu sanayi sitesinin buradan kaldırılması için bin bir türlü entrika çevirdi. Ancak bunu başaramadılar.”

 

 

YIKILAN İŞYERLERİMİZİ KENDİMİZ YAPTIK

“Biz kendi imkanlarımızla elimizde avucumuzda ne varsa buraya harcarken, onlar bize para cezası kestiler. Bizlere iş yeri başına 7 bin 500 lira para cezası çıkarıldı. Allah’tan korkmazlar bizim ne suçumuz vardı da bize ceza kestiniz. Biz burada insanları istihdam etmeye çalışırken, bize reva görülen bu muydu? Biz halen ödeyemedik cezaları. Tüm yetkililere bu konuyu anlattık. Ancak muhatap bulamadık. İş yerlerimizi izin almamıza rağmen kaçak yapı olarak gösterdiler. Belediye bize her türlü izni verdi. Bizde yıkılan iş yerlerimizi kendi imkanlarımızla yeniden yaptık. Ama bu cezayı anlamadık.”

 

 

DEMİRKIRAN: YARGI KARARLARI UYGULANMIYOR

Tuşba Belediyesi ile sorun ve sıkıntılar yaşadıklarını anlatan Demirkıran, “Şu an da Belediye çalışma ruhsatlarımızı vermiyor. 9 yılı aşkın bir süredir mahkemelik durumdayız. Tapularımız iptal edildi. Biz de mahkemeye başvuruda bulunduk ve mahkemeler bizi haklı buldu. Ona rağmen halen tapularımız verilmedi. Yargı kararımız var ama kimse yargı kararını dikkate almıyor. Sanayide 18’nci madde nasıl olur. Bu mağduriyetimizde var. Sanayide nasıl olur 18”nci madde. Ben her türlü vergiyi veriyorum ama yeri geldiğinde kaçak yapı denilip tapularımız verilmiyor. Peki bu vergileri neden aldınız bizden. Zaten işsizlik had safhada birde bu olumsuzluklarla uğraşıyoruz. Verin bizim hakkımızı da işlerimize bakalım. İş alanlarımız kısıtlanmıştır. 80 metrekarelik yerimiz 18’nci madde ile 23 metrekareye düşürüldü. Bu esnafın ne suçu var. Bir taraftan istihdam yaratmak için krediler ve destekler verilirken diğer taraftan hazır olan ekmek teknemize müdahale ediliyor. 35 yıldır tüm vergilerimi ödemiş biriyim. Kimseye muhtaç olmadan ekmeğimizin peşindeyiz. Bize reva görülen bu mu?. Buradan Valimize ve yetkililere sesleniyorum. Sorunlarımızı gelip yerinde görsünler. Sorunlarımıza çözüm bulsunlar. Gelip sanayi esnafının sorunlarını yerinde görün. Mağdur durumdayız. Biz mahkemenin verdiği kararların dikkate alınmasını istiyoruz. 9 yılı aşkın bir süredir tapularımızı vermiyorsan ve yargı kararlarına uymuyorsan biz ne yapabiliriz. Mağduriyetimiz her geçen gün artıyor. Tüm evraklarımız elimizde. Bağımsız kişiler gelip baksınlar. Yetkililer bizi ve kooperatifi bir araya getirsinler.” Dedi.

 

 

IŞIK: SIKINTILARI DİNLEYEN YOK

Kendileriyle ilgilenen bir temsilcilerinin olmadığını söyleyen Emre Işık, “Kiralar yüksek, iş yok bu yıl ekonomik olarak en kötü yıllı yaşıyoruz. Sıkıntılarımız başını almış gidiyor ilgilenen kimse yok. Piyasada para yok. Bunun için çok büyük sıkıntı yaşıyoruz. Aslında devlete hiç destek çıkmıyor. Bazı sıkıntılara gücümüz yetmiyor. Ben malzeme dışardan istedim göndermediler güven kalmamış. Faturalarımızı vergilerimizi ödeyemiyoruz. KOSGEB garanti vermiyor bu yüzden kimsede proje hazırlayıp başvuruda bulunmuyor.  Proje hazırlayıp dükkan veya malzeme getirirsen ve KOSGEB bunu onaylamazsa bütün masrafları senin üzerinde kalıyor bu da büyük sıkıntı. Belediye buraya fazla özen göstermiyor. Buradaki çöpleri günlerce almıyorlar. Bizim işimiz elektrik üzerinde olduğu için elektrik kesildiğinde işimiz elimizde kalıyor. Bu elektrik kesintileri de bizi sıkıntıya sokuyor. Bizim sıkıntılar çok dinleyen yok.” Dedi.

 

 

IŞIK: KOSGEB’İN ESNAFA FAYDASI YOK

Ekonomi olarak dibe vurduklarını söyleyen Halil Işık, “Dolar bu yıl belimizi büktü. Bizim kullandığımız bütün malzeme ülke dışından geliyor. Doların yükselmesi malzeme alamıyoruz. Akşam aldığım malzeme fiyatı sabaha benim zarar etmeme neden oluyor. Piyasalar çok dengesiz. Güven ortamı kalmamış. Ekonomik olarak dibe vurmuş durumdayız. Gelen müşteriden paramızı alamıyoruz. Ben müşteriyi de yadırgamıyorum çünkü para yok piyasada. Yeni sanayi sitesine ihtiyacımız yok. Mevcut olan sitemiz zaten yeterli. Vergi borçlarımızı iş olmadığından dolayı ödeyemedik. Burada bulunan hangi esnafa giderseniz vergi borcu var. Bankalar düşene kredi vermiyor. Zor durumda olduğunda banka sana kredi vermez. İşlerin iyi ise hemen sana kredi çıkarır. KOSGEB esnafa hiçbir faydası yok. Birçok esnaf proje hazırladı götürüp teslim etti ama herhangi bir sonu çıkmadı. Sıkıntımız çok bizi dileyecek biri lazım.” İfadelerini kullandı.

 

 

CEYLAN: SANAYİ YOKSA O İL GERİ KALIR

Kiralardan dert yanan esnaflardan Sedat Ceylan ise şöyle konuştu:  

“Bu yıl iş yok. Ekonomik olarak piyasalarda para yok. Dolayısıyla halkta para olmayınca harcamada olmaz. Bizim en başta gelen sıkıntımız kiralardır. Burada belli bir kira fiyatı yok. Herkes kendine göre fiyat bırakıyor. Burada kira 500 lira ise dört blok sonraki dükkanın kirası bin liradır. Bu ne kadar adil bir sistem olabilir ki. Devlet bu mülk sahiplerinin aldığı kiraları vergiye tabi tutmalı. Ben kışın işsizlikten dolayı kiramı ödeyemiyorum. Çalıştırdığımız personel var yatırdığımız SSK’lar var bunları çıkardığımızda çok az bir kazancımız oluyor bazen ayı borçla kapatıyoruz. Bir ilin bel kemiği sanayidir. Sanayisi gelişmiyorsa o il hep geri kalır. Biz çok kötü durumdayız. Yeni bir sanayi sitesine ihtiyacımız yok. Esnaf şimdiki yerinden memnun. Vergi borcumuz almış başını gitmiş ben yıllardır ödeyememişim. Çünkü kazanamıyorum ki vergi borcumu da ödeyebileyim. Banka ve KOSGEB’in hiçbir faydası yok esnaflara. Bizim sıkıntılarımızla ilgilenen kimse yok.”

 

 

GÜL: BATMAK ÜZEREYİZ

Ekonomik olarak son günler geçirdiklerini anlatan Veysel Gül, “Ekonomik olarak durumumuz çok kötü. Halk ta para yok. 26 yıllık esnafım böyle zor bir dönem görmedim. İşler neredeyse yok denecek durum da. Bazı günler iş yapamadan kepenkleri kapatıyoruz. Depremden dolayı bir çöküşe geçtik. 6 yıldır toparlanmaya çalışıyoruz. Vergi borçlarımız var onları ödeyemiyoruz. Yapılandırma yapıldı ama pek faydası olacağını düşünmüyorum. Ben çok uğraştım KOSGEB’den kredi almak için ama bir türlü destek alamadım. Banka kredilerinin faizleri ise çok yüksek alamıyoruz. Alsak bile bu işsizlik döneminde nasıl geri ödeyeceğiz. Vatandaş da para yok ki iş olsun. Depremden sonra dükkanım yıkıldı. Bütün masraflarını ben kendim karşıladı. Altın borç aldım halada onları ödeyemedim. Böyle devam ederse kepenleri katıp gitmek zorundayız. Yani kısacası batmak üzereyiz.” Dedi.

 

 

GÜL: GELECEĞE KORKUYLA BAKIYORUZ

Sınır kapılarının tam kapasiteli çalışmadığından dolayı işlerin olmadığından söz eden esnaflardan İbrahim Aldemir, “Sınır kapıları kapandığı için işler durdu. Durumumuz kritik. Malzeme fiyatları bu yıl uçtu. Dolar bir türlü düşmüyor. İş yok masraflar çok. Bağkur borlarımız var onları bile ödeyemiyoruz. Vergi, elektrik ve diğer giderlerimizi ödeyemiyoruz. Geli artık gideri karşılamıyor. Deprem sonrasında çok büyük bir mağduriyet yaşadık. Depremden sonra destek olacaktı ama hiçbir destek görmedik. KOSGEB ve banların verdiği kredileri iş olmadığı için almaya korkuyoruz. Banka ve KOSGEB’den destek alan esnaf geri ödeyemiyor. Bu sıkıntıların başlamasın en büyük nedeni işsizliktir. Halk işsiz onun için para kazanamıyor ki harcasın. Bu sorunların giderilmesi için öncelikle işsizlik sorunun ortadan kaldırılması lazım. Biz esnafların durumu hiç iç açıcı değil. Geleceğe şüpheyle ve korkuyla bakıyoruz.” Dedi.

 

 

YATMAZ: ÇÖKÜŞ YAŞIYORUZ

Ekonomik olarak çöküş içerisinde olduklarını anlatan Kadir Yatmaz şöyle konuştu:

“Bu yıl ekonomik anlamda çöküş yaşıyoruz. Halkta para yok ki gelip araba bakımını yapsın. Vatandaş elindeki parayı da korkudan harcamıyor. Ekonomi sürekli olarak yükselip düşüyor. İş olmayınca borçlarımızı ödeyemiyoruz. Gider geliri kat, kat aşmış durumda. Kredi çekmeye korkuyoruz. Çünkü geri ödememe korkusu var. Evet, KOSGEB destek veriyor ama bunu nasıl geri ödeyebiliriz en büyük sorun bu. Ayrıca esnaf olarak KOSGEB’ten şikayetçiyiz. Hiç kolaylık sağlamıyor. Hazırladığınız projeleri aylar sonra onaylıyor. Depremden sonraki vergi borcumuzun affa uğramasını bekliyorduk ama yapılandırma yapıldı. Şimdi içimize korku düştü nasıl ödeyebiliriz diye. Vergi borcumuz çok yüksek. Sıkıntılarımız çok ama ilgilenen yok.”

 

BİNGÖL: KÖTÜNÜN İYİSİYİZ

Sanayi esnaflarından Barış Bingöl, iş yoğunluğunun olamadığından şikayet ederek şöyle konuştu: “İşlerimizde geçen yıla göre bu yıl pek fazla bir değişiklik yok. Şükür geçine biliyoruz. Ekonomik olarak ne kötü durumdayız ne de iyi durumdayız diyebilirim. İkisinin ortasındayız. İş pek fazla yok. Çünkü vatandaşlarda para yok. Vatandaşlar kazanmıyor ki harcasın. Yeni sanayi sitesine ise kesinlikle gerek yok. Mevcut sanayi sitesi yetiyor. Banklara ve KOSGEB kredi için sıkıntı çıkarmıyor ama krediyi aldım diyelim nasıl geri ödeyeceğim.”

 

 

AYCAN: PARA VAR AMA HARCAYAN YOK

Geçen yıla oranla işlerde bir düşüş olduğunu söyleyen esnaflardan Tayyar Aycan, “Bu yıl işler iyi diyebiliriz fazla kötü değil. Aslında bizim işimiz mevsimlik olarak değerlendirebiliriz. Yaz aylarında daha çok iş yapabiliyoruz. Kış aylarında işlerimiz biraz durgunlaşıyor. Mart ayında başlayarak işlerimiz canlanıyor yazın sonuna kadar. Aslında bizim tek bir sorunumuz var. Örneğin müşteriye mal satıyoruz ama karşılığını alamıyoruz. Zamanında ödemeler yapılmıyor bu da bizi sıkıntıya sokuyor. Bir diğer sıkıntımız ise herkes kendi işini yapmıyor. Örneğin kaportacı motora da bakıyor, yağ da satıyor. Yani her alanda iş yapıyor. Dolaysıyla bu da belli alanda iş yapan esnafı sıkıntıya sokuyor. Herkes her işi yapınca piyasa payı kalmıyor. Yeni sanayi sitesine gelince mevcut site bizlerin işini görüyor. Yeni bir siteye ihtiyacımız yok. Zaten burada 2 bine yakın esnafız, sanayi sitemiz bize yetiyor. Büyük bir siteye sahibiz zaten. Krediler ve destekler konusunda ise esnaf bunları alamıyor. Çünkü geri ödeyemiyor. 15 yıl önce ben Bağkur’umu ödeyemiyordum. Şimdi ise SSK primimi rahat yatırabiliyorum. Halkta para var ama pek harcamıyorlar.” Dedi. 

Editör: TE Bilisim