ŞEHRİVAN ÖZEL: HAMİT KARAKUŞ- Türkiye genelinde sebze ve meyve fiyatlarının uçması, sebze fiyatlarında 20-25 TL görülmesi hükümeti harekete geçirdi. Son 1 yıldır stokçuların bir çok anlamda piyasaları alt üst ettiği sürecin sonunda hükümet ‘halk sebze’ uygulamasını devreye koydu. Halkın sebze yiyememesi üzerine Ankara’dan başlamak üzere hızlıca Halk Sebze uygulamasını başlatması anında fiyatlara yansıdı. 20 ve üzerindeki fiyatlar 4-5 TL aralığına kadar inerken hükümetin Ankara’dan sonra Van dahil tüm kentlerde de bu uygulamayı devam ettireceği haberi geldi. Süreç devam ederken Vanlılar ve esnaf durumu değerlendirdi. Halk sebze alamamaktan şikayet ederken, aracı esnaf ise fiyatın kendilerine geldiği şekliyle aynı olduğunu, esnafın da artık para kazanamaz hale geldiğini söyledi.

Belediyeler ucuz meyve sebze satmaya hazırlanırken, uygulama ilk olarak Ankara ve İstanbul'da başlayacak. Peki, ucuz meyve ve sebze satışı nasıl olacak? Ankara ve İstanbul’dan sonra Van’da uygulamaya sokulması halinde Van’da nasıl bir etki yaratacak, Van esnafı bu konuda ne düşünüyor? Vanlı vatandaşlar bu konuyu nasıl görüyor? Bakın Van’daki esnaf ve vatandaşlar konu ile ilgili ne düşünüyor.

“FİYATLARIN YÜKSEK OLMASI ALIM GÜCÜMÜZÜ DÜŞÜRDÜ”

Piyasadaki fiyatların yüksek olması hayat şartlarını zorladıklarını ifade eden Emrah adlı vatandaş, “Meyve ve sebze alamıyoruz. Fiyatlar aldı başını gidiyor. Geçim sıkıntısı yaşıyorduk, son dönemde yapılan zamlar ve fiyatların bir anda yükselmesi alım gücümüzü düşürdü. Hükümetin fiyatları düşürmek adına yaptığı politikalarda geç kaldı. Fiyatlar bu kadar yükseldikten sonra belediyelerin Meyve ve Sebze satışı yapması uygulanacak illerden sonra bakıp göreceğiz. Ama piyasadan daha aşağı bir fiyata satış yapılması biz vatandaşları olumlu etkileyecektir. Bundan sonra inşallah fiyatlar daha da yükselmez, gerçekten zor bir süreçten geçiyoruz.” Dedi.

“DEMEK Kİ DEVLET MUTLAKA PAZAR DA OLMALIYMIŞ”

Şehrivan’a konuşan bir vatandaş ise: “Eskiden Et ve Süt Kurumu, Kundura Fabrikası, Yün Fabrikaları, Şeker Fabrikaları vardı. Devlet mutlaka ekonomi piyasasının içindeydi. Devlet olduğu için de kimse bu kadar anlık yükselişler yapamıyordu. Çünkü gerçek fiyatları devlet uygulamaya koyuyordu. Ama özelleştirmelerden sonra piyasa kafasına göre oynamaya başladı. Geldiğimiz nokta tam da budur. Stokçular, fırsatçılar piyasaları istediği gibi çevirmeye başladı. Aylardır evimize sebze alamıyoruz. Bu konuda devlet müdahalesi şart. Ama bu belki de devletin sürekli içinde olacağı bir şekilde sürmeli. Bence doğru olan bu olur. Ekonomi de boşluk kabul etmiyor.”

VATANDAŞ UZUN VADELİ POLİTİKA İSTİYOR

Şehrivan Gazetesi’ne konuşan ismini vermek istemeyen vatandaş, “Hükümetin fiyatları düşürmek adına yaptığı şu anki politika vatandaş çevresinde olumlu karşılansa da esnaf tarafından olumlu karşılanmayacaktır. Belediyeler meyve ve sebze satması ne değiştirecek. Peki, bu işle evine ekmek götürün esnaf etkilenmeyecek mi? Bu soruları sormak lazım. Sadece meyve ve sebze de fiyatlar yüksek değil, diğer ürünlerde de fiyatlar yüksek, bu konuda doğru ve ileriye yönelik politika ve uygulamalar yapılmasını bekliyorum.” İfadelerini kullandı.

ATMAZ: GEÇİM SIKINTISI ÇEKENLER İÇİN OLUMLU OLACAKTIR

Fiyatların düşürülmesi adına böyle bir adım atmasının olumlu olacağını ifade eden Ahmet Atmaz adlı vatandaş, “Fiyatlar ateş pahası, evimize meyve sebze alamaz olduk. Son dönemde her şeye zam yapıldı, fiyatlar gün geçtikçe artıyor. Belediyeler üzerinde halk ekmek tarzı meyve ve sebze satılması geçim sıkıntısı çekenler için olumlu olacaktır. İnşallah kısa süreliğine değil de uzun süreli bir uygulama olur.” dedi.

“PERAKENDECİ OLARAK BİZLER PARA KAZANAMIYORUZ”

Meyve Sebze fiyatlarının ara komisyonculardan kaynaklı yükseldiğini ifade eden Osman Özkaya adlı esnaf, “Fiyatların yüksek olması üreticiden kaynaklanmıyor. Yaz aylarında ürünün çok olduğu halde fiyatlar çok yüksekti. Yaz aylarında ürünün çok olması, fiyatların düşük olması gerekirken ara komisyonculardan kaynaklı olarak fiyatlar yine yüksek seviyedeydi. Hükümet’in belediye üzerinden ucuz meyve ve sebze satması vatandaş nezdinde olumlu karşılansa da tutacağını sanmıyorum. Sebze, gıdaya falan benzemiyor. Etiket vurmalarının bir şansı yok maalesef. Denetlemesini dört, dörtlük yapması lazım ki Türkiye’nin şu an, denetleme mekanizması iyi çalışmadığını düşünüyorum ve bununda tutacağını zannetmiyorum. Denetleme yapılsa bile en fazla iki veya üç aydır sürecektir.”

“BİZ DE YÜKSEK FİYATTAN ALIYORUZ! BİZ DE KAZANAMIYORUZ!”

Aracı esnafın bir fiyat yüklemediğini, bu durumun esnafı daha zor durumda bıraktığını söyleyen esnaflar, “Böyle bir uygulama yapılması halinde fiyat düştü mü, bizler esnaf olarak onların fiyatına satacak durumuna geliriz. Vatandaş açısından olursa güzel olur. Ama şu an bir perakendeci olarak biz kazanmadan satıyoruz. Yüksek fiyattan aldığımız ürünleri, yüksek fiyata da satamıyoruz. Alış fiyatına neredeyse satıyoruz, kazanamıyoruz. Esnaf olarak fiyat araştırması yapıyoruz. Adana’ya telefon açıyoruz. Adana’da, örnek vereyim portakal bahçeciden üç yüz, dört yüz kuruşa en iyisi sekiz yüz kuruşa, buraya geldiği zaman iki, iki buçuk TL’ye mal oluyor. Buraya gelene kadar o kadar artış nasıl gösteriyor, sadece ara komisyoncular yiyor. Perakendeci olarak bizler para kazanamıyoruz.” dedi.

ESNAF DA MAĞDURUZ DİYOR

Hükümetin belediyeler aracılığıyla meyve ve sebze satışı yapması aradaki istihdamı kötü etkileyeceğini ifade eden Mahmut Bilici adlı esnaf, “Sonuçta istihdam oluşturan bir sektör, yani Mersin çiftçisinden buraya gelinceye kadar, Mersin çiftçisiyle, Mersin hali arası bir aracı ile Mersin hali komisyoncusu, orada yükleyen hamallar, Mersin’den, Van’a gelen tır şoförü, buradaki Van halinde indirim yapan hamallar, Van komisyoncusu ve manavcılar, aşağı yukarı altı, yedi il değiştiriyor. Her birinin maliyeti on kuruş olmuş olsa, otomatikman bir liraya yakın bir maliyet bindirmiş oluyor. Bundan dolayı tamam siz arayıcıyı kaldırırsınız, o zaman istihdamı da bitirmiş olursunuz. Sadece direk çiftçi oradan buraya getirdiğinde o aradaki istihdamı da bitirmiş olursunuz. Belki, tüketiciye bir fayda sağlar ama bu sefer işsizlik sorunu ortaya çıkar.”

“MALİYET ÇOK ARTTI”

“Normalde burada sadece bir kişi para kazanmıyor. Sonuçta burada aracılarla ilgili bir problemimiz yok. Yani maliyetler ciddi artmış, şu an da bizim elektrik faturamız, bir yıl öncesine oranla yüzde yüz artmış. Mesela yedi yüz, sekiz yüz lira fatura öderken, bugün bin yedi yüz, bin sekiz yüz fatura ödüyoruz. Asgari ücretle çalıştırıyoruz çalışanlarımızı, asgari ücret ister istemez fiyata yansıyor. Asgari ücrete 2 bin lira aylık ödüyoruz, yedi yüze yakın sigortasına para ödüyoruz. Yani eğer bu fiyatların düşmesini istiyorsa hükümet, buna göre bir politika uygulaması lazım. Sonuçta bunların hepsi maliyet olarak sebze ve meyveye de yansıyor ister istemez. Mesela istihdam oluşturuyorsunuz, buradaki elemanın giderini ister istemez bende fiyatlara yansıtıyorum. Olay sadece tek ayaklı değil, birkaç tane ayağı var.” dedi.

BİLİCİ: HÜKÜMETİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMASI LAZIM

Fiyatların düşürülmesi konusunda hükümetin Topyekûn bir mücadele ile vereceği mücadeleyle bu iş çözülebileceğini belirten Bilici, “Esnaf kazanmıyor, üretici kazanmıyor, komisyoncu kazanmıyor. Yüzde sekiz vergi ödüyoruz. Eğer düşürmek istiyorsa bunu yüzde bire çekmesi lazım. Belediye kendi imkânlarıyla devletin imkânlarıyla yaptığı için, maliyeti düşürebilir. Maliyetin yüzde oranını düşürdüğü zaman otomatikman meyve ve sebzenin fiyatına da olumlu bir şekilde yansıyacaktır. Belediye devlet destekli yerel kurum, bunların işe el atması olumlu yönde tüketiciye yansıyacaktır ama öbür yönden istihdam anlamında piyasaya olumsuz yönde yansıyacaktır. Devlet elini taşın altına koyması lazım, hem yerel belediyeler elini taşın altına koyması lazım. Burada abartıldığı kadar da ciddi bir karaborsacılık diye bir şey yok. Piyasada bir sorun varsa onu çözmenin yolları var. Hükümetin buradaki suçu, fiyatların yüksek olması ve piyasaya hızlı müdahale edememesinden kaynaklanıyor.” ifadeleri kullandı.

“HÜKÜMETİN BİRAN ÖNCE BU İŞE EL ATMASI LAZIM”

Fiyatların yüksek olmasının tarımdan kaynaklı olduğunu belirten Hakan Erdem adlı esnaf, “Fiyatların yüksek seviyelerde olması, ürün yetiştirildiği yerden kaynaklandığını düşünüyorum. Yağışların az olması, ihracattan ve havaların bir türlü ısınmamasından kaynaklı ve en önemlisi bazı fırsatçılardan kaynaklanıyor. 1 liralık malı, 1 buçuk liraya çıkartıyorlar. Mesela kuru soğan bugün Ankara’da, depolarda binlerce ton soğanımız var, bugün 82 milyon insana yeterde, artarda ama maalesef 4-5 tane fırsatçının elinde olduğu için biz bu ürünleri alamıyoruz.”

ESNAF DA NE YAPACAĞINI ŞAŞIRDI!

“Fakir, fukaranın ekmeği kuru soğandır, patatestir. Ama yok, kimsenin el attığı yok. Fırsatçılar bir yanda, sebze, meyve bir yanda. Nasıl yapacağız bizde bilmiyoruz. Esnaf olarak, sebze, meyve satamıyoruz. Bugün 9 liraya biber alıyoruz, burada 10 liraya satamıyoruz. Halk alamıyor, gücü yetmiyor. Hükümetin bir an önce bu işe el atması lazım. Belediyeler üzerinden ucuz meyve sebze satmak yerine Türkiye’de bu kadar esnaf var, esnafların bir nabzını soralım. Bu ülkede hepimiz birbirimize bağlıyız. Bu dediklerim yapılmadığı zaman hepimiz üst üste biniyoruz.” diye konuştu.

MİNAZ: MEYVE SEBZE’NİN ARACILAR OLMADAN VATANDAŞA SATILMASI LAZIM

Hükümetin olaya el atması halinde yüksek fiyatların çözüleceğini dile getiren Maşallah Minaz adlı esnaf ise, “Bütün esnaflar gidip direk çiftçiden alıp vatandaşa ürünü tek elden aracı olmadan satış yapması iyi olacaktır. Şu an çiftçinin elinde dört yüz kuruş iken, Van, halinde 1,5 lira, 2 lira çıkıyor. Yani biz bugün bunu 1,5 liraya aldığımız ürün bize 1,8 liraya maliyeti oluyor, 2 liraya satıyoruz kendimizi bile kurtaramıyoruz, kiramızı bile çıkaramıyoruz. Devletin bu konulara el atması gerekiyor. Meyve ve sebzenin ucuz bir şekilde tel elden satılması çiftçide fayda sağlar, vatandaşta faydalanır, halkta faydalanır aradaki alıcı en azından çıkar. Yani şuan da sadece aradaki tüccarların kârı var. Mesela kuru soğan yazın kilosu altı yüz kuruş, yedi yüz kuruş kepenkten çıkmadır. Maliyeti bir lira olsun, alıyor adam depoluyor, üç buçuk, dört liraya satıyor. Bu yolla yüklü bir kazanç sağlıyor ve esnaf kazanamıyor. Bu adalet değil, bu büyük bir kazanç ve büyük bir haksızlıktır. Vatandaşta arada eziliyor, çiftçide eziliyor. Van’daki sebze hailine gittiğimiz zaman bir malın kamyonda gelişi az olduğu zaman, alıcısı çok olduğu zaman malın kendisi yüz kuruş ise iki liraya satıyor. Bundan dolayı devlet bu konuya el atarsa çok güzel olur.” diye konuştu.

MERİÇ: ESNAFI OLUMSUZ ETKİLEYECEKTİR

Fiyatların yüksek olması hem vatandaş hem de esnaf aciz durumda olduğunu ifade eden Onur Meriç adlı esnaf, “Fiyatların yüksek olması alım gücünü düşürdü. 1 liraya 10 kilogram meyve sebze satarken, 10 liraya 1 kilogram meyve ve sebze satamıyoruz. Hem vatandaşı olumsuz etkiledi hem de biz esnafı da olumsuz etkiledi. Yüksek aldığımız ürünler yüzünden kar edemiyoruz, vatandaşta alamadığı zaman bizlerde mağdur oluyoruz. Vatandaşlardan fırça yiyoruz, fiyatların bizden kaynaklı yükseltildiğini söylüyor. Bizim fiyatların yüksek olmasıyla ilgimiz olmadığını vatandaşlara anlatamıyoruz. Tarla da çıkan ürün 50 kuruşa çıkıyor, bu fiyatlar neden bu kadar yüksek, kim bu fiyatları yükseltiyor. Şu an elimizde olan ürünler satılmıyor. Aradaki komisyoncuların kalkması halinde fiyatların düşeceğini düşünüyorum. Fiyatların yüksek olması aradaki komisyonculardan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Belediyelerin ucuz meyve ve sebze satışı yapması küçük esnafı olumsuz etkileyecektir. Zor durumda olan esnafın daha zor duruma sokacaktır.” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim