Kim ne derse desin Beşir Atalay, Van için büyük şans.

 

Onun Van’ın şansı olmasının altında sadece Ak Parti’den seçilmiş olması yatmıyor... Atalay’ın geçmişinde ‘devlet adamı’ ibaresini dolduran ‘dolu’ bir bürokrasi yaşamı ve siyaset tecrübesi var.

 

Ak Parti’nin ‘hoca’ lakaplı ismi, Çözüm Süreci’nin de ‘mimarı’ olması itibariyle aslında son 5 yılın Türkiye’sinin de gidişatında pay sahibi olan bir isim. Şu an bakanlık ve başbakanlık yardımcılığı yok ama onun devlet idaresi ve Kürtlerle ilgili tecrübeleri halen olduğu yerde. Haliyle onun bu tecrübeleri halen bölgenin önemli illerinden biri olan Van’ın da milletvekili olması itibariyle ‘umut’ arz ediyor...

 

Şüphesiz kendisi ile ilgili en büyük beklenti yine bu dönemde bu işin ‘mimarı’ olarak yeni bir sürecin başlamasında ‘rol’ oynaması... Onun Van’daki Güç Birliği Platformu toplantısı öncesi bir gazetecinin yeniden Çözüm Süreci’nin Van’da başlayacağı yönündeki beklentisi de bunu göstermiyor mu? Süreç yeniden neden Van’dan başlamasın ki?

 

***

 

Bir gözümüz çözüm sürecinin, barış ve huzur ortamının yeniden başlamasında, bir gözümüz Van’ın yaşadığı büyük krizden çıkmasında. Krizden çıkmanın yolu ile sürecin yeniden başlaması da ‘doğru’ orantılı. Biz bu krizin bitmesini beklerken uzun zamandır beklenen o ‘büyük’ buluşma nihayet gerçekleşmiş oldu. Van milletvekili ve Başbakan eski Yardımcısı Beşir Atalay’ın Van’a özel beyannamesindeki ilk madde olan o proje hayat bulmuş oldu.

 

Van Güçbirliği Platformu Van’daki 75 önemli kurum ve kuruluştaki dinamiklerden oluşan mütevelli heyet ile toplandı. Belki de Van ilk defa böylesi bir birlik ve beraberliğe şahit oldu!

 

Toplantıda dikkat çeken ilginç detaylar vardı... Paylaşalım...

 

-Bir kere bu oluşumun sivil bir oluşum olduğuna dikkat çekildi. Atalay adı tarafından ortaya atılsa da yönetim kurulu başkanlığı Vali’ye devredildi. Vali ise üstüne basa basa bu resmi bir oluşum değil. Herkes sahip çıksın dedi.

 

-Kimsenin kimseden fazlası eksiği olmayan bir platform olduğu altı çizile çizile anlatıldı. Normal şartlarda başka bir isim tarafından organiza edilse aslında siyasete çok rahatlıkla ‘alet’ edilebilecekken bu oluşum bu haliyle gerçek anlamda bir Van Lobisi oluşturulması anlamında bence büyük bir adım.

 

-Van Büyükşehir Belediye Başkanı toplantıya katılmadı, ilçe belediye başkanları katılmadı. HDP teşkilatı katılmadı. Oysa ki en çok onların sahiplenmesi, kendilerini bu platformun sahibi şeklinde konumlandırması gerekiyordu. Bu toplantıya katılmayarak bu kez kendilerini ‘hariç’ tutması toplantıya katılan herkesin “Burada olmaları gerekiyor” şeklindeki yorumlarını aldı. Kimse büyükşehir belediyesini de ilçe belediyelerini de bu işin dışında tutmadı. Bu kez onlar kendilerini dışarda tuttular. Haliyle bu oluşumu tanımamaları Van adına büyük kayıp olur...

 

-Büyükşehir ve diğer belediyelerin olmamasını Van Baro Başkanı Murat Timur da altını çize çize belirtti, Van TSO Başkanı Necdet Takva da, CHP il başkanı Mehmet Kurukcu da, Van Valisi İbrahim Taşyapan da... Haliyle belediyenin orda olmasını biz değil bu kentin tüm dinamikleri söylüyor. Belediye bu platformu tanımama gibi bir hataya düşmemeli. Katılmaları kadar görüş belirtip oluşumu desteklemeleri anlamında Van Barosu’nun, CHP teşkilatının ve diğer kuruluşların katılması önemliydi.

 

-Beşir Atalay’ın daha önce memleketi olan Kırıkkale’de de uyguladığı bu Güçbirliği Platformu’nun taleplerini ve sorunlarını Ankara’ya taşıyacak önemli bir konumu olması önemli. Yani oluşumun altyapısı sağlam. Üniversitesi, sanayicisi, ticaret erbabı, kadın girişimcisi, siyasetçisi olan bu oluşumun yol haritası tecrübeyle daha da anlamlı olacak.

 

-Toplantıya Van TSO’nun her zaman olduğu gibi yine hazırlıklı gelmesi. Daha ilk toplantıdan 2 somut proje ile çıkması önemliydi. Bu durumun tüm kesimlerden takdir aldığını bizzati gördük.

 

-Atalay defalarca siyasetin ve farklılığın bir tarafa bırakılması yönündeki düşüncelerini tekrarladı. “Herkes bir araya gelsin ve ili konuşsunlar. İlin geleceği mesele olduğunda siyaset ve farklılıklar bir kenara bırakılsın, herkes tek vücut olsun.” Dedi. Van Lobisi adına önemli bir adım olan bu oluşumda yıllardır potansiyelimizin belki daha fazla olmasına rağmen onların yakaladığı ivmeyi yakalamamız gerektiği gerçeğini bu kez de o seslendirdi. Dedi ki: “Kayseri örneğini veridi: “Örneğin Kayseri. Kayserilerin nasıl bir araya geldiklerini, Kayseri’yi nasıl dert edindiklerini çok yakından biliyorum. Şehrin bir ruhu sahibi var. Bu platformda bunu arıyoruz. Gaziantep örneklerden biri. Bu tür örnekler var. Şehir kendi içinde ne kadar iyi bütünleşirse kalkınması da o kadar başarılı olur.” Dedi.

 

Anlayacağınız Güçbirliği Platformu’nun bu buluşması Van adına önemli, anlamlı, bir o kadar da değerliydi. Şimdi farklı çalışma alanları üniversitedeki bilim isimlerinin başkanlığında Van’ın sorunlarını ayrı ayrı tartışacak, konuşacak ve yönetim kurulu aracılığı ile Ankara’ya aktaracak. Ama öyle düşünüyorum ki hiç şüphesiz tüm komisyonların, dinamiklerin ve katılımcıların ilk önceliği ‘barış’ ve ‘huzur’ ortamı. OSB Başkanı Şemsettin Bozkurt’un ilk talep olarak sunduğu gibi platformdan ilk beklenti ‘çözüm sürecinin yeniden başlaması’...

 

İnşallah Van adına hayırlı olur...

 

Ezcümle: Tüm kayglar, siyasi fikirler, önyargılar bir kenara bırakılıp bu toplantıda yer alınmalı ve Van’a sahip çıkılmalı. Her defasında bürokratik, politik engellere takıldığını söyleyen, dışlandığını söyleyen hiç bir kurum ve kuruluş bu oluşumda kendisini böyle görmemeli. Zira sahiplenildiği kadar içinde yer alınacak bu oluşumun merkezinde ‘Van’ var. Van’ı seviyorsanız uzak durmazsınız...

 

***

 

Yine DAKA, yine DAKA...

 

Van’ın şüphesiz son yıllardaki yatırımların desteklenmesinde, maddi destek sağlanmasında, Van hassasiyetinin oluşturulmasında ve yerel yönetimlerin önemli çalışmalarının altında DAKA imzası bulunuyor.

 

DAKA, kentin gizli kahramanı olarak önemli görevler yürütüp Van’a büyük katkılar yapıyor. İsimleri hiç ön plana çıkmıyor ama bu kentte değer katacak tüm yatırımlar ve çalışmalar aslında onların mutfağında hazırlanıyor...

 

Tekstil Kent’in de ve Fuar Kongre merkezinin yapılmasının arka planında onlar var, kentteki sanayicilerin her gün yeni bir alanda üretime başlamasının arkasında onlar var, belediyelerin birbirinden güzel projelere imza atmasında onların verdiği destekler var... Üstelik yıllardır ne bir siyasi duruş ne bir önyargı ortaya koymadan ‘sonuna’ kadar Van adının geçtiği her yerde destek veriyorlar.

 

İşte bugün bu kurumun çalışanlarının da tebrik edilmesi gerekiyor. Başta vizyonu ve engin birikimi ile Van için büyük bir şans olan Genel Sekreter Emin Yaşar Demirci ve işin mutfağındaki önemli ismi ve derdi ‘Van’ olan  DAKA Program Yönetim Birim Başkanı Mehmet Emin Çakay’ın bu kentte büyük emekleri var. Güçbirliği Platformu’nun da mutfağında yine onlar vardı. İşin belki de en zor bölümü olan sekreteryasını üstlendiler, çalmadık kapı bırakmayarak yine profesyonel bir oluşumun tertibini sağladılar. Resmi olmayan bir yapıya üst düzey bir toplantı zemini hazırlayıp katılan herkesi ‘özel’ htirdiler. Onların bu çabasını görmezden gelinemez.

 

Derler ya, marifet iltifata tabidir...