ŞEHRİVAN HABER: ORHAN SAĞLAM-SERCAN CANSIZ

Pandemi salgını ile birlikte artan ekonomik kriz ve geçim zorluğu, vatandaşların sıkıntılı günler geçirmesine neden oluyor. Yeni yılla birlikte doğalgaz, elektrik, ekmek, gıda malzemeleri, meyve ve sebzelerin yanı sıra daha birçok ürüne gelen zamlar nedeniyle nefes alamaz duruma gelen vatandaşlar, eve ekmek götürememenin çaresizliğini yaşıyor.

Koronavirüs salgını nedeni ile sektörlerde daralma yaşanması Türkiye’deki ekonomi sorununu büyük ölçüde tetikledi. Türkiye’deki bütün iller gibi Van’da da hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı halkın gündemi haline geldi. Pandemi döneminde fakir daha da fakirleşirken, ürünlere gelen fiyat artışları ise artmaya devam etti.  Pandemi süreciyle birlikte işsizlikle birlikte hayat pahalılığının giderek artmasından yakınan halk, artan faiz oranları, faturaların yüksek gelmesi ve gıda ürünleri başta olmak üzere art arda yapılan zamlardan şikâyetçi oldu. Son aylarda elektrik fiyatına yüzde 15 zam yapıldı. Vatandaşlar doğalgaz ve elektriğe yılda kaç kez zam geldiğini hesaplayamazken gıda fiyatları da belli kesimlerin eliyle ardı ardına artışlar yaşıyor. Yapılan zamlara yetişemeyen, mevcut maaşları ile giderleri karşılamayan vatandaşlar pahalılıktan dolayı bir çok şeyi kısmak zorunda kalıyor. İki boyutlu zor bir süreçten geçen Vanlılar da bu sürecin olumsuzluğunu en kötü şekliye yaşıyor. Geçim mücadelesi veren vatandaşlar, Şehrivan aracılığıyla yeni yılla birlikte gelen zamlara karşı serzenişlerini paylaştı. Zor şartlar altında hayatlarını devam ettiren halk gerek pandeminin yarattığı tahribat gerekse ülke içindeki fiyat artışları nedeniyle yaşamlarının zorlaştığını belirtti.

HERKES PAHALILIKTAN YAKINIYOR!

Son dönemlerde bir çok üründe, tüketimde artışlar ardı ardına gelirken özellikle enerji ve gıdadaki aşırı artışlar Vatandaşı da esnafı da zora sokuyor. Son dönemlerde gelen zamlarla alınmaz dereceye gelen gıda ürünleri arasındaki temel tüketim malzemeleri olan yağ, un, şeker gibi bir çok ürünün yüksekliği ise en büyük sıkıntıyı yaşatan konunun başında geliyor . Konuyla ilgili tepkiler aralıksız sürerken konunun ülke genelinde gündeme gelmesi bakanlığın bile konuyla ilgili açıklama yapmasına neden oldu. Pahalılığın ve artışların gündemden düşmediği süreçle ilgili konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli olayın stoklar ile alakalı olduğunu söyledi. Hürriyet’e konuşan Bakan Pakdemirli, pahalılığın pandemi nedeniyle global anlamda ülkelerin stoklama yapmasından kaynaklandığını ve Mayıs ayı gibi bir rahatlama olacağını söyledi.

VATANDAŞ GİDİŞİ ÜRETİMDEKİ AZLIĞA BAĞLADI

Son bir yılda yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı işletmesini kapatmak zorunda kalan vatandaşlardan Cafer Tanrıtanır, Şehrivan’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Son bir yıl içerisinde bozulan Türkiye ekonomisi pandemi sebebiyle iyice kötüye gitmiştir. Üniversite mezunu bir birey olarak hiçbir yerde iş bulamıyorum. Yanlış ekonomi politikaları ile ekonomin çöküşü engellenemez bir duruma gelmiştir. Üretimin olmadığı yerde başarılı bir ekonominin olması mümkün değildir, yerli üretimin durma noktasına gelmesi, tarıma verilen desteğin yeteri kadar olmaması çiftçilerin tarım yapamaz hale gelmesi üretimin olmaması dış ülkelerden ithalatın yapılmasına yol açar. Dışardan ülkeye mal girişinin olması tüketiciye pahalıya mal olmaktadır. Üretimin olmayışı ülke ekonomisine bir katkının olmayışı demektir.”  

OLAN VATANDAŞA OLUYOR!

Cümlelerini sürdüren Tanrıtanır, iş yok, para yok ama her şeye zaman var şeklinde sitemde bulunarak şunları belirtti: “Devletin ekonomiyi ayakta tutması lazım üretim yoksa vergiler vardır. Üretimden gelemeyen parayı vergilere yaptığı zamlarla elde etmektedir, buda git gide artmaktadır. Yurt dışından gelen mallara ödenen gümrük vergisi tüketiciye iki katı fiyatına yansımaktadır. Yerli üretim ve yatırım olmadığı müddetçe dışardan ithal edilen mallara ödenen para hep artış gösterecektir. Bu engellenemez bir ekonomik çöküştür. Olan daha çok vatandaşa oluyor. Çünkü para olmadığı halde her şey gittikçe zamlanıyor. Evet, ülke zor zamanlardan geçebilir, pandemi salgını her yeri olumsuz etkiliyor. Özellikle ekonomiyi daha çok etkiledi. Fakat bu salgına rağmen yapılan zam artışları insanların ölümü demektir.”

VATANDAŞ ZAMLARDAN ŞİKÂYETÇİ  

Yaşanan ekonomik gelişmelerden hem maddi hem de manevi yönden etkilendiğini aktaran Vedat Öztaşcı isimli vatandaş, Türk lirasının değer kaybetmesine değinerek şunları anlattı: “Paranın alım gücünün son iki yılda sert düşüşte olması nedeniyle cebimizdeki paranın çok çabuk erimesine neden oldu. Dolayısıyla bizde çalışmak için daha fazla ailemizden uzak kalıyoruz bu durum evli ve çocukları olan insanlarda daha bir zor geliyor. Çocuklarını göremeden büyüyorlar buda manevi şekilde etkiliyor. Eskiden de ekonomi kötüydü ve eskiden de zam üstüne zam geliyordu. Ancak şimdi içinde bulunduğumuz dönem salgın dönemi, bundan dolayı elektriğe, doğalgaza, gıdaya, meyve ve sebzeye hatta zam yapılan her şeyin sömürü olduğunu düşünüyorum. Herkes bu zor zamanlarda elini taşın altına soksun ve birazda vatandaşları düşünerek hareket etsinler. Her markete gidişimde farklı fiyatlarla karşılaşıyorum.”  

BİR YANDAN EKONOMİK KRİZ ÖBÜR YANDAN PANDEMİ…

Pandemi salgını ve ekonomik sorunlardan söz eden Turan Tayanır, “Son bir yılla olan bir şey değil bu ekonomik sıkıntılar, 2010’dan beri gittikçe alım gücümüz düşüyor. Yükselen fiyatlar yüzünden, gelirimiz artmayıp aksine azaldıkça vergiler artıyor, zamlar üst üste geliyor. Artık 2020 yılında bitme durumuna gelmişiz, hayat standartlarımızı yükseltmek hayalleri yerine elimizde kalanları kaybetmemek için çalışıyoruz. Ekonomik sıkıntıların kalıcı köklü çözümler bulunmadıkça biz bağımlı bir nüfus haline geleceğiz. Sosyal bir ülke halkının refahını düşünmek zorunda ama bizde ise küçülen ekonomimize karşı her gün her gün zamlarla uyanıyoruz, alım gücümüz yokken bu zamlar devletin kurumlarında yapması gereken tasarrufu halktan beklemesi ve bunu zamlarla yapması çok yanlış bir şey. Bu konuda daha söylenecek çok şey var. Misal bir yandan ekonomik kriz yaşıyorduk öbür yandan da korona virüsle hayatımızı devam ettirmeye çalışıyorduk. Koronadan önce iş vardı, gelir vardı ve haliyle evimize ekmek götürebiliyorduk. Şimdi iş yok, virüs var ve üstüne birde zam üstüne zam var.” İfadelerini kullandı.

FİYAT ARTIŞLARINA EL-İNSAF…

Son olarak Yusuf Kara, her vatandaş gibi faiz yükünün ağırlığında zar zor yürümeye çalışmaktayım diyerek şunları kaydetti: “Üretim yapılmadan dışa bağlı oluşumuz her zaman yormuştur ve son bir yılda pandeminin etkisiyle de zaten acınacak haldeki ekonomi bir darbe daha almış ve bize de zorlu hayat şartlarını kalmıştır. Ekonomik kriz yaşadığımız şu dönemlerde yaptıkları fiyat artışlarını hiç doğru bulmuyorum ve kimse de bu artışları doğru bulmuyor. Fakat kimse bir şey yapmıyor, biz her şeye çok çabuk alışıyoruz. Bazen de hakkettiğimizi düşünüyorum. Çünkü üretimin olmadığı yerde refahta olmaz. Biz tembel insanlarız hep hazır paraya ve ameleliğe alıştık. Biz üretmeyi sevmiyoruz ya da üretemiyoruz. Hayat gittikçe pahalanıyor ve artık insanlarda yaşama ümidi diye bir şeyde kalmadı. Eskiden senede bir zam yapılırdı şimdi ise ayda bir hatta artık haftalık zam yapıyorlar. Pandemi döneminde rağmen yapılan fiyat artışlarına el-insaf diyorum. İnsanlık kalmamış her şey paraya dönmüş, Van gibi bir yer de kiralar zaten çok pahalı ve gittikçe fiyatlar artıyor. Buranın iş imkânı kısıtlı, çalışanların birçoğu da asgari ücret altı alıyor.”  

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ, ‘GEÇİNEMİYORUM’ DEDİ

Üniversite öğrencisi Vedat Uleş, kredilerine yapılan zamların ürünlere de yansıdığının altını çizerek ‘artık geçinemiyorum’ dedi.  Öğrenci olmak çok daha zor siteminde bulunan Uleş, “Üniversite son sınıf öğrencisiyim. İlk sınıftaki düzene baktığım zaman şu an her şeyin daha da çok değiştiğini ve her şeyin para olduğunu görebiliyorum. Şu an 650 TL alıyorum ama neye yarar. Zaten geri dönüşümlü para veriyorlar. Bu devirde gerçekten öğrenci olmak çok zor, 4 arkadaş aynı evde kalıyoruz ve ortak giderli bir site de oturuyoruz. İnanır mısınız, ortak gider parası kiradan çok daha fazla geliyor. Elektrik ve su gibi faturaları ödediğiniz zaman mutfağa hiçbir şey kalmıyor. Markete gitmeye korkar olduk, bir ülkede her şey her an bu kadar zamlanır mı? İlk okula başladığım zaman bu şekilde olsaydı okuyamazdım. Kim bilir ileri de daha ne ile karşı karşıya geleceğiz. Salgın zamanında vatandaşlarına ve öğrencilerine yardım edilmesi beklenirken, müjdeler hep fiyat artışları oldu.” Şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim