Can Paker başkanlığındaki Akil İnsanlar Heyeti üyeleri Abdurrahman Kurt, Sibel Eraslan, Zübeyde Teker, Ayhan Ogan ve Mehmet Uçum, Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO)'da düzenlenen Halk toplantısına katıldı.

 

Toplantıda konuşan Grup Başkanı Paker barışın lafı edildiği anda Türkiye'nin yatırım yapılabilir notunun dünyada yükseldiğini kaydetti. Son 5 yılda devletin yapısının değiştiğini anlatan Paker, "Türkiye toplumu değişti, gelişti. Bundan dolayı askerlerin yönettiği devlet hüküm süremez duruma geldi. Artık vesayet sisteminden uzaklaşıyoruz. Barış sürecinin sonucu ancak Kürt sorunun çözülmesinin başlangıcı olabilir. Kürt sorunu, Türkiye'de yaşayan bütün halkların sorunudur. Türkiye'de insan haklarının içinde bulunduğu geri durumu düzeltmemiz lazım. Türkiye ekonomide 17, insan haklarında 157'inci ülke durumunda. Yapılacak iş esasta insan haklarında ileri gitmek. Bu da barış sürecinin arkasından başlayabilir" diye konuştu.

 

DOĞUDAKİ TEMİZ HAVA HEM FİZİKSEL HEMDE ZİHİNSEL SOLUNUM YOLLARIMIZI AÇTI

 

Akil İnsanlar Heyeti üyesi Mehmet Uçum ise yaptığı konuşmasında, "Değerli Vanlılar üzerinize afiyet biraz soğuk almışım. Batıda zaman zaman esen kirli hava solunum yollarımızı tıkamış. Sadece fiziksel solunum yolları değil, zihinsel solunum yollarımızıda tıkamış. O yüzden kaç gündür doğuda yaptığımız bu gezintilerde aldığımız temiz hava hem fiziksel solunum yollarımızı hemde zihinsel solunum yollarımızı açtı. Şimdi esen bu temiz havanın güçlü bir esintiye dönüşerek yararlı fikirlerinizin Ankara'ya taşımasını diliyorum" dedi.

 

“AKİLLERE BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR”

 

Toplantıya katılan vatandaşlarda hem düşüncelerini hem de merak ettiklerini heyet üyeleriyle paylaştı. Akil insanlar heyetini umut elçisi olanak gördüklerini belirten vatandaşlardan Selami Taşdemir, "Süreci sekteye uğratan partiler var. Onlara, bölgede büyük acılar çekenlerin beddualarının üzerlerinde olduğunu iletmenizi istiyoruz. Bölgede yaşanan sıkıntıların giderilmesinde sizlere büyük görevler düşüyor. Bu görevi layıkıyla yerine getirmenizi bekliyoruz" diye konuştu.

 

HERKES SÜRECE KATKI SUNACAK

 

Grup Başkanı Paker, Van, Hakkari ve Yüksekova'da 4 günlük temaslarının ardından görüştükleri sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, vatandaşlar, öğrenci ve kanaat önderlerinin görüş ve önerilerini siyasi karar vericilere aktaracaklarını belirterek şöyle konuştu: "Bölgenin en önemli meselelerinden biri işsizliktir. Bu çok doğru. Batıda kişi başına düşen milli gelir 21 bin dolarken, bölgede 3 bin dolar. Türkiye'nin işsizliği yüzde 8-9'larda ise bölgede çok fazla. Barış süreciyle bu sorun da çözülecektir. Barışın lafı edildiği anda Türkiye'nin yatırım yapılabilir notu yükseldi dünyada. Süreç iki liderle olacak iş değil. Bu süreç Kürtlerle Türklerin ve diğer halkların hep beraber demokratikleşme için mücadele vermesiyle olur."

 

ÖĞRENCİLER SORDU, AKİLLER CEVAPLADI

Öte yandan çözüm süreci kapsamında Van'da temaslarda bulunan Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Heyeti, son olarak da Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde ((YYÜ) öğrencilerle bir araya geldi. Van'da çözüm süreci kapsamında temaslarını sürdüren heyet, Anadolu Öğrenci Birliği tarafından düzenlenen "Bir olmak için yeni anayasa şart" konulu konferansta öğrencilere çözüm süreci ve yeni anayasa çalışmaları ile ilgili bilgi verdi. YYÜ Prof. Dr. Cendiz Andiç Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansa, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Yusuf Tekin, AK Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan, Van Valisi Münir Karaloğlu, Van Belediye Başkan Yardımcısı Abdurrahman Doğar, Akil İnsanlar Heyeti ve öğrenciler katıldı. Toplantıda konuşan Van Valisi Münir Karaloğlu, Türkiye'nin en önemli sorununun çözüm sürecinde Akil İnsanlar Heyeti'nin Van'da bulunmasını önemsediklerini aktardı. Hiçbir insana doğarken annesini seçme özgürlüğünün verilmediğini belirten Karaloğlu, "Medeniyetimizde insanların annelerinin farklı olması onlarda ne birşey eksiltir, ne de bir şey katar" dedi.

 

KARALOĞLU: HALK SÜRECE YÜZDE YÜZ DESTEK VERİYOR

 

Türkiyede tekçi zihniyetin tüm insanları aynı kalıba sokmak için mücadele ettiğini bildiren Karaloğlu, "Son 10 yıldır bu durumdan kurtulmak için ciddi mücadele verildiğini biliyoruz. Artık tünelin ucunda ışığın görüldüğünü söyleyebiliriz. Bu ışık hepimizin yolunu aydınlatacaktır. Kardeşlik ahdini yenilemiş çoğulcu bir Türkiye, yeni bir dünyanın kuruluşuna da öncülük edecektir. 30 yıldır Türkiye'nin her bölgesi çok sıkıntı çekti. Ama inanın bölge insanı, bölgede yaşayan vatandaşlar en büyük sıkıntı ve acıyı çekti. Onun için barışa en büyük desteği bölgede yaşan insanlar vermektedir. Ben halkın yüzde 100'ünün sürece destek verdiğini biliyorum" dedi.

 

KURT: YENİ BİR DÜZENLEME PEŞİNDEYİZ

 

Mehmet Uçum'um moderatörlüğünde "Gençler çözüm sürecini konuşuyor" konulu oturumda konuşan Abdurahman Kurt, Cumhuriyet'i yeniden ve herkesi içine alacak düzenlemenin peşinde olduklarını aktardı. Yaşanan sıkıntılı süreç nedeniyle çok ağır bedellerin ödendiğini bildiren Kurt, artık toplumdaki herkesin kendini özgür hissetmesi gerektiğini, Türkiye'de artık bu meselelerin konuşulduğunu kaydetti. Türkiye'nin geldiği süreçte tüm insanların küçük de olsa katkılarının olduğuna dikkati çeken Zübeyde Teker ise bu gün tüm Türkiye halklarıyla yeni ve demokratik bir ülke inşa etmeye çalıştıklarını söyledi.

 

TEKER: LÜTFEN İNTİKAMCI OLMAYALIM

 

Demokratik çözümle birlikte insan haklarının, demokrasinin söylemlerden öte yaşamsallaştığı, insanın değerli olduğu, insanı yok eden mekanizmaların değerli olmadığı yeni bir ülkeyi kucaklamak istediklerini anımsatan Teker, şöyle konuştu, "Halkın cumhuriyeti olsun. Halkların cumhuriyeti olsun. Gerçekten barış inşa olsun. Hiçbir ırk, insan bir diğerinin üst kimliği olmasın. Herkes doğduğu bölgenin kültürü ile kendini ifade edebilsin. Lütfen intikamcı olmayalım. Nefret çağrıştıran söylemlerden uzak duralıım. Bizim görevimiz, bir barış yolu nasıl tesis edilir diye sizlere sormak. Sizin önerilerinizi ilgili yörlere iletmek" dedi.

 

OGAN: HERKES ÖZGÜRLÜK DİYOR

 

Ayhan Ogan ise, sürecin çok önemli olduğunu, yaptıkları çalışmaların da sürecin başlangıcını oluturduğunu aktardı. "Herşeyi çözecek değil, herşeyin çözülmesini sağlayacak yeni bir dönemin başlangıcı" diyen Ogan, barı sürecinin balayabilmesi için öncelikle silahların bırakılması gerektiğini aktardı. Silahların, bombaların patladığı yerde insanların konuşabilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Ogan, "Çözüm süreci yeni dönemde anayasa dediğimiz şeyin temel taşlarını döşeyen sürecin başlangıcı. Anayasa ihtiyacı 1982 anayasası yapıldığından bu ana sürekli gündemde olan ve toplum tarafından kabul edilemeyen bir muhteva içerdiği için sürekli tartışılmış bir konudur. Türkiye'nin bütün anayasaları devlet merkezli anayasadır. Devlet merkezli anayasalar hiçbir zaman sivil anayasa olmaz. Herkes özgürlüklerden bahsediyor" diye konuştu. Konuşmaların ardından heyet üyeleri Anadolu Öğrenci Birliği öğrencilerinin anayasa ve çözüm süreci ile ilgili sorularını yanıtladı.

 

Editör: TE Bilisim