Hukuk tarihi süreç içinde hiçbir dönemde tarafsız olmamıştır.

Her dönemde güçlüden yana olmuştur.

Adaleti temsil eden ve adil kararlar vermesi gereken bir yapı olması gerekirken zalimlerin emrinde ve onların istedikleri şekilde karar veren ve kitleler tarafından da saygı duyulmayan kurumlar olarak işlevlerini devam ettirmişlerdir.

Ülkemizde, egemen güçlerin elinde bulunan TSK vesayeti, her on yılda bir ihtilal yaparak ülkenin gelişmesine darbe indiriyordu.

TSK’nin içinde bulunan darbeci, vesayetçi ve gizli devletin çirkin unsurlarının temizlenerek, ordumuzun bu pisliklerden arındırılması ve asli görevine dönüşümünün sağlanması, ülkemiz de demokrasinin zaferi olarak değerlendirilmelidir.

İkinci ve TSK’den daha tehlikeli olan, polisin ve yargının içinde gizlice örgütlenen paralel yapıya karşı devletin yürüttüğü çalışmalar geleceğe yönelik umudumuzu güçlendirmektedir.

Üçüncü önemli vesayet ise hukuk vesayetidir.

Hukuk dünyada sınıfta kalmıştır.

Hukukçu olmaktan gurur duyulacak durum yoktur.

Mısırda 500 kişinin idamına karar veren hukuka lanet olsun.

Ülkemizde, Deniz Gezmişleri astıran ve 80 ihtilalinde yaşını büyüterek idam ettirilen insanların vebalinden hukuk kendisini nasıl kurtaracak.

80 bin üyesi olduğunu gururla söyleyen Feyzioğlu, öncelikle üyelerinin kalitesini kontrol etsin.

Devletin gücünü arkasına alan avukatlık mesleğini çek senet tahsilatçılığına dönüştürmüştür.

Bir zamanlar silahlı çeteler vardı çek senet tahsil eden…

Bu silahlı çeteler, hukuk gücünü arkasına almış ve adlarına avukat denen bu çetelerden daha merhametliydiler.

Bu insanların, baronun ve yasaların tanıdığı imtiyazla modern dolandırıcılık yaptıklarının farkında değil misiniz, Sayın Feyzioğlu?

Yalan söyleyerek insanlara umut dağıtan. Paralarını gasp eden bu üyelerinize karşı bir tedbir düşünüyor musunuz?

Meslek olarak toplumun nezdinde prestijiniz ve güvenilirliğiniz sıfır noktasına düşmüştür.

Üyelerinizi bu sefil durumdan kurtarma konusunda neler yapıyorsunuz?

Ama sizin daha önemli işleriniz var.

Hükümeti devirmeyle uğraşın.

Cumhurbaşkanı ile tartışarak bir yerlere gelmeye çalışın.

Mesleki kurumunuzun hiçbir sorunu yok.

Öyle mi?

Bir avukat arkadaşımla sohbetimiz sırasında ‘birileri bu arkadaştan güvenilir beş avukatın ismini istemiş Türkiye de tanıdığı yüzlerce avukatın içinde beş ismi veremediğini” üzülerek söyledi.

Toplumda ve kendi mesleki bünyeniz içinde kaybetmiş olduğunuz bu güveni yeniden kazanmak için bir şeyler düşünüyor musunuz?

Ele geçirdiğiniz HSYK ile hükümeti zor duruma düşürmek için her türlü gayreti sarf eden bu hukuk vesayetinden bu ülke mutlaka kurtulacaktır.

Baro olarak sizlerden beklentilerimiz, hukuksuz kararların karşısına dikilmenizdir.

Ülkemizde emirle verilen hukuki kararların karşısına dikilip o kararları protesto etmenizdir.

İnanıyorum ki; bu yürekli davranışı göstermek insani ve ahlaki bir görevdir.