Van’da 2009 yılında yapımına başlanan fakat 5 yıldır yapımı bir türlü tamamlanamayan Memur-Sen TOKİ konutları vatandaşları adeta çileden çıkardı. 2011 yılında meydana gelen depremden sonra yapılan TOKİ’ler bile bir yıldan kısa bir sürede bitirilip tam teşekküllü olarak teslim edilirken, depremden sonra geçici olarak vatandaşların oturmaya başladığı konutlar beş yıl gibi bir sürede bile rayına oturmadı. Vatandaşlar adeta bir manifesto yayınlayarak yetkilileri kınarken, konutların şu anki halini ise ucube olarak nitelendirdi.

 

Van merkezde Kurubaş Mevkii’nde 2009 yılında inşaatına başlanan ve Memur-Sen TOKİ Konutları olarak bilinen 1058 konutluk Kurubaş TOKİ 1’inci Etap Uygulaması hak sahipleriyle yapılan sözleşme gereği konutların30 Eylül 2011tarihinde teslim edilmesi gerekiyordu. Bu süre 30 aya karşılık gelmektedir. Kentte 23 Ekim ve9 Kasım 2011tarihlerinde meydana gelen iki büyük depreminden ardından inşaatı devam eden konutlar, evsiz ve barksız kalan hak sahipleri daha fazla mağdur olmamaları için ‘Geçici İşgaliye’yle anahtarları teslim edilmeye başlandı. 2012 Ocak ayından bu yana hak sahiplerinin tamamına yakını geçici işgaliye belgelerini imzalayarak konutlarda oturmaya başladı. Ancak konutların yapılmasının üzerinden yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen 1058 konut uygulamasının olduğu bölge hala inşaat aşamasında. Yılan hikâyesine dönmüş şekilde dağ gibi sorunları ve yığınla eksiği ve kusuru ile ilgi beklerken 5 yıldır yüz milyonlarca servetin adeta çarçur edilerek baştan savma, özensiz, kalitesiz bir malzeme ve işçilik ile inşa edildiği bu konut mahalli, gecekondu mahallesi gibi duruyor. Vatandaşlar ise bu durumu; “TOKİ ne zamandan beri gecekondu mahalleleri inşa eder oldu?  ‘TOKİ harikası’ bu mudur? Türkiye’de bir başka emsali görülmeyecek kadar berbat bir halde olan konutlarda yaşam tam bir çileye dönüşmüştür.” Şeklinde tanımlıyor.

 

BU NASIL BİR YAPILAŞMADIR?

 

İnşaatın tam anlamıyla tamamlanmamasına ek olarak çevre düzenlemesi adına bir çalışmanın olmadığını da kaydeden Memur-Sen TOKİ sakinleri yaptıkları açıklamada mevcut sorun ve sıkıntılarını şu şekilde dile getirdi, “Çevre düzenlemesi adına hiçbir şey ortada yoktur. Yeşil bir saha, çim alanları, fidanlar-ağaçlar görmek ne mümkün? Çöl, çöp ve hafriyat alanı görünümünde kupkuru, ruhsuz, cansız bir site alanı var ortada. Çağdaş bir yaşam alanı olarak vaat edilen bu konut uygulamasında çocuk oyun alanları, banklar, parklar ve yeşil çevre maalesef yok, binlerce insana çok görülmüş. Çevre aydınlatma direkleri ve lambaları çok az ve site alanı geceleri kapkaranlık vaziyettedir. Kaldırım ise ya proje yapanın ya da işi yapanın aklına bile gelmemiş. 16 derslik okulun ise öğrencilerin teneffüslerde bile sığabileceği alanı yok. Ortalama 4 ile 5 bin insanın yaşadığı sitede spor ve sosyal alanları aramak ise bizlere lüks olsa gerek. Baştan savma yöntemlerle yapılan bloklar rutubet, koku ve pislik içinde. Asansörler büyük kısmı çalışmıyor. Kanalizasyon sistemleri ve rögarlar çoğu yerde problemli. Trotuarlar evlere şenlik. Kalorifer kazanları ve sistemleri çoğunlukla yeterli ısıtma yapmıyor, bacaları sorunlu. Elektrik tesisatlarında sık sık yaşanan sorunlar insanların hayatını tehlikeye atıyor.”

 

DAHA BİTMEDİ DEVAMI DA VAR!

 

Su tesisatından, çökme tehlikelerine, tesisatın zayıflığında özensiz yapıma kadar bir çok sorundan dolayı müzdarip olan TOKİ sakinleri mevcut sorunları ayrıca şu ifadelerle aktardı, “Su tesisatları patlamayan, tavanı su akıtmayan daire yok gibi. Bu problemlerle sık sık karşılaşıyoruz.  Hâlâ suyu akmayan, su bağlantısı yapılmamış bloklar olduğu da kat maliklerince ifade edilmektedir. Şabaniye Mahallesi’nde yalnızca bu konutlar için inşa edilmesi gereken su deposu ise da hâlâ yapılmış değildir. Bu nedenlerle de sürekli su kesintisi yaşamaktayız.  D bloklarının hemen kuzeyinde yapılmış olan 3000 tonluk su deposu ise patlamaya hazır bir bomba gibidir. Tamamının devamlı suyla dolması halinde zayıf bir görüntü veren depo duvarlarının patlaması yahut istinat duvarının çökmesi halinde yüzlerce insan ölümle karşı karşıya kalacaktır. Bu nasıl bir cür’et, bu nasıl bir cesaret ve nasıl bir sorumluluk anlayışıdır ki binlerce insan kusurlu veya özensiz hizmetler neticesinde büyük tehlikelerle yüz yüze bırakılmaktadır. Merkezi uydu yayınları randımansızdır. Yüzlerce daire içine hiçbir mühendis- denetmen ve ilgili girip eksikleri tespit etmiş değildir. Daire içlerinde sayılamayacak kadar eksiklikler ve kusurlu yapılmış işler mevcuttur. Birçok daire sahibi, TOKİ yönetiminden ve yüklenici firmadan umudunu keserek daire içlerindeki eksikliklerini kendi imkânlarıyla tamamlama yoluna gitmişlerdir. Burada gören her göz adeta isyan etmektedir. TOKİ insanların aklıyla dalga geçmiş, binlerce insana sorunlu, kusurlu, gecekondu emsali konutları ve kupkuru bir çöl alanını reva görmüştür. Köy yerinde bile benzeri görülmeyecek kalitesiz malzeme ve kötü işçilikle buralar ihmal edilmiştir. Birileri kazanıp birileri göz yumarken, binlerce insan sıkıntılar içinde sorunlarla yüz yüze bırakılmıştır. İşlerin güya yüzde 90 bitirilmiştir. Eksik işlerle beraber kusurlu işler ve dağ gibi sorunlar bir arada düşünüldüğünde işin yüzde 70 bittiği bile zor söylenebilir. Burada rahat eden kat sakinleri var mıdır sanılıyor? İnsanlar kızgın ve öfkeli.”

 

ALLAH’INIZDAN BULUN!

 

Geçen zaman içinde TOKİ’ye, BİMER’e, AKİM’e ve başkaca adreslere yazılmış yüzlerce faks ve maile rağmen buradaki binlerce insanın derdine çare olacak gelişmeler bir türlü sağlanamazken, vatandaşlar mağduriyetlerinin de bir türlü duyulmamasından yakındı. Kimsenin kendilerine ses vermediğinden yakınan TOKİ sakinleri, “Hak sahipleri olarak kendi aramızda örgütlenerek hakkımızı savunmaya kalktık. Bu kez işi yapan firmanın bazı elemanları tarafından çocuklarımızla tehdit edildik. Ardı ardı kesilmeyen tehditlerle birçok sahibi ‘Allah’ınızdan  bulun’ diyerek geri çekildi. İşin ehli olan böyle mi yapar? Bu manzara TOKİ’nin imajına yakışır mı? Burada denetimlerin de tıpkı işin ciddiyetsizliği gibi yapıldığı besbelli. Hak, hukuk, kamu malı, insanların alması gereken hizmet önemsenseydi bir ENKAZ görüntüsü içindeki konutlarla ve konut alanıyla  yüz yüze bırakılmazdık. 51 blok, 1058 daire, bir cami, bir okul, bir market ve çevre düzenlemesi işinden oluşan bu konut uygulaması ucube görünümündedir. Hak sahipleri ile TOKİ arasında yapılan sözleşeme iş bitiminde daireler, hak sahiplerine resmi olarak teslimi yapıldıktan sonra geri ödemelerin başlatılacağı belirtiliyor. Ancak TOKİ yönetimi yangından mal kaçırırcasına 21 Ekim günü blokların kapılarına bir duyuru asarak, geri ödemelerin20 Kasım 2013itibariyle başlatıldığı belirtilmektedir. Oysa yüklenici firmanın elemanları hala sitede kendilerince çalışmaktadırlar.” Şeklinde konuştu.

 

RESMEN İHMAL VE SUİSTİMAL!

 

“Bunca eksik ve kusur ortada iken işin geçici teslime bile kesinlikle hazır olmadığı ortada iken TOKİ’nin bu yaklaşım, insanlarla dalga geçmek, insanlara hakaret etmek ve zulmetmektir.” Diyen TOKİ’deki vatandaşlar,  mülteci değil, bu ülkenin insanıyız ve çoğumuz kamu personeliyiz şeklinde tepki gösterdi. Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verilerek, TOKİ’nin yaşattığı mağduriyet bir kez daha kınandı, “TOKİ, ‘taksit tahsilâtı’ kararını geri çekerek bu enkazı yoluna koymalı, modern bir yaşam alanı oluşturmalı, insanlara değer verdiğini kanıtlamalı, buradaki yağmaya, talana, iltimasa dur demeli, ondan sonra taksit ödemelerini başlatmalıdır. Kaldı ki Van’ı yıkan 5.6 ‘lık depremin merkez üssü Korubaş – Kavurma mevkii idi. Bu konutlar daha inşaat aşamasında depremle sarsılarak değişen oranlarda hasar gördü. Binalardaki çatlaklar alelacele sıvanıp boyanarak kapatıldı. Taksirli hizmetin ve eksik işlerin hukuken de vicdanen de bir telafisi olmaz mı?  TOKİ’nin tüm bu mağduriyetlerimizi nazara alarak taksitlerimizi işin tastamam bitirilmesine kadar ertelemesini, taksitlerimizi de asgari 12 yıla yaymasını; zam ve faiz uygulamasına tabi tutmadan taksitlerimizi sabit taksit tutarı ile yeniden yapılandırmasını istiyoruz. Sosyal devlet olmanın da bir gereği olarak devletimiz ve onun birer kurumu olan TOKİ,  pek çok sorunu, sıkıntıyı yıllardır yaşamış olan hak sahiplerini gözetmeli, yeniden bir mağduriyet yaşatmamalıdır. Bu çarpık durumu, bu haksız uygulamayı ve ortadaki ihmal ve suistimali hükümet makamlarının, siyasi partilerin, ilgili kurumların, basının, kamuoyunun dikkatlerine sunuyor; bir oldu bittiye de razı olmayacağımızı ve her platformda hakkımızı arayacağımızı belirtmek istiyoruz.” 

Editör: TE Bilisim