HDP Van Milletvekili Lezgin Botan, Muş'ta katledilen HPG’li Kevser Eltürk’ün çıplak bedenine ait olduğu belirtilen görüntülerin sosyal medyada yayınlanmasını meclis gündemine taşıdı.

 

HDP Van Milletvekili Lezgin Botan, Muş'ta katledilen HPG’li Kevser Eltürk’ün çıplak bedenine ait olduğu belirtilen görüntülerin sosyal medyada yayınlanmasını ve ayrıca cenazeye yapılan işkencelerle ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın yanıtlaması isteğiyle TBMM Başkanlığı'na Önerge sundu.

 

BOTAN: YAŞANANLAR SAVAŞ HUKUKUNA AYKIRIDIR!

Botan, 10 Ağustos 2015 tarihinde Muş'un Varto ilçesinde çıkan çatışmada yaşamını yitiren YJA Starlı Kevser Eltürk, çıplak bedenine ait olduğu belirtilen görüntülerin sosyal medya ve basın yayın organlarında yer aldığını hatırlatarak, “Görgü tanıklarının ifadesine göre Kevser Eltürk’e ait olduğu belirtilen cenazenin üzerinde çok sayıda işkence izine rastlanmıştır. Muş Valiliği yaptığı açıklamada çıplak haldeki cenazeye ait görüntülerin doğru olduğunu kabul etmiş ancak görüntüyü basın ve sosyal medya üzerinden paylaşanlar hakkında idari soruşturmanın başlatılacağını belirtmiştir. Hiçbir savaş ve çatışma hukukuna sığmayan; insanlık onurunun kadın bedeni üzerinden bir kez daha çiğnendiği bu görüntüler toplumsal vicdanda derin yaralar açmıştır.” Dedi.

 

“KADINLAR AYRIMCI UYGULAMALARA TABİ TUTULUYOR”

Türkiye’de toplumsal yaşamın her alanında ayrımcı uygulamalarla karşı karşıya kalan kadınların savaş ve çatışma ortamlarında da eril zihniyetin ve bu zihniyeti koruyan yasal düzenlemelerin zulmünden ve vahşetinden fazlasıyla nasibini aldığına dikkat çeken Botan, “Kevser Eltürk’ün cansız bedeni üzerinden kendisini tekrar üreten eril zihniyet ve bu zihniyetin koruyucusu iktidar erki tüm kadınlar için nasıl bir tehdit olduğunu bir kez daha hiçbir izaha gerek kalmaksızın kendisini ‘çırılçıplak’ ortaya koymuştur. Türkiye’nin de ilk imzacıları arasında yer aldığı ve kamuoyunda ‘İstanbul Sözleşmesi’ olarak bilinen sözleşme (1 ağustos 2014) ile 31 Ekim 2000 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe giren BMGK’nin 1325 Sayılı kararı kadınların her şart altında şiddetten korunmalarını açık bir şekilde taraf devletlere deklere etmektedir. Kadına yönelik şiddetin fiilen yok edilmesinin yanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin toplumun tamamı üzerine etkilerini de yok etmeyi amaçlayan ilgili sözleşmelerde kadına yönelik şiddete yataklık edenlerin de cezalandırılması öngörülmektedir.” İfadelerini kullandı.

 

BOTAN: BAKANLIK OLARAK BİR ÇALIŞMANIZ VAR MI?

Botan Ertürk’ün cenazesine yapılan çirkinliği şu sorularla Ayşenur İslam'a sordu: “Muş’ta çıkan çatışmada hayatını kaybettiği iddia edilen YJA Starlı Kevser ELTÜRK adlı kadının cesedinin çırılçıplak soyularak teşhir edilmesini kadına yönelik bir şiddet ve ayrımcılık olarak görüyor musunuz? Kevser Eltürk adlı kadının cenazesinin çırılçıplak soyarak teşhir edenlerin kimler olduğunun açığa çıkarılması için bakanlık olarak yürüttüğünüz yasal bir çalışma var mıdır? Elinde silah bulundurması ve kolluk güçleriyle çatışmaya girmiş olması bir kadının bedenine işkence ve kötü muamele edilmesini meşru kılmakta mıdır? Değil ise bakanlık olarak basına yansıyan görüntülerle ilgili bu ana kadar ne tür işlemler yaptınız?

 

“KOLLUK GÜÇLERİ OLDUĞU DOĞRU MU?”

Kevser ELTÜRK’ ün çıplak bedeninin hemen yanında görüntüleri bulunan erkek şahısların kimler olduğuna dair bir çalışma yürütmekte misiniz? Bu kişilerin resmi kolluk güçleri olduğu bilgisi doğru mudur? Eğer doğru ise görüntülerle ilgili bu kişilerin ifadelerine başvurulması için yasal bir işlem başlatmayı düşünüyor musunuz? Türkiye’de yaşayan halklarımızın inançsal ve kültürel değerleri ile evrensel insan hakları belgelerinde hiçbir yeri olmayan cansız bir bedene karşı yapılan bu muameleyi kadınlara karşı işlenmiş bir savaş suçu olarak görüyor musunuz? Kevser ELTÜRK adlı kadının bedenine karşı yapılan insanlık dışı muamelenin sorumlularının açığa çıkarılması için hukuki olarak bir soruşturma başlatılmasını talep etmeyi ve davaya bakanlık olarak müdahil olmayı düşünüyor musunuz?

 

BOTAN: AÇILAN BİR DORUŞTURMA VAR MI?

Türkiye’nin de tarafı olduğu Kadınlara yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili 1325 sayılı BMGK kararı ve  “İstanbul Sözleşmesi ”ne rağmen kadın haklarına dair bu kadar çok olumsuzluğun yaşanmasının nedenleri nelerdir? Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yürüttüğünüz çalışmalar nelerdir? Son 5 yılda kolluk güçleri tarafından şiddete ve kötü muameleye maruz kalan kadın sayısı kaçtır?  Kadınlara karşı insanlık dışı suçları işleyen kolluk güçleri hakkında şimdiye kadar açılmış bir soruşturma var mıdır? Varsa bu kişiler kimlerdir? Haklarında ne tür hukuki ve cezai işlem yapılmıştır? 

Editör: TE Bilisim