2011 depremi sonrası Van’ın içine girdiği ekonomik çöküş ve kriz ortamı devam ederken Van her alanda ‘idare’ etmeye devam ediyor. O günden bugüne borcu borçla kapatmaya devam eden esnaf ve tüccar halen depremin yaralarını saramazken bu ay başlayan TOKİ ödemeleri, çekilen kredilerin hesabını yaparken bir taraftan da birkaç ay sonra başlayacak olan vergi ve SGK ödemelerini düşünüyor. İnşaat sektörünün durduğu, emlak piyasasının çöküşe geçtiği bir kentte halen beklenen o ‘yeniden diriliş’ beklenirken beklenen adımlar ise bir türlü atılmıyor. Yeni bir Van sözlerinin eksik olmadığı 2011’den bu yana bir adım atılmazken sektörün kanayan yarasına ekonominin patronu Necdet Takva yapılması gerekenler ile bir kez daha parmak bastı. Takva, özellikle yapılaşmadaki sıkıntının depremden sonra verilip yerine getirilmeyen sözler olduğuna değinerek; “Deprem sonrası oluşan imar belirsizliği inşaat sektöründe ciddi sorunlar yarattı. O dönem hepimizi heyecanlandıran bir gelişme oldu. Çevre Şehircilik Bakanlığı deprem sonrası kent imarını kendilerinin revize edeceğini ifade etmişti. Biz bunu olumlu karşılamıştık. Fakat aradan geçen zamana rağmen herhangi bir çalışma yapılmadı.” İfadelerini kullandı.

 

İnşaat sektörünün yaşadığı büyük bir sorun olan KDV, Stopaj, vergi, SGK primlerinin yüksek olmasından dolayı Taahhüt işi yapan firmaların yaşadığı sıkıntıları ve Van’da taşeron firmaların büyük bir kısmının kayıt dışı olması kalitenin düşmesine ve kontrol mekanizmasının işlememesinden dolayı yaşanan sıkıntıları Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva Şehrivan’a değerlendirdi. Takva, “Deprem sonrası oluşan imar belirsizliği inşaat sektöründe ciddi sorunlar yarattı. O dönem hepimizi heyecanlandıran bir gelişme oldu. Çevre Şehircilik Bakanlığı deprem sonrası kent imarını kendilerinin revize edeceğini ifade etmişti. Biz bunu olumlu karşılamıştık. Fakat aradan geçen zamana rağmen herhangi bir çalışma yapılmadı.” İfadelerini kullandı.

 

 

‘GEÇEN ZAMANA RAĞMEN HERHANGİ BİR ÇALIŞMA YAPILMADI’

İnşaat sektöründe yaşanan sıkıntılara değinen Takva, 2011 yılında yaşanan 2 büyük depremin ardından inşaat sektöründe ciddi bir daralmanın yaşandığına dikkat çekti. Takva, “İnşaat sektörü Van’da özellikle istihdam boyutu açısından kentin ekonomisine ciddi katkı sunan bir sektördür. İnşaat sektörü Van’ın en önemli sektörlerinden birisidir. Bizim her zaman inşaat sektörünü ayrıcalıklı bir konumda değerlendirmemiz gerekiyor. Deprem sonrası oluşan imar belirsizliği inşaat sektöründe ciddi sorunlar yarattı. O dönem hepimizi heyecanlandıran bir gelişme oldu. Çevre Şehircilik Bakanlığı deprem sonrası kent imarını kendilerinin revize edeceğini ifade etmişti. Biz bunu olumlu karşılamıştık. Fakat aradan geçen zamana rağmen herhangi bir çalışma yapılmadı.” İfadelerini kullandı.

 

‘UMARIM UZLAŞMA SAĞLANIR’

Çevre Şehircilik Bakanlığının tutumunun yerel yönetimlerin imar konusunda bir çıkmaza sürüklenmesine neden olduğuna vurgu yapan Takva, dördüncü kent imarının askıya çıkmamış olmasının yerel yönetimlerde imar çıkmazının yaşandığını belirtti. Takva, “Umuyorum ki bu imarda biran önce Çevre Şehircilik Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyesi arasında bir uzlaşma sağlanır. Ve ilana çıkar. Bu konudaki çıkmazı aşabileceğimize inanıyoruz.” Dedi.  

 

‘KENTSEL DÖNÜŞÜMDEN 20 BİN İNSAN YARARLANABİLECEK’

Deprem döneminin ardından özellikle ağır hasarlı ya da hasarlı olan binalarını kendi isteğiyle ya da kamu marifetiyle yıkan vatandaşların depremden bir süre sonra hayata geçen kentsel dönüşüm yasasının sağladığı imkân ve olanaklardan yararlanamadığını dile getiren Takva, “O yasadan sonra binasını veya iş yerlerini yıkan hak sahipleri bu yasadan yararlanabiliyordu. Bu konuda odamız çok ciddi bir lobi yürüttü ve en son geçen ay 24’üncü sayama süreci bitmeden son gün ve özellikle depremden sonra kendi isteğiyle ya da kamu marifetiyle yıkılan ağır hasarlı binalarında bu kentsel dönüşüm yasasından yararlanabileceklerine ilişkin bir hüküm çıktı. Bunun şöyle bir etkisi olacağını düşünüyoruz. Bundan aşağı yukarı 20 bin insan yararlanabiliyor. 2 yüz milyon TL’ye tekabül eden bir kentsel gelişim sağlanacak. ” Şeklinde konuştu.

 

‘VERGİLERİN TERKİN EDİLMESİ ŞART’

Öte yandan inşaat sektöründe faaliyet yürüten firmaların depremden sonra vergilerinin ertelendiğini kaydeden Takva, bu erteleme ve ötelemenin Van’da yaşanan yerel ekonomik krize çare olmayacağını ısrarla söylediklerini hatırlattı. Takva, “Bu konudaki talebimiz ertelenen ve ötelenen vergilerin terkin edilmesi gerektiğini ifade ediyorduk. İddiamızdan da vazgeçmiş değiliz. 30 Haziran 2015 tarihine ertelendi en son. Biz bunun bir erteleme, öteleme olarak değil terkin edilmesi yöntemiyle kentin ekonomisine katkı sunacağını ifade etmiştik. En son 8’inci sanayi şurasında sn. başbakana ve beraberindeki 8 bakana da sunumumuzda ifade ettik. Yani bu bizim psikolojik eşik dediğimiz biz hal almış durumda. Bu konudaki beklentimizi kendileriyle paylaştık. Dolayısıyla bu hem inşaat sektöründe faaliyet yürüten firmaların rahat nefes almasını sağlayacak hem de kent ekonomisine ciddi bir katkı sağlayacak. Düşünmenin ötesinde böyle bir inançta oluştu. Fakat 24’üncü dönem yasama sürecinde bu konuda etkin bir lobi faaliyeti yürütemedik.” Diye konuştu.

 

‘İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN CANLANMASI HEPİMİZİ SEVİNDİRECEKTİR’

Özellikle merkezi hükümet nezlindeki temsiliyetlerinde sağlam bir irade çıkmamasının bu günlere kadar sarkıtan sıkıntılı bir sürecin yaşandığını kaydeden Takva, “Şimdi inşaat sektörünün en önemli özelliklerinden bir tanesi de niteliksiz istihdam yaratması. Son 10 yıl içerisinde Van yoğun bir göç almaya başladı. Ve özellikle niteliksiz bir göç yaşandı. Bu insanların istihdam edilmesinin en önemli dinamizmini inşaat sektörü ile başarabileceğimize inanıyoruz. Büyükşehirle yaptığımız görüşmelerde artık kentin imarında bir sorun olmadığını ruhsatların düzgün bir şekilde hak sahiplerine verildiği yönünde bilgiler verildi. Tabi sezonda açıldı. Bunun ne kadar realize edebileceğimizi önümüzdeki günlerde görürüz. Umuyorum ki hem imarda yaşanan sorunların hem de niteliksiz burada istihdamına katkı sunacak olan inşaat sektörünün canlanması hepimizi sevindirecektir.” Diye belirtti.  

 

‘KAYIT DIŞI EKONOMİ TÜM DÜNYADA BÜYÜK BİR SIKINTI’

Kayıt dışı ekonomiler özellikle vergilerin çok yüksek olduğu bölgelerde hayat bulduğunun altını çizen Takva, bu aslında ulusal bir politika olduğunu söyledi. Kayıt dışı ekonominin sadece yerelde Van’ı ilgilendiren bir sorun olmadığına işaret eden Takva, “Aslında bu problem Türkiye’nin genelinde var. İnsanlar vergi yükünden kaçmak için böyle bir yönelim sergiliyorlar. Aslında bunun yanlış bir tutum olduğunu söylemek gerekir. İnşaat firmaların kayıt için bir istihdam politikasını gündeme getirmeleri gerekiyor. Kayıt dışı istihdamın yaratacağı ekstra maliyetler özellikle iş güvenliği açısından oluşabilecek olumsuzluklarda maliyetlerini 3’e 4’e katlayan sonuçlarla karşılaşabileceklerdir. Özellikle 6’ncı bölge teşviklerinden yararlanarak ya da 4 bin 306 sayılı istihdam teşvik yasasının imkânlarından yararlanarak da kayıt altına girmeleri durumunda maliyetlerini olumlu etkileyeceğine inanıyoruz.” İfadelerine yer verdi.

 

‘FİRMALARIMIZI KAYIT DIŞI EKONOMİLERDEN UZAK DURMAYI ÖNERİYORUZ’

Bütün bunun dışında sınır kapıların etkin çalışmıyor olması ticarete konu olan malların kayıt dışı ekonomiye de sebep olduğunu dile getiren Takva, “Bunu da sağlamanın yolu özellikle Gelincik sınır kapısının sınır ticaret merkezine dönüştürülmesi, Kapıköy’de yaşadığımız temel sorunların ortadan kaldırılması buradaki sınır boylarının meydana gelen kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almayı kolaylaştıracaktır. Bütün ekonomilerin kayıt altına alınması gerekir. Bu aslında bir kültür meselesidir. Kayıt dışı ilk etapta maliyet düşürücü yaratsa da uzun vadede etkileri çok daha büyük maliyetlere sebebiyet vermektedir. O yüzden biz oda olarak kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin olmasından yana anlayışı temsil etmiyor ve asla böyle bir anlayışımız yoktur. Firmalarımızı kayıt dışı ekonomilerden uzak durmayı öneriyoruz.” Dedi. 


ŞEHRİVAN ÖZEL – MERAL YILDIZ

Editör: TE Bilisim