AK Parti’de 7 Haziran’da yapılacak olan seçim takvimi bir bir işlemeye devam ederken temayül ve mülakat sürecini atlatan aday adaylarından Av. Memet Yıldız ile konuştuk. Listenin güçlü isimlerinden birisi olan Yıldız, kuruluştan bu yana teşkilatın içinde yer alması ile beraber hukukçu kimliği ile de ön plana çıkan bir isim. AK Parti’nin önemli hukukçular ile süreci yönettiği ve özellikle çözüm süreci ve başkanlık sistemi yolunda daha çok ihtiyaç duyacağı dönemde Van adına da ihtiyaç duyacağı isimlerden biri hiç şüphesiz Memet Yıldız... Van’ın 8 milletvekili ile temsil edeceği bir süreçte herkesin en doğruyu aradığı dönemde biz de Yıldız ile kamuoyu yoklamaları başlamadan önce seçim üzerine konuşup özellikle Van’ın ve bölgenin geleceği üzerine bir söyleşi yaptık. Çözüme dair önemli tespitleri bulunan Yıldız, hamdı, pişti şimdi olgunlaşması gerekiyor dediği çözüm sürecini bölgenin kalkınması için ilk şart olarak görürken, özelde kent için de önemli adımların atılması gerektiğini düşünüyor. Yeni Türkiye sürecinde Van’ın izleyen de yöneten konuma geçmesi gereketiğinin altını çizen Yıldız’a göre bunun için atılması gereken ilk adımlardan biri de Van adına ortak uzlaşı… Bunun gibi önemli tespitleri bulunan Yıldız, benzeri önemli değerlendirmeleri Şehrivan aracılığı ile paylaştı. İşte Av. Memet Yıldız’ın gözüyle 7 Haziran seçimleri…


RÖPORTAJ: ÖMER AYTAÇ AYKAÇ-ŞEHRİVAN ÖZEL

 

Öncelikle adaylık sürecinin kaçınılmaz sorusu ile başlamak istiyorum? Neden aday oldunuz?

Sayın Başbakanımızın da belirttiği üzere; geleceğiyle ilgili söz sahibi olmak isteyen herkesin, demokratik seçimlerde ya aday olması ya da aday olanlara oy vermesi gerekir ki demokrasiye sahip çıkabilelim. Şahsım olarak ben de, Irak, Mısır, Libya ve Suriye’den sonra ülkemizde de kimliklerimiz, aidiyetlerimiz, inançlarımız, mezheplerimiz ya da milliyetlerimiz üzerinden bir iç çatışma yaratarak bizi bir birimize vurdurma hayali içinde olan bazı dış odakların ve onların yerli işbirlikçilerinin karşısında durmak, vesayetçi zihniyete karşı seçilmiş sivil iradenin yanında olmak ve partimizin uygun görmesi, halkımızın da teveccüh göstermesi halinde milli iradeyi temsil etmek üzere on iki yıldır gerek il yönetiminde gerekse belediye meclisinde görev aldığım Ak Partiden Van milletvekili aday adayı oldum. Kısmet olur da çıktığımız bu yolda başarılı olur ve TBMM’ne milletin temsilcisi olarak gitmek nasip olursa; en önemli önceliğim hukukun ve adaletin hâkim kılınması, çözüm sürecinin kalıcı barışa dönüştürülmesi ve temel hal ve hürriyetlerin yeni, çağdaş ve demokratik bir anayasa ile teminat altına alınması yönünde var gücümle çalışacağım.

 

AK Parti’de iki önemli aşama olan temayül yoklaması ve mülakat sürecini geride bıraktınız. Bu süreci nasıl yorumluyorsunuz?

Şahsım acısından parti sistematiği ve disiplini açısından son derece başarılı geçtiğini, gerçek ve realite uygun sonuç aldıklarını düşünüyorum. Bu hususlarında ilerleyen süreçlerle doğru orantılı olduğunu biliyoruz. Biz de bunun gereği olarak kendimizi tüm teşkilatlara, AK Parti kademesindeki insanlara anlatmaya çalıştık. Partimize yabancı isim değildik. Uzun yıllardır zaten AK Parti teşkilatında olan ve partimi bilen bir isimim. Haliyle ziyaretlerimde de memnun edici olumlu tepkiler ve destekler aldım. Bu nedenle tüm seçmen ve parti yöneticilerine samimi ve içten desteklerinden dolayı teşekkürü bir borç bilirim.

 

7 Nisan’a kadar bir kamuoyu yoklamaları süreci olacak bu kez de? Yani Van halkına sorulacaksınız. Bu süreci nasıl görüyorsunuz?

Nihayetinde aday adayı olduğumuz kurumun kökeni zaten ‘millet’. Biz milletin vekili olmak için bu yola çıktı. Şimdiye kadarki süreçler parti ve genel merkez düzeyindeki süreçlerde. Bu süreçte eğer partimize layık olduğumuz kanatine varıldıysa en önemli aşama olan halk aşamasına geçeceğiz. Zaten bizim bu noktada seçilmemizin temeli de halk olmalı. Halk eğer bizi bu göreve uygun görüyorsa biz orada, TBMM’de olmalıyız. Van artık eski Van değil. 8 milletvekili ile 1 milyonu aşkın bir nüfusa temsilcilik ediyorsunuz. Haliyle zor bir göreve talip olduk. Önümüzde hiç olmadığı kadar büyük bir emek sergilememiz gereken bir süreç var. Bu halk bizden artık sadece yol, su, elektrik beklemiyor. Bu toplumun barışı ve huzuru arıyor artık. 12 yıllık AK Parti döneminde gözle görülür değişikliklerin yaşandığı Türkiye şimdi Yeni bir Türkiye sürecine giriyor. Bu süreçte Van beklemeyecek elbette. Önce barış, güven ve huzur ortamı ardından yerel ve bölgesel kalkınma. Haliyle elimizi çabuk tutmalıyız. Çabuk tutarken de bu süreci en iyi şekilde götürecek isimlere temsiliyet vermeliyiz. Ben bu isimlerden biriysem halk da bunu tasdik edecektir zaten.

 

Önümüzde önemli bir süreç var dediniz… Siz de bir hukukçusunuz ve çözüm süreci ile birlikte başkanlık sistemi bu seçimin en büyük iki hamlesi olarak duruyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Evet, bu seçimin de Yeni Türkiye’nin de kaderini artık nihayete ermek üzere olan çözüm süreci belirleyecek. Barış ve huzur artık bu halka çok yakın. Binbir badirelerin atlatılarak geldiği noktada çözüm sürecinde taşlar oturdu. Çözüm süreci hamdı, pişti şimdi bunu olgunlaştırma zamanı. İçinde bulunduğumuz teknoloji çağının bir sonucu olarak yaşadığımız hızlı ve baş döndürücü gelişim ve değişimden dolayı belki toplum olarak yapılanları kısa bir zaman sonra unutabiliyoruz. Ama bakın on iki yıllık Ak Parti hükümetleri dönemlerinde sadece çözüm süreci ve demokratikleşme başlığı altında özellikle de temel taşlarını oluşturan pişme aşamasında: Olağanüstü hal (OHAL) uygulamasına son verildi, Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) kaldırıldı, Yerleşim birimlerinin eski isimlerini kullanmalarının önü açıldı, Faili meçhul cinayetler dönemi sona erdirildi, Farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi, geliştirilmesi ve yayını imkânı sağlandı, Farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkânı tanındı, Kamu hizmetlerinden yararlanmada vatandaşlarımızın kendi ana dillerinde tercüman istihdamı ve çağrı merkezlerinin kurulması sağlandı, Yirmi dört saat Kürtçe yayın yapan TRT Kurdi açıldı. Bunlar bu halk için yoldan, sudan daha önemli şeylerdi. Öyle basite alınacak bir süreç yok geride. Biz 2001 yılına kadar OHAL’i yaşayan bir toplum değil miydik?

 

“BARIŞ FIRSATINI KAÇIRMAYALIM”

Yine bakıyoruz bu işin bir de olgunlaşma aşaması oldu. Neler yaşadık bu süreçte? Vatandaşlarımızın çocuklarına arzu ettikleri isimleri verebilmelerinin önündeki engeller kaldırıldı, Köye dönüş ve rehabilitasyon projesi uygulamaya konuldu, Terör mağdurlarının zararları tazmin edildi, Çözüm Süreci başlatıldı,  Çözüm Süreci Çerçeve Yasası çıkarılarak çözüm süreci devlet politikası haline getirildi ve nihayetinde birkaç gün önce Dolmabahçe Sarayında, hükümet üyeleri ile Ak Parti ve HDP temsilcilerinin yapmış oldukları ortak açıklamayla çözüm sürecinde tarihi bir viraj daha aşılarak yeni ve belki de son aşamaya geçildi. Bundan sonra barışa ve kardeşliğe inanan tüm Kürtlere ve Türklere düşen en büyük görev, hangi partiye oy verirse versin, Türkiye’nin kaderini değiştirecek bu Kardeşlik Projesine dört elle sarılmak ve çıkılan bu yolda tarafları daha çok cesaretlendirerek sonuca ulaşmayı kolaylaştırmaktır. Bu olgunlaşmanın son aşamaları ise ‘Dolmabahçe Mutabakatı’ ve İzleme Kurulunun oluşturulması oldu. Haliyle barış artık çok yakın… Bu fırsatı bir daha kaçırma bu topluma büyük yıkımlar yaşatacaktır. Biz halk olarak bunun farkındayız. O yüzden nihayete ermesi için de elimizden geleni yapacağız.

 

Peki ya Van özelinde kafanızda neler var? Bu kentin de beklentileri var elbette. Buna dair nasıl bir Van tasviriniz ve çözüm yolunuz var?

Elbette, bizim çözüm sürecinin nihayete ermesi, yeni Türkiye sürecinde önemli adımların atılmasının büyük parçası da kalkınmadır, toplumun refahıdır. Biz dediğim gibi 12-13 yıl öncesine kadar OHAL’i yaşayan bir toplumduk. Bu süreçten sonra hem demokrasi hem kalkınma adına önemli bir aşama katettik. Ama takdir edersiniz ki bölgesel kalkınmaya baktığımızda diğer bölgelerin gerisindeyiz. Telefi edemez miyiz? Rahatlıkla yaparız. Çünkü bizim hem iş, hem insan, hem de üretim kaynağımız var. Yeter ki bu konuda adımı atalım: Onlarca medeniyete başkentlik etmiş, tarih boyunca hiçbir medeniyetin vazgeçmediği bir kent olan Van’ın bu kadar önem arz etmesinin sebebi neydi? Bugün İstanbul Avrupa’ya açılan kapı olarak hangi konumdaysa Van’da stratejik olarak Asya, Ortadoğu’ya açılması ile aynı konumdadır. Biz bu noktada bir kere büyük bir destinasyon, ekonomik sirkülasyon ve bölgesel kalkınmanın yaşanabileceği yerdeyiz. Uzun vadedeki bu hesapları yapmak için ise kısa vadede kendi içimizdeki bazı sorunları çözmemiz gerekiyor.

 

Nedir bunlar?

Şimdi her şey uzun vadede proje üretip yazmak ile olmuyor. Bizim yerelde ciddi sıkıntılarımız var. Bunun için önce yerelde bir bütünlük ve kalkınma hedefi sağlayacağız ki geleceğe dair bu adımları atalım. Öncelikli STK katılımı ile politik davranış ve siyasi tavırlardan uzak Van için ortak uzlaşı platformunun kurulması gerekiyor. Önümüzde bir 2023 vizyonu varken biz süreci izleyen değil sürecin içinde yer alan bir Van olacağız. Bunun için de ortak derdi Van olan bir platform şart. Yerel iktidarların etkin çalışmasını Merkezi iktidar ile birlikte sağlamamız gerekiyor yine. İki üç ayrı düşüncenin bir tarafa çektiği bir yönetim kente yarar değil zarar veriyor. Bu noktada da yine politik bir bakıştan sıyrılan yönetim anlayışı oluşturmamız lazım. Van’ın yine önemli çıkış noktalarından biri de sınır kapıları. Eski sınır ticareti beklentilerinden kurtulup bu halka özel uygulamalarını sağlamak (Çiftçilere Gümrüksüz yakıt verilmesi gibi) gerekiyor. Kaçakçılıktan doğan yoğun mağduriyetlerin ve cezaların kaldırılması yine özelde aklıma gelen detaylardan. Tüm bunları bir tarafı bıraktığımızda; tarımda, hayvancılıkta, turizmde, üretimde potansiyeli olan Van’ın üretim anlayışlı bir sanayi ve ticaret yapılanmasının sağlanmasının gerekliği var. Bizim de inşallah bu yönde çalışmalarımız olacaktır.

 

Son olarak?

Ben dediğim gibi Van’ın 1 milyonu aşkın nüfusunu en iyi temsil edecek ve süreci en iyi götürecek isimlerinin temsil edilmesini temenni ediyorum. Barış artık çok yakınımızda. Biz barış ortamı ile birlikte medeniyetlerin beşiği olan Van’ı çok daha parlak bir kent olarak göreceğiz. Bunu umut ediyorum. Bunun için de siyaseten bunu yapmak nasipse elbette için de yer alacağız.

İyi bir hukukçu ve halkın her fırsatta kapısı çaldığı bir avukat olmasının yanında AK Parti’nin sağlam taşlarından olan Av. Memet Yıldız çok paylaşmaya gönüllü olmasa da Van’ın eğitimine de önemli katkılar sunmuş bir isim. “Bu kentin çocuklarının okuması verilmesi gereken zor bir karar olmamalı” diyen Yıldız, gerek doğduğu topraklara gerekse de ilçe ve köylere hiç eğitim yardımlarını esirgememiş. Kendi adına yapılan Gürpınar’da bir köy okulunun yanında Van ve ilçelerinde de her yıl birçok okula maddi, manevi büyük destekler sağlayan bir isim Yıldız… Siyaseten Van’ı temsil edecek 8 kişiden biri olur mu bilinmez ama şimdiden kocaman yürekli binlerce çocuğun geleceğine umut olarak en önemli görevi almış bile… 

Editör: TE Bilisim