15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü dolayısıyla değerlendirme bulunan HÜDA PAR GİK Üyesi M. Mehdi Oğuz, yaptığı konuşmada, “Dün Müslümanlara iftira atarak, karalamaya çalışanların yüzlerine bugün dünyanın en büyük karası çalındı. O yüzden adalet bizim için olmaz ise olmazdır. Velev ki düşmanımız bile olsa biz muamelemizde adaletten taviz veremeyiz. Kuran-ı Kerim’de buyurulduğu gibi ‘Bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin.” Dedi.

 

Geçtiğimiz yıl 15 Temmuz'da FETÖ tarafından ABD desteğiyle gerçekleştirilen darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Mehmet Mehdi Oğuz, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

15 Temmuzda gerçekleşen FETÖ darbe girişiminin arkasında Batı emperyalizmin olduğuna dikkat çeken HÜDA PAR GİK Üyesi Oğuz, girişimin Müslüman halk tarafından önlendiğini söyledi. Değerlendirmesinde, İslami hizmetleri dolayısıyla FETÖ/PDY’nin zulmüne maruz kalıp aynı yapının polis ve yargı ayağı tarafından cezaevine konulan mahkûmlar konusunda hükümete çağrıda bulunan Oğuz, hükümetin FETÖ’nün yol açtığı zulümleri giderme noktasında bir adım atması gerektiğini kaydetti.

 

“BİR ÖRGÜTÜN TEK BAŞINA YAPABİLECEĞİ BİR FAALİYET DEĞİL”

15 Temmuz’da gerçekleşen darbe girişiminin FETÖ’nün tek başına yaptığı bir faaliyet olmadığına dikkat çeken Oğuz, “Geçtiğimiz yıl 15 Temmuz’da ülkemiz bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Çok büyük bir tehlike atlatıldı. Allah’ın yardımıyla, Müslüman halkın direnişiyle darbe girişimi önlendi. Tabi bu darbe nasıl gerçekleşti ve nasıl gelişti? Bu darbe girişiminin arkasındaki güçler kimlerdir? Bu darbe ile ne amaçlanıyordu? Biraz da bunun üzerinde durmak gerekiyor. Darbenin arkasındaki ana gücün Türkiye’de yıllardır sistematik bir şekilde örgütlenen ve batılı güçler tarafından sürekli yönlendirilen FETÖ denilen bir yapının olduğunu görüyoruz. Şunu hiçbir zaman unutmayalım ki bu darbe girişimi ve ya FETÖ’nin gerek Türkiye’deki faaliyetleri, gerekse dünya genelinde 163 ülkedeki faaliyetlerini dikkate aldığımızda bir örgütün tek başına yapabileceği bir faaliyet değildir. Bunu çok iyi anlamak gerekiyor.” dedi.

 

“Dünyayı yönetmeye çalışan Batı emperyalizmi darbe girişiminin arkasındadır”

Gerçekleşen darbe girişimin arkasında Batı emperyalizmin olduğunu söyleyen Oğuz, “Her ne kadar sahnede bir örgüt varsa da, sahne gerisinde de başta ABD, İsrail ve Batı devletleri olmak üzere uluslararası bir gücün olduğunu görüyoruz. Şu an dünyayı yönetmeye çalışan Batı emperyalizminin bu darbe girişiminin arkasında olduğunu görüyoruz. Bu Batı emperyalizminin başını da ABD’nin çektiğini çok iyi biliyoruz. Dolaysıyla bu darbe girişimi ABD desteğiyle gerçekleşti.” diye konuştu.

 

“BATI SÜREKLİ İSLAM ÜLKELERİNİ KONTROL ETMEK İSTİYOR”

Batının İslam ülkelerinin özgür iradeleriyle bir yönetim sahibi olmalarına asla müsaade etmeyeceğini belirten Oğuz, “Türkiye Cumhuriyeti’nin geçmişine baktığımız zaman darbeler tarihi olduğunu görüyoruz. 1960’ta Adnan Menderes idam edildiği zaman bu darbenin arkasında Batı vardı. 80’li yıllarda da Kenan Evren bu darbeyi gerçekleştirdiği zaman o dönemdeki ABD basını, ‘Bizim çocuklar darbe yaptı’ diye manşet atıyordular. 28 Şubat darbesinin arkasında Batı’nın olduğunu söylemeye zaten gerek yok. Dolayısıyla Türkiye’deki siyasi gelişmeler hiçbir zaman dış güçlerin kontrolünden ve müdahalesinden bağımsız değildir.”  şeklinde konuştu.

 

Çok sistemli ve kapsamlı bir darbe girişimiyle karşı karşıya kalındığını ifade eden Oğuz, “Allah’ın yardımı olmamış olsaydı bu darbe girişimi bir şekilde öne alınmamış olsaydı, gece 03.00’te sonra devreye konulmuş olsaydı ve Müslüman halkın direnişi olmamış olsaydı ülke büyük bir felaketle karşı karşıya kalacaktı. Bu darbe girişimin başından sonuna Allah’ın büyük bir yardımı vardı. Bu darbe girişimin önlenmesinin en önemli unsuru Müslüman halkının direnişiydi. Eğer bu inançlı halk sokağa dökülmemiş olsaydı, göğsünü tankalar ve mermilere siper etmemiş olsaydı kesinlikle darbenin önlenmesinin mümkün değildi.” diye belirtti.

 

Darbe girişinin önüne geçenlerin özellikle Müslüman halk olduğunun altını çizen Oğuz, “Darbe girişiminde hayatını kaybedenlerin büyük bir çoğunluğunun İslami camialara mensup kişilerin olduğunu görüyoruz. Kahir bir ekseriyetle bu darbeye karşı çıkanların İslami camialara mensup olan kişiler olduğunu görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

 

“HALKIN İNANCINA DAYALI BİR SİSTEM OLUŞTURULURSA BU ÜLKEDE KİMSE DARBEYİ AKLINDAN BİLE GEÇİREMEZ”

Oğuz, “Müslüman halk niye direndi? Geçmişte de bazı darbe girişimleri oldu. 60-80’de, 28 Şubat’ta da post modern bir darbe oldu ama neden bu halk sokağa çıkmadı ve direnmedi? Bunu çeşit çeşit nedenleri olabilir. Bize göre en büyük nedeni ise şudur; cumhuriyet tarihi boyunca mevcut siyasi yönetimler, iktidarlar daima halkın inancıyla uğraşmışlardır. Hiçbir zaman halkın inancı yönetimde söz sahibi olamamış, halkın inancına saygı gösterilmemiş ve Müslüman halk horlanmıştır. Bu nedenle Müslüman halk hiçbir zaman ne devleti, ne de hükümeti kendine ait görmemiştir. Bu nedenle darbelere karşı bir refleks geliştirmemiştir. Bugün Halkın inancına uygun bir sistem olmadığı halde halk sadece kendi inancına düşmanlık yapılmıyor diye sokağa çıkıp darbeye karşı direndi. Bu sunu gösteriyor eğer halkın inancına dayalı bir sistem oluşturulursa bu ülkede kimse darbeyi aklından bile geçiremez.” dedi.

 

“ADALET BİZİM İÇİN OLMAZ İSE OLMAZDIR”

FETÖ’nün yaptığı adaletsizlikten dolayı bugün ektiklerini biçtiklerini aktaran Oğuz, devamla şunları söyledi: “FETÖ’cüler yıllardır zulüm yapıyordular. Zannediyordular bu zulüm hep onların yanında kâr kalacak. Bu mazlum, mustazaf, yürekleri dağlamış annelerin bedduaları boşa gidecek zannediyorlardı. Ama Cenabı Hak onların bu yaptığı zulümleri onların başına geçirdi. Geçmişte hangi insana hangi zulmü yapmışlarsa bugün dikkat edin aynısı başlarına geliyor. Dün ellerinde bulundurmuş oldukları yargı yetkisini bir zulüm aracı olarak kullanarak mazlum ve mustazaf halkın çocuklarını cezaevine atan hâkim ve savcılar bugün onlarla ayni cezaevinin bitişik koğuşunda kalıyorlar. Dün Müslümanlara iftira atarak, karalamaya çalışanların yüzlerine bugün dünyanın en büyük karası çalındı. O yüzden adalet bizim için olmaz ise olmazdır. Velev ki düşmanımız bile olsa biz muamelemizde adaletten taviz veremeyiz. Kuran-ı Kerim’de buyurulduğu gibi ‘Bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin.”

 

“ONLAR ZALİM OLMUŞ OLSALAR BİLE SİZ ONLARA ZULÜM ETMEYİN”

Konuşmasında hükümete uyarıda bulunan Oğuz, “FETÖ ile mücadelede hükümet bunu göz önünde bulundurmalıdır. Geçmişte gerek, Ergenekon’cular, gerek FETÖ’cüler bu yaptıkları zulümlerin sonucunda bu işler bunların başına geldi. Ektikleri zulümleri biçiyorlar. Dolayısıyla biz hükümete sesleniyoruz; onlar zulüm etmiş olsalar bile siz onlara zulüm etmeyin. Siz onları yargılarken adaletten, haktan, hukuktan ayrılmayın. Eğer sizde onlar gibi zulme tevessül ederseniz, elinize geçirdiğiniz bu güçle onlara benzer bir zulüm yaparsanız yarın yaptığınız zulüm sizi de kuşatacaktır.” diye belitti.

 

“HÜKÜMETE DÜŞEN ÇOK ÖNEMLİ BİR GÖREV VAR!”

İslami hizmetleri dolayısıyla FETÖ/PDY’nin zulmüne maruz kalıp aynı yapının polis ve yargı ayağı tarafından cezaevine konulan mahkûmlar konusunda hükümete önemli görevlerin düştüğünü söyleyen Oğuz, şunları kaydetti: “Hükümet FETÖ ile mücadele edeceğiz kökünü kurutacağız diyor. Bu hainlerin kökünün kurutulması gerekiyor. Fakat burada hükümete düşen çok önemli bir görev var. Hâlâ FETÖ’cülerin zulmüyle cezaevinde yatan insanlar var diyorlar. Diyorlar ama zulmü gidermek için de bir adım atmıyorlar. Şu an hükümet ciddi bir sorumluluk altındadır. Bunların yaptığı zulüm bu kadar aşikâr bir şekilde ortaya çıkmışken hükümet sadece ‘bunlar zulüm yaptı, biz bunlarla mücadele ediyoruz’ demekle yetinip bunların yol açtığı zulümleri giderme noktasında adim atmazlarsa şunu çok iyi bilsinler ki onların yaptıkları bu zulme rıza göstermiş olurlar. Zulme rıza göstermek zulme ortak olmak gibidir.” 

Editör: TE Bilisim