ŞEHRİVAN ÖZEL: ÖMER AYTAÇ AYKAÇ - Akın Dinçer... Genç yaşta Ankara’da devlerin yer aldığı iş piyasasına girdi. Genç yaşta girdiği Ankara Ticaret Odası’nda bu kez kendi grubunda bu kez oyların tamamını alarak bir kez daha grubunu temsilen ATO meclisine girdi. Vanlı’nın Ankara’da, İstanbul’da etki yaratmak istediği bir süreçte büyük bir başarı elde eden Dinçer, Van’ın da gururu oldu. ATO yönetim kuruluna da çok yakın bir noktada bulunan Dinçer, Şehrivan aracılığı ile çarpıcı mesajlar paylaştı...

 

ATO’DA BİR VANLI... BİR BAŞARI HİKAYESİ...

 

Türkiye’nin son bir yıldır en çok konuşulan konularından birisi de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı oda ve borsa seçimleri oldu. Geçtiğimiz yıl sonunda ertelenen ve Nisan ayında tamamlanan seçimler Van’da da gündemi uzunca süre meşgul etti. Herkesin özellikle Van TSO seçimlerine odaklandığı bir süreçte ise bir genç Ankara’da sessiz sedasız büyük bir devrim yaptı. Yıllardır Ankara’da özel sektörde faaliyet gösteren genç işadamı Akın Dinçer, geçtiğimiz dönem de yer aldığı Ankara Ticaret Odası’nda bu yıl 60’ıncı meslek grubunda rekor oy ile ATO’ya seçildi. Yiyecek-içecek sektöründe 425 oyun tamamını ve 157 bin üyesi olan oda esnaflarının büyük desteğini alan Dinçer, yönetim hedefine de çokça yaklaştı. 10 kişilik yönetim listesinin 1’inci yedeği olan Dinçer bu anlamda Van’ın ATO’daki gururu olurken gelecek adına da umut oldu. Van lobisinin zayıf olmasının gündemden düşmediği bir süreçte o seçimlerde Van’a da büyük bir gurur yaşatan Dinçer, hem o seçimleri hem de Van’a dair önemli konuları Şehrivan aracılığı ile değiştirdi.

 

Türkiye’nin son bir yıldır en çok konuşulan konularından birisi de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı oda ve borsa seçimleri oldu. Geçtiğimiz yıl sonunda ertelenen ve Nisan ayında tamamlanan seçimler Van’da da gündemi uzunca süre meşgul etti. Herkesin özellikle Van TSO seçimlerine odaklandığı bir süreçte ise bir genç Ankara’da sessiz sedasız büyük bir devrim yaptı. Yıllardır Ankara’da özel sektörde faaliyet gösteren genç işadamı Akın Dinçer, geçtiğimiz dönem de yer aldığı Ankara Ticaret Odası’nda bu yıl 60’ıncı meslek grubunda rekor oy ile ATO’ya seçildi. Yiyecek-içecek sektöründe 425 oyun tamamını ve 157 bin üyesi olan oda esnaflarının büyük desteğini alan Dinçer, yönetim hedefine de çokça yaklaştı. 10 kişilik yönetim listesinin 1’inci yedeği olan Dinçer bu anlamda Van’ın ATO’daki gururu olurken gelecek adına da umut oldu. Van lobisinin zayıf olmasının gündemden düşmediği bir süreçte o seçimlerde Van’a da büyük bir gurur yaşatan Dinçer, hem o seçimleri hem de Van’a dair önemli konuları Şehrivan aracılığı ile değiştirdi.

 

Van’ın Ticaret ve Sanayi Odası, Van Ticaret Borsası gibi seçimlere odaklandığı süreçte Türkiye’nin en güçlü oluşumlarından birisi olan Ankara Ticaret Odası’nda da seçim tamamlandı. Türkiye’nin gündemi meşgul eden o seçimlerde genç bir işadamı de bir başarı hikayesini yazdı. Yiyecek-içecek sektöründe faaliyet gösteren işadamı Akın Dinçer, ATO meclisine seçelerek kazandığı başarıyı ve detaylarını Şehrivan’a anlattı. Van adına büyük hayaller ve hedefler paylaşan Dinçer, tam bir sevdalısı olduğunun altını çizerek, kente dair birbirinden önemli konuları paylaştı...

 

 

İŞTE O SEÇİMİN HİKAYESİ!

 

Ankara Ticaret Odası’nın geçtiğimiz haftalardaki seçiminde meclise giren Vanlı işadamı Akın Dinçer, Şehrivan’a yaptığı değerlendirmede ATO bünyesindeki 67 meslek grubu olduğunu belirterek bunlarda 181 meclis üyesi olduğunu ve 181 isim arasında meclise girme hakkı kazandığını söyledi. Dinçer: “Ben bu 67 komite arasında Bu 68’inci komitenin Lokanta, Kafe ve Restorancılar komitesinden meclis üyesi oldum. Geçen dönem de yine meclis üyesiydim. Aynı komiteden bu dönem tekrar seçildim.” Sözlerine yer verdi.

 

TEK İSİM OLARAK OYLARIN TAMAMINI ALDI!

 

Türkiye’nin diğer illerinin aksine her meslek grubunda bir çok ismin aday olduğu ve büyük bir rekabet ortamının yaşandığı seçimlerde Dinçer, tek liste ile girip oyların tamamını alan tek isim oldu. Dinçer bu süreci anlatırken, “Oy birliği ile üyelerin desteğini aldık ve listedeki en büyük oyu bizim oldu. Bir oy almamız yeterli olacakken tam 425 oy aldık.” dedi. Dinçer ayrıca: “Ben Ankara ticaret odası meclisine girdiğimde en genç meclis üyesiydim. Bu sıfatla da girdiğimiz için insanlara da biraz sempatik geldi. Bu da avantaja döndü. Bu da bizim için artı sağladı. Ben geçmiş 5 yılda ortaya koyduğumuz, komite ve sektör sorunlarımızla ilgili ilgimizi başarılı buluyorum.”

 

DİNÇER: VAN’A ANKARA’DA BÜYÜK BİR SEMPATİ VAR!

 

Van’ın Ankara’da zayıf bir lobisi olduğu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Dinçer, bu anlamda Van’ın aslında zayıf değil güçlü bir konumunun bulunduğunu belirtti. Dinçer konuyla ilgili olarak: “2011 yılına kadar Ankara’da yaşayan Vanlıların sayısı belki çok fazla değildi. Fakat 2011 depreminden sonra Ankara’da yaşayan Vanlıların sayısı 3 katına çıkmıştır. Asıl önemli olan da burada nitelikli bir çoğunluğun oluşmuş olması. Ankara’daki esnaf da, bürokrat da siyasetçi de arttı. Bu da bizim belki bir anlamda sorumluluğumuzu arttırıyor. Ben hep şunu yaşadım. Ankara’da kime “Vanlıyım” dediysem bir kere 1-0 önde başlıyorum. Çünkü batıdaki insanların Van’a karşı müthiş bir sempatisi var. Hiç Van’ı görmemiş insanlar bile ciddi bir ilgi gösteriyor. En kötü Van’ı görmese de bir yakını Van’da olduğu için memnuniyetini dile getiren insanlar var. Bu aslında bizim işimizi kolaylaştırıyor. Van’a öyle büyük bir sempati var ki. İlgi alaka da görüyoruz. İşimizi rahatlatıyor.” Dedi.

 

VANLILARA BİR BİRLİKTELİK LAZIM!

 

Van’ın da diğer kentler gibi kent için ortaya bir beraberlik koyma vurgusu yapan Dinçer: “Burada yaşayan Vanlılar bir araya geldiklerinde ilk gündem konusu daha önce hep aynıydı. Biz burada dayanışmadan, birliktelikten, lobicilik faaliyetlerinden yana hep serzenişte ya da eleştiride bulunuyoruz. Fakat bir harekete de geçmiyoruz. Bu da bizim eksiğimiz. Hiç unutmam 2009 yılında Ankara’ya yerleştiğimde Kırşehirliler vakfının bir iftar organizasyonuna katılmıştım. Ben orada şunu görmüştüm: O gün, o dönemin bakanları, milletvekilleri, bürokratları, işadamı ve o memleketin hemşerisi oradaydı. Ve müthiş bir kaynaşma vardı. Bu benim çok hoşuma gitmişti. O dönemde bizim burada Van derneğimiz vardı ama maalesef bazı imkansızlıklardan dolayı çok başarılı değildi. O zaman kendi kendime şunu söyledim: Belki Ankara’da yaşayanların sayısı az ama Van en önemli ve en büyük şehirlerden birisi. Vanlılar’ın da diğer kentler kadar başarılı işler ortaya koyması ve birliktelik ortaya koymaları lazım.” Dedi.

 

SERZENİŞTE EVRESİ BİTTİ, ŞİMDİ VAN İÇİN BİR ŞEYLER YAPMA ZAMANI!

 

Van’ın uzunca süre bir araya gelme, dernekleşme, vakıflaşma sıkıntısı yaşanmasına rağmen kentin şu anda bunu atlattığını belirterek kendisinin de kurucuları arasında yer aldığı Vanlılar Vakfı gibi oluşumların artık güçlü bir yapıda olduğunu söyledi. Dinçer, serzeniş devrinin bittiğine vurgu yaparak: “Biz bugüne kadar Ankara’da yaşayan Vanlılar olarak serzenişte bulunma, Van’la ilgili bir şeyler yapamıyoruz evresini geride bıraktık. Şimdi artık önümüzde bir şeyler yapma evresi. Mesela Van ile ilgili konularda, Van’daki Vanlılar ile beraber tutum alarak, burada Türkiye siyasetini ve bürokrasisini yöneten isimleri etkileme ve yönlendirmeye çalışmak gerekiyor. Çünkü Ankara bu ülkenin başkentidir. Burada yaşayan Vanlılar’ın da bu noktada sorumluluğu vardır. Siyasetçi ya da Vali olmak gerekmiyor burada yaşayan Vanlılar’ın da sorumluluğu var. Ben mesela Ankara Ticaret Odası’nda iki dönemdir tek Vanlıyım. Ki ATO tarihinde de başka Vanlı yoktur. Ben özellikle 2011’den sonra bu sayının daha fazla olması gerektiğini arzuladım hep. ATO’da daha fazla Vanlı olur mu daha aktif olur mu diye çok düşündüm. Hatta ben bu noktada belki yeteri kadar istediğim karşılığı bulamayınca kendi komiteme de Vanlı bir isim de dahil oldu.” Dedi.

 

 

VANLILARA BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR!

 

Ankara’da sadece bir meslek grubunu ya da sektörü temsil etmediğini söyleyen Dinçer, bu anlamda geçtiğimiz dönem bile yüzlerce Vanlı firma ile ilgili sorunların çözümüne ortak olduğunu vurgu yaptı. Dinçer bu noktada Van’a borçlu olduğunu da söylereke: “Benim için karşımdaki insanın Vanlı olması kafidir. Ben bir Vanlı’dan her hangi üst düzey göreve gelmiş bir Vanlı’dan bir çok şeyi rica edebilirim. Başka bir şeye gerek yok. Hemşericilik böyle bir şeydir. Bunlar uzayan kollardır ve bu kollar da Van’a ve hemşerilerine sarılmalı ve sahip çıkmalı.  Bu anlamda Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık danışmanlığı gibi görevler var. Bu anlamda bu temsiliyetler önemli. Onların da Van ile ilgili Van’a karşı bir hassasiyeti olduğuna inanıyorum. Herkes kendi memleketini sever ama biz Vanlılar biz daha çok düşkünüz. Söz konusu Van olduğunda akan sular da duruyor. Buradaki tek mesele Vakıf ve benzeri isimlerle büyük işler düşüyor. Bizim bütün konularda birliktelik dayanışma ve Van için bir şeyler ortaya koyma çabasında olmamız lazım. Burada sadece Van milletvekilinin, Van Valisi’nin Ankara’ya gelmesi yeterli değil. Burada yaşayan bütün Vanlılar bu sorumluluk ile hareket etmeli.” Dedi.

 

“ANKARA’NIN VAN’DAN HABERİ OLMALI!”

 

Van’ın son dönemlerde en çok konuştuğu lobicilik faaliyetlerine de değinen Dinçer, bu noktada Ankara’daki herkesin Van konusunda duyarlı olması gerektiğine vurgu yaparak: “Lobicilik beraber bir tutum almaktadır, bir meseleyi kanun koyucuları ve yürütücüleri etkileme işidir. Burada başkentte yaşayan bütün Vanlılar’ın Van’a dair konularda yeter ki haberi olsun. Bu anlamda Van’ın önemli konuları ve sorunları noktasında büyüklerimize şöyle bir görev düşüyor. Van’daki bürokratların, siyasetçilerin, basın mensuplarının olduğu bir grup ile Ankara ve İstanbul’da çeşitli sektör alanlardan bir konsey oluşturulabilir. Buna birileri öncülük de eder. Böyle bir topluluk ve güç kentin önemli konular da hem haberdar olma avantajı oluşturur hem de çözüm de getirir.” Dedi.

 

VAN’IN SORUNLARI İÇİN UĞRAŞMAK HEPİMİZİN BORCU...

 

Dinçer, Van Vakfı gibi oluşumlara sorumluluk da yükleyerek: “ATO Türkiye’nin en büyük 2’inci odası ve en prestijli odası konumundadır. Burada seçimle iş başına gelinen dernek, vakıf, işadamları toplulukları bir Vanlı’nın bir Vanlı’ya sahip çıkması en kolay destek yöntemidir. Bu noktada belki de bir iletişim eksikliğimiz var. Bu anlamda yeni dönemde bunu da çözmemiz gerekiyor. Bence yeni Vanlılar Vakfı’nın da en büyük sorumluluk sahibi olduğunu düşünüyorum. Benim de en büyük sorumluluğun bu isimlere destek vermemdir. Mesela Van Gölü kirliliği sadece Van’da yaşayan isimlerin konusu değil ki, burada yaşayan tüm Vanlılar da bunun sorumluluğunu hmeli. Buradaki Vanlılar da konun koyucu ve yöneticiler ile sürekli iletişim halindeler. Herkes bu anlamda üzerine düşeni yapsa, bir tarafından tutsa Van aslında olması gerektiği noktaya daha rahat gelir. Konuları da daha rahat tartışılır.” Sözlerine yer verdi.

 

İSTEYİNCE OLUYOR...

 

Dinçer, son olarak Van ile ilgili küçük bir anekdot paylaşarak sözlerini noktaladı. Dinçer: “Bazen seçilen meclis üyeleri ya da komite üyeleri asli göreve kendi sektör sorunları ile ilgilenmek ve bunları çözmektir. Biz yaşa koyucu değiliz, icra makamı da değiliz. Ama bizim şöyle bir özelliğimiz var: Biz konun koyucu ile sektörün temsilcileri arasında köprüyüz. Bu sorunları ilgili makamlara taşımak.  Benim ne kadar Van hayranı olduğumu da tüm çevrem bilir. Bundan bir süre önce Ankara’dan büyük bir grup ile Van çıkarması yaptım ve gelen herkes hayran kaldı. İnsanları memleketimize gururla getiriyoruz ve biz de bu anlamda memleketimizle gurur da duyuyoruz. Van depreminden sonra Van-Erciş’e ATO 200 kişilik bir yurt yaptı. Ve onun dışında 15 Temmuz’daki iki şehit için ciddi bir para yardımında bulundu. Bunlarda naçizane bir katkım vardır. Demek ki bir Vanlı’nın orda olması böyle şeylere bile katkı sunabiliyor. Yeter ki bu işlerde kurumlarda dertlenen birisi olsun. Bu anlamda Van için beraber dertlenebilen herkes için kenetlenme vaktidir.” Şeklinde konuştu. 

Editör: TE Bilisim