Başbakan Binali Yıldırım, Sabancı Kültür Merkezi'nde yapılan 9 Eylül Üniversitesi'nin 2016- 2017 akademik yılı açılış törenine katıldı. Yıldırım'a İzmir ziyaretinde eşi Semiha Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile milletvekilleri ve parti yöneticileri eşlik etti. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektönü Prof. Dr. Adnan Kasman tarafından karşılanan Başbakan Binali Yıldırım, saygı duruşu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvarı korusunun söylediği İstiklal Marşı'nın ardından üniversiteyi tanıtan filmi izledi.


“ADETA BİR ŞEHİR”

Başbakan Binali Yıldırım, sözlerine eğitim yılının hayırlı olması dileğiyle başladı. 9 Eylül'ün İzmir için çok şey ifade ettiğini söyleyen Başbakan Binali Yıldırım şöyle dedi:
"9 Eylül İzmir'in düşman işgalinden kurtuluş günü ama bununla sınırlı değil aynı zamanda Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'nı zaferle sonuçlandırdığı ve bütün dünyaya yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan ettiği gündür. Dolayısıyla bu ulusun ecdadından kalan bu topraklarda yeni bir dönemi başlattığı günün adı, 9 Eylül'dür. Üniversitesi de İzmir'in Ege'nin hatta Türkiye'nin takdirini kazanmış önemli üniversitelerimizden bir tanesidir. Dolayısıyla toplam öğrenci sayısı 80 bini bulan adeta kendi başına bir şehir haline gelmiş önemli üniversitenin öğretim yılı açılışında sizlerle birlikte olmaktan büyük bir heyecan, mutluluk duyuyorum. Kuruluşu çok eski değil 1982. Ancak 9 Eylül Üniversitesi kısa tarihine rağmen çok büyük mesafe kaydetti. 16 fakültesiyle beraber ülkemizin geleceğine gençlerimize çok güzel hizmetler veren bir üniversitesi haline geldi.”


“HALKIN DUYGULARINI SÖMÜRDÜLER”

Son 14 yılda AK Parti hükümetlerinin eğitime büyük yatırım yaptığını, eğitim bütçesini geçen 14 yıl içinde 10 kat arttırdıklarını söyleyen Binali Yıldırım, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin, Milli Savunma Bakanlığı bütçesini geçtiğini ifade etti. Başbakan Yıldırım, “Bu ne demek? Geleceğe yapılan yatırım tanka, tüfeğe yapılan yatırmadan çok daha iyidir. Taşa toprağa yapılan yatırımdan çok daha önemli. Eğitim olmadan bir şey olmaz. Kavgaların, terörün altında eğitim yetersizliği var. 15 Temmuz'da yaşadığımız FETÖ küresel terör tehdidinin darbe girişiminin arkasında da bu var. İnsanların duygularını, kutsallarını istismar ederek kullanarak, sömürerek insanlığın başına bela olacak bir terör örgüt oluştu” dedi. 


“ŞAKA MI DİYE SORDUM”

Darbe teşebbüs gecesini de anlatan Başbakan Binali Yıldırım, “O gece olay olduğu zaman İstanbul'daki eve yeni geldim. Bana söylediklerinde 'şaka mı' diye sordum. O arada büyük torunum Sena telaşlı bir şekilde 'dede dede bu askerler bizim değil mi? Niye insanları öldürüyorlar' diye sordu. 11 yaşında, 11 yaşındaki birçoğunun muhakemesi bu alçak terör örgütünün asker üniformasını giymiş, bu alçaklarda bile yok. Bu vatandaş, millete varını yoğunu vererek ülkemizi dosta düşmana karşı güçlü olsun, tehditlere hazır olsun diye aldığı silahı, uçağı hiç sorunsuzca kaldırıp bu milletin üzerine acımasızca sürerseniz, bu millet gereğini yapar. 15 Temmuz'da da bu milletin kalbindeki düşüncesini, siyasetini, görüşünü bir kenara bıraktı. Ay yıldızlı bayrağını aldı yollara düştü. Memleket söz konusu olunca her şey teferruattır. Türk milleti ne kadar asil olduğunu, bağımsızlığına düşkün olduğunu, büyük Atatürk'ün 'bağımsızlık benim karakterimdir' dediği millet kendisine yakışanı yaptı. Bu alçaklara unutamayacağı bir ders verdi” dedi. 



“BİRBİRİMİZ SEVECEĞİZ”

Türkiye'nin zor bir coğrafyada bulunduğunu da ifade eden Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: 
 

“Bugün değil tarih boyunca bu coğrafya hep hareketli oldu. Her zaman medeniyetlerin, kültürlerin geçiş bölgesi olmuş. Doğudan batıya doğru, ipek yoları, baharat yolları, yıllarca ticareti doğudan batıya doğru gitmiş. Batıda zenginliklere oluşmuş. Sonra zaman değişmiş, o yollardan batıdan doğuya doğru göçler başlamış. Ülkelerin inişleri var, çıkışları var. Her dönemin kendine has özelikle var ama Anadolulu toprakları buluşmanın çatışmanın merkezinde olmaya devam etmiş. Dün de böyleydi, bugün de böyle gelecekte de böyle. Hayatta kalmamız için çok güçlü olmamız lazım. Nasıl olacak? Bir, beraber, iri, diri, birlikte Türkiye olacağız. Asla unutmayın. Farklılıklarımız elbette var. Ama farklı olmayan bir şeyimiz var. Hepimizin gözünden akan damlaların rengi hep aynı. Onun için acılarımız ortak, acılarımızı azaltacağız. Sevinçlerini başarılarımızı çoğaltacağız. Bunun yolu nereden geçiyor empatiden geçiyor. Bir birimiz hakkında olumlu düşüneceğiz, seveceğiz. Karşılıksız seveceğiz. Bayrağımız bizi birleştirecek. En büyük değer olacak. Vatanımız en büyük değer olacak. Millet olma şuuru en büyük değer olacak. Atalarımızın, Atatürk ve arkadaşlarının bize bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti devletimiz en büyük birleştirici özelliğimiz olacak." 


“KAPALI SAYDAM OLMAYAN ÖRGÜTTEN BAHSEDİYORUM”

Türkiye'yi bölmeye çalışan çevrelerin bulunduğunu vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, “Ülkemizi zayıf düşürmeye bölmeye çalışan, başımızı ağrıtan meseleler var. 80 yılından beri bölücü terör var. Onlar derken zamanla silahı eline aldılar, meydana çıktılar. Bu ülkenin enerjisini tüketiyorlar ama FETÖ terör örgütü birikimini yaptı, sinsice kendini gizleyerek 40 yıl çalıştı. Bekledi, bir gün ansızın çıktı. Bize diyorlar ki sevgili gençler 'bunlara önlem niye almadınız' güzel bir soru. Bir terör örgütüne önlem nasıl alınır? Eğer silah çekerse, insan öldürürse, huzursuzluk çıkarırsa, toplumu rahatsız ederse yani adını koyarsanız önlemenizi alınsın. Peki ben soruyorum en üst düzey komutanın yanında taşıdığı 20 yıllık özel kalemi, adeta nefes almasını bile hisseden, karargahında, evde yanında olan ofisinde, teftişte yanında olan adam bir gün 'komutanım buraya kadar, sizi tutukluyoruz' derse ne yaparsınız. Bakın nasıl bir örgütte bahsettiğimi lütfen anlayın. Kapalı, saydam olmayan, ilişkileri net olmayan örgütten bahsediyorum. Amaç uğruna her şeyi mubah sayan bütün kutsal değerleri yerle bir eden örgütten, alçak örgütten bahsediyoruz. Zaman zaman sizinle omuz omuza namaz kılan, başkalarıyla farklı bir kılığa girer. Bunun İslamla, insanlıkla hiçbir şeyle alakası yok. Kimse kusura bakmasın. Bu örgütün, bölücü terör, ülkemizin başını ağrıtan şer odaklarıyla var gücümüzle mücadeleye devam edeceğiz” dedi.


“HALK CUNTACILARA CONTAYI YAKTIRDI”

Terör örgütlerini bir aklın yönettiğini de söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Bunların aklı kendi aklı değil. Bir başka akıl var. O akıl karşımıza çıkamıyor. O akıl arka planda aynı Hacivat Karagöz gibi bunları yönetiyor. Bölücü FETÖ ile 15 Temmuz'dan önce bir araya geldiler. Bu darbeyi planladılar. Görev bölümü yaptılar. Darbenin başarılı sonuçlanmayacağından zerre kadar düşünceleri yoktu. Kaleyi içeriden fethettiklerini düşündüler. Her şey ellerinde, özel kuvvetler, polis içerisinde hatırı sayılır mensupları var. Yargıda oldukça mesafe almışlar. Bürokraside, iş hayatında sivil toplumda her alanda mühhiş bir yol aldıklarını düşünüyorlardı. Daha ne kaldı. Düdüğü çalalım ve ihtilali yapalım hesap bu. Çıktılar meydana fakat bir şeyi unuttular, halkı unuttular, halkı. Halkın gücü, tankın gücünü yenmiştir. Cuntacılara contayı yaktırmıştır. Ve millete bir kez daha ecdadından aldığı bayrağı daha da yükseklere çıkararak dalgalandırmıştır. Onun içi bu aziz milletle her zaman gurur duyacağız. Bir kez daha böyle bir milletin evladı olduğumuz için gururluyuz. Hiç kimse milletimden asla mahcubiyet duymasın Böyle bir millet, dünya tarihinde yok. Tankın önüne yatan, helikopterde gelen kurşuna göğsünü açan, ölümle dalga geçen bayrak için vatana için gözünü kırpmayan 241 kahraman şehidime, vatan savunmasında hayatını veren genç fidanlarımız Allah'tan rahmet diliyorum. Onlar bu ülkeni tapu senetleridir. Bu topraklarda yaşıyorsak şehitlerimize minnettarlık duymamız lazım" dedi.


“TÜRKİYE'Yİ ÜÇE KATLADIK”

14 yılda Türkiye'de önemli işlere yaptıklarını, tevazuya gerek olmadığını söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye, bir Türkiye'ydi üç Türkiye oldu. Üçe katlandı. Türkiye'nin bölgesel kalkınmışlık farkını ortadan kaldırdık. Birbirine yaklaştırdık, uçurumu azalttık. Tamamen yok ettik demiyorum. Örnek vereyim. 2002'de bugün doğu, güneydoğu Anadolu'da terörle mücadelenin yapıldığı 23 ilimizin kişi başı geliri 750 dolardı. O zaman Türkiye ortalaması 3 bin 200 dolar. Ne kadar fark var 4 kat. Şimdi ne oldu Türkiye ortalaması hemen hemen üç kat arttı 9 - 10 bin dolar bandına geldi. 23 ilimizde milli geliri 5 bin 700 dolara çıktı Kaç kat artmış. 8 kat Türkiye üç kat artmış, bu bölge 8 kat artmış. İşte bu farkları azaltmamız lazım. Kardeşliğimizi geliştirmenin yolu vatandaşlarımızı nerede yaşarsa yaşasın aynı hizmeti görmesi lazım. Bugün Hakkari içinde de geniş bant internet var, İzmir'de de var. Okullar aynı hastane hizmetleri aynı, ulaşım İzmir'de havalimanı var. Yüsekova'da da var. Önceden yoktu Neye rağmen yaptık? biz onlara havalimanı yaparken 99 kere PKK terör örgütü şantiyeyi bastı, inatla karşı çıktılar. Biz de inatla yapmak için karalılığımızı gösterdik, bittikten sonra karşı çıkan PKK'nın siyasi uzantılar en önce onlar kullandılar. Böyle şey olur mu?” dedi.


BU YIL DAĞA ÇIKAN ÖRGÜT MENSUBU SAYISINI AÇIKLADI

Hizmetin önünün bilinçli olarak kesildiğini de savunan Başbakan Binali Yıldırım, “Oraya hizmet götürmeye çalışıyoruz onu engelliyorlar. Niye engelliyorlar. Belli millete ulaşmasını engelliyorlar. Dağa adam götüremeyen, yol yok okul yol, doktor yok iş yok fabrika yok bunları kullanarak bölücü faliyetlerine lojistik destek sağlayacak. Bunu elinden alınca da hırçınlaşıyor. Sağa sola saldırıyor. 2014 dağa çıkardıkları genç sayı 4 bin 500'ün üzerinde. Bu sene 10 ay içinde 400 civarında gencimizi götürebildiler. Kandıramıyorlar. Gençlerimiz artık geleceğin dağda değil, geleceğin büyük Türkiye'de olduğunu, gelişmiş büyümüş bir ülkede olduğunu gördüler. Bölücü terörle mücedelimiz, operasylonlar bütün hızıyla devam ediyor. Kırsalda şehirde nerde olursa olsun, bütün bu faaliyetleri sona erinceye kadar karalılıkla sürdürülecek” dedi. 


"KURUNUN YANINDA YAŞIN YANMAMASI İÇİN AZAMİ ÖZEN GÖSTERİLİYOR" 

FETÖ'ye karşı da aynı kararlılığın gösterileceğini vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, operasyonlara yönelik gelen eleştirilere kızıp “Bir mağdurluk edebiyatı tutturdular gidiyorlar. Peki darbeyi yapanlar mağdur da, darbeden hayatı kaybedenler, geleceği karartılmak istenen millet mağdur değil mi? Bu ne biçim iştir? Öyle bir şey olabilir mi? Asıl mağdur millettir. Milletin psikolojisi bozuldu. Ülkenin bütün değerlerini yerle bir ettiler. Bunların sorumlularına hesap sorulmayacak mı? Şimdi zamanı mı? Bunların avukatlığına soyunan, darbecilere destek vermek, yeni bir darbe arayışına onları sokmak bu ülkene menfatine değil vatanseverlik hiç değil” dedi. 
 

OPERASYON YAPANLARA UYARI!

Operasyonları yapanları da uyaran Başbakan Binali Yıldırım, “Kamu kurumlarındaki bu örgütün bütün mensupları bir bir ayıklanacak. Aksi halde bu tehdit daha da büyüyerek devam eder. Hiç endişeniz olmasın. Bu noktada dikkatli çalışın, kurunun yanında yaşın yanmaması için azami özen gösteriliyor. Suçluysa gereği yapılacak. Burada şuna dikkat edeceği husumetlerimiz varsa, geçmişte rakip olmuşsan fırsat elime geçti ben de bunları FETÖ sepetine koymak gibi bir şey yaparsanız. Bunun çok büyük bedeli olur, sadece vicdani değil, hukuki sonucu da olur. Arkadaşlar intikam duygusuyla değil, merhamet duygusuyla değil adaletten şaşmayacaksınız. Bize nasihat vermeye çalışanlar var 'neden OHAL ilan ediyorsun' diye. OHAL'i kendimize yaptık. Vatandaşa değil, vatandaşa her şey olağan bir gece olağanüstü hal yaşadı. Bir gece çıktı. İşi halletti bitti. Bizim bu hasarı tamir etmemiz lazım. Fransa'da terör saldırısından sonra bir yıldır devam ediyor. Bize iler geri laf edenlere orayı görmüyor. Bunların adetidir. Kendilerini görmezler. Avrupa ülkeleri, kendilerini üstün görme gibi hastalıkları var. Kendilerinde hastalıkları görmezden gelirler ama başkalarındaki büyütürler arıza yaparlar. Türkiye ne güzel mülteci alıyor, hayatlarını kurtarıyor. Türkiye aferin güzel yapıyor. Gel yükü paylaşın yok. Bunların hiçbirisine ihtiyacımız yok. Ancak neye ihtiyacımız vara ihtiyacımız birliğimizi sağlam tutacağız, eğer kendi içimizde zafiyet düşmezsek bize hiç kimse bir şey yapamaz bunu gördük. 15 Temmuz en yakın şahididir" dedi. 

Editör: TE Bilisim