ERCİŞ'in Kültürel zenginliklerinden birisi olan Kırgız Türkleri, bu kez de Hürriyet Gazetesi'ne konu oldu. Hayat hikayeleri ile dikkat çeken Kırgızlar'ın en çok rahatsız olduğu soru ise Rus musunuz Gavur mu?

Kırgız Türkleri... 'huzurlu bir hayat' için Afganistan'dan Türkiye'ye göç etmişler. 100 yıl önce Rusya'daki devrimden sonra Çin'e, oradan da Afganistan'a göç etmişler. Huzur ararken terörle karşılaşan köyün üç jenerasyon sakinleriyle Hürriyet gazetesinden Zeynep Bilgehan konuştu.

Van'ın Erciş ilçesine bağlı Ulupamir köyüne gidiyoruz. Yolda kartpostallardaki gibi görüntüler var. Ancak sakinleri için bu köye erişmek bizimki gibi keyifli olmamış. Ulupamir köyünün tarihi 100 yıl öncesinden başlıyor.

 

RUSYA, ÇİN VE AFGANİSTAN

Rusya'daki devrimden sonra bölgedeki Kırgız Türkleri önce Çin'e, oradan Afganistan'ın Pamir Dağları'na gelmişler. Afgan savaşından hemen önce, 1978'de 35-40 hanelik bir grup yeniden yollara düşmüş. Afganistan'dan Pakistan'a geçmişler. Dört yıl Pakistan'da kaldıktan sonra ABD ve Türkiye'ye sığınma başvurusunda bulunmuşlar. 1982'de dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in girişimiyle Türkiye'ye getirilmişler. İklimlerine en uygun yer olduğu için Van'ın Erciş ilçesine bağlı köye yerleştirilmişler. Köyün ismi de geldikleri yer olan 'Pamir'den esinlenilerek 'Ulupamir' adını almış.


Fakat huzurları uzun sürmedi. Bölgede terörün başlamasıyla Kırgız Türklerinin geçim kaynağı 'terörle mücadele' oldu. Koruculuk yapmaya başlayan köy 2006'dan beri 4 şehit verdi. En son geçen hafta terör örgütü PKK'nın kurduğu pusuyla şehit Nazım Taşkent, son bir yılda köyün verdiği ikinci şehitti.


ŞEHRE GİDENLER DÖNÜYOR

Ulupamir'in nüfusu 3 bine yakın. Devamlı ikâmet edenlerin sayısı 1700. Muhtar Eyüphan Koşar (36) köyde doğup büyüyen ilk nesilden. Bize şunları anlatıyor: "İlk geldiğimizde Kürtler kimdir, terör nedir bilmiyorduk. Terör başlayınca devletimize ve bayrağımıza sahip çıkacağız diyerek silahlandık. Devlet bize sahip çıktı, biz de yanında olduk. Örgütün de gözüne battık. İlk şehidimizi 2006'da verdik. Ancak bu bizi hırslandırdı. Şehre göç etmiş gençler geri geliyor. Temmuz'dan beri 80 aile döndü."


BURADA YAŞAMAK KADER

Koşar, bu topraklarda yaşamayı görev değil kader olarak gördüklerini söylüyor: "Buradan kopamayışımızın en büyük sebebi bu aile. Ulupamir 100 yıldır beraber. Bugün 450 haneyiz. Ayrı olunca hiçbir şeyin tadı olmuyor. Buradaki en büyük zenginliğimiz köyde beraber olmamız. Tabii terör olmasa burada yaylalarda hayvancılığın en güzelini yapabilirdik. Eminim bu köy Batı'da bir yerde olsaydı muazzam gelişme olurdu."


GENÇLERİN VATANI BURASI

Hem Afganistan'daki Pamir'i hem de Türkiye'deki Ulupamir'i bilen köyün eskilerinden biri Egemberi Korkmaz (66). Türkiye'ye geldiğinde 26 yaşında olan Korkmaz , yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Pamir'de geçimimiz iyiydi ama koşullar zordu. 1982'de Türkiye'ye geldik. 'İnşallah burası Afganistan gibi olmaz' diyerek yerleştik. Sonra terör belası çıktı. Bize saldırdılar. Şehitler verdik. Ama her şey Allah'tan. Önceden 'Gelmese miydik' diye pişman olurduk ama gençler böyle düşünmüyor. Burada doğdu ve büyüdüler. Onların vatanı burası."


YÜZDE 99 EĞİTİM

Korkmaz'ın bu söylediğine bizzat tanıklık edebiliyoruz... Ziyaret ettiğimiz köy okulunda bütün sınıflar dolu. Köyün okullulaşma oranı yüzde 99. Anadilleri Kırgızca olan çocuklar Türkçeden sonra İngilizce'yi de kolaylıkla öğreniyor. İl ve ilçe çapındaki sınavlarda başarı oranları yüksek. Okula kimi zaman servisle kimi zaman at üstünde geliyorlar. Sınıfta "Ne olmak istiyorsunuz" diye sorunca kızlar "Doktor, öğretmen veya veteriner" diyor. Erkeklerinse tamamı asker veya polis olmak istiyor.


KÜLTÜRÜ İÇİN DÖNDÜ

Kenan Aytaç (34), İstanbul'dan köyüne geri dönenlerden. Nedenini şöyle anlatıyor: "Son tatile geldiğimde kültürel erozyonlar olduğunu gördüm. Kürtçe konuşmaya başlayanlar vardı. Gençler bir düğünde Şemmame oynuyordu. Buradaki varlığımızı sürdürmemiz gerekiyor." Grafiker olan Aytaç, köyde açtığı atölyede Kırgız kültüründen esinlenerek eşya üretiyor.


"RUS MUSUNUZ, GÂVUR MUSUNUZ?"

Orun Gülbey (50) ve Tolun İrfan (43) kız kardeşler, büyük göçten hatırladıklarını şöyle anlatıyor: "Dağları aştık. Azık yaptık. Bize 'Taşlık yerden yürüyün de Rus uçakları gelirse öldürürler' diyorlardı. Çoğumuz yürüyerek geldik. Çok zordu." Peki burada hayat nasıl? Tolun İrfan bu soruya şu yanıtı verdi:

"Burada da zor. Başlarda çok yadırgandık. Bize 'Siz Rus musunuz, gâvur musunuz?' diyorlardı." (Kaynak: Hürriyet)

Editör: TE Bilisim