Bitlis’te yıllar önce popüler olan el sanatları, şimdilerde zorda olsa bazıları icra edilmeye çalışılıyor.

 

Kalaycılık, semercilik, harik, gej (yöresel kumaş), aba, halıcılık, kilimcilik, çömlekçilik, taş işçiliği ve bastonculuk gibi el emeği sanatlarının bazıları tamamen yok olurken, bazıları ise son ustaları tarafından zorda olsa ayakta tutulmaya çalışılıyor. Günümüzde yok olmaya yüz tutmuş eski el sanatlarından biri olan kalaycılık mesleğini sürdürmek için yıllardır mücadele ettiğini belirten Kemal Olcay, ilerlemiş yaşına rağmen kalaycılık mesleğini sürdürüyor. Daha önce Bitlis’te yaklaşık 50 kalaycı ustası olduğunu belirten Kemal Olcay, “Hepsi zamanla öldüler. Bu mesleği yapan tek ben kaldım” dedi. Eşi ile birlikte evinin bahçesine kurduğu tezgahıyla mesleğini devam ettirdiğini ifade eden Kemal Olcay, “Eskiden mesleğimizi yapabilmek için köylere, kasabalara, kazalara hatta Siirt, Van ve Muş gibi illere de giderdik. Şimdi ise ilerleyen yaşım nedeniyle gidemiyorum. Ayrıca benden başka bu işi yapan olmadığı için evimin bahçesinde mesleğimi sürdürüyorum” ifadelerini kullandı.

 

“PARA KAZANAMAZ HALE GELDİK”

İlk olarak bakır kapların üzerindeki pasları toprak veya kumla aldığını dile getiren Kemal Olcay, daha sonra kapları 250 derecelik ateşte kalaylamaya başladığını söyledi. Kapların kalaylamasında nışadır ve kalay maddesi kullanıldığını ifade eden Kemal Olcay, kullanılan kalay malzemesini ise Siirt veya Şanlıurfa’dan temin ettiklerini belirtti. Eskiden günde 80 ile 100 kilo arası bakır kap kalayladıklarını söyleyen Olcay, “Eskiden herkesin mutfağındaki malzemeler hep bakırdandı. Bu nedenle iyi para kazanıyorduk. Ama günümüzde artık bakır kullanılmadığı için fazla yapamıyorum. Alüminyum ve porselen mutfak araç gereçleri çıktığından bu yana sanatımızı yapamaz, para kazanamaz hale geldik. Komşulardan gelen bakır kaplar olmasa ekmek paramızı bile kazanamayacağız” şeklinde konuştu.

 

“BEN BU MESLEĞİN KAYBOLMAMASI İÇİN ELEMAN ARIYORUM”

Bitlis'in son semer ustası Aziz Ölekli, kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarından biri olan semercilik mesleği de neredeyse yok olmakla karşı karşıya kalıyor. Bitlis merkezde yaşayan Aziz Ölekli isimli vatandaş, zor şartlarda altında semercilik mesleğini yaşatma mücadelesi veriyor. Hiç çıraklık yapmayan Ölekli, yaklaşık 25 yıldır bu mesleği yaptığını ifade ederek, yetiştirecek çırak bulamıyor. Bir semeri 2 veya 3 günde yaptığını belirten Aziz Ölekli, semer yapımında kullanılan orijinal malzemeleri bulamadığını kaydetti. 90’lı yıllarda Aydın’ın Söke ilçesinde hayvancılık yaptığını anlatan Ölekli, kendisine semer lazım olduğunu, fakat Bitlis’ten semer gönderemediklerini, bu nedenle semer yapımını kendi kendine öğrenip yaptığını ifade etti. Semer yaptığı dönemlerde eski semer ustasının yanına gidip mesleği öğrenmek istediğini anlatan Ölekli, “Semer ustalarının yanına gittiğim zamanlar usta sırf ben öğrenmeyeyim diye semer yapmayı bırakırdı. Ama ben bu mesleğin kaybolmaması için eleman arıyorum bulamıyorum” dedi.

 

“GEÇİMİ AT SIRTINDA YÜK TAŞIMAKLA YAPANLAR VAR”

Semerin Bitlis ve köyleri için ezelden ebediye olan bir ihtiyacı olduğunu kaydeden Ölekli, “Eskiden çarşı merkezinde Zülfikarlar Hanı diye bir yer vardı, orada hep semerci ustaları vardı. Şimdi tek semer yapan benim ve evimin bahçesinde bu işi yapmak zorundayım. Gündüzleri çalıştığım için iş çıkışı yapıyorum” şeklinde konuştu. Kendisinden başka semer yapanın olmadığını belirten Ölekli, “Bugün ben bu semerleri yapmasaydım atları veya katırları olan kişiler ne yapacaklarını çok merak ediyorum. Çünkü Bitlis’te geçimi at sırtında yük taşımakla yapanlar var, ayrıca köydeki vatandaşlar bütün evsel işlerinde ya at ya da katır kullanıyorlar. Dolayısıyla bu hayvanlara semer lazım oluyor” diye konuştu.

 

Semer yapma mevsimin kış ayları olduğunu dile getiren Ölekli, “Semerleri kış aylarında yapıp yaza hazırlıyorum. Alıcılarda gelip beklemeden satın alıyorlar. Bunun yanı sıra semer yapımında kullanılan malzemelerin orijinalini de bulamıyorum. Dolayısıyla başka malzemeler kullanmak zorunda kalıyorum. Semer yapmak zahmet ve zor bir iştir. Öyle ki 2 veya 3 günde ancak bir semer yapabiliyorum” dedi.

 

“20 GENCİMİZE BU MESLEĞİ AŞILAMAYA ÇALIŞACAĞIM”

Bitlis’in bir diğer el sanatlarından biri harik sanatı ise yine son ustası Haydar Yılmaz tarafından yaşatılmaya çalışılıyor. Ancak hem ham maddesi hem de gençlerin bu sanata çok ilgi göstermemesi yüzünden yıllardır Yılmaz’dan başka kimse tarafından üretilmiyor. Ancak son zamanlarda Bitlis Kültür ve Sanat Derneği (BİSAD) tarafından Bitlis Belediyesi Su İşleri Müdürlüğü Sanat Merkezi haline dönüştürülen binada yaklaşık 20 gence Yılmaz tarafından kurs veriliyor. Bitlis'in en köklü el sanatlarından biri olan harikin mazisinin yaklaşık 600 yıllık olduğunu ifade eden Haydar Yılmaz, bu sanatı yaşatmak için ellerinden geleni yapmak istediklerini söyledi. Yılmaz, “Lise yıllarından buyana yaklaşık 21 yıldır bu mesleğin içindeyim, ama maalesef gençlerimizin çok da ilgi göstermediği bu harik mesleğini yıllardır tek başıma tüm zorluklara rağmen yaşatmaya çalışıyorum. Şimdilerde sanat merkezimizde açtığımız kursumuzla yaklaşık 20 gencimize bu mesleği aşılamaya çalışacağım. İnşallah başarılı olurum ve bu mesleği öğretebilirim, çünkü bu meslek gerçek anlamda çok eskiye dayanan bir meslektir” diye konuştu. 

Editör: TE Bilisim