TCMB'nin, 2018'de uygulayacağı para ve kur politikasının genel çerçevesi ile takip eden 3 yıla ilişkin enflasyon hedeflerini açıkladığı 2018 Yılı Para ve Kur Politikası Raporu, bankanın internet sitesinde yayımlandı.

 

TCMB'nin fiyat istikrarına odaklı para politikası duruşunun korunduğu bir çerçeveyi esas aldığı vurgulanan raporda, enflasyonhedeflemesinin temel para politikası rejimi olmaya devam edeceği kaydedildi. Raporda, para politikası kararlarının, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak oluşturulacağı aktarılarak, enflasyonun hedefle uyumlu seviyelerde tutulması amaçlanırken, finansal istikrarın da gözetileceği belirtildi.

 

TCMB'nin, enflasyonun düşürülmesine engel olan yapısal unsurları ortadan kaldırmak için diğer kurumlarla iş birliği içinde çalışmaya devam edeceği bildirilen raporda, "TCMB'nin temel amacı, fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir. Bu doğrultuda, 2018-2020 dönemindegeçerli olacak enflasyon hedefi hükümet ile varılan mutabakatla uyumlu olarak yüzde 5 seviyesinde belirlenmiştir. 2018-2020 dönemine ilişkin Orta Vadeli Program kapsamında enflasyonun yüzde 5 hedefinekademeli olarak yakınsayacağı öngörülmektedir" denildi.

 

Raporda, TCMB'nin hesap verme yükümlülüğünün bir unsuru olan belirsizlik aralığının, önceki yıllarda olduğu gibi her iki yönde 2 yüzde puan olarak korunduğu vurgulanarak, gerçekleşen enflasyonun yıl sonunda belirsizlik aralığının dışında kalması durumunda hükümete "açık mektup" yazılacağı kaydedildi.

 

Dalgalı döviz kuru rejiminin sürdürüldüğüne işaret edilen raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:

 

"Uygulanmakta olan kur rejiminde, döviz kuru bir politika aracıolarak kullanılmamaktadır. Döviz arz ve talebini belirleyen esas unsurlar, iktisadi temeller, uygulanan para ve maliye politikaları, uluslararası gelişmeler ve beklentilerdir. TCMB’nin nominal ya da reel herhangibir kur hedefi bulunmamaktadır. TCMB, döviz kurundaki hareketlerin fiyat istikrarını kalıcı olarak etkilemesidurumunda sahip olduğu araçlarla gerekli tepkiyi verecektir. Ayrıca, döviz kurunun iktisadi temellerdenbelirgin şekilde kopması ve finansal istikrara dair risk oluşturması halinde bu duruma kayıtsızkalınmayacaktır. TCMB, döviz piyasasının etkin bir şekilde çalışabilmesi için döviz kuru gelişmelerinive buna dair her türlü risk faktörünü yakından takip etmeye, gerekli önlemleri almaya ve ilgili araçları kullanmaya devam edecektir. Bununla birlikte uygulanmakta olan döviz kuru rejiminde kur riskinin iktisadibirimler tarafından yönetilmesi önem arz etmektedir."

 

"2017'de enflasyonda kayda değer bir yükseliş yaşandı"

Raporda, 2016'nın ikinci yarısında yaşanan küresel ve jeopolitik önemli şokların ardından 2017 başlarındadöviz kurlarında yaşanan oynaklık ve bu durumun enflasyon görünümü üzerindeki etkisinin, para politikasıkararlarında belirleyici olduğu vurgulandı.

 

Döviz kuru gelişmelerinin enflasyona dair yukarı yönlü riskleri artırmasınedeniyle TCMB'nin ocak ayında enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma yaptığı, hem gecelik vadede hem de Geç Likidite Penceresi (GLP)uygulaması çerçevesinde borç verme faiz oranlarını yükselttiği anımsatılan raporda, bu gelişmelerin fiyat ile finansal istikrar üzerinde yaratabileceği olumsuz etkileri önlemek amacıyla bazı likidite tedbirlerinin de alındığı kaydedildi.

 

Raporda,bu çerçevede, bir hafta vadeli repo ihalesi açılmadığı, gecelik vadede fonlama miktarının kademeli azaltıldığı ve sistemin fonlama ihtiyacının giderek artan kısmının GLP'den sağlanmaya başlandığı hatırlatıldı. TCMB'nin ayrıca, döviz likiditesi yönetiminde esneklik sağlayacak önlemler de aldığına işaret edilen raporda, "Bu amaçla, TCMB, yabancı para zorunlu karşılık oranlarını indirmiş, Türk Lirası Depoları Karşılığı Döviz Depoları piyasasını açmıştır" ifadesi kullanıldı.

 

Raporda, döviz kurlarında yılbaşında gözlenen bu harekete ek olarak, emtia fiyatları ve dolar cinsinden ithalat fiyatlarındaki gelişmelerin de maliyet baskılarının artmasına yol açtığı ve 2017'de enflasyonda kayda değer bir yükseliş yaşandığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

 

"Enflasyon beklentilerinin ulaştığı yüksek seviyeler ile çekirdek enflasyon görünümüne ilişkin gelişmelerin fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturması, para politikasında sıkı duruşun devamını gerektirmiştir. Bu nedenle TCMB, 2017'nin ocak ayında başladığı parasal sıkılaşmayı mart ve nisan aylarında kademeli olarak artırmış, haziran ve temmuz aylarında sıkı duruşunu korumuş, eylül ve ekim aylarında yaptığı iletişimle para politikasının temkin düzeyini kademeli olarak güçlendirmiştir. Ekim ve kasım aylarında jeopolitik risklerle birlikte gözlenen kur hareketleri ve petrol fiyatlarındaki artışlar enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risk oluşturmuştur.

 

Bu çerçevede kasım ayında TCMB bünyesinde faaliyette bulunan Bankalararası Para Piyasası'nda bankaların borç alabilme limitleri gecelik vadede yapılan işlemler için sıfıra düşürülerek TCMB fonlamasının tamamı GLP'den sağlanmaya başlanmıştır. Böylelikle TCMB, ortalama fonlama maliyeti yaklaşık 25 baz puan yükseltilerek yüzde 12,25 seviyesine getirilmiştir. Mevcut durumda TCMB'nin GLP borç verme faizi yüzde 12,25, gecelik borç verme faiz oranı yüzde 9,25 ve haftalık repo faizi yüzde 8 seviyelerinde bulunmaktadır."

 

"2018'de para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecek"

Raporda, TCMB'nin kasım başında, fiyat istikrarına ve finansal istikrara destek sağlamak amacıyla rezerv opsiyonumekanizması (ROM) kapsamında döviz imkanına ilişkin üst sınırı yüzde 60'tan yüzde 55'e düşürdüğü, tümdilim aralıklarını da 5'er puan aşağı çektiği, ayrıca 1 Şubat 2018'e kadar vadesidolacak reeskont kredilerinin, vadesinde ödenmesi halinde geri ödemesinin Türk lirası olarak yapılabilmesine olanak tanındığı, Türk Lirası Uzlaşmalı Vadeli Döviz Satım ihalelerine başlandığı hatırlatıldı.

 

TCMB'nin, 2017'de enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz piyasasında dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici duruşunu koruduğu vurgulanan raporda, ayrıca, TCMB fonlamasının büyük oranda GLP kanalıyla yapılmasına bağlı olarak, yıl boyunca para politikasının öngörülebilirliğinin önemli ölçüde arttığına işaret edildi.

 

Raporda, Merkez Bankası'nın 2018'de de fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği aktarılarak, şunlar kaydedildi:

 

"Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar parapolitikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecek, ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırmayapılabilecektir. Para Politikası Kurulu (PPK), 2018 yılında önceden açıklanan bir takvim çerçevesinde yılda 8 toplantı yapacaktır. Para politikası kararı ile kısa gerekçesi, İngilizce çevirisi ile birlikte, toplantının hemen ardından saat 14.00’te, kurulun ayrıntılı değerlendirmelerini içeren toplantı özeti ise toplantıyı takip eden 5ş iş günü içinde TCMB internet sayfasında yayımlanacaktır. Önümüzdeki dönemde iletişim politikası destekleyici bir araç olarak etkin bir biçimde kullanılacaktır. Para politikasının temel iletişim araçları kurul duyuruları ve Enflasyon Raporu'dur. Enflasyon Raporu, yılda 4 defa yayımlanacaktır. Kamuoyu ile iletişimin daha etkin şekilde yapılabilmesi amacıyla Enflasyon Raporları, bilgilendirme toplantılarıyla tanıtılacaktır.

 

Bunlara ek olarak, yatırımcılarla ve analistlerle teknik içerikli görüşmeler yapılmaya devam edecek, ayrıca, yurt dışındaki finans merkezlerinde yatırımcılarla düzenli toplantılar gerçekleştirilecektir. Sanayi-ticaret odaları ve diğer reel sektör temsilcileriyle görüş alışverişinde bulunmaya imkan tanıyacaktoplantılar 2018 yılında da sürdürülecektir. Reel ekonomik aktiviteyi yakından izlemek, anlamak ve reelsektörle iletişimi sağlamlaştırmaya yönelik olarak bölgesel ve sektörel düzeydeki çalışmalar da devamedecektir. Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri tüm boyutlarıyla anlamaya yönelik söz konusu çalışmalar,para politikası karar alma süreçlerine de girdi sağlayacaktır."

 

"Finansal İstikrar Raporu önemli bir iletişim aracı olmaya devam edecek"

Raporda, Finansal İstikrar Raporu'nun, TCMB'nin önemli bir iletişim aracı olmaya devam edeceği belirtilerek, para ve kur politikası çerçevesine ilişkin kamuoyuyla paylaşılan duyurular ile TCMB'nin faaliyetleri ve para politikası uygulamaları hakkında Bakanlar Kurulu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu ve diğer platformlarda başkan tarafından yapılan sunumların da kamuoyunun bilgilendirilmesinde önemli bir paya sahip olacağı vurgulandı.

 

Fiyat istikrarının ekonomik istikrar açısından öneminin ve tüm ekonomik aktörlere sağlayacağı kazanımların kamuoyuyla paylaşılmasının, iletişim politikasının temel önceliklerinden birisi olmaya devam edeceği aktarılan raporda, "Bu bağlamda, başta Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kapsamındaki çalışmalar olmak üzere, enflasyonda ilave katılık ve oynaklığa yol açan yapısal unsurlarla ilgili kamuoyunda farkındalığı artırmaya ve ilgili paydaşlarla eş güdüm sağlamaya yönelik çabalar sürdürülecektir" denildi.

 

Raporda, mali disiplinin sürdürülmesinin Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olduğu vurgulanarak, fiyat istikrarına ulaşılabilmesi için maliye politikalarında da disiplinin sürmesinin esas olduğuna işaret edildi. Bu kazanımların korunarak daha da ileriye götürülmesinin önem taşıdığı belirtilen raporda, "Yasası gereği fiyat istikrarına odaklanmış bir Merkez Bankası, bütçe ve maliye politikası gelişmelerini yakından takip etmektedir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde de maliye politikası, yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından izlenmeye devam edilecektir." denildi.

Editör: TE Bilisim