Sağlıkta büyük yatırımların yapıldığı Van’da son zamanlarda merak edilen birçok soruyu kent sağlığının en önemli ismi Şehrivan’a anlattı. Yeni yapılan hastanelerin doktor eksiği, eski İstanbul Hastanesi’nin satılma iddiaları, bir türlü açılmayan semt polikliniği gibi halkın merak ettiği birçok konuyu cevaplayan Van Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliğine Opr. Dr. Heybet Semur sağlık alanında Van’ın önemsendiğini ve önemli gelişmelerin yaşanmaya devam ettiğini kaydetti.

 

2011 yılında sağlık bakanlığı tarafından Kanun Hükmü Kararname ile Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği kuruldu. 2015 yılı Aralık ayında ise Van Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliğine Opr. Dr. Heybet Semur atandı. Atandıktan hemen sonra Van’daki sağlık sorunlarıyla ilgili kolları sıvayan Semur, sağlık anlamında yapılan önemli çalışmaların ve değişimlerin öncüsü oldu. Sağlık yatırımlarının aralıksız sürdüğü süreçte sağlıktaki en önemil isim olan Semur, bu süreçteki değişim, dönüşüm yatırımlarla birlikte Van’daki doktor açığı, eski İstanbul hastanesi ve semt poliklinikleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Gazetemiz Şehrivan’a açıklamalarda bulunan Opr. Dr. Heybet Semur, Bitlis, Hakkari, Muş ve Ağrı’nın bir kısmına hizmet verdiklerini ifade ederek, yakın zaman içerisinde İran ile ilgili de sağlık turizmi açısından adımlar atılacağını aktardı.

 

 

İHRAÇLARA RAĞMEN DOKTOR SAYISI ARTTI

Yaklaşık 2 yıl önce Bingöl Devlet Hastanesi Başhekimiyken Van’a Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri olarak atanan Opr. Dr. Heybet Semur, Van’daki doktor açığı ve hastanelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 2011 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından kurulan Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği görevine getirilen Opr. Dr. Semur, Sağlık İl Müdürlüğü ve Halk Sağlığı Müdürlüğü ile birlikte Van’daki bütün vatandaşların sağlık sorunlarını en iyi şekilde çözmek için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası her ilde olduğu gibi Van’da da bazı sağlık çalışanlarının açığa alındığını ifade eden Opr. Dr. Semur, darbe sonrası yapılan atamalarda ise Van’a büyük önem verildiğini belirtti. Semur, 2016 yılı Mayıs ayında Van’daki Kamu Hastanelerinde uzman doktor yüzdesi 58 iken üzerinden darbe geçmesine rağmen şuanda bu oranın yüzde 62’ye çıktığını söyledi.

 

TAAHHÜTLER YERİNE GETİRİLMEDİ!

Milli Egemenlik Caddesi üzerinde bulunan ve büyük tartışmalara neden olan Bediüzzaman Külliyesi altında yapılması planlanan semt polikliniğiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Opr. Dr. Semur, Kültür merkezine yakın, zemin katta asma katı ve otoparkı olan bir alandan bahsediyoruz. 4 bin 500 – 5 bin metrekareye yakın kapalı bir alanı var oranın. 2015 yılında benden önceki genel sekreterlerin gerek görmeleri dâhilinde bakanlıktan izin alınarak 30’a yakın poliklinik ve bir adette toplum ruh sağlığı merkezi olarak kullanılmak üzere kiralama işlemi yapılmış. Ancak bugüne kadar açılmamasının en önemli sebebi aslında ortada. Mülk sahibi taahhüt ettiği kira sözleşmesinin ekinde bulunan ve bizim istediğimiz şartlara haiz imalatlarını bitirmemiştir. Bunun içinde asansör var, elektrik ile ilgili birkaç şey var. Bunlardan dolayı bugüne kadar teslim alınmadı. Birinci sebep budur, ikinci sebep ise 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra OHAL ilan edilmesi oldu. Burayla ilgili kısa bir süre sonra netleşme olacak. Biz ilgili birime bununla ilgili talimatlarımızı verdik. Önümüzdeki günlerde netleştirip kamuoyu ile paylaşacağız.” Dedi.

 

 

“SEMT POLİKLİNİĞİ YAPACAĞIZ”

Çarşı merkezinde hastane olmadığı için bu kiralamaya başvurulduğunu aktaran Semur, “Şimdi çarşı merkezinde zaten devlet hastanesi oldu. Buna istinaden daha önce bu bina kiralanırken çarşı merkezinde hastane olmadığı için kiralanmıştı. Bu sebepten dolayı biz Bakanlığımız ile tekrar yazışmaya başladık. Netice sonunda vardığımız karar şu oldu. Orayı da tekrar semt polikliniği olarak devam etmeye karar verdik. Şu anda biz bu bina ile ilgili tüm sözleşmeleri Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine gönderdik. Bölge Eğitim ve Araştırma hastanesi başhekimi tarafından bu süreç takip ediliyor. Yüklenici firmaya en son bir süre verdik. Biz mülk sahibine 45 günlük bir süre vermiştik ve 15 günleri kaldı. Bu süre içerisinde eksikliklerini bitirirlerse hastanemiz kabulünü yaparak başlayacak. Ama eğer eksikliklerini tamamlamazlarsa bundan dolayı tek taraflı fesih edilebilir. Biz takip ediyoruz orayı ama Genel Sekreterlik hizmet binası olarak kullanmayı da düşünmüyoruz. Eğer mülk sahibi eksikliklerin, evraklarını, belgelerini dört dörtlük tamamlarsa biz orayı semt polikliniği yapacağız.” Dedi.

 

“İSTANBUL HASTANESİ DEVLETİN MALIDIR”

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Kanun Hükminde Kararname ile önce sözleşmesi fes edilen ardından da el konularak Sağlık Bakanlığına devredilen eski ismiyle İstanbul Hastanesinin durumu da merak konusu. Bu konuyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Opr. Dr. Semur şöyle konuştu: “OHAL ile ilgili yayınlanan KHK’lar oldu. Bu KHK’lardan sonra 667 ve 669 sayılı KHK ile çarşı merkezinde bulunan 240 yataklı eski ismi İstanbul Hastanesi, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesine bağlandı. Aynı şekilde Van Asker Hastanesi de Eğitim ve Araştırma Hastanesine bağlandı. Devraldığımız 240 yataklı Özel İstanbul Hastanesi şu anda devletin malıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti okullarda, şirketlerde olduğu gibi hastanelerde de bu şekilde kanunla Sağlık Bakanlığına devredilmiş bir hastanedir. Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği olarak ve bize bağlı Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak Bakanlığımızın uygun gördüğü ve ismini onayladığı ‘İpekyolu Ek Binası’ olarak hizmet vermektedir.”

 

 

O HASTANE KHK İLE DEVREDİLEBİLİR!

“İpekyolu ek binamızda 20’ye yakın poliklinik var, laboratuvarımız var, radyoloji var, fizik tedavi ünitemiz var, haftada 2 günde ameliyat var ve bir tane de servisimiz açık. Biz orayı yüzde 40 kapasiteyle çalıştırıyoruz. Ancak ileriki dönemlerde doktor sayısı yeterli olduktan sonra yüzde 100 kapasiteyle çalıştıracağız. Bununla alakalı olarak şunu söyleyebilirim. Bizim için Erciş Devlet Hastanesi neyse, Başkale Devlet Hastanesi neyse İpekyolu Ek Binamızda bizim için aynıdır. Bununla alakalı hükümet, devlet bir tasarrufta bulunursa bir KHK ile devredilebilir. Bu da bizi aşar, Sağlık Bakanlığının, Başbakanlığın bileceği bir konudur. Devlet memurları, bürokratlar bize teslim edilen bu hastaneleri dört dörtlük çalıştırmak, vatandaşın hizmetine sunmak istiyor. Bizim görevimiz budur.”

 

SEMUR: ‘TALAN’ KELİMESİ ÇOK YAKIŞIKSIZ

Hastanenin satılması ve kiraya verilmesiyle ilgili bir durumun söz konusu olmadığını dile getiren Opr. Dr. Semur, “Kamuoyunda bizde farklı zamanlarda, farklı şeyler duyuyoruz. Satılacak, devredilecek diye. Biz işin bu kısmında değiliz resmi gazetede bir şey yazmayana kadar burası bizim hastanemizdir. Asker hastanemizi nasıl işletiyorsak, İpekyolu Ek binamızı da aynı şekilde işletmeye çalışacağız. İçerisindeki malzemelerin hepsi de devletin malıdır. İhtiyaç olduğu halde içerisindeki malzemeleri Bölge Hastanesine, Özalp Devlet Hastanesine gönderebiliyoruz, gönderiyoruz da bu devletin malıdır. Bunun mevzuatı, kuralı, çerçevesi var. Biz de o mevzuata uygun hareket ediyoruz. İçerisinden malzeme aldığımız gibi malzeme de vermişiz. Ortalıkta konuşulan ‘talan edilme’ kelimesini ben çok yakışıksız buluyorum. Bunu kullananlar art niyetli insanlardır. Talan dediğiniz başkasının malıdır. Burası devletin kamunun malıdır, oradaki bir cihaz atıl bir durumda bulanacağına başka bir hastanenin hizmetine sunmak, ihtiyaç olan bir yere vermek tam tersine devletin malzemesini çürümeye terk etmektense hizmete sunmak daha makul ve mantıklıdır. Biz ihtiyaç olan YYÜ Hastanesine vermişiz, Hakkari’ye vermişiz ama yeri gelmiş başka yerlerden ve ilçelerden de malzeme almışız. Bunun mevzuatı var. Biz bu çerçevede hareket ediyoruz.” Dedi.

 

 

“HIZLI BİR ŞEKİLDE UYGULAYIP UYACAĞIZ”

Sağlık İl Müdürlüğü ile Halk Sağlığı Müdürlüğünün tek çatı altında toplanmasıyla ilgili de açıklamalarda bulunan son zamanlarda merak edilen Sağlık İl Müdürlüğü ve Halk Sağlığı müdürlüklerin birleştirilme durumunu da konuştu. Semur, konuyla ilgili olarak: “2011 yılında 663 sayılı KHK ile Sağlık Bakanlığı tepeden tırnağa yapılandırıldı. Bu yeni yapılandırma neticesinde bakanlık 3 yeni kurum kurdu. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ve Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu kuruldu. Ayrıca yeni genel müdürlükleri de kuruldu. Sağlık Bakanlığının bir ilde 3 tane yönetimi oluştu. Bunlardan biri Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği, ikinci ve üçüncü basamak hastanelerin bağlı olduğu bir birimdir. Bir diğeri Halk Sağlığı Müdürlüğü dediğimiz birinci basamak sağlık hizmetlerinin verildiği bir birim. Yani Aile Hekimliği, Koruyucu Hekimlik sağlıklı yaşam ile alakalı yürütüldüğü Halk Sağlığı Müdürlüğü.”

 

MÜDÜRLÜKLER YENİDEN BİRLEŞİYOR MU?

“Bir de Bakanlığımızın temsilcisi olan Vali’nin de Sağlık Müşaviri olduğu Sağlık Bakanlığının ildeki temsilcisi olan İl Sağlık Müdürlüğü var. Üç kurum beraber uyumlu ve istişareli bir şekilde elimizden geldiği kadar Van’daki bütün vatandaşlarımızın sağlık sorunlarını en iyi şekilde çözmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bakanlık bizim sınırlarımızı ve hudutlarımızı belirlemiş. Aynı bakanlığın personelleriyiz, verimli olduğumuzu da düşünüyoruz. Ancak bizde basında birleştirileceği ile ilgili ya da farklı bir isimlendirme olacağı ile ilgili bir şeyler duyuyoruz. Mevzuat değişiklikleri olacağı yönünde bizim de duyumlarımız var. Fakat bu konu Sayın Sağlık Bakanlığımızın, hükümetin, bakanlar kurulunun ve Cumhurbaşkanımızın vereceği karardır. Dediğim gibi bir değişiklik olursa bizde hızlı bir şekilde bu değişikliği uygulayıp uyacağız. Şu an için uyumlu bir şekilde çalışıyoruz. Bir problemimiz yok.”

 

“DARBE SONRASI HEKİM SAYIMIZ ARTTI”

Vatandaşların her platforma dile getirdiği doktor sıkıntısıyla ilgili de değerlendirme yapan Semur, darbe girişimi sonları doktor sıkıntısının daha da arttığı sorularına da yanıt verdi. Semur, “Açık ve net söylüyorum. Darbe hadisesinden sonra devlet kendi içerisindeki illegal yapılarla bağı olan bütün personellerin tespit edilerek devlet kurumundan çıkarılmaları ile ilgili yoğun bir çalışma yaptı. Sağlık Bakanlığı da Türkiye’deki en büyük iki üç bakanlıktan biridir. Personel sayısı en büyük bakanlıktan biridir. Bu bakanlığın personelleri arasında bu yapıya müzahir kişilerin bulunması anormal değildir. Türkiye genelinde olduğu gibi Van ilinde de bu yapılarla irtibatı ve iktisabı olanlar gerek bizim, gerek valiliğimiz gerekse de Bakanlığımız tarafından yapılan değerlendirmeler neticesinde açığa alınan, görevinden alınan, atılan ve değerlendirmeler neticesinde tekrar görevine dönen personellerimiz bellidir.”

 

VAN’A KARŞI BİR DUYARLILIK VAR!

“Aynı şekilde sadece FETÖ ile alakalı değil PKK, KCK, IŞİD ve DHKP-C ile alakalı da aynı şekilde bütün terör örgütleri ile alakalı mücadelesini devam etmiştir, devam da edecektir. Şunu söyleyebilirim, atılanlar oldu ancak gönül rahatlığıyla diyebilirim kısa zaman önce 300’ün üzerinde bize yardımcı sağlık personeli atandı. 2 ayda bir bakanlığımız doktor ataması yapmaktadır. Her atamada en az 30’a yakın Van’a atama yapılıyor. Geçen yıl Mayıs ayında bakanlar kurulu değiştikten sonra göreve gelen bakanımız Recep Akdağ, göreve geldiklerinde darbe hadisesinden önceydi. Onların Van’a karşı bir duyarlılıkları olduklarını biliyoruz. Hassasiyetlerinin olduğunu biliyoruz. Ülke genelindeki bütün sağlık personellerinin adil eşit, nüfusa göre ve hastalıkların yoğunluklarına göre planlama yaptığını biliyoruz. 2016 yılı Mayıs ayında Van ilindeki Kamu Hastanelerinde uzman doktor PRC yüzdesi 58 iken şu an da üzerinden darbe geçti, ihraçlar oldu, açığa almalar oldu, bizim doluluk oranımız yüzde 62’ye çıktı. Yani bu şu demektir hekimiz sayımız azken yüzde 14 oranında arttı.” Dedi.

 

“VAN’A POZİTİF AYRIMCILIK”

Bu yıl Bakanlık tarafından Van’a pozitif bir ayrımcılık yapıldığını da söyleyen Opr. Dr. Semur şöyle konuştu: “2017 yılında Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı büyük emekleriyle Başbakanlığın ve Bakanlar Kurulunun desteğiyle Doğu ve Güneydoğu’nun 20 ilin üzerinde bütün çalışan doktorlar, pratisyenler, uzman doktorlar fark etmeksizin 49-24’lü dediğimiz yani sözleşmeli statüde kadro tahsis edildi. Bu şu demektir. Van’ın merkezinde veya ilçelerinde çalışan doktorlara sözleşmeli olma hakkı verildi. Dolayısıyla aldıkları maaş iki katına yükseldi. Bu da bu bölgelerde hekim sayısının artacağını doluluk oranını yükseleceğini gösteriyor. Bu sağlık bakanlığının yaptığı ikinci büyük müjdedir. Bu statü Türkiye genelinde acil de çalışan doktorlara verildi, yan dallara verildi ve hekim sayısı bakımından sıkıntılı olan yerlerin tamamı için geçerli bir uygulama oldu.”

 

DOLULUK ORANI YÜZDE 90’LARA VARACAK!

“Van’daki hekimlerimiz bu 49-24’lü dediğimiz durumdan çok memnunlar. Kesinlikle pozitif bir ayrım uygulandı bölgeye. Sağlık Bakanımız bunun için çok çalıştı. Geçen hafta yayınlanan kadrolarda Van iline 25-30’a yakın uzman hekim atanacak. Bizi arayıp teşekkürlerini, minnetlerini ileten bir sürü insan oldu. Van iline ilk defa çocuk acil uzmanı gelecek, Van ilinde bir tane çocuk yoğun bakım uzmanı vardı ikincisi gelecek. Yeni doğan yoğun bakım uzmanı iki olacak. Acil tıp uzmanımız ilk geldiğimde 3 ya da 4’tü. Şu an 16 tane var. Tıbbi onkoloji, çocuk nefroloji alanında ciddi anlamda desteklendik. Bundan sonrada bu terör belasından kurtulursak bunların daha da artacağını, burada kalacak hekim sayısının daha da artacağına inanıyorum. Dolayısıyla yüzde 62’ler seviyesine çıkan hekim doluluk oranını yüzde 90’lara varacağına inanıyorum.”

 

“DOKTOR AÇIĞI KAPANACAK”

Vatandaşların en çok şikayet ettiği çocuk hekimleri noktasında da yeni atamalar yapıldığını ifade eden Semur, “Ben ilk geldiğimde Çocuk Nörolojisi ile ilgili ciddi bir sıkıntı vardı. YYÜ’de de yoktu, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinde de yoktu. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde şu an iki tane uzmanımız var. Bölgeye bakıyorlar ve canla başla çalışıyorlar. Çocuk Nefroloji iki tane var, üçüncüsü de bu kura da açıldı inşallah 3 olacak. Erişkin nöroloji uzmanımız 7 oldu. Nefroloji 2 şu an. Bahsettiğiniz branşlarla ilgili çok şükür bir sıkıntımız yok. Ancak sıkıntıda olduğumuz bazı branşlar oluyor dönem dönem. Özellikle kadın doğum branşında sıkıntımız var. Bakanlığımız bizden talepleri alıyor ve değerlendiriyor. Memleketi sadece Van’dan ibaret düşünmeyin 81 vilayet var. Bunla ilgili Kilis var, Şanlıurfa var, Mardin var, Şırnak var, Hakkâri var, Ağrı var, Tunceli var, Uşak var, Bayburt’u var buralarda hekim desteği yapılması gereken örnek verdiğim illerdir. Dolayısıyla ben bunların zaman içerisinde 49-24’lü kadro verilmesinden sonra memleketimizin genel olarak bir huzura ermesinden sonra bu doktor açıklarının kapanacağını düşünüyorum.” İfadelerini kullandı.

 

“YENİ ATAMALAR KAPASİTEYİ ARTTIRACAK”

Doktor açığıyla ilgili çalışmayan 1 veya 2 servisin kaldığını söyleyen Semur sözlerini şöyle tamamladı: “Doktor sıkıntısı nedeniyle çalışmayan müstakil bir birimimiz yok ancak hemşire desteğinden sonra 95 hemşire 12 ebe, 12 fizyoterapist yeni ataması yapıldı. Bu arkadaşların şu anda GBT ve değerlendirmeleri yapılıyor kısa süre içerisinde bunlarda başlarlarsa bizim şu anda 10-17 yatak da yoğun bakım açacağımızı söyleyeyim. İlave olarak da kapalı olan 1 ya da 2 servis kaldı bu hemşireler ve hekimler çalıştıktan sonra bunlarda açılacak. Yüzde 90’nın üzerinde bir kapasiteyle çalışıyoruz. Bakanlığımız bunun farkında çok ciddi bizi destekliyor. İnşallah yeni atamalarla birlikte yüzde yüz kapasiteyle çalışacağız. Bölgeye Bitlis’e, Hakkari’ye, Muş’a, Ağrı’nın bir kısmına da, İranlılara da inşallah hizmet verecek duruma geleceğiz.”


ŞEHRİVAN ÖZEL: ORHAN AŞAN

Editör: TE Bilisim