51 kilometreden fazla uzunluğa sahip olan ve bir mühendislik harikası olarak değerlendirilen Şamran kanalı, Gürpınar Ovası'nın yanı başındaki Başet Dağı'nın batı eteklerinden doğal kaynak suyunu Van'a taşıyor. Tahrip edilmediği takdirde çok daha uzun yıllar sulama amacıyla kullanılabilinecek olan kanal, aradan geçen 2 bin 900 yıla rağmen zamana direniyor. Gürpınar'dan Edremit'e, oradan da Van merkezine uzanan tarihi su kanalı, Van tarımının en önemli su potansiyelini oluşturuyor. 24 yılda yapılan ve 5 metre eninde, 3 metre derinliğindeki kanal boyunca 5 bin hektarlık arazi sulanıyor. Edremit'e bağlı Kıyıcak köyü yakınlarındaki 5 megavat gücündeki elektrik de yine Şamran suyu ile üretiliyor. Kanal Van ovasına yaz aylarında saniyede ortalama 3 bin metreküp su taşırken, kaynaktan çıkan su bir depoya aktarılıyor. Burada depolanan suyun bir miktarı Şamran Kanalı'na aktarılırken, bir kısmı başka bir depoya aktarılarak, Van'a içme suyu olarak veriliyor. Suyun bir kısmı da Gürpınar ile Gevaş arasındaki alanın sulanmasında kullanılıyor. 



BÜTÜN MÜHENDİSLİK HÜNERLERİ SERGİLENMİŞ

Suyun başlangıç noktasının denizden yüksekliğinin bin 760 metre ve kanalın sonlandığı noktanın da bin 700 metre olması olağanüstü bir mühendislik harikası olarak değerlendiriliyor. Ayrıca kanalın 20 kilometreyi aşkın bölümü ise, kayalık ve bu kayalıkların oyulmasıyla suyun geçmesinin sağlandığı görülüyor. Kanalı inşa edenlerin kanalın geçtiği yerlerde tüm zeminin aynı seviyeye getirilmesi için büyük bir çaba sergilediği, kanalın her santiminin büyük bir özenle hesaplanıp kazıldığı dikkat çeken bir diğer özellik. 

 

TAHRİP EDİLMEMESİ İÇİN YAZITLAR VAR

Kanalın çevresinde Kral Menua milattan önce eşi Tariria için bugünkü Kadem Bastı mevkiinde yapay teraslar halinde yaptırılan asma bahçeleri, Asur Kraliçesi Semiramis'in Dünya'nın 7 harikasından biri sayılan Asma Bahçeleriyle özdeşleştirilerek efsaneleştirilmiş. Van'ın kuş uçumu 50 kilometre güneyinde yer alan Gürpınar (Havasor) Ovası'ndan Urartu Krallığı'nın başkentinin bulunduğu Van Ovasına tatlı su getiren Menua, kanalın geçtiği topraklara hayat vermektedir. Menua kanalının bir başka ilginç özelliği, destek duvarlarına ve kanalın yakın yerlerine toplam 15 adet çivi yazılı inşa yazıtının konulmuş olmasıdır. Şimdiye kadar hiçbir Urartu yapısında bu kadar çok inşa yazıtına rastlanılmamıştır. Konulan inşa yazıtları kanalı neredeyse bir yazıt anıtına dönüştürmüş. Yazıtların bir kısmı kısa, bir kısmı da uzundur. Kaybolmaya ve tahrip edilmeye karşı bir önlem olmak üzere yazıtlar aynı içeriğe sahiptir. Kısa olan yazıtlarda şunlar okunmaktadır: “Tanrı Haldi'nin kudreti sayesinde, İşpuini oğlu Menua bu kanalı açtı. Adı Menua kanalıdır.” Yazıttan da açıkça anlaşılacağı gibi, kanalın adının Menua Kanalı olduğu belirtilmiş. Aynı içeriğe sahip 4 adet uzun içerikli metinde ise şu ifadelere yer verilmiş: “İşpuini'nin oğlu Menua, Tanrı Haldi'nin gücü sayesinde bu kanalı açtı. Adı Menua Kanalı'dır. Tanrı Haldi'nin büyüklüğü sayesinde, Menua, güçlü kral, büyük kral, Bianili Ülkelerinin Kralı, Tuşpa kentinin efendisidir. Menua der ki, kim bu yazıyı silerse, kim onu tahrip ederse, kim bunu görürse, kim başkasına ‘Bu kanalı ben açtım’ derse o, Tanrı Haldi, Tanrı Teişeba, Tanrı Şivini ve bütün tanrılar tarafından mahvedilsin; güneş ışığından yoksun edilsin.”

 

DSİ DE TAHRİP ETTİ

Tarihi kanalın geçtiği birçok yerleşim yerine bire bir müdahale eden DSİ'nin, bazı yerlerde kanalın tarihi doğal dokusuyla oynayarak beton dökmesi, kanalın daralmasına neden olmuş. DSİ denetiminde olan kanalın özellikle Edremit ilçesi kısmında DSİ tarafından içme suyu hattının tarihi kanalın hemen bitişiğine çekiliyor olması, kanalda büyük bir tahribata neden oldu. Kanalın her yıl rutin olarak temizlenmesi gerekirken, DSİ'nin bu görevini yerine getirmemesi birçok yerde çöpten tıkanmalar meydana gelmesine neden olmuş.



‘TARİHİ MİRASIMIZ KİRLENİYOR’

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Çevre Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, Van’ın kültürel değeri olan Şamran Kanalı’nın bugüne kadar gelmesinin önemine işaret ederek, tarihi kültür değeri olan Şamran kanalının korunması gerektiğini vurguladı. Kaynağından çıkan suyun ‘Seyrine doyulmaz’ diyen Kalçık, DSİ tarafından tarihi yapının betonarme bir yapıya dönüştürüldüğünü kaydederek, yapının çirkin bir görünüm kazandığını ifade etti.

 

‘ŞAMRAN KANALI ÇÖP YUVASI HALİNDEDİR’

Tarihi yapının korunmadığına vurgu yapan Kalçık, tarihi yapının her geçen gün biraz daha yok olmakla karşı karşıya olduğunun altını çizdi. Tarihi kanalın şehir içinde olan kısmının çöplük olarak kullanıldığına dikkat çeken Kalçık, Van Gölü’ne ulaşan suyun beraberindeki çöpleri de götürdüğünü belirtti. Çevre kirliliğinin yanı sıra tarihi yapının yok olmasına sessiz kalınmasının ekolojik anlamda kabul edilir bir durum olmadığını ifade eden Kalçık, “Sular çok önemlidir. Sular varlık nedenimizdir. Suyun olduğu yerde hayat olur, tarım olur, gelişim olur. Ama bizim burada bakıldığından şehrin girişinden Van Gölüne kadar kanal üzerinden ciddi bir kirlilik var. Bu durumu hiçbirimiz kabul edemeyiz. Hem tarihi mirasımız yok oluyor hem de suyumuz kirleniyor. Özellikle burada DSİ’nin ilgisiz kalması ve belediyenin de yeterice hassasiyeti göstermemesinden dolayı suyumuz, tarihi mirasımız ve şehrimiz biraz daha kirleniyor. Gürpınar ve Gevaş arasında tertemiz bir şekilde akan su Edremit’in başlangıcından Van Gölü’ne aktığı noktaya kadar tam bir vahşete dönüşmektedir. Devlet Su İşleri diyor ki saniyede 500 litre suyun aktığı yerler DSİ’nin tahakkümü altındadır. Şamran Kanalı’nda bilmem saniyede kaç bin litre su akıyor. Ancak sonucunu görüyoruz ki tam bir vahşet. Suyumuzun ne kadar kirlendiğini ne kadar katledildiğinin bir somut kanıtıdır. Buradan başlayarak Van Gölü’ne kadar kanal çöp yuvası halindedir. Kanalizasyonların, atıkların çimento fabrikasının atıklarıyla dolu olan kanal maalesef göründüğü gibi yok olmakla karşı karşıyadır” ifadelerini kullandı. 


ŞEHRİVAN ÖZEL - MERAL YILDIZ

Editör: TE Bilisim