ŞEHRİVAN ÖZEL: MERAL YILDIZ - ÖMER FARUK TOKTAŞ - 11 Temmuz’da açıklanan Lisans Yerleştirme Sınavı sonuçları ile birlikte üniversiteye hazırlanan öğrencilerin geleceğini belirleyecek tercih süreci de başlamış oldu.

 

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin kendi sitesinden açıkladığı Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’nun sunduğu bilgiler eşliğinde tercih yapacak olan öğrencilerin 26 Temmuz tarihine kadar tercihlerini ÖSYM’nin aday işlemleri sisteminden bildirmeleri gerekiyor. Süreçle ilgili birçok özel öğretim kursu ve özel üniversite öğrencilere danışmanlık edebilme amaçlı LYS tercih merkezi açtı. Büyük bir ders çalışma maratonunun ardından tercih dönemine giren öğrenciler hedefledikleri bölümler ile ilgili bilgilere bu merkezlerden ulaşıyor. Hal böyle olunca tercih danışmanlık merkezlerinde büyük bir yoğunluk oluşuyor. Bu tercih merkezlerinden biri de Bilim Özel Öğretim Kursu’nda açıldı. Bu tercih merkezinde öğrencilere danışmanlık yapan Rehber Öğretmenleri Erkan Bayram ve Cengiz Gümüş Şehrivan’a konuştu.

 

Rehber öğretmenleri öğrencilerin içinde bulundukları tercih sürecinde en çok üzerinde durmaları gereken noktanın Kişilik ve Meslek Uyuşması olduğunu belirterek “Öğrenci arkadaşlar Öncelikle kendilerini tanımalılar. Yeteneklerini anlamalılar. Beklentilerini çözümlemeliler.” Gibi tavsiyelerde bulundular.  Türkiye’de ki yaşam şartlarının da göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çeken öğretmenler “Öğrenciler için her şey net hale geldikten sonra okuyacakları bölümlerin iş imkânlarını araştırsınlar. Yaşamımızın bir gerçeği de maddiyattır.” Şeklinde konuştular.

 

 

“DOĞRU KARAR MUTLULUĞA GÖTÜRÜR”

Rehberlik Öğretmeni Gümüş öğrencilerin tercih yaparken kendi kişilik özelliklerini göz önünde bulundurması gerektiğini vurgularken, sözlerine şu şekilde devam etti: “Öncelikle öğrenci arkadaşlar tercih döneminin önemini anlamalılar. Tüm hayatımız için karar verdiğimiz kısa bir karar haftasındayız. Seçtiğimiz meslek geleceğimizdir. Ne yazık ki ilk ve ortaöğretimde meslek tanıtımları ve bilgilendirme yeteri kadar yapılmıyor. Öğrenci arkadaşlar Öncelikle kendilerini tanımalılar. Yeteneklerini anlamalılar. Beklentilerini çözümlemeliler. Nasıl bir iş istiyorum? Kritik soru bu aslında. Bizde temel eksik; sınavda ilk 1000 içinde olan da 1.000.000 içinde Olan da "garanti" meslek istiyor. Garanti meslek; sevdiğimiz meslektir, yeteneğimizle uyuşan meslektir. İstedikleri meslek ve üniversiteyi kesinlikle araştırmalılar. Üniversite ile görüşmeliler. O mesleği yapan birileri ile görüşmeliler. Maratonun sonundayız. Doğru karar mutluluğa götürür. Kişilik-meslek uyuşması en önemli konu. Tabi bu süreçte uzmanlardan yardım alınması da çok önemli. Rehber öğretmenler ya da meslek danışmanları ile görüşülmeli. "Amcamın oğlu, bizim bir hoca, babam, komşumuz" önerileri ile tercih yapılmaz.”

 

 

GÜMÜŞ: GENÇLER! ALTERNATİF YARATIN

Gençlerin hayatlarını garantici bir yapıya oturtmak için çok çaba sarf ettiğini belirten Gümüş gençlere her ihtimali göz önünde bulundurmalarını ve yeni alternatifler üretmelerini tavsiye etti. Gümüş yaptığı açıklamada  “Modern toplumlarda gelecek kaygısı tüm bireylerin yaşadığı bir sorundur. Toplumda "yarınını görememek" şeklinde ifade edilir. Hayatı garantici bir yapı üzerine oturtmaya çalışmak bunun sebeplerinden biridir. "Devlete kapağı atmak" gittikçe zorlaşmaya başladı. Bu durumun panzehirlerinden biri hayatta hep alternatifler üretmekten geçer. Çevremizde istediği işe giremeyip daha sonra hayatta Mutlu olacağı başka bir alternatif yaratan bireyler mutlaka vardır. Hayat düz bir çizgi değil inişli çıkışlı, dolambaçlı bir yoldur. Gençlere önerim; alternatif yaratın.” gibi ifadeler kullandı.

 

 

“ÇOCUKLAR OYUN HAMURU DEĞİL”

Öğrencilerin tercih sürecinde ailelere de çok iş düştüğünü ve ailelerin bu süreçte öğrenciler ile sağlıklı bir iletişim kurmasını belirterek, bu iletişimin formülünü şu sözlerle açıkladı: “Aileler genel olarak kendi başaramadıkları şeyleri çocuklarında görmek isterler. Başarısızlık ise aileyi hayal kırıklığına uğratır. Öncelikle aileler çocukları kendi istedikleri gibi yönlendirmeyi bırakmalılar. Çocuklar oyun hamuru değil, özgür-kişilikli bireylerdir. Bu konuda çocuklardan çok ailelere söylenecek sözümüz var gibi. Çocukların fikirlerini alın, onların yeteneklerini göz ardı etmeyin, çocuklarınızı tanıyın. Gençler ise çatışmadan çok konuşarak uzlaşma yoluna gitmeliler. "Babam konuşmaz ki, ne derse o" itirazlarına ise söyleyeceğimiz şey; onlar sizi her halükarda seviyor. Bunu bilip ilişki kurunuz.” 

 

 

GÜMÜŞ: UMARIM FAYDALI OLUYORUZ

Tercih süreci boyunca öğrencilere en iyi şekilde danışmanlık yapabilmek için kendilerinin de çeşitli hazırlıklar yaptığını ifade eden Gümüş, “Çok yoğun bir dönem geçiriyoruz. Tercih döneminden önce bir çalıştay yapıp, önemli- vurgulayacağımız, değişen konuları belirledik. Önereceğimiz meslekleri çıkardık öğrencinin beklentisine göre KPSS atama puanlarını hazırladık. Yani biz de iyi bir hazırlık dönemi geçirdik. Umarım gençlere faydalı olabiliyoruzdur. Toplumda Mutlu bireyler görmek istiyoruz. Ben evimden çıktığımda selam verebileceğim, bana gülümseyen, güzel insanlarla karşılaşmak istiyorum. Ve bu hepimizin elinde. Doyuma ulaşmış bireyler genellikle mutludur. Sadece Ekonomik değil sosyal, psikolojik doyum da çok önemli. Meslek seçimini de lütfen böyle düşünün. İlginiz için kendim ve kurumum adına çok teşekkür ederim.” diye ekledi.  

 

 

BÜYÜK ŞEHRİN BÜYÜK AVANTAJLARI

Konuşmasına öğrencilerin büyük şehirlerde ki imkânları göz önünde bulundurması gerektiğini belirterek başlayan Rehber Öğretmeni Erkan Bayram “Her şeyden önce belirtmek isterim ki öğrenciler sıralamalarını göz önünde bulundurarak tercih yapmalı ve arzu etmedikleri bölümleri sırf üniversite okumak için tercih etmemeliler. Bölümlere herkesin tercih ettiği, sağda solda popüler olması nedeni ile tercih yapmayıp kendi kişilik özelliklerine uyan bölümlere tercih yapmalılar. Özellikle hemşirelik ve benzeri alanlarda devlet kurumlarında ki iş imkânlarını göz önünde bulundurarak hemen karar vermemeliler. Bu bölümleri okumak için farklı bölümlerden gidebilecekleri daha büyük şehirler varken daha küçük şehirlere adapte olmamalılar. Büyük şehirlerde okuyup kendilerini geliştirdikten sonra memleketlerine her açıdan daha güçlü bir şekilde dönebilirler.” İfadelerini kullandı.

 

 

AİLEVİ DURUM GÖZ ARDI EDİLMEMELİ

Tercih yapan öğrencilere ailevi durumlarını göz ardı etmemeleri tavsiyesini sunan Bayram “Öğrencilerin kendini geliştirebilmesi için yaşamında ailevi anlamda sıkıntıların olmaması lazım. Bu sıkıntılardan kastım hastalık, maddi durum yetersizliği olabilir. Bu öğrencilerin psikolojisini olumlu yönde etkilemeyecektir. Ailelerinin öğrencileri yurt dışında ya da özel üniversitelerde okutma imkânı varsa öğrenciler bu seçeneklere de fazla uzak durmamalılar. Çünkü önemli olan kendi kişiliklerine uyumlu ve güzel bir bölüm okumaktır. İlerleyen zamanlarda okudukları 4 yılın ardından bu sürecin pişmanlığını yaşamamalılar.” Gibi ifadeler kullandı.  

 

 

BİR SENE KALMAK DA BİR TERCİHTİR

Yapılan tercihlerin iyi düşünülmediği takdirde pişmanlıklara yol açabileceğini dile getiren Bayram, şu şekilde konuştu: “Öğrenciler tüm kriterlerini gözden geçirip, gidebilecekleri bölümlerden oluşan tercih listelerini ÖSYM’ye bildirmeye hazır hale geldiklerinde bu listedeki hiçbir bölüm öğrencilerin içine sinmiyorsa her şeyi bir kenara bırakıp yeniden bir sene daha hazırlanmayı düşünmeliler. Bir sene kalıp yeniden hazırlanmakta bir tercihtir. Çünkü insanlar içlerine sinmeyen bölümleri 4 yılda bitiremiyorlar. Bazen bu süre 5-6 yılı buluyor. Bu şekilde de zaman kaybetmiş oluyorlar. Şayet öğrenciler 5 yılda ancak bitirebilecekleri bir bölüme gidecekse, 1 yıl hazırlanıp 4 yılda bitirecekleri bir bölüm seçsinler. Unutmasınlar ki karşılarına çıkınca değerlendiremedikleri fırsatlar karşılarına bir daha çıkmayacak gibi bir kural yok. Kendilerini bu konuda baskı altında hmemeleri lazım.”

 

 

YAŞAMIN GERÇEĞİ ‘MADDİYAT’

Öğrencilerin aileleriyle olan ilişkilerinde içinde bulundukları süre ile alakalı şeffaf davranmalarını belirten Bayram “Öğrenciler için her şey net hale geldikten sonra okuyacakları bölümlerin iş imkânlarını araştırsınlar. Yaşamımızın bir gerçeği de maddiyattır. Daha önceden söylediğim büyükşehirlerin bir avantajı da budur. Öğrenciler kendileri için çeşitli iş imkânları bulabilirler. Aileleri ile olan ilişkilerinde de daha şeffaf davranmalılar. Ailelerinin onlar için iyi bir gelecek istediklerinin farkında olmalıdırlar. İyi bir iletişim ile her türlü konuyu şimdiden aileleri ile masaya yatırmalılar. Çünkü yanlış tercihlerin en büyük sebeplerinden biri de sağlıksız iletişimdir.” Şeklinde konuştu.

 

ÖNEMLİ İKİ KARAR EŞ VE İŞ

Seçilen bir bölümün bütün bir  hayat boyunca katlanılabilir bir bölüm olması görüşünü savunan Bayram, “Hayattaki en önemli kararlardan biri iş diğeri ise eştir. Bu yüzden bölüm seçimini çok önemiyoruz.  Öğrenciler 4 yılını bir bölüme verdikten sonra haliyle bu alanda ilerliyorlar ve bir daha geri dönemiyorlar. Bütün hayatları boyunca uğraşacakları bir mesleğe sahip oluyorlar. Öğrenci meslek seçimi yaparken kendisine keyif verecek, sabah uyandığında mutlu olabileceği kısacası bütün hayatı boyunca katlanabileceği bir alana yönelmelidir. Tabi ki bizler genel anlamda öğrenciler ile konuşurken ilgili oldukları alanda ilerlesinler diyoruz ama Türkiye’nin realitelerini de göz önünde bulundurmak lazım. Bu yüzden yapacağımız tercihlerin ekonomik anlamda da bir getiri sağlaması lazım. Zaten hem kişiye haz veren hem de maddi açıdan gelir sağlayan bir alanda olmak öğrencinin birçok şeyi başarmış olduğunun kanıtıdır.” Diye ekledi.  

 

KİŞİSEL ÇABA ŞART

Türkiye’de çok revaçta olmayan bölümlerin de kişinin kendi çabasıyla iyi neticeler verebileceğini belirten Bayram “Öğrencilerde günümüzde gerçekten bir kaygı var. Hocam acaba mezun olursam bu bölümden iş bulabilir miyim? Hangi bölüme gidersem ilerde elimde bir mesleğim olur? Bu tür soruları tercih dönemlerinde sıkça alıyoruz. Bizde öğrencilere şunu söylüyoruz; bu sadece Türkiye’nin değil dünyanın bir gerçeğidir. Dünya üzerinde var olan kapitalizm kişinin kendisini çok iyi geliştirmesini, okuduğu bölümü en iyi düzeyde okumasını ve sosyal alanda da bu etkinliği göstermesini istiyor. Bize öncelik olarak iş olanakları ile gelen öğrencilere bizim saydığımız belli başlı bölümler var tabi. Ama Türkiye’de çok revaçta olmayan bölümlerden mezun olup, yine de çok iyi para kazanan insanları da örnek göstermek mümkündür. Biraz da kişinin bireysel gayreti ile alakalı bir durum.” gibi ifadelerle konuşmasını noktaladı.

Editör: TE Bilisim