Son günlerde önemli gelişmeler üst üste yaşanmaya devam ediyor.

Uluslararası görünümlü ama en küçük yerleşim birimine kadar etki edecek kararlar tüm dünyada yankılanıyor.

Bunlardan birisi İran ile ilgili ambargo.

Bildiğiniz gibi ABD İran’a yönelik ambargolarda ikinci aşamaya geçti.

Nükleer üretimi bahane ederek İran’a yönelik yaptırımları bir anda başlatan ABD bu kapsamda işi daha farklı noktalara götüreceğini duyurdu.

İkinci aşamaya geçilirken beklendiği gibi bazı ülkeler şimdilik ambargodan hariç tutuldu.

Bu 8 ülke arasında tabi Türkiye de var.

Şimdilik Türkiye ile ticari ilişkiler için bir engel yok.

Ama önümüzdeki aşamalarda olma ihtimali var.

Tabi bununla ilgili muafiyete rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir reaksiyonu da oldu.

En basitinden Türkiye’nin İran’dan aldığı doğalgaz bile en önemli etken.

Erdoğan olası bir ambargo için “Ben vatandaşımın soğukta kalmasına izin vermem” dedi. Türkiye dâhil edilse bile böyle bir ambargoya dâhil olmayacağını söyledi.

Fakat her hâlükârda şimdilik Türkiye’yi bağlayan bir durum yok.

Ama buna rağmen karar en çok Türkiye’yi bağlıyor.

Malumunuz.

İran uzun süredir büyük sıkıntılar yaşıyor.

Ambargo kalkınca rahatlayan İran, yeniden ambargo uygulanınca bir şok yaşadı.

Ama bunun dışında da ülkede genel bir sıkıntı hali var.

Ekonomik ve başka sebeplerden kaynaklı bir huzursuzluk havası da hâkim.

Hatta bu sıkıntıların Van ve Türkiye’ye yansımalarını da beraber gördük.

İran en son vatandaşlarının dışarıya çıkmasını engellemek için karayolları ile yurt dışına çıkan kendi vatandaşına harç artışı uyguladı.

Üstelik bunu yüzde 300-400 civarında yaptı.

Ardından havayolu ile uçuşları teşvik etti. Orada bir indirim yaptı. Fakat döviz 1’e 27’lere kadar bir yükseliş gösterince uçuşlarda da ciddi zamlar uygulandı.

Bir nevi İran halkına “Yurt dışına çok çıkmayın, parayı başka ülkelere götürmeyin” diyor.

Ama globalleşen dünyada bu çok da engellenecek bir durum değil.
Örneğin bu durum en çok Van’a etkiledi diyebiliriz.

Çünkü Van sadece bu yılın ilk 6 ayında yarım milyona yakın İranlı ağırladı.

Sadece Nevruz döneminde yüzbinlerce insandan söz edildi.

Bunlar çok ciddi rakamlardı.

Ve gelişler sürseydi 1 milyon rakamı hiç de sürpriz olmayacaktı.

Bu sınırlamalar en çok Van’ı etkiledi dedik ya.

Yılın ikinci yarısından sonra gelişler azaldı.

Ama hiç bitmedi.

Daha önceleri yılın belli başlı hafta ve aylarında gelen İranlılar yine gelmeye devam etti.

Yani son birkaç yıldır yaşanageldiği üzere İranlılar artık her mevsim Van’dalar.

Bu oran her ne kadar dolar, İran’ın harçları nedeniyle durulsa da bitecek gibi değil.

Üstelik bu durumu daha avantajlı bir hale dönüştürecek bir zemin var şimdi.

Neden mi?

Çünkü ambargo iki ülkeyi kapsamıyor.

Haliyle İran tarafının da, bizim de bu anlamda bu dezavantajı avantaja dönüştürmek için sebeplerimiz olmalı.

Var da…

Mesela bu harçlar mevzusu siyasilerin, bürokratların bu dönemde daha güçlü bir sesle konuşması gereken bir konu.

Olay geçtiğimiz aylarda ilgili mercilerce iletildi.

O dönem olmamıştı.

Ama böylesi bir ambargo döneminde kaldırılması, hatta önceki sürecin daha da altına düşürmesi iki ülkenin ekonomik hacmine ciddi katkılar sunacak.

Sadece bu değil elbette.

Çünkü İranlılar sürekli olarak Van’a, Türkiye’ye gelirken bizler bu noktada çok da İran’ı tercih eden bir noktada durmuyoruz.

Yani biz daha az gidiyoruz.

İşte tam da bu süreçte her iki ülkenin karşılıklı kazanacağı bir nokta var.

Mesela ticaret.

Mesela akaryakıt ticareti...

Mesela Kapıköy.

Evet, Kapıköy modernizasyonu tamamlandı.

Kapıköy birkaç ay sonra Kapıkule gibi ve diğer kapılar gibi tam kapasite çalışacak.

Yani tam teşekküllü ve 7/24 çalışan bir gümrük kapısı olacak.

Ve birçok ürün ithalat ve ihracata konu edilecek.

Bazı şeyler hariç.

O da akaryakıt ve benzeri ürünler.

Bu da akıllara 90’ların sonundaki ivmeyi getiriyor.

Hatırlarsınız.

Akaryakıt sınır ticaretine konu edilmişti.

Tam da böyle bir süreçti.

İran yine ambargolarla maruz kalıyordu.

Ve o dönem iki ülke arasında bir serbestiyet uygulandı.

Ve ondan sonra iki ülkeyi, bir çok kenti ve Van’ı ihya eden bir ekonomik sirkülasyon başladı.

Geçtiğimiz günlerde Van TSO ile VESOB’un ortak bir açıklaması da oldu.

Akaryakıtın dahil edilmesi konusunda çağrı yapıldı.
Cumhurbaşkanlığı ve ilgili bakanlıklardan Van’a öncelik istendi.

Olması gereken istendi aslında.

Madem ortada bir ambargo var ve madem Türkiye bundan hariç tutuluyor.

Bu öteye taşınmalı.

Üstelik geçtiğimiz ay Van’a gelen AK Partili Numan Kurtulmuş’a da o gün bir toplantıda sorun aktarılmış.

Ve Kurtulmuş bu konuda bir çalışma yaptıklarını, bir model düşündüklerini söylemişti.

Bu model işte o model olsun.
Tam teşekküllü o kapıdan akaryakıt ürünleri, petrol ürünleri de serbest edilirse hem İran ambargodan en az zararla hatta ticari kazançla çıkacak hem de Van ve Türkiye kazanacak.

Ama bunu herkes istemeli.

Diğer meseleler gibi sadece Van TSO ve birkaç STK değil.

Bu iş ortak bir girişimin ürünü.

Bakmayın siz İran ile ilgili olumsuz algı oluşturmak isteyenlere.

İran büyük bir pasta ve büyük bir Pazar.

Bu süreçte iyi kullanırsak kazanırız.

Haliyle bürokrasi, siyaset ne varsa bu süreçte Van’ın Kapıköy’ün yeniden açılışı ile birlikte bu serbestiyetlerle açılmasını sağlamalı.

Sağlarsa hep beraber kazanacağız.

İyi düşünmek, iyi çalışmak gerek.

 

Editör: TE Bilisim