Bu hafta birbirinden güzel 5 film vizyonda... İşte o filmler:

 

GEYM OF BİZANS! “BİZANS OYUNLARI”

Gani Müjde imzalı “Bizans Oyunları” filminin alt başlığı “Geym of Bizans." Yani elbette “Game Of Thrones”a bir gönderme yapıyor. Konusu: Güney Amerika'nın gizemli topluluğu meşhur Mayalar canları sıkılınca Anadolu'ya göç eder. Bağcılar'a yerleşirler! Ama Bizans hala ortalıktadır. Çatışmaları kaçınılmaz olacaktır. Senaryo ve yönetmenliğine Gani Müjde'nin imzasını attığı filmin başrollerinde Gürkan Uygun, Tolgahan Sayışman, Gonca Vuslateri, Ünal Yeter, Murat Dalkılıç ve Tuvana Türkay yer alıyor.


SADECE HAYRANLARINA “KARDEŞİM BENİM”

Hakan ve Ozan'ın hikayesi... Hakan, 30 yaşında, alternatif müzik yapan bir müzisyen. Ozan, ünlü bir pop yıldızı. Kardeştirler. Hakan magazin dünyasından uzak durmaya özen gösterir ama kardeşiyle süren küslüğü, magazincilerin ilgisini çeker. Aralarındaki soğukluğun kökleri çocukluk yıllarına uzanır ki oralara hiç girmeyelim. İki kardeşi buluşturan ise babalarından geriye kalan vasiyet olur. Kardeşleri Burak Özçivit ve Murat Boz oynuyor. Aslı Enver ise üçgeni oluşturuyor. Filmin yönetmeni genç sinemacı Mert Baykal. Başroldeki Özçivit ve Boz'un hayranları bu filmi zaten kaçırmayacaktır.

 



BÜTÜN KIZLAR TOPLANDIK! “DİREN!”

Filmin orijinal ismi olan “Suffragatte.” Kadın haklarını savunan anlamına geliyor. Sarah Gavron'un filmi hakkında bu bilgi, bir fikir verecektir sanırız. Tarihin ilk feminist hareketlerinden birini başlatan kadınların, hükümete karşı yürüttükleri mücadelenin öyküsü anlatılıyor. İşçi sınıfı kadınlar eşitlik savaşı verirken araya aşk meşk işleri karışıyor. Fikir ayrılıkları ve aşk çatışmaları eşliğinde süregiden bir hikaye... Filmin oyuncu kadrosu: Helene Bonham Carter, Meryl Streep, Carey Mulligan, Ben Whishaw, Brendan Gleeson, hangi birini sayalım? Şimdiden birçok festivalde adaylıklar ve ödüller kazanan bir kadın filmi...

 



ARAF'TA KALMAK “EL CLUB”

Şili'de bir sahil kasabasına sürgüne gönderilen bir grup rahibin günahlarıyla yüzleşmesini anlatıyo... Araf'ta kalanların dünyasına göz atan filmde sıkı bir din eleştirisinin yer aldığını belirtelim. Kısıtlı mekan ve olay örgüsüne rağmen çarpıcı diyaloglarıyla öne çıkan yapım, “Tony Manero” ve “No” filmleriyle tanınan Şilili sinemacı Pablo Larrain'in imzasını taşıyor. Berlin Film Festivali'nde Jüri Büyük Ödülü'nü kazanan film ayakta alkışlanmış, eleştirmenlerin büyük övgüsünü kazanmıştı. Başrollerinde Roberto Farias, Antonia Zegers, Alfredo Castro ve Alejandro Goic'in oynadığı yapım, en iyi yabancı dilde film dalında Altın Küre'ye aday gösterilmişti.

 



DİNOZORLAR YOK OLMASAYDI? “İYİ BİR DİNOZOR”

Dinozorlar yeryüzünden silinmeseydi, bugün bizimle birlikte yaşıyor olsalardı ne olurdu? Sorunun bilimsel yanıtı büyük olasılıkla büyük bir savaş olabilir. Ancak “İyi Bir Dinozor”, olaya farklı bakıyor. Bu film, bir insan ile bir dinozorun arkadaşlığı anlatıyor... Konusu: Arlo adındaki apatozor, ailesinden uzakta zorlu bir yolculuğa çıkmak zorunda kalır. Arlo korkularıyla yüzleşirken en büyük yoldaşı bir insan oluyor. Pixar'ın Disney çatısı altında kotardığı yılın bu iddialı animasyonunun yönetmeni Peter Sohn.

 

Editör: TE Bilisim