"Bir sağa baktım bir sola baktım, sağım benden, ben solumdan utandım. Kalmayan bir dava, kanmayan bir biz kaldık. Dünyada yapmadık kötülük bırakmadık."

Sayın insanlar,


Halinizi-hatrınızı sormak isterim fakat kendimden de bildiğim üzere halimiz de hatrımız da darmaduman. Boğazımıza kadar batmış, aynı dertten muzdaribiz. Meydanların telaşı hanelere sıçramış, sığamadığımız dünyadan dört oda bir salon evlerimize hapsolmuşuz. Belki de ilk defa hapsoluş kurtuluşa vesile oluyor. -Tabi, kafasını sokacak bir çatısı olmayanları bunun dışında bırakıyorum.

Dünya dönüyor ve dünya dönerken bizleri de evirip çeviriyor. Hoş! düşününce, dünyaya pek bu fırsatı vermiyoruz gibi. Biribirimizi alt-üst etmekten bizden daha iyisi yok çünkü. Malumunuz, son zamanlarda deprem, çığ, sel, çekirge istilaları ve bunların başında gelen Corona Virüsü gibi çeşitli sıkıntılarla boğuşuyoruz. Biri biterken bir diğeri başlıyor. Bir korku sardı insanlığı. Herkes can derdinde. Peki bu derde bizi kim düşürdü, buralara nasıl geldik?

Üzülüyoruz, Corona Virüsü her geçen gün artmakta. Her gün yeni vakalar ve bunun yanında ölümler meydana gelmekte. Bundan nasıl kurtuluruz düşünceleri içerisindeyiz. Bir yolu bulunacak ve kurtuluşa ereceğiz. Fakat o yol bulunana kadar takkemizi önümüze alıp bence bir düşünmeliyiz. Bu kadar felaketin üst üste gelmesi normal değil elbette. Aldığımız ahlar, göz yumduğumuz şeyler var bu dünyada.

Bugün biz virüsten dolayı ölüyoruz belki, fakat bundan önce açlıktan ölen insanlar, susuzluktan ölen insanlar ve kör kurşunlarla ölen insanlar hep vardı. Biz bunları görmedik, duymadık, daima sessiz kaldık.

Kimisi açlıktan öldü umursamadık, kimisinin üzerine suçsuz yere bombalar yağdı görmezden geldik. Suriye'de çocuklar aç yaşamak zorunda kalırken ve sırf bu yüzden "ölmek istiyorum, çünkü diğer dünyada yemek var" nidalarına kulaklarımızı tıkadık. Dünyada milyonlarca mazluma sırt çevirdik. En yakınımızı aldattık. Birbirimizi sırtlarımızdan bıçakladık.

Hani biz korkuyoruz ya bu virüsten, emin olun buna sevinen nice insan var bu dünyada. Kimisi "iyi olmuş, dünyanın çivisi çıkmıştı" diyor, kimisi "dünyadaki en adaletli hastalık" diyor. Onlar ne kadar haklı bilmiyorum ama biz gereğinden fazla haksızız bu dünyada. Bütün bunları ve nicelerini yaparken rahat mı yaşayacaktık? Unuttuğumuz şeyler yok muydu?

Dünya elbette imtihan dünyası ve bu dünyanın düzenini sağlayan Biri muhakkaki var. Çoğu zaman bas bas bağırıyoruz "bu dünyada adalet yok" diye. Merak etme adaleti sağlayan Biri var elbette.

İşte biz bunu bilmiyoruz ya da bilip, çoğu zaman unutuyoruz. Bu zor zamanlarda bile menfaati peşinde koşan insanlara şahit oluyoruz. Paranın kölesi olmuş insan demeye bin şahit varlıklara tanık oluyoruz. En ihtiyaç olunan bu zamanda maskeleri fahiş fiyatlarda satan mahluklar ve etkileşim peşinden koşup değerlerimizi, büyüklerimizi hiçe sayarak ahlaksızca eylemlerde bulunan bir diğer mahluklara şahadet ediyoruz. Akıllanmıyoruz, ne yaşasakta, ne çeksekte.

Belki de iyi ki bunları yaşıyoruz demekten zor alıyorum kendimi.