Birçok işte böyleyiz.

Hem kendimizi hem kentimizi ilgilendiren işlerde keyfi davranıyoruz.

Kafamıza göre takılıp kendi bildiğimizi okuyoruz.

Bir ortak payda, bir birliktelik aramak yerine hep kendi bildiğimiz türküyü okuyoruz.

Bu da bize kaybettiriyor.

Bu da kentin geleceği noktasında büyük sıkıntılar yaratıyoruz.

Bir türlü aşamıyor, bir yerlere gelemiyoruz.

Uzun yıllardır tartışmamıza rağmen çözemiyor, her konuda aynı kararlılıkla aynı sorumsuzluğu sürdürüyoruz.

Geçmişte bu anlamda yaptığımız hataları çok konuştuk.

Yazdık, çizdik.

Ne kadar ilerleme kat ettik?

Tartışılır.

Ama bu yazmamıza engel olmayacak.

İnadına biz yazacak, çözüm arayacak ve bu kentin makus talihini değiştirmek için dilimiz döndüğünce konuşmaya devam edeceğiz.

Çünkü bu kent bunu hak etmiyor.

Bu kent bu noktada olmayı, bu halde olmayı haketmiyor.

Bunu siz kalkınma olarak okuyun ben eğitim.

Bir başkası sağlıkla bağdaştırsın ötekisi kent yaşamıyla.

Fark etmiyor.

Durum her yerde aynı.

Ama biliyor musunuz?

Biz hep konuştuğumuz ekonomi, sağlık, eğitimden önce doğru noktaya gelmek için biraz çaba safretmemiz gerekiyor.

Bunun ilk adamı da kentte yaşamak, kentte bir birliktelik sağlamak.

Yani kentli olmak.

Van’da gerçek Vanlılar olarak yaşamak.
Bu da bu kentin bir bireyi olarak kentin yazılı olmayan kurallarına göre yaşamak ve bunun gibi bir çok anlamı içinde barındıran bir durum.

Şimdi bırakalım diğer konuları bir kenara.

Hepimizin ortak gündemi pandemi.

Bir virüstür aylarca gündemimizde.

Çıkaramadık.

Çıkaramıyoruz.

Bir türlü başedemiyoruz.

Yakınlarımızı, dostlarımı, canlarımızı alıp götürüyor.

Mücadeleler başarılı olmuyor.

Dünya ile birlikte biz de acı çekiyoruz.

Yalnız bu noktada dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi biz de yanlışlar yapıyoruz.

Onlar yanlış yapıyor biz de yaparız fikri hakim.

Kulak asmıyoruz!
Hatta kulak asmayı bırakın çok kafamıza göre davranıyor.

Kurallara uymuyoruz.

Sağlık Müdürü Mahmut Sünnetçioğlu da aynı şeyi söylendi geçenlerde.

İzolasyonun, kuralların, kaidelerin ihmal edildiğine dem vurdu.

İzolasyonda olması gerekirken olmayan, insanların sağlığı ile oynayan kesimlerle ilgili uyarı yaptı.

Pozitif çıkanların kentte elini kolunu sallayarak gezdiği, temaslı olduğu için izolasyonda olması gerekirken dışarı çıkan isimler virüsün hala daha çok içimizde olmasına neden olmaya devam ediyor.

Yöneticiler, işin içerisindeki ısrarla “yapmayın” diyor.

Ama kafamıza göre dedik ya!
Takılmaya devam…

Ortada verilen mücadeleyi, sağlıkçıların artık başedemez hale geldiği, böyle giderse sistemlerin kaldırmayacağı gibi riskler kimseyi tedirgin etmiyor.

Baştan beri, “Bana bişey olmaz” diyen bir kesim var.

Kendisini dünyanın en steril şahsı zannedip “Ben çok dikkat ediyorum” deyip maskesi çenesinde, kolunda gezenler var.

Elini, yüzünü yıkadı diye kendisini pürü par görüp tüm önlemleri hiçe sayanlar var.

Binbir riski ihmal edin el ele, yüz yüze vakit geçirip “kimseyle temas etmiyorum ki” diyenler var.

Anlayacağınız her türlü ortamda bulunup “Ben bişey yapmıyorum ki” diyenler var.

Ve bu bize kaybettiriyor.
Ve bu bizi ölüme götürüyor.

Ve anladığım kadarıyla onca acıya, işin ciddiyetine göre birileri gerçekten kafasına göre davranmaya ve bizleri kafasına göre büyük risklerle baş başa bırakmaya devam ediyor.

Bu konuda bile her şeyi hiçe sayan kesimlerin konu Van olduğunda içi niye cız etsin ki!

Canın kıymetinin olmadığı yerde adamlar maldan yana mı tedirgin olacak?

Çok amiyane bir tabir olacak ama, bu kentte yaşayanların büyük çoğunluğunda, “Benden atlasın, kimde patlarsa patlasın” düşüncesi hakim.

Ne zaman ki “Bugün ona yarın bana” deyip bir ortaklığı dert edersek, o zaman başaracağız.

Gerisi yalan…