Sevgili okurlarım; bu köşede yayınlanan son yazımızda kalp hastalıkları belirtileri hakkında sizleri bilgilendirmeye çalışmıştık.

 

Kalp vücudumuzdaki en önemli organlardan biri olup, insanın ayakta kalmasını, kanı pompalayarak temiz ve kirli kanın çıkışını sağlayarak bize hayat verir.

 

Kalbimizin sağlıklı olması bireyin de sağlıklı olacağı sonucuna varabiliriz.

 

Kalbimizin sağlıklı olması ve sağlıklı bir birey olmamız biraz da bizlerin ellerinde.

 

Nasıl mı?

 

Kalp hastalıkları riskini en aza indirmek ve sağlıklı bir yaşam sürmemiz çok da zor değil aslında.

 

Siz değerli okuyucularımız için bazı önerilerimiz olacak.

 

Yaşam tarzımızı değiştirerek bazı kalp hastalığı risklerini kontrol altına alabiliriz.

 

Bunlar; yanlış beslenme alışkanlıkları, şişmanlık, kan basıncı yüksekliği, sigara, şeker hastalığı, hareketsiz yaşam ve kan yağlarının yüksekliği gibi etkenlerdir.

 

Bu köşemizde kalbimizle ilgili önerilerimiz yazı dizisi şeklinde devam edecektir.

 

Her yazımızda bir veya birkaç önleme dikkat çekeceğiz.

 

Bu yazımızda özellikle hareketsiz yaşamımızın kalbimiz üzerindeki etkilerinden bahsedeceğiz.

 

Sağlık Bakanlığımızın fiziksel aktivite konusunda yapmış olduğu çalışmayı olduğu gibi sizlerle paylaşmak isterim.

 

“Haftada 3-4 kez yapılan, 30-60 dakikalık orta şiddette fiziksel aktivite bile genellikle sağlığımız üzerinde olumlu etkileri açığa çıkarmaya yeterlidir. (https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/fiziksel-aktivite/fiziksel-aktivite-ne-kadar-nasil-yapilmali.html) ayrıntılarına bu linkten ulaşabilirsiniz.

 

Van’da son yıllarda fiziksel aktivite yapılabilecek seçenekler de oldukça artmış durumda.

 

Fiziksel aktiviteler: yürüme, koşma, sıçrama, yüzme, bisiklete binme, çömelme-kalkma, kol ve bacak hareketleri gibi aktiviteler olarak örnek gösterebiliriz.

 

Çalışma ve yaşam koşullarımız fiziksel aktiviteleri yapmamızı kısıtlayabilir.

 

Kalbimizi ve kendimizi seviyorsak bazı şartları da zorlamamız gerekir.

 

Özellikle kısa mesafedeki işlerimize bile araç ile gidiyoruz. Bu tür yerlere yürüyerek gitmeye özen gösterin.

 

Daha az asansör kullanmak da önemli olacaktır.

 

Son günlerde caddelerde bisiklet kullanıcılarını görüyoruz ve güzel bir de slogan kullanıyorlar “Arabadan in, bisiklete bin ve Van Gölü’nü koru”

 

Gençleri tebrik ediyoruz.

 

Van’da bizzat katıldığım doğa yürüyüşleri, zirve tırmanışları, Van Gölü çevresi bisiklet kullanımı gibi birçok aktiviteler de aslında var.

 

Bu organizasyonları yapan birçok dernek, spor kulübü ve gruplar sürekli aktiviteler yürütüyor.

 

Kalbin için; hem şehrin gürültüsünden hem de stresten bu tür aktivitelere katılarak uzaklaşabilirsiniz.

 

Kalbimize yaşamımız içinde ayrı bir yer ayırmaya özen göstermeliyiz.

 

Bir sonraki köşe yazımızda görüşmek üzere KALBİNİZE İYİ BAKIN!