Kar yağıyor…
Her tanede çocukça bir sevincin közünü tutuşturuyor yeniden.
Kar yağıyor…
Bütün korkularımızın, hüzünlerimizin, özlemlerimizin, ellerimizle toprak altına uğurladıklarımızın üstüne bembeyaz ipekten bir örtü çekiyor.
Kar bütün karanlıklarımızın üzerine yağıyor.
Yere düşen her taneyle tüm gürültülere inat bir sükunet yükseliyor.
Herkes için başka başka şeyler ifade ediyor: bereket, saflık, duruluk, soğuk, çile…

Eline aldığın sıcacık bir çayla sıcak bir odanın penceresinden izleyebiliyorsan "kar"ı şanslısın demektir. 
Hele ki, birkaç kırık dökük hatıra, belki yarım bir mısra, kursakta kalan bir hikaye de eşlik ediyorsa sermaye-yi ömrünüzün en keyifli anlarından birini yaşıyorsunuz demektir.

Belki kar için yazılan bunca şiir de böyle hasıl olmuştur,kim bilir?

Bize eşlik eden bu duygular, mürekkepten şiir olup akmıyorsa kağıda biz de ustaların kaleminden sızanlarla avunuruz.
...
Kar var yaşadığımız günlerde.
Umutsuzluk çevremizi kuşattı,
Kıtlık kıran gündemde.
Yine de ele güne karşı,
Özenle saklıyorum yüreğimde
Sana duyduğum aşkı,
Dört yanım kar içinde.
(Metin Altıok-Kar)

Şairin içinde yanan aşk ateşini dört yanındaki kar söndürememiş olacak ki, bu satırlar dökülmüş dilinden. Anlayana…
...
Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram buram
(Ahmet Muhip Dıranas-Kar)
...
Sabah mahmurluğuna kar müjdesiyle ara veren sanatçı, bu sevincinin katlanarak çoğalması dileğine aracı olan dizeleri böylece oluşuyor.

Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
Bin yıl sürecek zannedilen kar sessidir bu.
(Yahya Kemal Beyatlı-Kar Musikileri)

Kar, uzun kış gecelerinde sert esen rüzgarların besteleyicisi olduğu bir musikiye dönüşüyor.
İleriki beyitlerde :

Birdenbire mesudum işitmek hevesiyle
Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle

İşitmekten memnun olduğu sesi, İstanbul'un en içten sesi ilan ediyor.

Nazım Hikmet, gece  karanlık odasından kar yağışını izlerken camdan düşecek gölgenin onu kirletmesinden korkuyor. 

Ve zihnine hücum eden anılara"Hatırlıyorum" diye karşılık veriyor.

Lambayı yakma, bırak.
Sarı bir insan başı
Düşmesin pencereden kara.
Kar yağıyor
Karanlıklara,
Kar yağıyor
Ve ben hatırlıyorum.

Kar izlerken sevince, huzura ve dinginliğe eren bir insan olarak Cahit Sıtkı Tarancı da karla birlikte gelen hatıralara kaptırıyor kendini.

Bir rüya görür gibi gözümde sevinçler var.
Beyaz bir sükut işte:Kar yağıyor, kar, kar, kar 
Sanırım ki uçuyor gözümde hatıralar.
Beyaz bir sükut işte:Kar yağıyor, kar, kar, kar 

Ve kar, yalnızca masum bir sevinç değildir.

Taneler arasına karışan hüzünden nasibini alan Ahmet Telli, Sıcak Bir Kış şiirinde sıla özlemini bizlerle paylaşıyor.


Kar ayrılık hüznüdür ve ne çok
Ayrılıklar yaşandı şu son birkaç yılda
Yurdundan ayrılanları düşünüyorum ve birisi
Özledim diyor, ülkemin kar kokusunu da özledim.

Bulutundan ayrılan kar tanesinin içinde küllenen ayrılık acısından tutun da, toprağından kopan gurbetcinin memlekette yağan karın kokusuna özlemini hissediyoruz bu mısralarda.

Sahi ne çok acı yaşanıyor şu dünyada.

Taze bir mezar misali ölü toprağı serpilmiş insanlığımızı, serin kar taneleriyle buluşturan, Erdem Bayazıt, "Kar Altında Hüzün Denemesi" yapıyor.

Dünyanın en uzun hüznü yağıyor,
Yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne

Şiirin sonlarına doğru kardan beklentisi büyüyor. Şöyle sonlandırıyor hüzün denemesini:

Unutma diyorum ama sen anla,
Anlat bizim de yaşamak istediğimizi onlara