Geçtiğimiz günlerde kentin tanınmış işadamlarından Av. Mehmet Yıldız Kars’ta çektiği bir fotoğrafı sosyal medyada paylaşmış ve altına şu notu düşmüştü:

“Burası 83 bin nüfus olan Kars Havaalanı, Van düşünsün artık.”

Kendisinin de yer aldığı kadrajın arka planında oldukça modern ve nezih bir havalimanı görüntüsü vardı.

Bir o fotoğrafa bir de Van Havalimanı’nın yapılan çalışmalara rağmen bir türlü modernlik kazanamayan yapısına bakınca aynı şeyi siz de düşünürdünüz.

Tabi ki Kars’la ilgili tek kıskançlığımız bu değil.

Kars’a dair imrendiğimiz çok konu var.

Bir kere onların bakanı var bizim yok.

Yani zaten baştan 1-0 öndeler.

Ha şunu da ekleyeyim. Bu durum öyle “Takdiri ilahi” denilip geçilecek bir mevzu da değil. Birileri bize ‘yamuk’ da yapmıyor.

En büyük yamuğu biz kendi kendimize yapıyoruz.

Erzincan’ın başbakanı, Kars’ın bakanı, Erzurum’un bakanı, Bitlis’in Genel Başkan Yardımcısı ve diğer kentlerin güçlü temsilcilerinin olduğu bir süreçte bizim bir bakanımız yoksa bence önce iğneyi kendimize batırarak işe başlayalım.

Siyasetçimize sahip çıktık mı? Lobicilik işini yaptık mı?

Cevaplayıp geçebilirsiniz.

 

***

 

Gelelim Kars’ın fark yarattığı ikinci alana.

Kars son dönem Doğu Ekspresi’i ile fark yaratıyor.

On binler haftanın her günü Ankara’dan Kars’a geliyor. Turizm patlaması yaşanıyor.

Ötesi de var.

Kars sadece kara tren ile sınırlı kalmayacak.

Hali hazırdaki Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanları’nın onlara geleceklerini şekillendirecek bir projeyi de hediye ediyor.

Sivas-Kars hızlı tren hattıyla onlar da Ankara’ya ‘hızla’ bağlanan kentlerden olacaklar.

Kars-Ankara bu hızlı tren hattıyla 5 saate düşüyor.

 

***

 

Gelelim bize...

Gelelim Van’a.

Ak Parti’nin, son dönemlerin ve günümüzün de en başarılı bakanlığı şüphesiz Sayın Ahmet Arslan ve öncesinde başbakan çıkaran Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı.

Ahmet Arslan bugün Van’da.

Onun bakanlığını da en çok ilgilendiren süreçte Van’da ağırlıyoruz.

Güç Birliği gibi geçtiğimiz toplantılarda da bakan ağırlayan bu toplantıda bir çok dinamikle Bakan Arslan konuk edilecek.

İşte tam da bu süreçte.

Sayın bakanın önüne koyup konuşmamız gereken şeyler var.

 

***

 

Tüm bu konuları detayları ile, Van’daki isimlerin de ağzıyla gazetemizde de manşet olarak okuyuculara sunduk.

Sayın Bakan’ın önünde önemli konular var.

Oyalanmadan paylaşalım:

 

Kuzey Vangölü Demiryolu: Kars hızlı tren ile buluştu, Doğu Ekspres’i akın akın yolcu taşıyor ama biz Ankara’dan gelip Tatvan’da duruveriyoruz. Vagonlar feribot ile taşınıyor. Yolcu deseniz sıkıntı, yük deseniz sıkıntı, turizm deseniz sıkıntı. Van yıllardır dile getiriyor, bugün ana gündem bu olmalı. Tatvan’dan Van’a kadar demiryolu hattını örmek gerekiyor. Bunu mutlaka konuşalım.

 

Tramvay: Son zamanlarda konuşuyor. Proje önümüzde hazır. Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Murat Zorluoğlu büyük emek verdi. Üzerine önemli çalışmalar yaptı. Trambüs konusuna karar kılınmasa da ‘trambüs’ iş görür denildi. Şu an düşünülme aşamasında. Sayın bakan ağırlığını verse, “Bu iş olur” dese Van’a tramvay yapılsın. Büyükşehir’e destek verilsin Van mutlaka ama mutlaka tramvay ile buluşsun. Yoksa bu trafik sıkıntısı Van’ın uzun yıllar en büyük belası olacak.

 

Çevre Yolu: En Büyük Dert şüphesiz çevre yolu. 2009’dan beri tek gündem. Bitmiyor da bitmiyor. Geçtiğimiz yıldan bu yana önemli gelişmeler yaşanıyor, hızlandırıldığı belirtiliyor ama startı verilmedi. Bu Ulaştırma gibi İstanbul’un 3. Havalimanını bile 2 yıl olmadan bitiren bir bakanlık için aslında hiç bir şey. Ama Van’daki bitmiyor işte. Ne olur bu iş artık noktalansın.

 

Karayolları konusuna hiç girmiyorum bile. Güçbirliği Toplantısı’nda birilerinin çıkıp saray gibi Karayolları binası ile ilgili bir kaç kelam etmesini bekliyoruz. Orada paylaşılsın. Bakan da duysun.

 

***

 

Yeniden bize dönmek gerekirse. Son yıllarda sıkça yaptığımız bir şey var.

Alamadığımız, geri kaldığımız veya ulaşamadığımız bir çok hizmet ve yatırım noktasında ‘ah-vah’ edip duruyoruz. Dağ gibi biriken dertlerimizi birbirimize anlatıyoruz, sosyal medyada paylaşıyoruz, gündem yapıyoruz.

Ama bir türlü çözemiyoruz. Çözecek olan Van’ın evlatlarını yeri geldiğinde ‘güm’ diye indirip sonra da ‘Yabancılar geldi, Vanlıların başını yedi diye’ feryat figan ediyoruz.

Haliyle çok da başarıya ulaşmış değiliz. Üstelik bir de çeşitli nedenlerden dolayı da biraz ‘sahipsizlik’ de yaşıyoruz. Özellikle de siyaset arenasında oldukça ‘zayıf’ kalan kentimizin önemli gelişmelerden mahrum kaldığı bu yönüyle aşikar.

Büyükşehir ve belediyeler eliyle başlatılan ‘hizmet’ atağını ilgiyle izliyoruz.

Fakat Kars, Erzurum, Malatya, Erzincan ve daha bir çok il fazlasını alıyor.  Van’ın bu ‘fırsat’ sürecini aslında çok daha iyi bir şekilde kullanabileceği gerçeği önümüzde duruyor.

 

Biz de sahiplenelim, biz de isteyelim, bizim de olsun.

Ne olur sanki?