Latince kökenli ‘’mobbing’’ sözcüğü psikolojide taciz olarak bilinir. İşyerlerinde veya özel hayatlarda maruz kalınan durumdur. Sözlük anlamı bezdiridir. Aşağılama, alay, damgalama, ötekileştirme, dışlama, izolasyon gibi eylemlerle yapılan mobbing’i daha birçok örnekle çoğaltabiliriz. Mobbing’i son günlerde sosyal medyada duyulan bir olayla tekrardan hatırladık. Bir doktorun ölümüne, intihar noktasına gelişine, ardında bıraktığı mektuplarla üzülerek tanık olduk. Bu acı kaybımızın üstüne bilinçlenmek adına mobbing kavramını biraz açalım.

Mobbing ilk kez 1960’lı yıllarda hayvan davranışlarını inceleyen Konrad Lorenz isimli bir etimolog tarafından kullanılan bir sözcüktür. Lorenz, küçük hayvan gruplarının büyük hayvanlara karşı gösterdiği tepkiyi izleyerek bu kavramı ortaya atmıştır.

Bu konuyu 1972 yılında inceleyen bir doktor ise çocuklar arasındaki zorba davranış olarak tanımlamıştır. Bunun akabinde Psikolog Heinz Leymann iş yerinde mobbing’i tanımlayan ilk kişidir. Bu tanımdan sonra birçok insan mobbinge uğradığını dile getirmiştir. Tabi küçük bir uyarı yapacak olursak iş yerinde bize Mobbing uygulanıyor diyebilmemiz için bunun sistematik ve sürekli bir şekilde yapılması gerekir.

En fazla mobbinge maruz kalan kişiler kaynaklara göre en zeki, aktif çalışanlara, kadın çalışanlara, işe yeni başlayan genç işçilere ve hizmetini uzun zamandır sürdüren yaşlı çalışanlara uygulanır. En yetkin ve çalışkan olanlar tehdit unsuru olarak görülür.

Mobbing uygulayan insanlar yetersizliklerini örtmek için bu uygulamayı yapmaktan hiç çekinmezler.

Enerjilerini ve zamanlarını sadece o noktada harcar ve bu konuda uzmandırlar.

Mobbing’e uğramak çalışanların motivasyonunu düşürmekle kalmaz, iş yerindeki verimi büyük oranda azaltır. Mobbing uygulayan kişilerde tüm eforunu buna harcadığı için aslında bu durum onların da verimini büyük ölçüde azaltır.

Mobbing mağduru kişilerin ortak özellikleri şunlardır;

Yanlış bir şey gördüklerinde hemen söyleyen ve boyun eğmeyen kişilerdir. Aynı zamanda karşısındaki kişinin pozisyonuna göre değil de yaptığı işe göre davranırlar. Her yaptığı işte başarılı olanlar ve her işini severek yapanlar, başarmak için çabalayan ve bu yolda önüne çıkan engelleri aşan kişilerdir. Kendi hakkıyla beraber başkalarının hakkını da savunurlar. Yeni mezun olup işe yeni başlayanlar da mobbing tacizcileriyle sonuna kadar mücadele edenlerdir. Maalesef bu durumlar sık yaşanabiliyor. Yani eğer bir Mobbing kurbanı iseniz bunu uygulayan kişiler sizinle çok fazla göz teması kurmazlar. Mobbing mağduru kişinin çoğu zaman sözünü keserler. Söylediğiniz cümleleri size birkaç kere tekrar ettirirler, amaç sizin özgüveninizi kırmak, kendinizi değersiz hissetmenizi sağlamaktır. Bu davranışlara maruz kalan kişiler, mobbing’i uygulayan kişilere karşı güçlü olmalıdırlar.

Gruplaşmalardan oluşan bu mobbing uygulayıcıları sizinle olmak istemezler çünkü onların aralarında kurulu biz düzen vardır ve liderlerinin sözünden çıkmazlar. Liderin sözünü sürekli tasdik ederler, sizi kendinizle ilgili şüpheye düşürmeye çalışırlar.

Peki bu durumda mobbinge uğrayan kişi nasıl davranmalıdır?

Kötü davrandıkları zaman sürekli gülümseyin ve güçlü durun.

Bu insanlar size hak etmediğiniz şekilde davrandığı zaman, önemsemeyin, önemserseniz sizin gözünüzde önemli insan olurlar.

Motive olun.

Kendinizi işinize verin çünkü frekansınızı değiştirmediğiniz sürece doğru insanlar sizi bulur. Kalitenizi koruduğunuz sürece doğrular hep sizi bulur. Gerek özel gerek iş yaşamınızda bu psikolojik savaşı kazanacağınızdan eminim.

İşe odaklanmak, mücadeleyi bırakmamak, yeniliğe açık olmak ve en önemlisi kendimizden ve kişiliğimizden ödün vermemek gerekiyor.

Mobbingin hayatımızın hiçbir alanında yer almamasını diliyorum.