Aday adaylarının resmi olarak başvuru yapmasa da siyasetçiler özellikle ilçelerde adaylıklarını belli etmeye başladı. Siyasette hareketli günler yaşanırken özellikle AK Parti’nin güçlü olduğunun düşünüldüğü Tuşba’da yeni isimler belli olmaya devam ediyor. Bu isimlerden biri de özellikle bürokraside epey bir yol kat etmiş ve bu bilgi ve donanımlarını kullanmak için Van’a Abdurrahman Çohaz. Bir zamanlar Van Belediye Başkanlığı görevini yürüten Mustafa Çohaz’ın kardeşi olan Abdurrahman Çohaz, Van’ın merkez köylerinde doğup büyüyen ama bölgeyi oldukça iyi bilen bir isim. Hem siyasette hem de bürokraside deyim yerindeyse hizmet etmediği her kalmayan Çohaz, son olarak da Ankara’da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığın’a bakanlık müşaviri olarak atandı. Halen de müşavirlik görevini yürüten ve “Artık halkıma hizmet etmenin vakti geldi” parolasıyla Van’a gelme hazırlıkları yapan Çohaz, görevlerinin çoğunu Van’da yürütmesinin de avantajıyla bölgeye de oldukça hakim bir isim. Amik köyü, komşu Buruki köylerindeki vatandaşların büyük çoğunluğunun oyunu almaya aday olan Çohaz, aynı zamanda Tuşba’da da kendisini çok kuvvetli gören bir isim. Bu anlamda Tuşba’ya büyük bir katkı sunması beklenen ve “Ben haddimi bilirim, Tuşba’ya görev yapacak yeterlilikteyim” diyen Çohaz, belki de bu işi layıkıyla yapacak isimlerin başında geliyor. İşte Tuşba’nın en güçlü adaylarından Çohaz’ın adaylık serüveniyle ilgili bilinmeyenler:

 

Uzun yıllar Vanda çeşitli kademelerde bürokratlık yapan 2004’te de Van Belediyesi’ndeki Su ve Kanalizasyon İşletmesi Müdürlüğü görevinin ardından Ankara’da önemli görevler yürüten Abdurrahman Çohaz resmen Tuşba’ya Belediye Başkan Aday Adayı olduğunu açıkladı. Kendisi ile ilgili bilinmeyenleri, aday adaylık sürecini ve Tuşba ile ilgili düşüncelerini gazetemiz aracılığı ile paylaşan Çohaz, Van’ın oy potansiyeli ve yerel seçim dengelerini de değerlendirdi. Aday oludğu bölgede kendisine çok güvendiğini söyleyen Çohaz şu ifadelerle Tuşba halkının karşısına çıktı:

 

RÖPORTAJ: ÖMER AYTAÇ AYKAÇ

 

Tuşba Belediye Başkanlığına resmen adaysınız. Öncelikle şunu sormak istiyorum neden Tuşba?

 

Evet Tuşba’ya adayım. Adaylığımın altında da bu bölgede doğup büyümüş olmam ve bu bölgeyi iyi bilmem yatıyor. Bu bölgeye daha iyi hizmet edeceğimi ve bu görevi layıkiyle yürüteceğimi düşündüğüm  için Tuşba’ya aday oldum. Kazanamayacağım ve sonrasında yürütemeyeceğim bir göreve talip olmam. Ben memleketimi seven bir insanım ve kendi halkıma hizmet etmek istiyorum. Bakın Van artık Büyükşehir ve bu büyükşehir olayı öyle dilde bir büyüme değil. Büyükşehir ile birlikte buraya yeni bir hizmet modeli geliyor, yeni bir planlama yapılıyor. İşte bu planlama yapılırken belediyeler ehil olmayan kişilere verilirse istediğimiz ve düşündüğümüz modern bir kent oluşturamayız. Bu yüzden bu   daha iyi yapabilecek kişilerin aday edilmesi gerekir.

 

“DENEYİMLERİMİ VAN’A HARCAMAK İÇİN BURDAYIM”

 

Kendimi değil  yöremizi ve insanımıza hizmeti düşündüğümüz için buraya aday olduk. Ankara’da  Bakanlık müşavirliği görevini yürütüyorum ve işim çok rahat, emekliliğime kadar bu görevde rahat rahat çalışarak 65 yaşıma kadar değerli hemşerilerime hizmet edebilirim. Ama tecrübelerimi, deneyimlerimi bu yaştan sonra da kendi halkıma hizmet etmek için kullanmak istiyorum. Bunu bir sorumluluk olarak hissediyorum. Biz bu yeni dönemde bir şeyler başlatalım, bizden sonra gelen gençlerde bu hizmet yarışını daha ileriye taşısın. Nasip kısmet, verirlerse geliriz hizmet yaparız, verilmez ise de hayırlısı olsun diyeceğiz.

 

Tuşba’da kendinizi niye güçlü görüyorsunuz? Orada oy alma hesabınızı nasıl yapıyorsunuz?

 

Ben merkeze bağlı Amik köyünde doğup büyüdüm. Yıllardır bizim ömrümüz orada geçti ve bizim çocukluğumuzdan bu yana Amik Köyü bir çok yönüyle diğer çevre köylerin bir kısım ihtiyaçlarını karşılaması nedeniyle bu köylerle çok iyi ilişkiler içinde olmuşuz. Örneğin göl kenarındaydık, ağaçlıktı bunun gibi bir çok farklı özelliği vardı yani. Etrafımızdaki köylerde yaşayan bütün aşiretlere mensup insanlarla bir aile gibi samimi ilişkiler kurulmuştur. Hiçbir merkez köyle sorunumuz da olmamıştır. Abimin Belediye başkanlığı sırasında ve diğer görevlerimiz esnasında bu köylere hizmet vermişizdir. Mesela  belediye başkanı rahmetli  abim Mustafa Çohaz bu köylere hiçbir ayrım yapmaksızın hizmet etmiştir. Bizim aşiret ayrımı yapmak gibi bir düşüncemiz  olmadı,olamaz ve bundan sonra da olmayacak. O yüzden benim yerli köyden olmam diğer aşiret köylerinden oy almam önünde de kesinlikle bir engel değil. Benim adaylığımın hiçbir kesim tarafından yadırganmayacağını ve olumlu bakılacağını düşünmekteyim. Bir de Van merkez Tuşba mahallelerindeki oy potansiyelini de  düşünürsem kendimi güçlü görüyorum. Bir de şunu eklemek istiyorum: Biz Aliyle kazanırız Ahmetle kazanırız demememliyiz. Kim çok oy getirecekse onu seçeceğiz. Örneğin iki adayımız kaldı bu ikisi ile kazanırım dememek lazım. Kim  500 oy fazla getirecekse onu seçmek lazım. 13 ilçeyi hesapladığınızda ciddi bir oy demek lazım.Çünkü Büyükşehir Belediyesini bu ilçelreden gelecek oylarla kazanacağız.

 

“GEREKLİ TÜM TECRÜBELERE SAHİBİM”

 

 Adaylık verilmesi ve kazanmam halinde 35 yıllık bürokrasi ve siyasi tecrübemle bu hizmeti çok iyi bir şekilde yürüteceğimi düşünüyorum. Hem abimle siyaset yaptım hem de Mali İdareler’de kısa bir süre görev yaptım. 2004 yılında  VASKİ Müdürlüğü yaptıktan sonra yine Ankara’ya gidip burada ciddi tecrübeler edindim. Usul ve mevzuatı, yasal konuları, yönetimle ilgili yapılması gerekenleri, gelecekle ilgili hizmetlerin planlanması gibi konularda tecrübem de var. O yüzden tüm bunları bir araya getirdiğimde hem yeterli oyu alır hem de bu hizmeti yapabileceğime inanıyorum. Kazanma hedeflerimi de buna göre yapıyorum.

 

“AŞİRETLER ESKİSİ GİBİ ETKİN DEĞİL”

 

Tuşba’ya ilçe başkanı atanmadan önce Buruki mi olsun Van’ın yerlisi olan bir isim mi olsun gibi tartışmalar vardı ama nihayetinde Naif Şabu atandı. Bu anlamda sizce aşiretler seçimlerde de bu kadar gündemi işgal edecek mi? Bir de Tuşba bölgesinde Buruki’lerin oyunun çok olduğu söyleniyor. Diğer tarafta da Van’ın yerlileri ve Küresini köyleri var. Bu dengeyi nasıl sağlayıp oy almayı planlıyorsunuz?

 

Bir kere aşiretler eski etkinliğinde değil. Bizim çocukluğumuzda mesela Kinyas Kartal tam anlamıyla bir ağaydı. Aday olur kalıp şeklinde oy alırdı. Ama o zamanlar milliyetçilik ve benzeri konular yoktu. Ama ondan sonra gelen Kürt milliyetçiliği aşiretçilik olayını biraz değiştirdi. Eski etkinliği yok yani. Kalıntıları elbet vardır ama etkinliği yüzde 50 gibi kayboldu. Bir de aşiretler içinde A aşireti dururken B aşiretinden birisi aday olursa aşiret mensupları bunun üzerinde karar kılamıyor ve kabullenmekte zorluk çekiyorlar. Örneğin  geçmişte belli aşiretlerin çıkarmış olduğu adaylarda ittifak sağlanırken bu gün bu ittifaktan söz etmemiz yanlış olur. Bu aşiret mensupları zaman içinde farklı partilerde aday da olmuşlardır. Tüm bunlar bir yana ben Tuşba sınırlarındaki tüm ailelerin oyuna talibim. Yani benim bu anlamda bir aşiret ayrımım yok. Ki bu bölgedeki bir çok insan beni ve ailemi bilir ki ben hizmette hiçbir zaman ayrıcalığı düşünmedim düşünmem de. Herkese eşit mesafede yaklaşırım. Benim dünya inancım da dini inancım da bunu gerektiriyor.

 

Siz Van’dan elinizi koparmadıysanız da Ankara’dan gelen bürokratlara karşı bir önyargı oluyor seçimde. Şimdiye kadar edindiğiniz izlenimlere göre Ankara’dan gelmenin bir dezavantaı olur mu?

 

Böyle bir dezavantajım olacağını düşünmüyorum. Ben 2004’te buradan ayrıldığımda herkes beni tanıyordu ve hala da yine tanıyorlar. Ankara’da da en az Van’daki kadar kendi hemşerilerime yardımcı olmaya çalışıyorum. Yardımcı olamasam da oturup kendileri ile bir çay içip bir şekilde yol göstermeye çalışıyorum. Bu anlamda hiçbir sıkıntım yok,Yöremdeki insanlarla ilişkimi koparmadım,fırsat buldukça vana geldim ve bu insanlarla birlikte oldum, yöredeki insanların çoğu beni tanıdığı için aday olmamı istiyor. Ankara’ya gitmeden önce tanınmamış olsam katılırdım ama ben küçük yaşta gidip orada yetişen bürokratlardan  değilim. Her fırsatta gelip köyleri, dostları sürekli geziyor, vatandaşın nabzını tutuyorum. O bağ hiç kopmadı yani. Bana olan sıcaklık da bunu çok açıkça gösteriyor.

 

HERKES SANDIĞINA SAHİP ÇIKMALI

 

Van’da AK Parti eskisi gibi değil biliyorsunuz. Genel seçimde her ne kadar Erdoğan’ın etkisi daha çok olsa da yerelde bu daha az oluyor. Yani aday daha çok etkili. Bu anlamda da BDP’nin güçlendiği ve AK Parti’nin aksine adayın önem arzetmediği bir partiye karşı böylesi bir dönemde biraz işiniz zor yani. Büyükşehirin yükünü de taşıyacağınızı düşünürek BDP’de nasıl bir yarış içine gireceksiniz?

 

Evet haklısınız ve buyzüdendir ki yerel seçimlerde en önde aday geliyor bence. Biz bir önceki yerel seçimleri niye kaybettik? Adaydan dolayı kaybettik. Mesela başka bir aday ile çıkmış olsaydık rahatlıkla kazanacaktık ama o günkü şartlarda böyle oldu. Üstelik şimdi büyükşehiriz artık yani mücavir alanlarda AK Parti’nin şansı da yüksekti o zaman. Başkale sınırındaki bir köy de Kapıköydeki vatandaş da hem kendi ilçesine hem büyükşehire oy verecek. Mesela biz bir önceki genel seçimlere  şehir merkezinde kafa kafaya bir durumdayız. Ama taşrayı dahil ederseniz aradaki fark biraz yükseliyor maalesef. Bu farkı kapatmak için herkesi kucaklayan vizyonlu ve misyonlu bir adayla katılmamız gerekir. Her zaman iktidarların yıpranma payı vardır. BDP şu an iktidardır ve yıpranma payı yüksektir. Bu eşyanın tabiatında var. Küskünlük, yıpranma bizim tabiatımızda var yani. BDP’de  parti içi küskünlükler mutlaka vardır. Bunları iyi hesap edip bu aşiretler dengesini sağlayacak, sevilen, bilgili,dürüst mütevazi ve herkesi birleştirecek bir adayla çıkmak lazım. Ben böyle bir birleştiriciliği sağlayacağımı düşünüyorum. Dolayısıyla Tuşba’yı rahat bir şekilde kazanmamızın önünde hiçbir engel yok. Ama şu da var ki, bizim başka bir problemimiz var o da sandık meselesi. Bakın, herkes sandığına sahip çıkmalı. İki kişinin tehdidi ile oylara etki edilmemesi gerekiyor. Büyükşehirde İbre şu anda BDP’den yana gösteriyor olabilir ama AK Parti’nin kazanmayacağı anlamına gelmiyor bu. İyi bir politika ile rahatlıkla kazanırız.

 

Tuşba bakir bir bölge yani hizmete de açık. Dolayısıyla bir belediye başkanı olunca kendine has bir yönetim anlayışı olacak. Her ne kadar proje açıklamak gerekirse Tuşba’ya sizce ilk olarak yaıplamsı gereken nedir?

 

Şunu öncelikle söylemek gerekiyor: Bizim önceliğimiz kazanabilecek isimlerle kamuoyunun karşısına çıkmak. Kazandıktan sonra da hizmet boyutu geliyor. Ben büyükşehirin hizmet boyutunu da düşünüyorum ve bunun çok ağır bir görev olduğunu biliyorum. Bu her insanın yapabileceği bir iş değil. Ben kimseyi küçümsemiyorum ama herkes haddini bilmeli. Herkes kapasitesine göre adaylık düşünmeli. Ona göre talip olup, buna göre düşünmek lazım. Ben Tuşba’ya niye talip olduğumu açıkladım. İkincisi de ben bu işi götürebileceğime inandığım için aday oldum. Bu hizmeti götürürken de ihtiyaçları da göz önüne alacağım.

 

“TUŞBA, VAN’IN GÖZDESİ OLACAK”

 

Bir kere Tuşba’ya bir şehir merkezi oluşturmak lazım. Köy dediğimiz Tuşba mahallelerinin de gelip bu şehir merkezinden ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlamak lazım. Şu an baktığınızda şehir merkezinin ağırlığı İpekyolu İlçesi’nin bölgesine düşüyor. Dolayısıla bir şehir merkezi oluşturarak bunun ağırlığını İpekyolu’ndan almak gerekiyor. Tuşba’nın 6-7 büyük mahallesi var. Bu bölgenin yüzde 70’inde alt yapı yok. Öncelikle bunu ve içme suyunu halletmek lazım. Sonra üst yapıya geçip caddeler oluşturmak lazım. Bir de şimdi kaymakamlıklar ve benzeri kurumlar da kurulacak ve Erciş’e doğru bir büyüme gerçekleştirmek gerekecek. Sonrasında ise yine köylülerin ihtiyacını karşılamak lazım. Üstelik bizim köylümüz de fazla şey istemiyor. Yolu, altyapısı, suyu olursa çok da büyük şeyler talep etmeyecek.

 

“TUŞBA’NIN TURİZMDEKİ ROLÜ BÜYÜK OLACAK”

 

Bir de şöyle çok önemli bir şey var üç ilçenin de Van Gölü’ne kıyısı var. Bu oluşturulurken her ilçeye göl kıyısı verilerek bir sorumluluk oluşturulmak istenmiş. Bu anlamda bizim Tuşba ilçesinin yaklaşık90 kmlik Vangölüne kıyısı büyük önem arzediyor. Hatta biz bu anlamda belki de Edremit’e göre çok daha şanslı bölgedeyiz. Bu anlamda belki de bizim ilk yapmamız gereken Tuşba sahillerini en iyi şekilde değerlendirmek. Mesela benim rahmetli abim Mustafa Çohaz Van Gölü’ne o arıtma tesisi yaptığında ülke genelinde ses getirmiş ve çağın ilerisinde düşünen bir başkan ilan edilmişti. Ama bakıyoruz o günün şartlarında o tesisi düşünen insanların aksine bugünkü yönetimler o tesisi çalıştıramıyor bile. Bu anlamda öncelikle bu anlamda da ciddi tedbirler almak gerekiyor. Buradan sonra da turizm alanı ilan edilmiş büyük sahillerimiz ve bölgelerimiz var. Burada ciddi girişimler yapmak gerekiyor. Erciş, Ahlat,Adilcevaz,tatvan,gevaş ve edremit gibi ilçelerle de Van Gölü için bir tedbir almak gerekiyor diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu da bizim ilk sorumluluk ve hizmetlerimizden birisi olacak.

 

“ÜNİVERSİTE TUŞBA’NIN EN BÜYÜK AVANTAJI”

 

Bir de hep söylediğim bir şey var bölgemizdeki en önemli olay da YYÜ’nün bizim sınırlarımızda olması lazım. Bir kere bilime inanacaksınız. Buna inanırsanız gelişmişliği daha iyi bir şekilde sağlarsınız. Bu anlamda dediğim gibi Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden ciddi anlamda faydalanmamız gerekiyor Tuşba olarak. Yine sanayi bölgesi ve OSB’den de faydalanmak gerekiyor. Buraları ilçenin lehine kullanmak lazım.

 

İlçeler için belki değil ama AK Parti’nin şu sıralar dışarıdan aday getirme gibi bir durum var. Kabineden birisinin de gelebileceği konuşuluyor hatta. Sizce dışarıdan bir aday Van’da yapabilir mi?

 

Eğer bölgeden bir bakan olursa vizyonlu ve misyonlu bir isim yararlı olabilir. Şu anda görünenler arasında mesela Hüseyin Çelik bence en önemli isim. Biz Van’ı mesela Hüseyin Çelik ile kazanabiliriz. Artıları oldukça fazladır. Çelik’in Van’da büyük hizmetleri ve katkıları olmuştur. Van’da büyük bir birliktelik sağlayacağını düşünüyorum ama bunun dışında bir Cevdet Yılmaz bir Egemen Bağış da faydalı olabilir. Çünkü o insanlar da yöreyi bilen milletvekilleridir. Ama batıdan birisi gelirse yadırganır ve seçmen üzerinde olumsuz etki yapar düşücesindeyim.Bölgeden bir adayın gelmesi diğer partiler tarafından da siyasi malzeme de yapılmaz. Vatandaşımız da yadırgamaz bu durumu diye düşünüyorum.Van’ın ve Vanlının bu fırsatı kaçırmayıp, Büyükşehir olmayı iyi değerlendirmesi gerekir.

 

ABDURRAHMAN ÇOHAZ KİMDİR?

30 Mayıs 1956 tarihinde Van Merkez Yeşilsu (Amik) köyünde doğdu, İlkokul öğrenimini Yeşilsu köyü ilkokulunda, orta öğrenimini Van Atatürk Lisesinden tamamladıktan sonra 1974 yılında Van Devlet Hastanesinde memur olarak göreve başladı. Memuriyet görevi sırasında eğitimini devam ettirerek Erzurum Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler bölümünden mezun olduktan sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi Lisans tamamlama programını bitirdi. 1981-1984 Van Devlet Hastanesi Müdürlüğü,1984-1987 Van Doğumevi Hastanesi Müdürlüğü,1988-1992 Sağlık Bakanlığı Van Bölge Ana Depo ve Tamirhane Müdürlüğü,1993-1996 Van Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şubesi Şefliği görevlerini yürüttü.

1996 yılında Kurum değiştirerek Van Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü görevine atandı. Bu görevini 19 Temmuz 2000 tarihine kadar yürüttükten sonra 25 yıl hizmetle Emekli olarak Devlet Memurluğundan ayrıldı. 19 Temmuz – 01 Nisan 2004 tarihleri arasında Ticaret yapan ve Siyasetle (Ak Parti Van İl Başkan Yardımcısı) uğraştıktan sonra 01 Nisan 2004 tarihinde Van Belediyesi Su ve Otobüs İşletmesi Müdürlüğü görevine,03 Ağustos 2004 tarihinde Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü Yaşlı Hizmetleri Dairesi Başkanlığı görevine,03 Haziran 2011 tarihinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müşavirliği görevine atandı ve halen Bakanlık Müşaviri olarak görevini sürdürmektedir.  Özellikle Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Daire başkanlığı ve Bakanlık Müşavirliği görevleri süresinde Kurumunun görev alanına giren tüm hizmetlerin Van ilinde sunulmasına katkı sağlamıştır. Siyasi ve Mahalli İdare Deneyimi: 1984-1989 Yıllarında Van Belediye Başkanı olan rahmetli abisi Mustafa Çohaz’dan edinmiş olduğu siyasi ve Belediye yönetimi tecrübesi, 2004 yılı Van Belediyesi İdarecilik tecrübesi, Ak Parti İl başkan yardımcılığı tecrübesi, Yapmış Olduğu Diğer Faaliyetler: Van spor Kulübü Yöneticiliği, Kamu yararına çalışan değişik derneklerde yöneticilik, Topluma yararlı faaliyetlere katılım.


Editör: TE Bilisim