Leyla Tanrıtanır. Cumhuriyet tarihi boyunca erkek egemenliği ile yönetilen Van’ın ilk kadın muhtarı. Üstelik sadece bu ünvanı barındırmıyor, şu anda Doğu Anadolu’nun da tek kadın muhtarı olarak görev yapıyor. Siyasete ne uzak ne yakın bir görev olan muhtarlık görevi ile olmayanı başaran Tanrıtanır bu görevi ile muhtarlıktan çok daha ileriye varmış bir isim ayrıca. Temsiliyette erkek egemenliğinin hüküm sürdüğü ve muhtar deyince akla en son kadının geldiği bir coğrafyada bu görev talip olan, devralan ve layıkıyla yürüten bir isim olan Leyla Tanrıtanır’ın bu görev süresinde yaptıkları bazı siyasetçilere bile örnek olacak tarzda. İşte biz de bu seçimde tek kadın aday iken örnek olduğu diğer kadınlar ile birlikte sayısı onu bulan kadın adayla seçimde muhtarlıklarda yarışacak olan Tanrıtanır ile hem muhtarlıkları hem de vaatlerini konuştuk. Görev kapsamı dar olmasına rağmen siyasetçilerin yapacağı işlere el atan Tanrıtanır’ın yine bu seçimden sonrası için de büyük projeleri var. İşte Tanrıtanır’ın kendi ağzından kadın muhtarlık…

Şu an Cumhuriyet Mahalle muhtarlığı görevini yapıyorsunuz. Önceki dönemde 4 güçlü erkek rakibinizi ekarte ederek Van’ın ilk kadın adayı ve Doğu Anadolu Bölgesinde tek kadın adaylığı yaptınız. Bunun yanı sıra depremde de çok önemli işler yaptınız ve en önemlisi de bu dönemde birçok kadının önünü açarak aday olmasını sağladınız. Öncelikle tüm bu konular hakkında neler söylemek istersiniz?

Evet, bu dönem yeniden adayım öncelikle yeniden ada olmamın sebebi bizler bir deprem dönemi yaşadık. Bu dönem içerisinde işlerimizin yüzde 80’lik bir bölümünü tamamladık ancak geriye kalan işleri tamamlamak adına yeniden aday oldum. Rabbim nasip ederse bu eksik kalan işlerimi yerine getirmeye çalışacağım. En büyük eksiklerimizden bir tanesi de yani dezavantajımızda mahallemiz çarşı olması ve eskide bir mahalle olma münasebetiyle hazine arazilerinin bulunmamasıdır. Bu yüzden birçok istek ve projelerimizi yerine getiremedik. Örnek olarak bir yeşil alan, bir çocuk parkı daha doğrusu çocuk parkı değil de çok amaçlı bir parkın yapımını gerçekleştiremedik. Ancak bu dönem büyükşehir statüsüne de kavuştuk. Büyükşehir ile birlikte ilimiz genişledi ve ilçelere ayrıldı. Kendi mahallemizde olmasa bile diğer mahallelerimiz ile birlikte ortaklaşa bu projelerimizi gerçekleştirmeyi istiyoruz.

Siz 2009 döneminde Doğu Anadolu Bölgesinin tek kadın adayıydınız ve ayrıca Van tarihinin de tek kadın muhtar adayıydınız. Bu sene sizlerde çok iyi görmüşsünüzdür, kadın adaylarda bir yükselme var…

Benim ilk olarak amacım buydu ve bur durum benim için çokta sevindirici oldu. Kadınların kendini bu şekilde göstermeleri gerçekten çok güzel bir olaydır. Tabi bu tüm muhtarlarımız için geçerli ama bu konuda azimli, cesaretli ve çalışkan olacaklar. Ama bunun yanında veremeyecekleri sözleri vermeyecekler. Böyle bir çalışma yaptıkları zaman ve halkla bir gönül bağı kurdukları zaman sadece seçilmek ile kalmazlar istedikleri çalışmaları da gerçekleştirecekler. Çünkü bizim bölgemizde artık kadınlar muhtar olamaz zihniyeti çok geride kaldı. Bende bunu apaçık gösterdim ve ilk birincil amacımda buydu. Bu konuda yetkimin dışına çıkarak bunu yaptım, çok iyi çalışmalar yaptım, ama sonuçta bunu gerçekleştirdim ve istediğim amaca ulaştım. Sizlerde takip etmişsinizdir, muhtarlıklar bu kadar popüler değildi. Ben muhtarlığa bir renk kattığımı düşünüyorum.

HİÇ BİR ZAMAN GOCUNMADIM

Peki, tüm bu söyledikleriniz nasıl gerçekleştirdiniz? Yani sırrınız nedir?

Öncelikle muhtarlığı seveceksiniz. Bu işe bir gönül vereceksiniz ve bu konuda hiçbir beklentiniz olamayacak. Nasıl olmayacak? İşte ben burada bir rant sağlarım, ben burada bir gelir elde ederim demeyeceksiniz ve beklemeyeceksiniz. Bu zihniyet ile yola çıkanlar zaten asla muvaffak olamayacaklar. Bu konuda halk ile bir gönül bağı kuracak, bir beklentisi olamayacak hatta ve hatta yeri geldiğinde kendi parası gidecek. Ben beş yıldır bu görevi yapıyorum ve benim cebimden para gidiyor. Ben bu dönem içerisinde hiç kimseden bir kuruş gelir elde etmedim. Bize verilen bir maaş vardı. Biz bu maaşın 370 TL’sini BAĞ-KUR ödüyorduk, geri kalan masraflarımızın hemen hemen hepsini de kendi cebimizden karşılıyorduk. Ama ne yaptım halkıma hizmet olsun diye hiçbir zamanda gocunmadım. İşte bu yüzden özverili olacaksınız. Hiçbir zaman beklenti içerisinde olup bir şeyleri beklemeyeceksiniz. Muhtar demek iş yapmak demektir, fakir fukaraya sahip çıkmak demektir, mahallene sahip çıkacaksın.

Seçim dönemi başladı. Bu neticede tüm adaylar seçim çalışmalarına başladılar. Sizin çalışmalarınız ne aşamada?

Ben şu anda da muhtarlık görevimi yaptığım için pek dışarıya çıkamıyor ve hizmetimi de geri planda bırakmak istemiyorum. Seçim çalışmaları münasebetiyle çıkıp çalışmalar yapayım ama bu mahalleye olan hizmetimde geride kalsın istemiyorum. Bu yüzden muhtarlık büromu her zaman açık bırakıyorum. Bunun dışında boş zamanlarımda da seçim çalışmalarımı yürütmeye çalışıyorum. Zaten biz mahalleli ile bir aile olmuş durumdayız. Mahallelide benim muhtarlık ile uğraştığımı, hizmet için uğraştığımı biliyorlar. Ama ben yine mahalledeki aile büyüklerimi ve diğer aileleri ziyaret ediyorum. Çoğu insanımız çalışıyorsunuz gelmenize gerek yok diyorlar ama ben yine de kendilerini ziyarete gidiyorum. Bunun yanı sıra bastırmış olduğumuz broşür ve posterlerimiz asmış durumdayız. Bu şekilde hem mahallemize hizmetimizi hem de seçim çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

GEREKTİĞİNDE NÖBETÇİLİK YAPTIM

Bu seçimlerde yeni aday olan adaylarımıza sorduğumuz sorulardan bir tanesi seçildikten sonra ne gibi çalışmalar yapacaksınız yürüteceksiniz, sorusudur. Siz ise 5 yıllık muhtarlık yapmış birisiniz. Öncelikle bu 5 yıllık süreçte ne gibi çalışmalar yaptınız?

Bildiğiniz üzere benim o dönemde 4 erkek ve çokta güçlü rakiplerim vardı. Bunlardan bir tanesi de mahallemizin muhtarlığını yürüten ve 25 yıldır muhtarlık yapan bir abimizdi. Ancak çalışmaların yeteri ve eksik olmasından dolayı ben bu yola atıldım. Bu çalışmaları yaptığım zaman tüm mahalleyi ilgilendiren çalışmalar yürüttüm, tüm evleri kapı kapı dolaştım ve ziyaretlerden bulundum, mahalle sakinlerimize yardımcı oldum. Daha sonrasında mahalledeki sokaklar ile ilgili çalışmalara başladım. Bu sokaklarımız da bulunan yollarımız köstebek yuvalarına dönüşmüştü ve hiçbir çalışmada yapılmıyordu. Mahallede bir sokak lambası bulunmuyordu ve çöpler üst üste birikmiş bir durumdaydı. Bunun yanı sıra su kanallarımız bulunuyordu. Bu kanalları ıslahı ile ilgili bir çalışma yaptık. Bu konuda 9 madde halinde mahallenin sorunlarını saptamış bir hale kavuşturdum. Seçim çalışması olarak pek bir şey yapıyor gibi görünmesem de mahalledeki apartman sayısında, nüfus oranına ta ki seçmen sayısına kadar her şeyi hesaplamış durumdaydım. 7 aylık bu çalışmadan sonra bir seçime girdik ve ben 4 adayımı geçerek ve bin 300 oy olarak muhtar seçildim. Bunun yanı sıra bir araştırma daha yaptım ve bugüne kadar yapılan seçimlerde en büyük oyu alan muhtar unvanını da kazanmış oldum. Bu oy sayımda da bir devrim gerçekleştirmiş oldum. Seçildikten sonra bu bahsettiğim konuların hepsini çözmeye çalıştım ve yeri geldiğinde gece-gündüz çalıştım ve gerektiğinde nöbetçilik yaptım.

Bir muhtarın yapacağından daha fazla şey yaptınız gibi görünüyor… Yanlış mıyım?

Evet, çünkü görevimin sınırlarına takılıp kalmadım. Üstelik bu noktada bir şekilde daha ötesini yapabileceğime de inandım. Başardığıma da inanıyorum. Örneğin görev süremiz içerisinde Mahallede başlatmış olduğum çalışmalar neticesinde ilk önce mahalledeki çöp merkezlerini kaldırdık. Daha sonra asfalt çalışmaları yaptık ve bu çalışmalarda bize destek veren belediyemize de ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Sokak çocukları için bir çalışma yaptık. Mahallemizde bulunana kanalları ıslah çalışmalarını başlattık. Bunun yanı sıra mahallemizde bulunan 40 yıllık bir su sorunu için çalışma başlattık. Bu neticede başlatmış olduğumu tüm çalışmaları hayata geçirdik. Bunun yanı sıra bide kardeş aile projesi başlattım. Bu doğrultuda yardıma ihtiyacı olan ailelere diğer maddi durumu olan aileler tarafında yardımlar yapıldı. Zengin ve fakirleri bu şekilde birleştirdik. Ama hiçbir zaman bunu deşifre etmedik. Fotoğraflar ya da diğer şekillerde bunu hiç kimseye duyurmadık. Ramazan aylarında ve özelliklede okul zamanlarında maddi durumu olmayan insanlarımız ve özellikle de çocuklarımız için maddi desteklerde bulunduk. Bunun dışında sosyal etkinlikler yaptık özellikle kadınlarımız konusunda birkaç çalışma yürüttük. Vangölü’nün, Muradiye Şelalesini, Akdamar Adasını, Balık Bendini görmeyene birçok insanımız vardı mahallemizde bu doğrultuda onlar için bir çalışma başlattık ve insanlarımız oralara gezilere götürdük.

BEN HARİÇ HERKES İSTİFA ETTİ

Deprem döneminde de büyük çalışmalar yaptınız. Hatta yeri geldi nöbet tuttunuz, belinizde silah ile dolaştınız. O dönemden bizlere biraz bahseder misiniz?

Daha sonrasında bildiğiniz üzere ilimiz büyük bir deprem afeti yaşadı. Bizde bu afette büyük yaralar aldık. Bildiğiniz gibi deprem döneminde ilin hemen hemen tüm muhtarları istifa ettiler. Ancak ben hiçbir zaman görevimin başından ayrılmadım ve mahalledeki halkımın yanında oldum. Muhtarlar deprem döneminde çok büyük sıkıntılar yaşadılar. Birde depreme hazırlıksız yakalandığımız zaman bu sefer istifalar gerçekleşti. Birimler arasında bir koordine yoktu o dönemde, bu yüzden kurumlara giden vatandaşlarımız hepsi bizler geliyordular. Hiç kimse o dönemde gidip bir vekillin ya da başkasının yakasını tutmuyordu. Bir sıkıntısı olan gelip bizim yakamızı tutuyor ve bizlerin kapısına dayanıyordu. Bende o dönem büyük sıkıntılar yaşadım. Bende ablamı ve akrabalarımı depremde göçük altında kaybettim. Bende herkes gibi deprem yaşadım ve gördüm. Herkes bir travma altındaydı ve benim kapıma dayanıyorlardı. İşten bundan dolayı ben acımı unuttum ve o insanlara yardımcı olmaya çalıştım. Hiç durmaksızın mahallelime çadırlar taşıdım. Benim mahallemde 8 ayrı nokta da çadır kentler kuruldu. Benim hemen hemen hiçbir mahalle sakinim gibi havaalanın ya da başka bir yerde çadır için sırada beklemedi. Biz çadır kentler kurduk ve insanlarımız orada barındırlar. Benim mahalleme hiçbir şekilde yardım tırları girmedi. Ben kurdurduğum çadır kentte tüm aileleri ziyaret etti ve kendilerine ne ihtiyaçları var hepsini konuştum, görüştüm ve halletmeye çalıştım. Dışardan birçok talep geldi yardım konusunda nacak ben hiç birini kabul etmedim. Ne eksik var, ne ihtiyaçları var hepsini liste haline getiriyordum ve valilik ile görüşüyordum daha sonra bu eksiklikleri karşılamaya çalışıyorduk.

DİĞER MAHALLELERDEN SIKINTILAR YAŞADIM

Depremde hiçbir zaman ben mahallemde sıkıntı yaşamadım. Az önce anlattığım gibi ben hiçbir mahalle sakinimi havaalanına göndermedim yardım için. Kendim öncesinde yetkililer ile görüşüyordum ve ben gidip yardımları getirip mahalle sakinlerime teslim ediyordu. Benim depremde en büyük yaşadığımı sıkıntı çevre mahallelerden geliyordu. Ben mahalle sakinimi havaalanına veyahut başka bir yere yardım için gitmesine izin vermezken, diğer mahallelerdeki insanlar benim getirdiğim yardımların önünü kesiyordular ve benden yardım istiyordular. Bu sebeple de bende belimde silah ile dolaşmak zorunda kalıyordum. Çünkü o dönemde can güvenliğimi korumak zorundaydım. Çok şükür bunun dışında çok büyük sıkıntılar yaşamadık. Diğer mahalleden sıkıntı yaşadıklarımız ile tekrardan görüştük ve bir araya geldik gerektiğinde onların bile ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştık. Yani anlayacağız kendi mahallem dışında diğer birçok mahalleye de yarımlarda bulunduk.

HİÇBİR ZAMAN İRTİBATI KESMEDİM

Daha sonrasında bildiğiniz gibi toplum merkezleri depremde zarar gören insanlarımızı diğer illere göndermeye başladı. Bende kendi mahallemin bir listesini oluşturdum ve diğer illere gitmesi gereken mahalle sakinlerimi diğer illere göndermek için çalışmalara başladım. İşte bu mahalle sakinlerim diğer illerde öğretmen evlerinde, kurum evlerinde ve diğer otel gibi birçok yerde kaldıklarında bile ben yine mahallelilerim ile irtibatı kesmedi ve her zaman sıkıntılarını dinledim kendilerine orada bile destek olmaya çalıştım. Dışardaki muhtar arkadaşlarım ile birlikte irtibat halindeydik. İnternet üzerinden sosyal paylaşım sitelerinde kendileri ile görüştüm ve mahalle sakinlerimin mağdur olmasına izin vermedim. Kendi ailemi bile bu şekilde başka bir ile gönderdim ancak ben hemen geri dönüş yaptım ve burada kalan insanlarımla beraber geçirdim ve yanlarında oldum.

METRUK EVLERİN YIKIMLARINI GERÇEKLEŞTİRDİM

Depremden sonra bildiğiniz gibi yıkım kararı alınana bir çok ev yıkılmadı, ağır hasar alan birçok ev yıkılmadı. Tüm bu çalışmalardan sonra ben bu olaya da müdahil oldum. Mahallemizde yıkım kararı verilen tüm metruk evleri yıkmak için çalışmalara başladım. Niye yıkım çalışmalarına başladım. Çünkü o evlerde madde bağımlılığı yaşayan insanlar ve çocuklar vardı ve o evleri kullanarak başta mahalle sakinlerine ve diğer insanlara zarar veriyordular. Bende bu evlerin mahalleme hem bu açıdan hem de diğer açıdan yani görüntü kirliliği açısında mahalleye zararlar verdiğini gördük ve çalışmaları başlattık. Seçime kadar bu olaya da el attık ancak bu konuda da daha yarım kalan işler var özellikle madde bağımlısı çocuklarımız için seçilirsem, inşallah bu konu içinde birçok çalışmalarımız var. Biz özellikle bir rehabilite merkezinin kurulmasından yanayız.

BU BİR DEMOKRASİ YARIŞIDIR

Yeniden konumuza dönelim. Sizin bu sene adayı olduğunuz mahallede kaç aday bulunmaktadır ve bu adayların kaçı kadın? Önceki dönem 4 güçlü adayı ekarte ederek buraya geldiniz. Bu dönem aday olan rakiplerinizi nasıl görüyorsunuz?

Bu dönem biz iki kadın aday olarak yarışacağız. Benim için 1 rakipte olsa 10 rakipte olsa hiç fark etmez. Bu bir demokrasi yarışıdır. Önemli olan sevgi ve saygı çerçevesinde hiç kimse bir birini kırmasın ve incitmesin. Bunun yanı sıra en önemlilerden bir tanesidir. Adayların bir birinin arkasından kesinlikle konuşmamasıdır. Bu konu çok önemli ve çok hassas bir konudur. Hal böyle olunca arkasında atıp tutmak ve onu rencide edecek işler yapmak seçimi kazansan bile muhakkak sana bir şeyler kaybettiriyordur. Kendi hizmetinden çok başkasının arkasından atıp tutmak en başta bir mağlubiyettir. Bana göre adaylar kendi çalışmalarına yoğunlaşmalı, samimi olmalı ve daha çok barış yanlısı olmalıdır. Adaylık sürecine gelecek olursak mahallemde biz 2 kadın adayın yanı sıra 2’de erkek adayı vardı. Ancak mahallelim buna izin vermedi ve adaylığın yanlış olduğunu söylediler. Şimdi biz iki kadın aday tek kalmışız.

Son olarak siz neler söylemek istersiniz?

İnşallah bu yerel seçimler başta mahallemiz, ilimiz ve Türkiye için en hayırlısı olur. Ben buradan mahalle sakinlerime ve insanlara sesleniyorum. Ayrıca ben bunu siyasi parti ve adaylar için kullanıyorum onlar için en hayırlısı olsun. Bunu mahalle muhtarları için söylüyorum. İnsanlar yani seçmenler kendilerini yönetebilecek insanları ve yöneticileri çok düşünerekten, seçici davranarak seçimlerini yapsınlar. Bu insan her şeyiyle ben temsil edebilir ve yönetebilir mi demeleri gerekiyor. Bu seçimde aday sayıları da epeyce artı. Bildiğiniz gibi muhtarların maaşları da asgari ücrete çıktı. Bazı adaylar sırf bunun için adaylık yaptılar. Ancak bunlar muhtarlığın ne olduğunu bile bilmiyorlar. Her şey para değil, makam ve koltuk değil. Bu yüzden ben seçmenden çok seçici olmalarını rica ediyorum ve istiyorum. Bazıları gerçekten muhtarlığın ne olduğunu bile bilmiyorlar. Buna aday olanlarda dahil o yüzden sizden ricam bu konunun üzerinde durun.


Röportaj: Önder ALTINAL

Editör: TE Bilisim