Oksidatif stres, oksitlenme sonucu hücrelerin hasar görme sürecine deniyor. Ayrıca aşırı fiziksel aktivite veya açlıkta meydana geliyor. İnsanlarda oksidatif stres; ateroskleroz, hipertansiyon, Alzheimer hastalığı, diyabet, kısırlık, kronik yorgunluk sendromu gibi birçok ciddi hastalığın nedeni veya önemli bir bileşeni olarak gösteriliyor.

Oksidatif stres, hücrelerin aşırı miktarda oksitleyici ajan ve serbest radikal ürettiğinde ve bunun sonucu olarak lipitler ve DNA gibi hücrenin önemli bileşenleri oksitlenmeye başladığında meydana gelir.

Nature dergisinin aktardığına göre, Michigan Üniversitesi’nden bilim insanları, Caenorhabditis elegans yuvarlak solucanlarını araştırırken yaşamlarının başında daha fazla oksitleyici ajan üreten solucanların, daha az reaktif oksijen türlerini üretenlere göre daha fazla yaşadığını tespit etti.

Araştırmacılar, gözlemlerini doğrulamak için tüm popülasyonu reaktif oksijen türlerinin etkisine maruz bıraktı ve tüm popülasyonunun yaşam süresi arttı.

Genç solucanlarda reaktif oksijen türlerinin aşırı miktarda üretilmesinin histonlarda değişikliklere neden olduğu tespit edildi.

Oksidatif strese duyarlı histon değiştiricilerinin, memelilerin hücrelerinde de bulunduğu biliniyor. Bu yüzden solucanlarda elde edilen sonuç farelerde de test edildi.

Erken oksidatif stresin, insanlar da dahil tüm organizmaların hücreleri için faydalı olduğu ihtimali yüksek. Mekanizmanın tamamen anlaşılması durumunda, organizma gelişiminin erken aşamalarında, yaşamı uzatmaya yardımcı olan müdahale yöntemleri geliştirilebilecek.

Editör: TE Bilisim