Van Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Kanser Şube Müdürü Büşra Tapan Soğanda, 1-7 Ağustos tarihleri arası pek çok ülkede kutlanan "Dünya Emzirme Haftası"nın amacının anne sütünün önemine dikkat çekmek ve emzirmeyi desteklemek olduğunu söyledi. Konu hakkında açıklamalarda bulunana Soğanda, “Bu haftanın kutlanmasındaki amaç; anne sütünün değerine dikkat çekmek, bebeklerin ilk altı ay içinde sadece anne sütüyle beslenmelerinin önemini vurgulamak ve emzirmenin anneye olan faydalarını hatırlatmak olarak sıralanabilir.” dedi.

SOĞANDA: SÜTÜN ÇOK SAYIDA YARARLARI VAR

Anne sütü ve emzirmenin faydaları hakkında bilgi veren Soğanda, “Anne sütü yeni doğanda ideal büyüme ve gelişme için gerekli olan tüm sıvı, enerji ve besin öğelerini içeren, vücutta kullanımı yüksek, sindirimi kolay doğal bir besindir. Anne sütünün ve emzirmenin; hem bebek, hem de anne için başta beslenme olmak üzere, sağlık, bağışıklık, gelişimsel, psikolojik, sosyal ve ekonomik yönden pek çok sayıda yararları vardır. Yaşamlarının ilk altı ayı içerisinde bebeklere verilebilecek en ideal besin anne sütüdür. Anne sütü ve emzirme bebek ve anne için sayısız yararlar sağlamaktadır.” ifadelerini kullandı.

“ANNE SÜTÜ CİDDİ ANLAMDA PROTEİNE SAHİPTİR”

Anne sütündeki proteinlerin % 60-80’i vücutta kullanım oranı yüksek olan proteinler içerdiğini söyleyen Soğanda, “Bir çocuğun büyüme gelişmesi için proteinler önemlidir. Bu proteinler de anne sütünde mevcuttur. Anne sütü proteinlerinin vücut proteinlerine dönüşüm oranı yüzde 100’dür. Bu özelliğe sahip başka bir besinin olmaması, anne sütünü eşsiz yapmaktadır. Anne sütünün protein içeriği süt çocuğunun protein gereksinimini ilk 6 ay tek başına karşılar. Bu yüzden ilk 6 ay boyunca emzirme çocuğun büyüme ve gelişmesi açısından sayısız önem taşır. Anne sütünün probiyotik (faydalı bakteri) özelliklere sahip olması süt çocuğunu enfeksiyonlardan korur. Anne, bebeği emzirdikçe emzirmenin sonuna doğru anne sütünün yağ miktarı artar. Yağ miktarının artması bebekte doygunluk yaratmakta, bebeğin daha fazla besin tüketmesine engel olarak obezite gelişimi önlenmektedir. Bu nedenle anne sütü ile beslenenlerde obezite oranı daha azdır.” dedi.

ANNE SÜTÜ HASTALIKLARA KARŞI DURUYOR

Anne sütünde vücutta üretilmeyen ancak vücuda alınması hayati önem taşıyan bir takım yağ asidi bileşimi bulunduğunu belirten Soğanda, “Bu yağ asidi miktarı, inek sütündekinden beş kat daha fazladır. Omega 6 ve omega 3 içeriği diğer sütlere nazaran (inek sütü, keçi sütü vb) çok daha fazla dengelidir. Bir bebeğin kemik gelişimi için, kalsiyum ve fosfat adı verilen birtakım minerallerin dengesi çok önemlidir. Anne sütündeki Ca/P (kalsiyum ve fosfat oranı) oranı 2/1’dir. Bu oran kalsiyumun emilimini ve vücutta kullanımını arttırmaktadır. İnek sütündeki kalsiyum fosfat oranı 1/1’dir. 6 aydan önce anne sütü yerine inek sütü alan çocukların kemik gelişimlerinde sıkıntılar olur. Demir vücutta hayati fonksiyonları olan önemli bir mineraldir. İnek sütündeki demirin % 5-10’u emilirken anne sütünde bu oran %50-60 olup demirin vücutta kullanım oranı diğer besinlerdeki demire nazaran çok daha fazladır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde alerji ve kronik hastalık (astım, KOAH vb) daha az görülür. İnsüline bağımlı diyabet görülme riski, apandisit, görülme riski azalır. İnek sütü ile beslenen bebeklerde diş çürüğü sayısı anne sütü ile beslenenlere göre daha fazladır.” Şeklinde konuştu.

SOĞANDA: İLK 6 AY ÇOK ÖNEMLİ

Emzirme konusunda da önemli uyarılarda bulunan Soğanda, “Doğumdan sonraki ilk 1 saatte emzirmeye başlanmalıdır. Emzirmeden önce bebeğe hiçbir içecek verilmemelidir. Bebek her istediğinde emzirilmeli, emzirilen bebeklere yalancı meme verilmemelidir. İlk 6 ayda bebeklere sadece anne sütü verilmelidir. Her emzirmede bebek her iki memede en az 7-10 dk tutulmalı, her emzirmede farklı meme ile başlanmalıdır. 6 ayın üzerindeki tüm bebekler tamamlayıcı besin almalıdır ve çocuklar 2 yaşına kadar emzirilmelidir. Süt üretimini arttırmak için, bebekle anne doğumdan sonra aynı odada olmalı ve emzirmeye hemen başlamalıdır. Anne, emzirme döneminde yeterli ve dengeli beslenmeli, bol sıvı tüketmelidir. Emziklilik döneminde suyun yanı sıra besin değeri yüksek olan süt ve taze sıkılmış sebze-meyve suları gibi içecekler tercih edilmelidir. Anne sütünün bileşimini etkileyen faktörlerin başında annenin diyeti (beslenme şekli ve alışkanlıkları) gelmektedir. Kadınların gerek gebelikte gerekse emziklilik döneminde tükettikleri enerji ve besin öğeleri miktarı, sütlerinin genel bileşimini etkilemektedir. Bu nedenle, gebelikte ve emziklilikte yeterli ve dengeli beslenme sütünüzü artırmak açısından çok önemlidir.” dedi.

“ANNE BEBEK İLE TENSEL TEMAS KURMALIDIR”

Emzirme döneminde zayıflama diyeti yapılmaması gerektiğini söyleyen Soğanda, “Özellikle emziklilik döneminin başında düşük kalorili bir diyet uygulaması süt yapımını azaltmakta ve sütün besin değerini olumsuz etkilemektedir. Emziklilik döneminde alkol ve sigara kullanılmamalıdır. Annenin dinlenmesi sağlanmalıdır, anneye ruhsal yönden yardımcı olunmalıdır. Bebeği ile tensel temas kurmalıdır. Bebekler anne sütü ile beslendikleri dönemde büyüme ve gelişme açısından mutlaka izlenmelidir. Bebeğinizi ilk 6 ay boyunca anne sütü vermeyi asla ihmal etmeyiniz. Sütünüzün az olduğunu düşünüyorsanız beslenmenizi, psikolojinizi ve uyku düzeninizi gözden geçiriniz. Sütünüzün az olmasının altında yanlış bir emzirme tekniği kullanmış olmanız söz konusu olabilir. Bu yüzden en yakın sağlık kuruluşundan bu konuyla ilgili yardım alabilirsiniz.” ifadelerini kullandı. 


(ŞEHRİVAN)

Editör: TE Bilisim