Toplantıya yürütme kurulu, yönetim kurulu, kadın kolları, gençlik kollarının yanı sıra il genel meclis üyeleri ve belediye meclis üyeleri katılımda bulundu. Divan başkanı ve başkan yardımcılarının oluşturulmasının ardından, program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile devam etti. Programda bir konuşma yapan AK Parti Tuşba İlçe Başkanı Nayif Şabu, “AK Parti hükümetinin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 tarihinden itibaren bugüne kadar değişen, dönüşen ve gelişen Türkiye’yi hep beraber hatırlamaya çalışalım. Evvela Ak Parti hükümetinin 3 Kasım 2002’de nasıl bir Türkiye devraldığına bir bakalım. AK Parti'ye bırakılan en büyük miras; 80 yıllık hantal devlet yapısı, statükonun tabuları, 12 Eylül Darbesi'nin antidemokratik anayasası, 28 Şubat sürecinin imtiyazlı güçleri ve dayatmacı aktörlerin dönemi ve o dönemin medya, basın, yargı, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ve iş dünyası diye sıralayabiliriz.

 

12 EYLÜL'DE NELER OLDU

 

AK Parti'ye bırakılan ikinci büyük miras ise; ekonomisi dibe vurmuş ve beş sente muhtaç, memur ve işçisinin maaşını ödeyemez durumda olan, enflasyon canavarına teslim olmuş, halkı zam ve zulüm altında inim inim inleyen bir Türkiye” dedi. Toplum olarak bazı şeyleri çabuk unuttuklarını ifade eden Şabu, “Bu ülkede hiçbir şey değişmedi, diyenlere gelin hep beraber nelerin değiştiğini bir hatırlatalım. Evvela 12 Eylül'de neler oldu, neler yaşandı? Halkımız hangi acılara şahit oldu? O günün basın ve medyasında yer alan bilgilere göre 1 milyon insan yurt dışına göç etmek zorunda kaldı. 1 milyon insan fişlendi. 100 binlerce insan hapsedildi. Birçok lider ve siyasetçi cezaevine atıldı. Binlerce insan vatandaşlıktan çıkartıldı. Yüzlerce insan ya kayboldu ya da faili meçhule kurban gitti. Birçok insan idama mahkumu edildi ve asıldı. O günün Milli Güvenlik Konseyi Başkanı ve ülkemizin 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, astığı insanları, 'Bir sağdan, bir soldan astık' diye yaptıklarından övgü ile bahsediyordu. 1982 Anayasası gibi demokratik olmayan bir anayasa, halka zorla kabul ettirildi. Ülkemiz, aynı zihniyetin devamı niteliğinde 28 Şubat'ın dayatması sonucu oluşturulan ve halk iradesine dayanmayan, yapay ve güçsüz hükümetlerin oluşturduğu bir ülke haline getirildi. O dönemin basın, medya, iş dünyası, YÖK ve yargı mensuplarının, o günün kudretli isimleri tarafından nasıl çağırıldığını, brifingler verilerek nasıl emir aldıklarını hep beraber gördük ve yaşadık. Hükümetler onlar tarafından kurduruluyor ya da alı konuluyordu. İşte AK Parti böyle bir Türkiye’yi devraldı” şeklinde konuştu.

“28 ŞUBAT’IN KUDRETLİ VE İMTİYAZLI KOMUTANLARI, ŞİMDİ ADALET ÖNÜNDE HESAP VERMEYE BAŞLADI”


AK Parti'nin antidemokratik uygulamalara son verecek düzenlemeler yaparak vatandaşlıktan çıkarılan insanlarımıza yeniden vatanına ve yakınlarına kavuşması için vatandaşlık hakkı verdiğini ifade eden Şabu, “Kaybolan maddi ve manevi tüm haklar iade edildi. Yurt dışına kaçan birçok sanatçı yeniden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığa kabul edildi ve ülkesine geri dönme imkanı buldu. 12 Eylül darbecileri, Kenan Evren’ler, Çevik Bir’ler adalet önünde hesap vermeye başladılar. Ayrıca 28 Şubat’ın kudretli ve imtiyazlı komutanları, şimdi adalet önünde hesap vermeye başladılar. 28 Şubat süreci bin yıl daha sürecek diyenler artık üstünlerin hukukuna değil hukukun üstünlüğüne cevap vereceklerdir.AK Parti hükümeti bu anti demokratik zihniyete son verdi, halkın iradesini hakim kıldı. Kimsenin yaptığı kimsenin yanına kar kalmadı. Türkiye artık tabular, darbeler ve darbecilerin cenneti olmaktan kurtarıldı. Türkiye demokratik sosyal bir hukuk devleti olmaya AK Parti hükümeti döneminde başladı. Türkiye artık faili meçhul cinayetlerin, işkencelerin diz boyu olduğu bir ülke olmaktan kurtarıldı. İşte AK Parti farkı bu” dedi.


Türkiye’nin 5 sente muhtaç olduğunu, IMF’den milyar değil milyon dolar alabilmek için IMF’nin kapısında beklediği günleri ve ülkemizde bankalarının bir gecede hortumlandığnı ifade eden Şabu, “Memurun, işçinin maaşlarının ödenemediği günleri, iflas eden ve çöken ekonomiyi kurtarmak için yurt dışından Kemal Derviş’i kurtarıcı olarak çağırmak zorunda kaldığımız günleri hatırlayalım. Ak Parti hükümetinden önceki tüm hükümetlerin korkulu rüyası olan enflasyon canavarını hatırlayalım. Yolu, suyu, okulu olmayan köyleri hatırlayalım.

 

AKP’DE BİR DÖNÜŞÜM TARTİHİ

 

Şimdi Ak Parti hükümeti döneminde milli gelir hasılamızı 2 binden 12 bine çıkaran hükümetimizin bu başarısını, IMF’ den borç alan değil, IMF’ye borç verebilen bir ülke haline geldiğimizi kim inkar edebilir. Köylerimizin yol, su, elektrik sorununun çözülmediğini, modern okulların yapılmadığını kim söyleyebilir? Sağlık, eğitim, ulaşım, haberleşme ve demokratik alanlardaki değişim ve dönüşümü kim görmezden gelebilir? Ayrıca son olarak çıkarılan demokratikleşme paketi ile bugüne kadar adından bile bahsedilemeyen birçok anti demokratik uygulamalara son verilecek, “barış istiyoruz” diyenlere bu paketle kapılarına kadar gelinmiş olacak, sözde barış isteyenlerin ama imkansız talepler sunarak bu adımı geri çevirmek isteyenlerin, bu taleplerinde ne kadar samimi olduklarını halkımız görecek ve ona göre değerlendirecektir. Bunun neticesinde gerçekten kimin çözüm isteyip kimin istemediği ortaya çıkacaktır. Bu paketle ırkçılığa son verilecek, okullarda dayatılan andımız denen uygulamalara son verilecektir. Ülkemizde yaşayan farklı kökenden gelen herkesin eşit olduğu bir ülke olacaktır. Hiç kimsenin ırkından renginden dolayı bir üstünlüğü olmayacak herkesin sosyal, siyasal ve kültürel hakları kardeşlik zemininde verilecek herkes geleceğinden emin olacaktır” şeklinde konuştu.30 Mart 2014 tarihinde Türkiye’de ve Van’da bir seçim yapılacağını anımsatan Şabu, “Bu seçimde sadece bir belediye başkanı seçtiğimizi zannetmeyelim. Belediye ile beraber aynı zamanda halkımızın huzuruna, güvenine, birliğine, kardeşliğine ve ülkemizin gelişip büyümesine oy verdiğimizi unutmayalım. Bu halkın barış ve kardeşliğine yardım etmeyenler, bu acıları halkımıza reva görenler, vicdanlarda derin iz ve ızdıraplar bırakacak, bu çözüm zeminini bozacak mevcut partilerden hangisi olursa olsun bunun vebalini ve hesabını ne bu dünyada ne de ahirette Allah’a veremeyeceklerdir. Aylardır kimsenin ocağına ateş düşmemiş ve kimsenin yüreği yanmamıştır. Ana ve babaların gözyaşları dinmiştir. Unutmayalım ki çözüm için atılan her adım barış ve huzura açılan bir kapıdır” ifadelerini kullandı.Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı olarak soru cevap şeklinde devam etti. 

 

 

 

 

Editör: TE Bilisim