30 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimler öncesi gerginlik her geçen gün artmaya devam ediyor. Kent genelindeki partilere saldırılar her geçen daha artarken özellikle Ak Parti ile BDP’ye yönelik saldırılar artarken özellikle seçim araçlarına yönelik saldırılar akıllara bir kez daha partiler arasında imzalanan ‘seçim protokolünü’ getirdi.

Yaklaşan seçimler öncesi Van’da partilerin seçim çalışmalarından çok yaşanan saldırılar gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Adayların sahaya inmesinden önce başlayan gerginlik saldırıların artmasıyla birlikte iyice zirveye çıkarken neredeyse her gün her mahalle ve köyde bir partiye saldırı haberi geliyor.

SEÇİM ARAÇLARI KORKUYLA GEZİYOR

Seçimler öncesi seçim havasını en çok hissettiren parti otobüsleri ve seçim araçları bile Van’da korku ile dolaşıyor. Bu anlamda araçları en çok saldırıya uğrayan partilerden birisi olan AK Parti’de seçim araçlarını kullanan şoförler saldırılara karşı korunmak için maske takarak veya yüzlerini gizleyerek araç kullanırken, diğer birçok partinin seçim aracında deşifre olmamak için araçların camlarını karartarak sokağa çıkıyor.

SALDIRILARDAN EN FAZLA AK PARTİ ZARAR GÖRDÜ

Van’da BDP ile birlikte önümüzdeki seçimlerde en güçlü partilerden biri olarak gösterilen AK Parti başlayan süreç sonrası en çok saldırıya uğrayan parti olarak haberlerde yerini alırken, Batı illerinde saldırıya maruz kalan BDP’de bu seçimlerde en büyük rahatlık yaşanıyor. Öte yandan Saadet Partisi de daha seçim otobüsü sokağa çıkar çıkmaz taşlanan ve geçtiğimiz günlerde de diğer bir seçim aracı taşlanan parti olarak bu saldırılardan pay alan diğer bir parti olarak yerini alıyor. Öte yandan seçim öncesi BDP ile çekişmeye giren Hüda-Par da özellikle ilçelerde en çok saldırıya uğrayan partilerden birisi olarak dikkat çekiyor.

SALDIRILARIN FİTİLİ GÜLAÇAR İLE ATEŞLENDİ

En çok saldırıya maruz kalan AK Partililere yönelik tepkilerin başlangıcı şehir merkezinde seçim çalışmaları yapan Gülaçar ve AK Partililere taşlı sopalı saldırı olmuştu. Saldırı bir anda tüm Türkiye’de yankı bulmuş, Başbakan Erdoğan birkaç kez saldırıyı kınayarak Gülaçar’a sahip çıkmıştı. Sonrasında ise Gülaçar’ın evine ses bombası atıldı. Bunun ardından adayların belirlenmesi ve sahaya inilmesi birlikte AK Parti yönelik saldırıların da ardı arkası kesilmedi. Birçok mahalle ve köyde araçlar taşlandı, adaylara protesto gösterileri yapıldı ve bazı yerlerde ise olay büyük kavgalara varacak aşamaya geldi. BDP ise birkaç köy ve ilçede AK Partililer ile ikili tartışmalara girerek gündeme geldi ama bu anlamda neredeyse en az saldırıya maruz kalan parti BDP oldu.

KENTİN DİNAMİKLERİNİN SESSİZLİĞİ SÜRECE YANSIDI

İlk olarak Gülaçar’a saldırılar ile fitili ateşlenen süreç sonrasında Van’ın önde gelen kurum, kuruluş ve STK’ları sürece suskun kalınca saldırıların önü alınamadı. Gülaçar’a yapılan saldırıyı sadece AK Parti’nin Tuşba ve İpekyolu teşkilatları kınarken AK Parti İl Başkanlığı bile hiçbir açıklama yapmayarak suskun kalmayı tercih etti. Başbakan Erdoğan’ın dahi birkaç dile getirdiği saldırıları kent genelinde hiçbir STK konuşmayı tercih etmedi. Üstelik sadece AK Parti’ye değil ne SP’ye, ne Hüda-Par’a ne de BDP’ye yönelik saldırıların hiç biri kent genelinde sorgulanmadı. Olayın ardından bir açıklama yapan Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) ile MÜSİAD’ın ortak bir açıklaması oldu ama açıklamada ne Gülaçar ne Ak Parti adına söylemlere yer verilmezken yüzeysel bir açıklamaya yer verildi.

SEÇİM PROTOLÜ İMZALANDI AMA…

Bu saldırılar henüz yeni yeni artarken Van Valisi Aydın Doğan belki de sonraki günlerde yaşananları hissetmiş olacak tüm siyasi partilerin il başkanlarını, ilçe başkanlarını ve büyükşehir adaylarını toplayarak seçim güvenliği konusunda olağanüstü bir toplantı yaptı. Ezberlerin bozulduğu ve siyasilerin aynı karede poz vermesiyle yumuşayan atmosfere o gün altına tüm partilerin imza attığı 14 maddelik protokol de çare olmadı. Seçimlerin demokratik ve güvenli bir ortamda yapılması için seçim sürecindeki olumlu atmosferi zedeleyecek, yanlış anlaşılabilecek, tahrik edici, küçük düşürücü, hakarete varan söz ve davranışlardan özellikle kaçınılması, istenmeyen bu tür durumlarla karşılaşılması halinde siyasi partilerin kendi seçmenleri ve vatandaşları sağduyuya davet etmelerine, yaşanabilecek muhtemel olaylara karşı kolluk kuvvetlerinin, failleri yakalamaya yönelik daha etkin şekilde çalışma yapması, partilerin ve adayların seçimle ilgili olarak esnaf ve ev ziyaretleri esnasında istenmeyen olayların yaşanmaması amacıyla, toplulukları tahrik edici hareketlerden, karşı siyasi partilerin propaganda faaliyetlerini önleyici söz ve fiillerden özenle kaçınılması, mahalli idareler Seçimlerine katılan Siyasi Parti temsilcilerinin ve: adayların, seçim süresince karşılıklı hoşgörü ve anlayışa dayalı propaganda sürdürmeleri gibi 14 maddelik bir protokol imzalanmasına rağmen bunun aksi durumdaki birçok söylemler ile süreç daha gergin bir hal aldı. Partiler yerel seçim havasından çıkıp olayı genel seçim atmosferine sokarak adeta halk arasında bir kutuplaşma yarattı. Söylemler sertleştikçe, seviye de düşürüldü.

HİZMET YERİNE HER ŞEY KONUŞULMAYA BAŞLANDI…

Yerel seçim olması hasebiyle ‘projelerin’ ve ‘hizmetlerin’ konuşulması ve vatandaşa anlatılması gerekirken halk süreçte keskin söylemler ile bir gerginliğe doğru sürüklendi. Son zamanlarda yaşanan gelişmelerin ardından söylemler tam anlamıyla genel seçim havasına girdikçe sokakta vatandaşın nabzı daha çok yükseldi. Ziyaret edeceği köyleri önceden bayraklarla süsleyen partiler yine protokolde hem fikir olduğu maddeye uymayarak bu afiş ve bayrakları daha çok tahrik etmek için kullandı. Vatandaşlar diğer bir partiye tahammül hale gelirken, neredeyse partilerin her ziyaret ettiği köylerde gerginlikler yaşandı. Bazı köylerde vatandaşlar birbirine girdi, yaralanmalar yaşandı. Bazı köy ve mahallelerde ise kadınlara saldırmaya kadar varan bir sürece gelindi.

STK’LAR GEÇ KALDI!

Tüm bu saldırılar, şiddet olayları ve nefret söylemleri seçime haftalar kala zirveye ulaşmışken kentteki 19 STK sonunda konu ile ilgili bir açıklama yapma girişiminde bulundu. Gerginliğin iyice artması üzerine bir bildiri yayınlayan ve 19 STK’nın imzasının bulunduğu açıklamada yapılan saldırıların savunulabilir hiçbir tarafı olmadığı vurgulandı. Olması gerekenden çok geç gelen açıklamada ayrıca şu ifadeler yer aldı:

STK’LAR: HAKLARA SAYGI GÖSTERMEK EN BÜYÜK ERDEM

“Yaklaşan yerel seçim öncesi ilimizde tüm siyasi partilere karşı oluşturulmaya çalışılan gerilim, seçim sürecinin sağlıklı yürümesini engellediği gibi ilimizin imajına da zarar vermektedir. Tüm siyasi partilerin çeşitli bölgelerde araç ve ofislerine yapılan saldırıların hiçbir izahı ve savunulabilir tarafı yoktur. İnsanların seçme ve seçilme haklarının korunması ve bu haklarına saygı gösterilmesi en büyük erdemdir. Tüm partilerin yasal mevzuatlar çerçevesinde dilediği gibi seçim çalışmalarını yürütmesi konusunda herkesin azami gayreti göstermesi gerekmektedir. Bu konuda özellikle tüm parti yetkililerinin seçmenlerini sağduyuya davet etmeleri, başkan adaylarının toplumsal gerilime sebebiyet verecek söylemlerden imtina etmeleri, Sivil toplum kuruluşlarının da seçim döneminin huzur içinde geçmesi için gerekli gözlem, izlem, katkı ve desteği vermeleri önem arz etmektedir.”

“YAŞANANLAR ZARARA SEBEBİYET VERİYOR”

“Seçim araçlarına yapılan saldırılar yalnızca bir hak ihlali olarak görülemez. Yaşanan gerginlikler ne yazık ki kamuoyunda ilimiz açısından önemli zararlara sebebiyet vermektedir. Tüm yöneticilerin üzerlerine düşen görevler her zamankinden daha fazladır. Herkes üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Kamuoyumuz da saldırı olaylarına karşı daha duyarlı olmalı ve bunu yapanları uyarmalıdır. İlimizde örnek oluşturacak model bir seçim atmosferi yaratmak temel önceliğimiz olmalıdır. Halkın özgür iradesi, üzerinde yaratılmaya çalışılan bu neviden provakatif yaklaşımlar Demokratik teammüllerle uyuşmadığı gibi çözüm sürecinin ruhuna da zarar vermektedir. Başta Siyasi Partiler olmak üzere parti taraftarlarının barış, kardeşlik ve özgür irade temelli bir yaklaşım göstermeleri ve seçim atmosferini şiddet yaklaşımlı etkileşime dönüştürmemeleri gerekir. Van da faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşları olarak seçim sürecinin sağlıklı yürümesi için elimizden gelen gayreti gösterdiğimizi belirtmek isteriz. Bu durumun önemini yakından takip ettiğimizi kamuoyumuzun bilgilerine saygıyla arz ederiz.” Sözlerine yer veren STK’lar arasında Van Ticaret ve Sanayi Odası, Van Ticaret Borsası, SMMMO Van Bölge Odası, Van Şoförler ve Otomobilciler Odası, Van OSB Başkanlığı, TÜMSİAD, Van Bakkallar ve Manavlar Odası, İŞGEM, VASİAD, VANSİAD, VAGİAD, VANGİAD, İMO Van Şubesi, Ziraat Odası, Sanayi Sitesi Koop, Demirciler ve Tornacılar Odası ile Marangozlar ve Mobilyacılar Odası yer aldı.

ŞEHRİVAN DİYOR Kİ:

-STK’ların ve kentteki dinamiklerin çok önceden önünü alması gereken gergin ortam yaşanmaya devam ederken sadece adı geçen STK’ların değil tüm söz sahibi kesimlerin seçimler öncesi gerginliklerde tansiyon düşürücü rol almalı.

-Özellikle parti il başkanlarının gerekirse bir kaz daha bir araya gelip seçmen tabanı konusunda yapılabilecekleri bir kez daha istişare etmeli.

-Demokrasinin kaçınılmazlarından biri olan kişilerin ve kendini ifade hakkına engel olunmaması gerektiği gibi söylemlerde vatandaşları karşı karşıya getirecek söylemler konusunda nabız düşürülmeli.

-Partiler maske ile camı karartılmış araçlarla, zırhlı polislerle korunarak halka buluşmak yerine en tabi şekilde halk ile buluşmalı ve yerel seçim öncesi bu kentin hakettiği hizmeti alabilmesi için projelerini anlatabilme özgürlüğüne sahip olmalı.

-Güvenlikli bir ortam sağlanmaması halinde seçimlerin de aynı gerginlikte geçeceği ihtimali de göz önünde bulundurularak şiddet ile değil demokratik bir şekilde gerçekleşecek bir seçim için partiler, STK’lar ve yetkili tüm merciler bir kez daha huzurlu bir seçim için kendi üstüne düşeni yapmalı ve bu kentin sakinlerine bu mesajı iletmelidir. Saldırıya uğrasın, uğramasın tüm partilerin bu anlamda saldırılara karşı tepkisini koyması, yaşananları kınaması ve sebep olmuşsa ön alıcı bir rol alması elzem bir gerekliliktir bunun gereği de yerine getirilmeli.


Haber-Yorum: Önder ALTINAL

Editör: TE Bilisim