Partisinin seçim çalışmalarına katılmak üzere önceki Van’a gelen ve Hakkari’ye geçen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu Hakkari dönüşü Van’a gelerek basın toplantısı düzenledi. İl binasında düzenlediği basın toplantısında konuşan Tanrıkulu, Mecliste çıkması beklenen MİT yasası üzerinden hükümete yüklendi.

Tanrıkulu MİT yasasının çıkması durumunda Roboski ve Paris cinayetlerinin soruşturulamayacağını ifade ederek, Başbakan çözüm sürecini elinde rehin tuttuğunu belirtti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP Parti Meclis Üyeleri Levent Gök ve Ercan Karakaş ile birlikte önceki gün geldikleri Van’da karayolu ile Hakkâri’ye hareket etti. Van İl Başkanı Cemal Şen ile birlikte Hakkâri’ye giden Tanrıkulu ve beraberindekiler parti çalışmalarına katıldıktan sonra Van’a gelerek İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantında konuşan Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Hükümetin çözüm sürecinin elinde rehin tuttuğunu ifade ederek, vatandaşların hiçbir şekilde endişe etmemesi gerektiğini CHP çözümünde barışında güvencesi olduğunu belirtti.

TANRIKULU: AKP BÖLGEYİ GÖZDEN ÇIKARMIŞ

Hakkari ve Van’daki temaslarını değerlendiren Tanrıkulu, bölgenin AK Parti tarafından gözden çıkarıldığını ifade etti. Tanrıkulu, “Dün Hakkâri’de temaslarda bulunduk. Bugün de Gevaş, Edremit şimdi de Van merkezdeyiz. Hem Hakkâri’deki gözlemlerimiz hem de bugün Van’daki gözlemlere bakıldığında gerçekten de bölgenin Adalet ve Kalkınma partisi tarafından gözden çıkarıldığını gösteriyor. Ne Hakkâri’de nede Van’da hiçbir kamu yatırımı yok. Van yaşadığı büyük felaketten sonra Adalet ve Kalkınma partisinin kendisine uğrattığı felaketi yaşamaya devam ediyor. 2011 yılında yaşanan depremin yaraları henüz sarılmış değil. Biz milletvekilleri olarak onlarca kez buraya geldik. Depremzedeleri ve esnafımızı ziyaret ettik. Buradaki tüm sorunları hem yasa teklifleriyle hem araştırma komisyon teklifleriyle hem de soru önergeleriyle meclisin gündemine taşıdık. Ama hepsi Adalet ve Kalkınma partisinin duvarıyla karşılaştı. Bizim öncelikli sorunlar arasında gördüğümüz Van’ın afet bölgesi ilan edilmesinin talep etmiştik. Bunun Van’a çok büyük yararı olacaktı. Ancak bizim bu teklifimiz Adalet ve Kalkınma partisi tarafından o dönemde red edildi. Ve onun sancıları halen devam ediyor. Eğer o gün bizim teklifimiz kabul edilseydi Hükümet ve Adalet ve Kalkınma partisi Van’a ayrımcı davranmasaydı bugün Van’ın birçok sorunu afet yasasıyla birlikte çözülmüş olacaktı. Ama onlar bunu yapmadılar.” Dedi.

‘VIZVIZI SİZDEN BALI BİZDEN’

Gevaş ileçsindeki temaslarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Tanrıkulu, “Bugün Gevaş ilçesinde temaslarda bulunduk. Gevaş ilçesi maalesef çamurdan geçilmiyor. Gevaş’ta diz boyu çamur var. 10 yıllık AKP Belediyesi var ama çamurdan başka bir şey yok. Bir esnaf bize çok feci bir şey söyledi. Hüseyin Çelik oy isterken o esnaf arkadaşımıza şunu söylemiş. ‘Vızvızı sizden balı bizden’ esnaf ise bize bal değil çamurun geldiğini söyledi. Gerçekten de Gevaş ilçesinde diz boyu çamur var. Altyapı eksikliği, hiçbir kamu yatırımı yok, işsizlik had safhada muazzam bir genç nüfus var bölgede. Ama diz boyu işsizlik var. İnsanların yakındığı en temel konu işsizlik ve yoksulluk. İşsizler iş bulamıyor iş bulanlar ise geçinemiyor. Bölge böyle bir tablo ile karşı karşıyadır. Bu tablonun sorumlusu 11 yıldır ülkeyi yönetemeyen Adalet ve Kalkınma partisi iktidarıdır.” Dedi.

TANRIKULU: HÜKÜMET SORUNLARI REHİN TUTUYOR

Hükümetin 11 yıldır sorunları elinde rehin tuttuğunu ifade eden Tanrıkulu, “Bu hükümet 11 yıldır bütün sorunları kendi elinde rehin tuttu. Kürt meselesini, yoksulluk meselesini, alevi meselesini, roman meselesini rehin tuttu. Hiçbir meseleye bir çözüm getiremedi. Şimdi çözüm süreci ellerinde rehin tutulmuş durumda ne olacağı belli değil. Başbakanın iki dudağı arasında yürüyen bir süreç var. Muhataplığını MİT yürütüyor. Şeffaf olmayan bir süreç var. Parlamento ve halk ile paylaşılmayan bir süreç var. Başbakanın iki dudağı arasında olan bir barış süreci yürümez. Van halkına sesleniyorum. Adalet ve Kalkınma partisine ve onun liderine tanıdığınız krediyi burada bitirin. 30 Martta Van’da bir mesaj verin. Kendilerini gözden geçirecek bir mesaj olsun bu. 11 yıldır bu meseleleri rehin tutan iktidarın ne yaptığını da gördük. Büyük bir yolsuzluk, rüşvet ve sahtekarlık batağına batmış durumda. İnsan okuduğunda gerçekten utanıyor bu Cumhuriyetin yurttaşı olmaktan. Bu adamlar tarafından yönetilmekten utanıyoruz.” Dedi.

TANRIKULU: ERGİN’İN İSTİFA ETMESİ LAZIM

Son günlerde Başbakan Erdoğan ile ilgili olduğu ileri sürülen kasetlerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Tanrıkulu, “Başbakanın her gün bir kaseti çıkıyor. Bunlar hepsi mahkeme kararıyla yapılan dinlemeler. En son Fenerbahçe ile ilgili yeni bir kaseti daha çıktı ortaya. Ülkeyi berbat ettiği yetmiyormuş gibi, birde Fenerbahçe’yi berbat etmeye çalışmış. Fenerbahçe’nin yönetimine karışmış, yönetimine taktik vermeye çalışmış. Oğluna git Kasımpaşaspor’un menajeri ile görüş şöyle böyle konuşsun. Bütün bu konuşmaların tapeleri yayınlandı. Senin ne işin var Fenerbahçe kulübünün iç işleriyle. O kadar meraklıysan istifa et git kongreye diğer aday gibi cevabını alırsın. Senin işin kulüplere federasyona karışmak değil. Dün yine medyada yayılan bir şey daha dinledim. Adalet bakanıyla yapılan görüşmeler. Bir avukat olarak bu konuşmalar yüz karasıdır. Sadullah Ergin’e buradan sesleniyorum sokağa çıkamaman lazım. Bir Adalet Bakanı eğer Başbakan ile bir iş adamının davasıyla ilgili bu şekilde konuşabiliyorsa sokağa çıkamaması lazım. Adı Adalet Bakanı Hakim Yargıç ayarlamaya çalışıyorlar. Çok berbat bir durumda şunu ifade ediyor. Bir Bakanın kullanabileceği en ayrımcı cümleyi sarf ediyor. Hakim için alevidir diyor. Bunu söyleyen Bakan’ın, milletvekilinin sokağa çıkamaması lazım ve derhal istifa etmesi lazım. Bir Bakan bir Hakimin etnik kimliği noktasında nasıl beyanda bulunabilir. Hepsini alevi, Sünni Kürt, Türk ve Laz diye fişlediniz mi. Başbakan da Ergin’e o öyle olmadı böyle yap diyor. Hepsi Aydın Doğan ile ilgili konuşmalar. Bunlar tuzun koktuğu değil, tuzdan sonra neyin kokacaksa onun koktuğu ortamdır. Tuz kokmuş zaten. Kokacak ne varsa onlarda kokmuş. Bu seçimler sadece yerel seçimler değil. Van için bir yerel seçim olabilir. Ama bütün Türkiye bakımından da bu iktidara bir mesaj verme seçimidir. Başbakan yolsuzluğu, ahlaksızlığı, sahtekarlığı, faili meçhul cinayetleri ve Roboski’yi sandıkta aklamaya çalışacak. Propagandasını buna göre yapıyor. Onların aklanacağı yer sandık değildir. Onların aklanacağı yer mahkeme salonlarıdır. O nedenle bizim Van’dan ve bütün Türkiye’den hükümete mesaj vermemiz lazım.
Depremden sonra AKP Van’da bir zulüm başlatmıştır. Bunun mesajını net bir şekilde Van’dan vermemiz lazım.” Dedi.

TANRIKULU: MAĞDURİYET SİYASET YAPMANIN ZAMANI GEÇMİŞTİR

Kamu görevi yürütenlerin inancını görevine yansıtmaması gerektiğini söyleyen Tanrıkulu, “11 yıldır AKP hükümeti ülkeyi yönetiyor. Kimin cemaat mensubu olduğu kimin olmadığı konusunda bizim bir fikrimiz yok. İnsanların inançları olabilir. O inançla hâkimlikte savcılıkta yapabilir. Ama o inancını yürüttüğü kamu görevine yansıtmaması lazım. 14 bin tane hakim ve savcı var. Bunların içerisinde kim hangi inanca sahiptir hangi kimliğe sahiptir o konuda fikir sahibi değiliz. Herkesin inancı ve kimliği kendisine aittir. Önemli olan o inancını yürüttüğü kamu görevine yansıtmamasıdır. Biz insanlara inançlarından ve kimliklerinden dolayı kamu görevi yapıyorlarsa bile zulüm edilmesine karşıyız. Eğer gerçekten dedikleri gibi bir ayrımcılık varsa inançlarını kamu görevine yansıtmışlarsa disiplin soruşturmaları açsınlar. 17 Aralıktan buyana bir disiplin soruşturması açılmadı. Sadece yer değiştirme cezaları verildi Emniyet Müdürleri Hakim ve Savcılara. Eğer gerçekten dedikleri gibi bir yapıysa neden bugüne kadar bir disiplin işlemi başlatmadılar. Biz işin o tarafı ile ilgili değiliz. Bizim muhatabımız hükümettir. Bu hükümet bu devleti yönetiyor. Eğer bu durum doğruysa neden bugüne kadar ortaya çıkarmadılar. Başbakan demedi mi ne istedilerse verdik. Her istediklerini verdiyse demek ki birlikte yönettiler. Başbakanın mağduriyet üzerinden siyaset yapmasının zamanı geçmiştir. İktidara geldikleri dönemde terör dediler, PKK şiddet dediler. Bunun üzerinde bir kutuplaşma yarattılar. Sonra vesayet kurumları ordu dediler. Bunlar şimdi bir tarafa geçti yeni bir şey yaratması lazımdı ve bunu yarattılar. Şimdi bunun üzerinden kutuplaşma yaratıp siyaset yapmaya çalışıyor. Ama bütün Türkiye halkının artık buna izin vereceğini sanmıyorum.” Dedi.

TANRIKULU: CHP ÇÖZÜMÜN GÜVENCESİDİR

Başbakan’ın kutuplaşmayı amaçladığını ifade eden Tanrıkulu, “Geçen gün İstanbul’da bir taksiye bindim. Bana dedi ki ben beş vakit namaz kılıyorum. Bunlar hakikaten ustaymış ama şeytana ustalık yapıyorlar. Başbakanın ustalığı gerçekten böyle bir ustalık. Başbakanın amacı kutuplaşma yaratmak, negatif algı yaratmak ve kendi yaptıklarını başkasına mal etmek bütün amacı bu. Son bir ayda gündeme gelen 4 tane önemli yasa var. Aradan 2 buçuk yıl geçti ama halkın yararına bir yasa çıkarmadılar. Ama 17 Aralıktan sonra 4 tane önemli yasaya imza attılar. Özel yetkili mahkemeler yasası, internet yasakları yasası, HSYK ve MİT yasası. Bu yasaları vatandaşlar için çıkarmadılar. Kendi yolsuzlukları, sahtekârlıkları, ahlaksızlıkları örtünsün diye çıkardırlar. Van’ı ilgilendiren iki önemli husus var. Biri Roboski biri de Paris cinayetleridir. Bu hususlarda başbakandan çıt çıkmıyor. Siyasetçiler bir şey soramıyor. Bu hususlarda sadece soru soran bizleriz. Paris cinayetleriyle ilgili 5 kez soru önergesi verdim MİT’in rolünün ortaya çıkması bakımından. Roboski ile ilgili MİT’in katkısı nedir diye kaç kere araştırma komisyonu istedik. Şimdi bu MİT yasası çıkarsa bir daha ne Roboski ne Paris cinayetleri soruşturulamayacak. Yasada çok açık hüküm var. Soruşturma açılamaz açılacak soruşturma da kapanır diyor. Bir taraftan barış süreci diyeceksin, diğer taraftan katliam yapacaksınız. Yolsuzluğa, rüşvete sahtekarlığa bu kadar bulaşmış bir siyasal iktidar barışı getiremez. Başbakan bu süreci elinde rehin tutmuş bizim yurttaşlarımız hiçbir şekilde endişe etmesinler CHP çözümünde barışında güvencesidir. Çözüm süreci bizim iktidarımızda sonuna kadar yürüyecektir. Kimsenin endişesi olmasın.” Şeklinde konuştu.

BDP SEÇİM BÜROSUNDA BARIŞ MESAJI

CHP'nin İpekyolu seçim bürosunu da açan Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu başkanlığındaki CHP heyeti daha sonra esnaf ziyareti yaptı. Yolda bir kestaneciden kestane alan heyet üyeleri buradan BDP'nin Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan İpekyolu seçim bürosuna sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Kapıda BDP'li yöneticiler tarafından karşılanan heyet, seçim bürosunda ayakta alkışlandı. Seçim bürosunda çay içen CHP heyeti adına PM üyesi Ercan Karakaş konuşma yaptı. Burada barış mesajları veren Karakaş, “Kan akmasın, Roboskiler olmasın. İnsan hakları, özgürlükler ve barışı savunan insanların diyalog içinde olması kadar güzel bir şey yoktur. Biz gelenek olarak seçim bürolarını ziyaret ediyoruz. Bu da normaldir” dedi.


Orhan AŞAN

Editör: TE Bilisim