AK Parti’nin 2002’de başlayan ve bu partinin hemen her dönemde kazandığı, başarı hanesine eklediği artıların yanında zamanın şartlarına ve maalesef kişilerin karakterlerine bağlı olarak eksi haneye yazılan çok şey de olmadı değil.

Yeri geldi basiretsiz kişiler yüzünden kaybedildi, yeri geldi tepki çeken bir açıklama yüzünden, kah kendi heveslerini ön plana çıkaran teşkilat, kah genel başkanını gölgede bırakacak davranışlarda bulunan bazı yanlış siyaset aktörleri yüzünden Ak Parti, gözü kapalı kazanabileceği yerlerde adeta açıklanması zor hezimetlere uğratıldı.

Tek başına binlerce Erdoğan klonlayıp her birini bir şehirde gösterip kazanamayacağınıza ve lider karizmasından çok daha fazlasına ihtiyaç duyduğunuza göre?

O zaman yapılması gerekenler ya yapılmıyor ya da sorumlulukların ciddiyetini idrak edecek siyasi kapasite henüz oluşmadı. O zaman bu parti kurulduğu günden bu yana başarısını kat be kat arttırırken paçalarına dolanan ve tökezlemesine yol açan, bazı bölgelerde yenilgi yaşamasına sebep olanlara neşter vurma zamanı geldi belki de.

İŞTE VAN’IN HAL-İ PÜRMEALİ

Bu analizi biraz daha somut bir çerçeveye oturtalım. Bu çerçeveye dilerseniz ilimiz Van’ı yerleştirelim. Şöyle kenarlarına mutlu ve mesut parti üyeleri, il başkanı ve çalışma ekibi bırakalım. 2002 yılındaki o dönemki parlak ve ihtişamlı günleri mumla aratan ve 2004 sonrası adeta Van bölgesinde karabasan gibi üzerlerinden eksik olmayan siyasi şansızlığı bir türlü savuşturamadıkları için yüzleri gülmeyen teşkilat üyeleri son bir umutla bu yerel seçimlere yapıştı.

Bu ekip, toplumda karşılığı olan kaç kişi ile yola çıktı? Halkın gönlünü ve güvenini kazanacak kaç şahsiyet vardı hazırlanan listelerde?

Fakat kimilerine göre yanlış aday tercihi, kimilerine göre basiretsiz ve tembel il yönetimi, kimilerine göre milletvekillerinin yeterli desteği esirgemesi vs. vs. vs…

Sebepler ve sonuç zincir halkaları gibi eklendikçe çoğalacak ve siyaset kazanında Van piştikçe pişecek, ya tuzu az deyip ilaveler yapılacak bu yemeğe veyahut aynı tarifle ders almadan sofraya sunulacak.

Kaybedenler Kulübü, Asil Aile Partisi, Saadet Zinciri hâsılı ne derseniz deyin, sonuç; Fiyasko ve hezimet, ötesi var mı?

Tüm bunlar bir yana başarısızlığı adeta kamer aşaması yapar gibi lehte propagandaya çevirenlere ne demeli?

Bir tarafta tüm belediyeleri alamadık diye üzülen ve başarısına sevinemeyen bir rakibiniz varken kalkıp oylarımızı yükselttik, başarılı olduk diyen bir il yönetimi ve o belediyelerin takipçisi olacağız diyen yöneticiler…

Bu iş çok can yakar, çok kişiye fatura edilir ama hiç kimse acaba doğru şeyler yapılsaydı başarılı olunmaz mıydı diye sormaz, sormak istemez. Çünkü bu teze kanıt olacak bir örnek var, Tuşba Belediyesi.

TUŞBA BELEDİYESİ’NİN KAZANILMA ÖYKÜSÜ…

Ak Parti’nin adeta üvey evlat muamelesine maruz kalan ve tabiatından asla taviz vermeden bütün imkan ve çabalarıyla gece gündüz, sokak sokak, ev ev 3’er kişilik ekiplerle 3 ay geceli gündüzlü çalışan bir teşkilat, karınca yuvası, arı kovanı ne isterseniz deyin…

Başlarında Genel Merkez’in görevlendirdiği İlçe Başkanı Naif Şabu ve adayları akademisyen Doç. Dr. Fevzi Özkökçe ile seçime girdiler, adeta seçim nasıl kazanılır dersi verdiler, başarıya aç ve muhtaç Ak Parti İl yönetimine ders verdiler, kazanma ipuçlarını gösterdiler ama bakan olmadı, gören olmadı, bırakın bakıp görmeyi “yahu bizim çocuklar süper iş başardı” deyip tebrik dahi etmediler.

İl yönetiminden vekiline, genel merkezinden üyelerine kimse zahmet edip tek kelime laf etmedi. Neden, niye bu tahammülsüzlük?

Sizden daha basiretli oldukları için mi, daha çok çalıştıkları, daha çok gezdikleri, daha çok uykusuz kaldıkları için mi?

Siz, bu teşkilat Van’da size bir savunma kalesi verdiği için onlara ceza kestiniz de haberimiz mi yok?

Biz başaramadık, siz nasıl olur da başarırsınız diye sırtınızı mı döndünüz?

Kusura bakmayın ama Van nezdinde tedavülden kalktınız, halinize ağlayanınız yok!

Sokakta, evde, kahvehanede, parkta, bahçede vatandaş neler diyor bir bilseniz?

Hadi diyelim ki tehdit edildiniz, darp edildiniz, oylarınız gasp edildi. Sormazlar mı adama o zaman sandıklarınıza neden sahip çıkmadınız?

Oylar vatandaşın namusuydu, sizin teminatınız, neden koruyamadınız?

Tuşba’da seçim rahat kazanılırken diğer yerlerdeki hezimetinize uydurduğunuz bahanelere milletin inanacağını mı sanıyordunuz?

İnanın millet bildiğiniz kadar saf ve boş bir insan topluluğu değil, nüfusu 1 milyonu aşan bu ilde durum ne biliyor musunuz?

Van Şehir Stadyumunda Başbakan’ın geldiği gün kavga gürültü kıyametleri kopartıp, üvey evlat muamelesi yaptığınız, hafife aldığınız, teşkilatınızdaki Naif Şabu size hiçbir siyasinin veremeyeceği, haftalar boyu anlatamayacağı siyaset derslerini bir seçim akşamında gözlerinizin içine baka baka verdi.

Ne oldu biliyor musunuz?

İli vermediğiniz adam, kabul edin Tuşba’da iyi bir iş çıkardı. Başkanlığa layık görmeyip küskünler diye bertaraf ettiğiniz insanlar bu seçimi kazandılar.

Emin olun bu siyasi olgunluk ve başarısı ısrarla göz ardı edilen Tuşba başkanı ve belediye başkan adayı kazanılmasa idi Burdur örneğinde olduğu gibi başarısızlıkta “Başbakan’ın emanetine ve güvenine layık olamadık” deyip çekilmeyi de bilecek bir ekip olurdu.

Ama ya diğerleri, yukardakiler? İstifa edecek kadar, yapamadık kusura bakmayın diyecek kadar, bu tecrübeye ve derse saygı duyacak kadar, yenilgiyi kabul edecek kadar, ders çıkarıp artık kendinize çeki düzen verecek kadar yürekli ve karakterli misiniz?

Tercihleriniz yüzünden koca bir şehri rakibinize altın tepside vermeniz, seçtiğiniz adamlarla, akrabalarınızla, babanızın çiftliği gibi yönettiğiniz il binasından onurunuzla istifa edip gitmeniz için yeterli değil mi?

Yetmediyse daha kaç tokat yemeniz gerek?

Yoksa siz hala fark etmediniz mi?

İlla Eski Devlet Hastanesi önüne, hani bu serüvenin ilk başladığı, Başbakan’ın ilk miting verdiği yere onca yıl sonra bir tabela dikip 12-2 mi yazmak lazım size “Roj Baş (Günaydın)” demek için?

Siz kamera şakası gibisiniz ve bu halkın başına gelebilecek en büyük felaketsiniz.

Van halkı plan ve programı olmayan bir teşkilata şahit oldu, hiyerarşik düzeni bozulan, hedef ve heyecanı olmayan bir partiye şahitlik etti, herkes adamını, akrabasını, eşini, dostunu, tanıdığını bir yerlere koymaya ve kurtarmaya çalıştı, aile şirketleri oluşturuldu, dışarıdan gelen sözde seçim koordinatörleri yıldızlı sözler, kahvaltılar, yemekler, ortaklıklarla bertaraf edildi ve sonuç; Van göz göre göre kaybedildi.

Bir kez olsun Tuşba Belediyesi ve yönetiminin başarısı, destanı söz konusu oldu mu?

Hayır, olmadı, bir tarafta başarısını hafif görüp bunu mevzu bahis etmeyip kaybettiği iki ilçenin hesabını soran BDP, bir tarafta il geneli oylarımız arttı deyip adeta şaka gibi ifadelerle başarısızlığına kılıf arayan il başkanı… Ve her şeyi, yapılan tüm haksızlıkları, iftiraları bir kenara bırakıp partinin başarısı için yola çıkan ve altın tepside Tuşba gibi bir ilçeyi ile rağmen destan yazarak kazanan bir ilçe başkanı.

İşte size gerçek siyaset ve demokrasi dersi…

Gerisini kaybedenler düşünsün!