Van birçok açıdan ilklerin yaşanacağı bir seçime doğru ilerliyor. Partiler ve adaylar hazırlıklarına başladı. Van seçime hızlı giriş yapan illerin başında geliyor.

Seçimin en şaşaalı süreçleri başlangıç ve son haftasıdır. Van’da, partilerde encümen adaylarını da içine katarsak, başkan adaylarının da ilçelerde belli olmaması, bu heyecanın şu günlerde doruğa çıktığını söylemek yanlış olmaz.
Büyük şehir belediye başkanlığı adayları kentin yarışacak partileri BDP ve AK parti tarafından netlik kazandı.

Gönül ister ki diğer partilerin de bu kentte adayı olsun halkın tercihi artsın. Ama ne acıdır ki o partiler buralarda hala yoklar ve neden olmadıklarına dair bir sorgulamaları da yok. Olsa değiştiklerini görürüz. İnsana ve değerlerine saygısı olmayan partilerin aksine her dönem daha kötüye gittiklerini görüyoruz.

AK parti Osman Gülaçar’ın adaylığının açıklanması ile birlikte, yapılan anketlerin çoğunda hep aynı sonucun, yani AK partinin önde olması, oldukça düşündürücü olsa gerek.   Diğer taraftan BDP’nin adayı ve belediye başkanı Bekir Kaya’nın, % 70 ile seçimi kazanırız gibi çok rahat ifadelerde bulunması, yani seçimi çantada keklik görmesi, bir başka düşündürücü bir gerekçe olması lazım, Van ve seçmeni için.

Daha önceki seçimi AK parti belediyesinin borçları ve yolsuzluk iddiaları üzerinde yürüten ve bütün politikasını bu konular üzerinde yoğunlaştıran BDP o zamanki seçimi kazanmıştı. Yaptığı politika, kullandığı söylemler tutmuş ve yerelde iktidarı ele geçirmişlerdi. Öyle ki belediye encümenlerinden Sabri Abi her gün basın önünde açıklamaları ile kamuoyu oluşturmuştu. Hatta mahallelerde yaşanan sorunlar ve başta kesilen sular sonrası mahalle sakinleri, kadınlı, çocuklu ve erkekli kalabalıklar bir türlü organize edilerek, belediye önünde eylemler yapılıyordu ya da yaptırılıyordu.

Ayrıca, yapılan basın açıklamaları ile belediye yönetimini itibarsızlaştırma yöntemleri uygulanıyordu.

Yani seçimde yalan ya da doğru her şeyi deneyebilirsin felsefesi uygulanmış, hedefe varmak için her yol mubahtır anlayışı gerçekleşmişti. Tabi bütün bu yapılanların sonucunda başarıya ulaşılmış, Yani şimdiki başkan Kaya belediye başkanı olmuştu. Sonra bahsedilen yolsuzluklar ve AK parti belediyesinin ruhsat verdiği binaları eleştiren BDP, aynı hatalara düşerek kazdığı kuyuya kendisi düşmüştü.

İddia ettikleri yolsuzlukları mahkemeye vererek hiçbir sonuca ulaşamamışlardı. Hatta başkan Kaya, makamında basın mensuplarına yaptığı açıklamada; AK parti döneminde herhangi bir yolsuzluğa rastlamadıklarını, yani yolsuzluğun yapılmadığını ifade etmişti.

O dönem yani AK parti döneminde olan sorunlar şimdi de devam ediyor ne yazık ki. Mahallelerde sular yine akmıyor, hatta eskisinden de beter durum da. Temizlik, oto park, Van gölü, yeşil alan, spor tesisleri, saymakla bitmeyecek sorunlar var. Ve en önemlisi belediyenin 780 trilyon eski para ile borcunun olduğunu önce SP il başkanı sonra milletvekili Kayatürk açıkladı.  Tabi bu doğrumu, doğruysa nereye harcandı, kamuoyu ile paylaşılması lazım başkan Kaya tarafından. Tabi seçim zamanı geldi ya daha çok şey konuşulacak, keşke zamanında sorunlar dile getirilse seçim yatırımı yapılmasa. Ama bunları dile getirecek aklı başında muhalefet yok.

Belediye encümen seçimi yapılacak, seçimin en önemli konusu encümenler olması gerek, seçilecek encümenler, fikir üreten bilgi birikim sahibi insanlar olmalı. Çünkü adamcılıkla getirilen adaylar, hiçbir soruna ses çıkaracak bilgiyi ve yeterliliği kendisinde göremiyor, şimdi Van belediyesinde oluğu gibi. Ya da taraflı ve yetersiz olduğu için doğruyu dile getiremiyor, bu nedenle kentin hali bir çıkmazda zaten. Umarım büyük şehre yakışır beldelerin, köylerin, eklenen belediyelerin konumu nasıl olacak bilgisine sahip, fikir üretebilen insanları seçer partiler.

İşte değerli okuyucular siyaset böyle bir şey, ya doğru konuşulmaz, ya da iftira atılır. Ayrıca partilerin dikkat etmesi gereken en önemli konu kullanacakları dil konusudur. Barış sürecinde barışın dilini kullanmaları en doğru olandır. Aksi halde kimsenin altından kalkamayacağı sonuçlar ortaya çıkabilir, Allah muhafaza.
 Sistemin terör örgütü ilan ettiği, KCK ve El Kaide gibi benzetmeleri bir birlerine söyleyerek, yaftalamalar yapılırsa çok ayıp olur. Hem sistemin bu tür söylemlerini yanlış bulacaksınız, hem de sıkıştığınız da şu böyledir bu böyledir diyerek yaftalayacaksınız. O zaman sizde ilke ve doğruluk diye bir şey kalmaz kusura bakmayasınız. Bu tür yaftalamaların tutmayacağını ters tepeceğini hatırlatmak isterim.

AK parti adayı Gülaçar’ın dikkatini çekmek istediğim bazı durumları hatırlatayım. Her şeyden önce Gülaçar’ dan beklenti çok fazla. Eğer kazanırsa çok adaletli olacağı kimsenin hakkını yemeyeceği düşünceleri hâkim kamuoyunda. Ancak Gülaçar şunu bilmeli ki şuan ki çevresinin çoğu rahmetli babasını bitiren ardından Yenigünü yok eden kimselerden oluşuyor. Duygusal olduğunu biliyorum Gülaçar’ın, her insan gibi Gülaçar’ın da hata yapabileceğini düşünüyorum. Bizde genelde şu siyasetçi çok iyidir, ama çevresi onu bozuyor derler. İradesi güçlü, liyakatli, idarecilik ve yöneticilik vasıfları olan kimseler çevrelerini düzelten aldanmayan ağır insanlardır.

Gülaçar ağırlığını şimdiden koymalı, çevresine hâkim olmalı ve ilçe başkanları, encümen adayları konusunda kararı kendisi vermeli. Yani çalışacağı ekibi kendisi belirlemeli. Ayrıca, Gülaçar’ın adaylığından rahatsız olan çevrelerin olduğu gibi, parti içinde de rahatsız olanların sayısı azımsanmayacak kadar çok. Her ne kadar basın yolu ile birlik beraberlik mesajları verilse de.  Bu açıklamalar, dostlar pazarda görsün misali, merkez bilsin ki biz destekledik mesajı göndermeye çalışıyorlar. Haberiniz olsun bizlerde sizi çok iyi tanıyoruz ve ne yapmak istediğinizi, neye hizmet etmek istediğinizi biliyoruz.
 
Bir önemli konu ise bu küskün rahatsızlar, aldığım bilgilere göre seçimde çalışmayarak, adayınız kazanamadı biz size dedik demeye getirecekler. Unutulmamalı ki AK parti Van’da seçimi kazanmak istiyorsa deprem kaynaklı sorunlar başta olmak üzere esnafın, tokilerin, köylerin, daha önceki yazılarımda yazdığım sorunları çözmelidir. Aksi halde bu sorunları çözmedikçe kazanamayacaktır. Yani sözün özü şu eğer seçim kaybedilirse AK parti kaybedecektir Osman Gülaçar değil.

Gülaçar’ın gelmesinden rahatsız olanlar, en başta büyük şehir belediye başkanlığına gizli aday olanlardır. Eğer AK parti bu yerel seçimleri kaybederse, bunun hesabı genel seçimlerde AK partiyi sıkıntıya sokanlardan herhalde sorulacaktır. Ama bir gerçekte şu ki AK parti sanki Van’ı BDP ye teslim etmek için çabalıyor. Nedeni ise halk sorunları ile feryat ediyor, dinleyen yok bu sorunların çözülmemesinin sebebi, AK parti Van’ı terk etmiş kaybetmeyi göze almış olarak değerlendiriliyor.

Büyük şehir seçimi Van için çok önemli bir seçim. Daha önceki yazımda da dediğim gibi, Van’ın 25 yılına damgasını vuracak.  Beldeleri, köyleri, ilçeleri, yeni oluşan belediyeleri, yaklaşık on bine yakın kadro daire başkanlıkları gibi içeriği dolu dolu bir seçim bizleri bekliyor. Aynı zamanda Van ilinde bir parti iki dönem üst üste seçim kazanamamıştır. Bu konuda seçime bir başka anlam yüklüyor. Eğer BDP kazanırsa bu geleneği kıracak ilk parti olma unvanına kavuşacak. AK parti kazanırsa gelenek devam edecek.

Yapılan ve yapılacak ince hesapların olacağını kestirmek zor olmasa gerek. Bizde bu köşeden bu süreci en etkin bir şekilde doldurmaya çalışacağız. Gündemi ve seçim sürecini en doğru, şeffaf buradan öğreneceksiniz. Kuşkunuz olmasın ki kimin, hangi partinin kazanmasından çok, Van’ın kazanmasını arzulayanlardanım. Onun için halkı aldatanlarla yola çıkmamanızı öneririm. Bu halka yalan konuşan, ezen, değerlerine saygısızlık edenleri, mağdur edenleri bu halk nasıl cezalandıracağını biliyor. Çünkü bu halk zamanı geldiğinde tepkisini sessiz devrimlerle nasıl gerçekleştirdiğine hepimiz tanık olmuşuzdur.

Değerli dostlar demem odur ki bu seçimin bir kazananı olacak elbette. Ancak ilkelerin, değerlerin, kaybolması en kötü olandır. Bir başka kötü olan ise yaratılanların en kıymetlisi olan insanlar üzerinden, yalanları ile çıkar elde eden sömürü sahipleri, kurnaz, tilki, vampirlerin hala aynı pisliklerine devam ediyor olmasıdır. Son olarak şunu bir kez daha hatırlatmak isterim ki, gücün sözüne değil sözün gücüne, güçlünün değil adaletin gücüne uyan yiğitler bir gün mutlaka kazanacaklardır.

İnşallah Van kazanır.

A.BAKİ KARACA
www.vansiyaseti.com
Editör: TE Bilisim