Osman Nuri Gülaçar ismini ilk olarak geçtiğimiz haftalarda ‘Van’ın adayı o mu?’ diye verdiğimizde ‘Yok daha neler?’ demişlerdi.

Birkaç gün sonra ufaktan konuşulmaya başlandı, bugün ise bizim o tahminimiz Başbakan Erdoğan tarafından tescillendi.

Van’ın adayı Osman Nuri Gülaçar artık kesin. Şimdi ilçe adaylarının belirlenmesinde dengeler yeniden değişti… Bizim de daha önce kulis bilgileri ile ismini andığımız ilçe adaylarında bir dizi değişiklikler olabilir. Şöyle ki:

Osman Gülaçar şimdi kendi adaylarını kendisi belirleyebilecek. Muhakkak ki onun da bu ilçe adaylarında Gülaçar da çalışabileceği isimler noktasında görüş bildirecektir. Çünkü büyükşehirin alınmasında ilçelerin de en ücra köyün de önemi olacak. Dolayısıyla Van’ın her köşesine girme zorunluluğu olan Osman Nuri Gülaçar’ın yanında beraber yol yürüyebileceği insanlarla yola çıkmak zorunda.

Dolayısıyla adayların şimdi genel merkezin takdirini kazanma, milletvekillerinden artı puan alma, AK Parti’de söz sahibi insanları referans olarak yakalama dışında yeni bir hedef daha var.

Osman Gülaçar’dan ‘Okey’ alabilmek.

Koşun!

***

AK PARTİ’NİN KRİTERLERİ

Kurulduğu günden beri AK Parti’de bir ‘ahde vefa’ politikası üzerine yürüyen bir anlayışın olduğunu biliyorum. Yani nasıl Recep Tayyip Erdoğan gençlik kollarından yetişip çeşitli kademelerden geçtikten sonra önce belediye başkanı sonra başbakan olduysa ve şimdi ise en zirve olan Cumhurbaşkanlığı için yarışıyorsa Ak Parti’de de aynı hiyerarşik düzen ve yükselişin olmasını istiyor. Bunu Van’da da gördük.

Rahmetli Ebubekir Gülaçar yaşı ve rahatsızlığı dolayısıla vekil olamadı ama kurucu il başkanı Yekta Haydaroğlu milletvekili oldu. Vesim Yaviç etrafını saran menfaat çetelerinin ve talihsiz açıklamalarının kurbanı olduğu için vekillik görevini alamadı ama ondan sonraki isim olan Mustafa Bilici vekilliği aldı. Rahmetli Gülaçar’ın Bilici’nin başkan olmasında hatırı sayılır desteği oldu. Yaviç dışıda AK Parti’nin ‘Lale Devri’ni onunla yaşadığı Ebubekir Gülaçar bu ahde vefadan nasibini almamıştı. Başbakan bunu da oğlu Osman Nuri Gülaçar ile gerçekleştirmiş oldu.

Hayırlı olsun.

Ama Ak Parti’de olaylar sadece teşkilatta görev alanların kronolojik atamaları ve baba-oğul atamaları şeklinde gerçekleşmiyor elbette. “Peki bunun dışında AK Parti nasıl isimler tercih ediyor?” derseniz ben dikkatimi çeken birkaç tespit ile açıklayayım…

-Özellikle kentlerdeki Ticaret Odası Başkanları AK Parti’ye partiden sonraki en yakın aday çıkaran kuruluş. (Örneğin Van’da Kayhan Türkmenoğlu, Yekta Haydaroğlu)

-İş dünyasına baktığınızda önemli isimlerle yola çıkmayı tercih ediyor. (Fazla uzağa gitmeye gerek yok bölgeden Vahit Kiler, Cemal Kaya)

-Halka mal olmuş ya da halkın bile şaşıracağı mütevazi ve sürpriz isimleri, memurları ve esnafları (Bunun örneğini yine Van’da gördük: Halil Kaya, Cüneyt Karabıyık, Gülşen Orhan).

Yani AK Parti’de görev almak için uzun yıllar teşkilatta mücadele vermeniz gerekmiyor.

Biraz da ‘şans’ gerekiyor sanırım.

Büyükşehir tamam ilçe adaylarında bekleyiş devam ediyor.

Şansınız bol olsun!

***

NE KADAR BÜYÜKŞEHİRİZ?

Şu sıralar bolca AK Parti’nin, BDP’nin BÜYÜKŞEHİR adayı ile ilgili ifadeler kullanıyoruz. Partiler BÜYÜKŞEHİR için BÜYÜK adaylar belirledi ve seçim yarışına hazır.

Lakin gün içinde onlarca kez ‘BÜYÜKŞEHİR’ ifadesini kullanırken aklıma takılıyor. Son zamanların moda tabiri olan büyükşehiri kullanıyoruz kullanmasına ama seçimler öncesi siz de hiç düşünüyor musunuz. “Ne kadar büyükşehiriz?” diye…

Seçimlerden önce bizi neler bekliyor bilmiyorum ama benim gözlerimle bizim büyükşehirliğimiz şu aşamada sadece isimden ibaret. Zira şöyle bir durup baktığınızda bence durum aynen şöyle:

-Cumhuriyet Caddesi ve Maraş Caddesi’nin şu anda Van’ı kaldırabileceği kadar BÜYÜKŞEHİRİZ…

-Ana caddelerimizin bir alt sokağındaki yıkık, döküntü dükkanlar, derme çatma pasajlar ne kadar modren ve büyükse o kadar BÜYÜKŞEHİRİZ…

-İki araç yan yana geçmekte zorlandığı yollarda iki araç arasında kalan maksimum mesafenin genişliği kadar BÜYÜKŞEHİRİZ…

-Şehir merkezinin yolları yıl içinde defalarca sökülüp yeniden yapılan, mahallelerinin büyük kısmının el değmeden seneyi devriyesini tamamladığı kadar BÜYÜKŞEHİRİZ...

-TOKİ’de suların aktığı, elektriğin ise kesilmediği gün sayısı kadar BÜYÜKŞEHİRİZ…

-Siyasi belediyelerin yarısını asfaltlatığı yarısını ise kendisine oy vermediği gerekçesiyle asfaltlamadığı caddeler kadar BÜYÜKŞEHİRİZ…

-Nüfusu 1 milyonu aşan ve sınırları alabildiğince genişleyen bir kentte toplu taşıma araçlarının yaptığı sefer sayısı kadar BÜYÜKŞEHİRİZ…

-Van Gölü etrafında kurulan ve göle akan atıkları arıtmak bir yana daha fazla kirleten arıtma tesislerinin arıtabildiği çöplerin miktarı kadar BÜYÜKŞEHİRİZ…

Ya sizce?

Sizce bizim büyükşehirliğimizin standartları ne?

Buyrun konuşalım…

Ta ki gerçekten BÜYÜKŞEHİR olmayı hakedene kadar.

Adaylara duyrulur!