ÖZLÜ SÖZ: Sorunun kendinde olduğunu anlamayan insanlar çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur.

Seçim seçim olmaktan çıktı ve tamamen insanların kin ve nefret ile birbirine baktığı bir konuma geldi.

Diğer siyasi partiyi düşman gören ve onlara zarar vermek için güç kullananların siyaset ile uzaktan ve yakından hiçbir alakaları yoktur.

Siyaset insanların sevk ve idare edilmesi için büyük ve aynı zamanda adaletle yürütülmesi gereken organizedir.
Bu organizeyi her siyasi parti kendi ideolojisi üzerine dizayn edip kimseye siyasi hayatiyet tanımaz ise buna ne demokrasi, ne sosyal adalet ne de barış olur.

Bu sadece kendi fikrini başkalarına zorla kabul ettirme dayatmasıdır ve bunun tüm dillerde karşılığı zulüm ve zalimliktir.

Saadet Partisi gençleri caddelere pankart asmak için çalışma yaptığında AKP'li bir keş grubun saldırısına uğraması onların nasıl bir haleti ruhiye içinde olduklarını açık açık gösteriyor. Bugüne kadar saldırı yapmayan AKP neden Saadet Partisinin gençlerine saldırmaya başladı çok düşündürücü....

Saadet Partisi AKP'nin bütün gizli görüşme ve işbirliklerini hep söyledi ve söylemeye de devam edecekler. Bundan dolayıdır ki bu durum hoşlarına pek gitmemiş olacak ki bu defa saldırıya geçtiler...

Bütün ideolojiler, insana özgürce kendini ifade etme ve yaşam tarzını kendisi belirleme hakkını tanır.
Allah (cc) Kur’anın Bakara Suresi 256. Ayetinde “Dinde zorlama yoktur, hak ile batıl birbirinden apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu ret edip Allaha inanırsa o sapasağlam bir kulpa yapışmıştır…” buyurarak kimsenin zorla Müslüman edilmesini irade buyurmamaktadır.

Allah insanlara birbirinize zulmetmeyin buyurur. Oysa birçok ideoloji sahibi kendi ideolojilerini başka insanlara zorla kabul ettirme veya onlara zarar vererek baskı yoluyla güç kullanmakta….

Seçim süreci başladığı günden bu yana BDP tabanında bulunan ve partilerine de bu haliyle zarar veren bazı kimseler diğer partilerin araçlarına taş atarak ortamı geriyorlardı.

Gece bildiri dağıtmak ve ev ziyaretlerinde bulunanlara saldırmak ve kurtarılmış bu bölgeler bizimdir buraya giremezsiniz demek sureti ile çıkan çatışmalarda yaralanmaların olması gerçekten üzücüdür.

Görebildiğimiz kadarı ile bazı partilerde “tavşana kaç tazıya tut” direktifi veren yöneticiler var. Çünkü iradeli yöneticiler tabanı teskin edecek dirayeti göstermeli yoksa partilerinin geleceklerini tehlikeye düşürürler.
Bir parti düşünün gençleri sürekli olarak diğer partilerin araçlarına ve insanlarına saldırıda bulunsun. Acaba bu gençler hiç mi partilerinin geleceğini ve yöneticilerini düşürdükleri zor durumu algılayamıyorlar mı?

BDP’li yöneticilerin heyecanlı gençlerini teskin edecekleri umudu ile girmiş olduğumuz bu son virajda kazanan dostluk, kardeşlik ve siyasi olgunluk olsun…

Saadet Partisi büyükşehir adayı Fethullah Erbaş ile yapmış olduğumuz görüşmede bazı endişelerinin olduğunu ve bu endişelerinden dolayı da üzüntülü olduğunu söyledi.

Birinci endişesi AKP’nin Saadet Partisini kendisine engel olarak gördüğünü ve oyları bölmemeleri istemleriydi…
Oysa ABD desteği ile Milli Görüşü böldükler ve geçen yerel seçimlerde kazanmamıza engel olarak CHP adaylarının kazandığı seçimlerde bizi onlar engellemişti.

2009 yerel seçimlerinde aday gösterdikleri Van’ın Başkale ilçesi, İstanbul’un Başak Şehir, Trabzon’un bir ilçesinde adayları zayıf olmalarına rağmen biz onlara bölücülük yapmayın aday göstermeyin demedik…
Şimdi biz aday göstermeyecek isek ve AKP bir parti olarak bizi bölmeyin diyorsa o zaman bizim siyasi kimliğimizin yok olması, seçimlere katılmamamız ve onların gölgesinde olmamız gerekir ki bu da Milli Görüş ilke ve kurallarına ters düşer.

Bu bizi bölmeyin sözü AKP’nin görüşüdür ve sadece onları bağlar bizim onların siyasi emellerine göre bir hesabımız yoktur ve hiçbir zaman da olmayacaktır.

Fethullah Erbaş beyin ikinci endişesi ise BDP ile ilgili idi. Bazı duyumlara göre Saadetin oy alması AKP’yi zayıflatır ve BDP rahat bir seçim alır hesabı…

Fethullah Erbaş ne AKP ne de BDP Saadet Partisi üzerinde hesap yaparak seçimlere girmesinler. Çünkü bizim 50 yıllık bir siyasi geçmişimiz ve İslam dünyasını birleştirme gibi büyük bir projemizin olduğu gerçeğini bu hesabı yapanlara bildirmek isterim sözleri bir hayli anlamlıydı…

Milli Görüş İslam dünyasında hukuki ve siyasi zeminde batının hegemonyasını kırmak ve inanç temelleri üzerine yeniden bir sistem kurmak üzere programını rahmetli Erbakan hocanın dehası ile pekiştirmişti. Oysa mevcut partiler sistem içinde entegrasyona girerken Milli Görüş sisteme alternatif bir sunum yapmaktadır.

İşte bu hesap ve düşünceler üzerine Saadet Partisi olarak seçimlere girdiklerini ve bu seçim sürecinde kimsenin baskı ile zorbalığa kalkışmamasını dilerken seçimde en büyük sürprizi yapacaklarını söyledi.

İnşallah bu seçimler Van’ımıza ve insanımıza hayırlar getirsin.

Selam ve dua Allaha tabi olanlara olsun…