Şeref شرف onurun Arabî karşılığı iken, افتخار iftihar çıkıyor karşımıza Farîsî'de. İngilizler ise honor diyorlar. Hep aşina olduğumuz kelimeler. Sözlükleri karıştırdığımızda gördüğümüz mana şudur; "kişinin kendi varlığına, kendi kişiliğine karşı beslediği saygı, insanı insan yapan iç değer." Yani kendisini kendi yapan değerlere saygı duyan, izzetini koruyan, hiçbir tesir ve menfaat altında kalmadan onu yücelten demek.
Bizde karşılığı ise bir çok kelime ile anlatılabiliyor. Çünkü çok önemli bir haysiyet dilimizde de bir çok kelimeler ile anlatılabilmiş. 
Bakıyoruz "rûmet, xawên, xîret, şanazî, serberz, serbilind ve namûs" olarak çıkıyor karşımıza.
Bendeniz şimdilik yedi kelime ile ifade edebiliyorum onuru. Belki daha da vardır. Mühim değil.
Bir çok başlık altında onuru anlatabiliriz. Lakin en büyük ve en önemlisi olan "soy" kavramı çıkıyor karşımıza. İşte biz de mevzumuza soy, ırk ile devam etmek istiyoruz.
İnsanın en büyük onuru soyudur.* Onuru ile onu korur ve sahip çıkar. Ondan utanmaz. Ondan çekinmez. Ondan korkmaz. Ondan kaçmaz. Kendisini onun dışında başkasında aramaz. Onu sever. Ona değer verir. Lakin o kavram her keste olduğundan herkesten üstün görmez. Herkesten aşağı dahi görmez. Yüceltir. İlerletir. Unutmaz....
Dünya yüzeyinde şöyle beşeri aleme bir baktığımızda yukarıdaki duygu ve hareketlerin hepsini tüm insanlıkta görmek mümkün. -Faşizani duygular konumuz dışındadır. Çünkü bu duygularda nefsani davranmışlar ve ifrada girmişlerdir.- Herkesin ve her milletin kendi soyuna bu manada sahip çıktığı ilk bakışta görülüyor. Normal olan zaten budur. Çünkü yaratılışımız böyledir. Allah lutfetmiştir. Bizim isteğimiz dışındadır.
Bunların ışığında siz hiç, bir Arabın kendini Faris gösterdiğini, bir Amerikalının kendini Meksikan gösterdiğini, bir Türkün kendini Kürd gösterdiğini gördünüz mü? Duydunuz mu? Veyahut siz hiç bir Almanın kendisini Felemenk gösterdiğini, bir Portekizlinin kendisini İspanyol vehayut bir İspanyolun kendisini Katalan gösterdiğinize hiç bir yerde şahid oldunuz mu? Olamazsınız çünkü böyle birşey onura ve namûsa ve imana aykırıdır da ondan.
Peki devam edelim, siz hiç kendisini Türk gösteren Kürd gördünüz mü?
Maalesef burada sükut diyoruz.
Çok enteresan bir çok dilde birer veyahut ikişer kelime ile anlatılabilen bu haysiyet Kürtlerde bir çok kelime ile karşılık bulmasına rağmen diğer milletlerden ve insanlardan daha katı ve sert kendi soyuna sahip çıkması düşünülürken iş maalesef tam tersine dönmüş vaziyette. Dünyanın hiçbir şekilde şahid olmadığı bir duruma Kürdlerde milyonlarcaya rastlıyoruz. Bir asır evveli Saîdê Kurdî(ks) bu manada şöyle ifade etmiş: “Evet, her milletin, o milletin menfaatı için bir miktar malı ile fedakârlık edip bir sehâveti vardır. İşte, bizdeki sehâvet-i milliye sû-i istimaledildi. Başka milletin sehâvet-i milliyesi zeynâb gibi içine girer, milletin cevfinde hazine tutar. ”
Evet kendi halkına hizmetin bedeli ve değeri tarif edilemez. Üstaz bu manada başka bir yerde Kürdlere şöyle demiş; “…acaba eğer uyansa, hazinelere değer olan milliyetine binlerce ruhu da olsa, istihfaf-ı hayat etmez mi?
Elbette hayatını on paraya satan, on liraya binlerce şevkle verir.” Millî şuurda uyanmayı ve ona hizmetin değerini, menfaati uğruna milliyetini on paraya satanlara karşın binler ruhu da olsa değmez mi diyerek uyarıyor.(1)


------
* Din müstesna, çünkü bu kavram isteğe bağlı lakin soy lutfedilen olduğundan konumuza esas alınmıştır.
(1) Sehavet-i Millîye, Ehmedê Fanî,http://bulanikhaber.com/sehavet-i-milliye/