Beş Nisan günü Diyarbakır’da bir icazetname töreni vardı. Müsaadenizle İcazetname kavramı biraz açmak istiyorum,

İslami ilimlerin okutulduğu medrese eğitim müfredatında belli kitapları okuyup, İlim ve Ahlak açısından mezuniyeti hak eden kimselere icazetname verilir.

İcazetnameyi veren kimse geriye doğru kim kime icazetname vermiş ta Resulüllah aleyhisselama kadar ismen sayılıyor, hayırla, minnetle, duayla yad ediliyor. Bu vesileyle icazet alan kimselerin işi kolay olmadığını bir vesileyle kendilerine hatırlatılır.

Bunun yanı sıra bir araya gelen bölge Alimleri, Meşayixleri(Şeyhleri),  Münevver şahısları adına bir alim, abid, saygın bir zata söz hakkı veriliyor.

Ayrıca Medresenin Müderrisi medreseye katkısı olanlara isim vermeden teşekkür ederken, icazetnameyi hak edenler adına da bir yeni mezun, İcazetmane sonrası “Molla” unvanını alacak kimse, Arapça kısa bir konuşma yapıyor. Bu vesileyle İslam’ın ana kaynak dili olan Arapça’ya ne kadar hakim olduğunu bir anlamda ortaya koyuyor.

Hazirunu temsilen söz hakkı verilen alim, zahit, meşayihulülema (Alimlerin şeyhi) düzeyinde olan Seydayı Mola Seid-i Taxiki(Tax köyünden) konuştu.

On dakikalık konuşmasında şu üç kelimeye atıfta bulundu: İlim, İbadet ve İxlas(İhlas). Ayrıca iktisatlı yaşamı tavsiye etti

Bu üç kelime, biri diğerlerine yakından irtibatlı ve biri düşerse diğer iki kavramın işe yaramayacağı ortadadır.

Bir sefer İslam’ı yaşamamız için ilim lazım, her ne kadar herkes ileri düzeyde alim olmak zorunda olmasa da bireysel ibadetini yerine getirmek için gerekli ilmi elde etmekle yükümlüdür.

İbadet, bir insan bir şeyler bildiği halde gereğini yapmazsa Seydanın ifadesiyle yağmursuz bulut ya da meyve vermeyen ağaca benzer.

Bu ikisi olduğu halde İxlas(İhlas) olmazsa ilmin ve amelin bir işe yaramadığı İslami itikad açısında ayan beyan bir gerçektir. Diyerek “Ameller ancak niyetlere göre kabul olur” hadisi şerife göndermede bulunarak konuşmasını tamamladı.

Ancak, ilim ve amel ikincil kişi tarafından fark edilebildiği halde İxlas(İhlas) niyetle alakalıdır, niyeti de sadece Allah biliyor. Bu vesileyle niyet okumak dinen caiz değildir. İslam’da “Şeriat zahıra bakar” diyerek niyet okuma üzerine bir çarpı işareti atmıştır.

Gördüğünüz gibi manevi düzeyi ne olursa olsun her müminin ihtiyaç duyduğu üç kavramdır; İlim, İbadet ve İhlas.

Peki iktisada dikkat edilseydi dünyanın hali böyle mi olurdu. Bu lüx hayat her geçen gün toplumu bir adım daha cehenneme yaklaştırıyor maalesef

Bu münasebetle amellerin Allah katındaki saygınlığı ixlas(İhlas) kat sayısıyla doğru orantılıdır dense galiba yerinde olur.

Örneğin; bir insan yedi katlı bir binayı hayır kurumuna bahşetse ama ihlastan yoksun ise, bir başkası da elindeki 100 lirayı katkı verse ama ihlaslı bir niyetle vermişse, Allah katında daha makbul olabilir.

Ben bu sohbetten kendime bir pay çıkardım, siz saygıdeğer okuyucularıma da faydası olur diye paylaşmak istedim.

İlim, amel ve ihlas üçlüsünde faydalanmak dileğiyle.