Türkiye’nin dört bir yanında yollara düşen resmi adıyla ‘Akil İnsanlar’ bölge insanının tabiriyle barış elçileri iki günlük Van programını tamamladı. Hakkari’de muazzam görüntülerle karşılanan, göz yaşlarının sel olduğu bir görüşmeler dizisi gerçekleştiren heyet Van’dan da bir o kadar güzel görüntülerle ayrıldı. Van’a ayak basar basmaz Cuma namazı çıkışı vatandaşlarla konuşan akillerimiz ilk ziyareti PKK’lı bir aileye gerçekleştirerek büyük taktir topladı. Bu ziyaretin ardından yoğun bir toplantı serisine başlayan heyet önce Van’ın STK temsilcileri ve kanaat önderleri ve bazı siyasi parti temsilcileri ile bir araya geldi. Önde gelen STK’ların taleplerini açık yüreklilikle dile getirdiği toplantıda, akillere bol malzeme çıktı. Gelinen il doğunun incisi ve bölgenin en önemli illerinden biri Van olunca, bu toplantı ile yetinmeyen akiller hem vatandaşla hem de geleceğin lideri olan öğrencilerle de bir araya geldi. Programlarını dolu dolu geçiren heyet, Ankara’da paylaşmak üzere yerinde ve haklı taleplerle döndü. En verimli ziyaretlerinden birini Van’da geçiren akiller de, barışı dört gözle bekleyen Van halkı da iki günlük barış provasından istediği şekilde ayrıldı. 

 

ŞEHRİVAN HABER

Van'daki bir otelde Heyet Başkanı Can Paker ile heyet üyeleri Sibel Eraslan, Abdurrahman Kurt, Mehmet Uçum, Ayhan Ogan, Zübeyde Teker ve Mahmut Arslan, sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya geldi. Mehmet Uçum moderatörlüğünde yapılan toplantının açılışında konuşan Paker, hiçbir siyasi partinin uzantısı olmadıklarını anımsatarak, heyetteki herkesin farklı dünya görüşü ve siyasi pozisyona sahip olduğunu ve "barış" çabası için bir araya geldiklerini söyledi. Heyetteki isimlerin geçmiş dönemlerde de barış için mücadele ettiğine dikkati çeken Paker, şöyle konuştu: "Burada sizlerin görüş ve önerilerinizi duymak istiyoruz. Barışın arkasında durduğunuz sürece barış gelecektir. Bu nedenle sizlerin barışa giden yolda ne düşündüğünüzü duymak istiyoruz. Taleplerinizi aynen hükümete ileteceğiz."

 

SALAZ: ÖTEKİLEŞTİRİCİ SLOGANLARI KALDIRSINLAR!

 

Toplantıda söz alan sivil toplum örgütü temsilcilerinden Van genç İş Adamları Derneği Başkanı (VANGİAD) Başkanı Kadri Salaz, barışın sağlanmasıyla korucuların işlevsiz kalacağını belirtti. Yaşanan süreçten en çok zararı gören alanlardan birinin de ormanlar olduğuna işaret eden Salaz, "Bu kaybın telafisi yakılan bölgelerin yeniden ağaçlandırılmasıyla mümkündür. Korucular, emekli olacakları tarihlere kadar ağaçlandırma çalışmalarında çalıştırılmalı. Dağlara tepelere yazılan ötekileştirici sloganların yerine Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta Barış Cihanda Barış' gibi barışı sevgiyi çağrıştıran mesajlar yazılsın" dedi.  

 

NADİROĞLU: AKİL İNSANLAR YATIRIM İÇİN VAN’A GELSİN

 

Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) Başkanı Mirza Nadiroğlu ise, çözüm sürecini başlatan aktörleri kutladı Savaşın bahanesinin olduğunu ancak barışın bir bahanesinin olamayacağını belirten Nadiroğlu, barış için kararlı olduklarını ve bu sürecin sabote edilmesine izin vermeyeceklerini bildirdi. Toprakların kanla değil artık bahar yağmurları ile sulanmasını arzu ettiklerini söyleyen Nadiroğlu şöyle konuştu: "Varlığınız bize güç katmıştır. İş dünyasının akil insanlarını yatırımlar için Van'a davet ediyoruz. Sürecin sonunda başkanlık sistemine geçilmesi gerekiyor. Yerel parlamentoların oluşması ve milletvekillerinin Ankara yerine seçildikleri bölgelerde faaliyet yürütmeleri gerekiyor. Vekiller yerel parlamentolarda hizmet vermeli. Bunun için gerekirse eyalet sistemine geçilmelidir. Bu ülkeye ihanet eden siyasilerin yargılanması gerekiyor."

 

TAKVA: VANLA DİĞER BÖLGELER ARASINDA BÜYÜK FARKLAR VAR

 

Ekonomide Değişim Hareketi Başkanı Necdet Takva ise barış sürecinin Türkiye'nin en önemli ve hayati projesi olduğunu söyledi. Sürecin sadece Türkiye için değil, Orta doğu başta olmak üzere dünya için önemli bir gelişme olduğunu aktardı. Savaş ortamının bitmesinin sadece sosyal değil ekonomik olarak da bölgenin ve ülkenin gelişmesini sağlayacağını aktaran Takva, "Bölgeler arası gelişmişlik farkları var. Marmara bölgesi 21 bin dolar iken Van'da bu 4 bin doların altında. Türkiye ortalaması 14 bin dolar. 15 yıl içinde sadece Van'daki genel duruma bakarsak kent kır nüfusundaki değişim oranı yüzde 100 civarında. İnsanlar huzurlu ve refahı yüksek bir ortam istiyor. Bu yasal güvence altına alınmalı. Yayla yasakları yoğun olarak kullanılıyor. Çevresel ve ekolojik etkileri ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmalı" dedi. 

 

ALPARSLAN: BÖLGESEN EYALET SİSTEMİ OLSUN

 

Van Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Faruk Alpaslan da, ülkenin bölünmesinin değil, bütünleşmesinin anlatılması gerektiğini açıkladı. Bölgesel eyalet sisteminin getirilmesi taleplerinin olduğunu ifade eden Alpaslan, insanların doğdukları bölgeyi seçme gibi hakları olmadığını ve bu nedenle doğdukları yerin kültürünü yaşama gibi haklarının olduğunu kaydetti. 

 

BİLDİRİCİ: ONURLU BİR BARIŞ OLSUN

 

Anayasanın 66 maddesinin mutlaka değiştirilmesi gerektiğini söyleyen MAZLUMDER eski başkanı Abdulbasit Bildirici, devletin Türk devleti olarak, vatandaşların da Türk olarak tanımlandığını açıkladı. Merkezden yönetimin zayıflatılarak eyalet sistemine geçilmesi ve ayrı bayrak kullanabilecek düzenlemeye gidilmesinin önemli olduğuna işaret eden Bildirici, "Barışın onurlu bir barış olması, KCK adı altındaki tutuklamaların hızla tahliyelerinin gerçekleşmesi gerekir. Sözlü olarak verilen sözlerin tutulmadığını biliyoruz. Bu anlamda bir yasal düzenleme yapılmalıdır" diye konuştu.  Sürecin en çok anneleri etkilediğini belirten barış anneleri inisiyatifi üyeleri de düzenlemelerin ardından çocuklarını yanlarında görmek istediklerini söylediler. 

 

MÜFTÜNÜN DE DİYECEK SÖZÜ VARDI

 

Toplantıya katılan Van Müftüsü Nimetullah Arvas ise, il müftüsü olarak yapılan çalışmaların hayırlı, yararlı, faydalı olacağına inandığını aktardı. Barışın iyilik ve berekete vesile olduğunu aktaran Arvas, "Bu büyük halklardan oluşan topluluk tarumar edilirken Anadolu'da insanlar birbirlerine sahip çıktılar, kucakladılar. Birbirlerinin acılarını ekmeklerini paylaştılar. Dedelerimizden bahsediyorum. Barışın güzel netice vermesi için geminin batmaması lazım. Canlı bir vücut üzerinde ameliyat yapılmaması lazım. Ben makul heyetinizi saygıyla selamlıyor makul neticeler üreteceğine inanıyorum" dedi.  

 

PAKER: BARIŞ SÜRECİYLE KÜRT SORUNU BERABER ÇÖZÜLMEYECEK

 

Toplantıda diğer sivil toplum örgütü temsilcileri de süreçle ilgili taleplerini dile getirdiler. Talepleri dinledikten sonra söz alan heyet başkanı can Paker, bütün tartışmaları üretirken, geçmiş devlet ile bugünkü devlet kavramlarının göz ardı edilmemesi gerektiğini aktardı. Bir partinin sözcüsü olmadığını ancak bir partinin Türkiye'nin her yerinden oy olma mücadelesinin olduğunun unutulmaması gerektiğini belirten Paker, "Anadil, statü, eyalet, genel af gibi talepler iletildi. Bunu unutmamak lazım. Barış süreciyle Kürt sorunun çözüm süreci aynı zamanda bitmeyecek. Bu, sorunun çözümünün başlangıcı olacak. Türkiye son zamanlara kadar askerlerin önderliğini yaptığı, bürokratların onların çevresinde yer aldığı bir siyasi iktidarla yönetildi. Hiçbir siyasi parti siyasete karar vermedi. Karar askerler ve bürokratlar tarafından verildi. Bu gerçek özellikle Turgut Özal döneminde yapılan reformlarla kendisini yürütemez duruma geldi" dedi. 

 

“ARABULUCU DEĞİLİZ, TALEPLERİ ALIYORUZ”

 

Kürtleri kandıran o devlet ile bu günkü devlet arasında çok büyük farkların olduğunu aktaran Paker konuşmasını şöyle sürdürdü: "Devlette hala eski devletin kalıntıları var. Ama eskiye göre çok ilerde. Siyaset arenasında icra ile yargının siyasi olarak zaman zaman ters düştüğünü unutmayın. Akil insanlar Öcalan ile görüşsün talebi var. Bunu doğru bulmuyorum. Öcalan’la görüşenin siyasi yetkisinin olması lazım. Biz bir arabulucu değiliz. Biz insanların görüşlerini not edip onlara kendi görüşümüzü aktarıp, talepleri siyasi karar vericilere anlatmak gibi görevimiz var. Hepimiz barış taraftarıyız. Anayasa ile ilgili bir takım şeyler söylendi. Yerel yönetimler çok önemli. Yerel yönetimin gücü bu günkünden çok fazla olacak. Farklı bir yerel yönetim anlayışı içinde olacağız. Türkiye artık Ankara'dan yönetilmiyor. Yatırımın gelmemesinin nedeni güven meselesi. Ben ilk kez Türkiye'de TÜSİAD'ın yönetim kurulunda anayasa paketini hazırlayan kişiyim. 'TSK paraları nereye harcıyor' diyen kurumun başkanıyım."

 

YAŞAR’DAN BİR GARİP ÇIKIŞ…

 

Paker'in ardından söz alan diğer heyet üyeleri de tek tek söz alarak not aldıkları konularla ilgili katılımcıları bilgilendirdi. Bu sırada toplantıya katılan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) üyesi Figen Yaşar, heyet üyelerinin tek taraflı davrandığına inandıklarını, bu nedenle toplantıyı protesto ettiklerini belirterek, barış anneleri ve bazı sivil toplum örgütü temsilcileriyle salonu terk etti. Katılımcıların yanına giden heyet üyeleri Zübeyde Teker ile Ayhan Ogan, Yaşar ve diğer temsilcileri ikna ederek tekrar salona dönmelerini sağladı. 

Editör: TE Bilisim