Ak Parti, geçtiğimiz hafta yapılan ‘teşkilatların kendi aralarında vekil ismi çıkarma yarışı’nın (temayülün) kavgasını tatlıya bağlamış diyorlar, öyle duydum.

 

Onlar tatlıya bağlamış olabilir ama ben bu konunun hem Genel Merkez tarafından hem de şahit olan vatandaşlar tarafından öyle kolay kolay kapatılacağını düşünmüyorum.

 

Zira o gün olaya bizzat şahit olduktan sonra ne düşünüyorsam şimdi de onu düşünüyorum:

 

REZALET!

 

* * *


KOF KABADAYILAR

 

Aslında olaydan çok olayın altında yatan sebepleri konuşmakta yarar var. Son yazımda teşkilattan çıkacak isimlerin de, adının yazılması için baskı yapanların da, gizli kahramanların da kim olduğunu açık açık ifade etmiştim.

 

Dediklerimin arkasındayım: Adını yazdırmak için kof kabadayılık yapanlar, son gece satranç taktiğiyle ismini ön plana çıkarmak isteyenler, birilerini etkisi altına alma derdinde olanlar ve temiz siyasetçilere saygısızlık yapanlar temayülden istediklerini almış olabilirler lakin Van halkından aynı takdiri alamayacaklar.

 

O günden bu yana kiminle konuşursam konuşayım hepsinden aynı tepkileri aldım:

 

“AK Parti’nin bu şekilde gündeme gelmemesi gerekiyordu.”

 

Peki kim bunun sorumlusu?

 

Teşkilatta yer alan isimlerin bizzat kendileri.

 

Bunu neden yaptılar?

 

Çünkü kaygıları var.

 

Kaygı nedir?

 

“Gemi batmadan biz de bir yerlere kapat atalım”.

 

Peki teşkilatta bunlar olurken, patron Aras nerde?

 

Yanlış bir yolda…

 

* * *

 

ARAS ve ÖTESİ

 

Hep söylüyorum, yine söyleyeceğim. Aras’ın o gün bana söylediği o cümleyi her fırsatta yüzüne vurmaktan hiç usanmayacağım. Neydi o?

 

“Ben kendi teşkilatımı kuramadım bir türlü. Hele bir kendi teşkilatımı kurayım, o zaman Ak Parti çok farklı olacak!”.

 

Dönüp bakıyoruz. Değişim değişim diye tutturan Aras göreve geldikten sonra neler oldu biliyor musunuz?

 

Ben izah edeyim:

 

-İçinde kıymetli isimler olmasına rağmen, teşkilat tarihin en kötü teşkilatı olmak için elinden geleni yaptı. Oldu da.

 

-Kırgın, küskün, dertli, öfkeli ve emekli siyasetçiler partiyle barışamadı. Bu da yetmezmiş gibi AK Parti’ye sonradan katılan genelde HAS Partililer özelde Rasim Aslan bile tez zamanda küstürüldü. Tüm olan bitenden sonra işin en karlı çıkanı muhalif başkan adayı Naif Şabu oldu.

 

-2009’da başlayan düşüşün önüne geçmek, vatandaşın derdini anlatmak için gitmekten yavaş yavaş vazgeçtiği AK Parti’deki bu kötü gidişatı durdurmak bir yana aksine gazı kökledi. Hem de 280 km hızla!

 

-Parti çözüm üretilen bir yer olmaktan git gide uzaklaştı. Bunu partinin boş koridorlarından anlayabiliyorsunuz. Bırakın çözüm üretilen yeri, partideki sorunların ardı arkası hiç bitmedi. Ak Parti’de hal böyleyken çözümün yeni adresi BDP oldu.

 

-Genelde iktadar, yerelde muhalefet olan AK Parti, kentin hiçbir sorununda ön plana çıkmadı, eleştirmedi, konuşmadı. Biz onlardan daha çok muhalefet ettik, onlar bizi izledi. Varsa şahit olan söylesin, şahsen ben görmedim.

 

-Hükümetin büyük paralar aktararak yaptığı, başbakanın her defasında söylediği torbalarca para ve yatırım hiçbir şekilde doğru yerde kullanılamadı. Bu yatırımlardaki ufak tefek sıkıntılar çözülmedi. Ufak sorunlar büyüdü dağ oldu. Şimdi yerel seçimde TOKİ adıyla AK Parti’nin karşısına çıkmayı bekliyor.

 

-Vali’nin kuyusu kazıldı, Van’dan postalandı. Vali gidince bir şeyler çözülür diye medet umuldu. Sıra kentte engel teşkil eden diğer kurum amirlerine geldi. Hedefler seçildi ama vurulamadı. Yeni Vali’ye ise “Eskisinden kurtulduk” diye sarıldılar. Sonuç ne olur onlar da kestiremiyorlar.

 

-Başbakanın Van’daki temsilcisi olan Başkan Aras, aday adaylığı sürecinde “1 milyonluk nüfus içinde Van’ı yönetecek kimse yok mu?” dedi, heyecan yarattı ama arkasını getirmedi. Adaylar başvuru yaptı, ‘hayırlı olsun’ denildi sırt çevirildi. Kentin değerlerine teklif götürülmedi. Partideki sıkıntıları bildiği için başvurmayan değerler dışarıda kaldı. Bazı isimler küsüp adaylıktan vazgeçti. Adaylık kaygısı AK Parti’nin yerel seçimini de tehlikeye attı.

 

-Van’daki ihalelerin de partinin de müşterileri zaman içinde azaldı. Acaba neden?

 

-Koordinatörler gibi başbakan da kumpasa getirildi. Van’a gelen koca başbakana 48 saat boyunca “Çöp” de “çöp” dedirttiler başka da bir şey demedi. Bir Allah’ın kulu Van ile ilgili bilgi vermeyi beceremedi. Ne olurdu sanki Sayın Başbakan şu TOKİ’lerden birine gitseydi, sorunlar başbakana yerinde aktarılsaydı başbakan da yerinde emri verseydi ve çözseydi. Götürmediler çünkü korktular… 

 

-Aras’ın kendi teşkilatım dediği, her birini kendi seçtiği yönetimin en etkili isimleri çeşitli yerlere aday adayı oldu, teşkilatı kuran isim olan Aras’ın da gözü şu an büyükşehirde. Şimdi ben sormasam başkası sorar.

 

“O kadar ‘teşkilat’ dedin durdun da, o teşkilatı kurdun da ne yaptın?” diye sormazlar mı?. Bu da yetmez, “Daha dün bir bugün iki” ne çabuk adaylık düşünüyorsun Araaaaas?” demezler mi?

 

Derleeer hacı derler.

 

* * *

 

BANA BAŞ HARFİNİ SÖYLE SANA NE İŞ YAPTIĞINI SÖYLEYEYİM

 

Önceleri “AK” akla Ak Parti, AK Parti deyince akla Abdullah Aras gelirdi.

 

Ama işler artık değişti. Benim aklıma artık ne Ak Parti deyince Aras, ne de Abdullah Aras deyince AK Parti gelmiyor. Bu halk nezdinde de aynı. Bir şeyler Abdullah Aras’ın önüne geçmeye başladı. Herkesin aklı başka yerlere gidiyor artık.

 

“Aras’ın haberi var mı bilmiyorum?” gibi bir cümleyle başlayıp kendimi saflığa vurup okuyucumu da kandırmayacağım.

 

Konuyu dağıtmayalım. Noldu da başka şeyler Abdullah Aras’ın önüne geçti.

 

Napolyon’un dediği gibi:

 

“Para para para”

 

Ne parası?

 

Para babası!

 

Aras mı?

 

Haşa.

 

Peki kim?

 

Bir başkası. Baş harfi (M). Herkes onu konuşuyor. Adı dillerden düşmez oldu. Partinin bile ötesine geçen bir namı var. Başka da bir şey söylemem…

 

Az daha ipucu?

 

Devamı…var!

 

* * *

 

İyisi mi siz boşverin büyükşehiri, Mart 2014’ü, AK Parti’yi falan... Malı alan üsküdarı çoktaaan geçti…