Uzun zamandır bir araya gelmeye çalışıp da gelemediğimiz Bekir Kaya ile nihayet bir araya geldik.

 

Kendisiyle göreve geldiğimiz günden bu yana defalarca bir araya gelmeye çalıştık ama bir türlü nasip olmamıştı. Kendisiyle defalarca görüşmek istememize rağmen bir türlü olumlu dönüş alamamıştık.

 

Nedenini bilmiyorum ama çok istememize rağmen olmamıştı bir türlü…

 

***

 

Bekir Kaya ile buluşur buluşmaz kendisine bir türlü bir araya gelemeyişimizden dolayı biraz serzenişte bulundum. Bunca röportaj ve görüşme talebine rağmen neden görüşemediğimiz ve Van hakkında yeterince konuşamadığımızı sordum.

 

“Olmadı işte… Bir türlü fırsat bulamadık…” şeklinde cevapladı. Kızgınlığımın farkında olacak ki arayı çok çabuk yumuşattı konuştukları ile. Üstelik tavrı ve konuştukları da epey bir sempatikti. Onunla konuştuğunuzda biraz daha saygı duyuyor, halkın neden onu bu kadar bastığını bir kez daha anlıyorsunuz. Hemen ben de aynı hisse kapıldım.

 

***

 

Fazla uzatmadım hemen “Van’ı konuşalım” dedim. Sordum Kaya’ya:

 

“Önümüzde seçim var ve siz kendinizle ilgili onca tartışma ve iddiaya rağmen çıkıp aday oldunuz. Hani belediyede bazı baskın aile ve aşiretler rahatsız ediyordu sizi? Aday olmayacağınız ve belediyede yaşadığınız sorunlardan dolayı kesinlikle bir daha aday olmayı aklınızdan dahi geçirmediğiniz söyleniyordu.”

 

Güldü Başkan Kaya ve şöyle başladı söze;

 

“Kesinlikle yok böyle bir şey. Baskın aile yok artık. Daha doğrusu vardı ama artık yok. Nasıl diye sormayın çünkü o aramızda hallettiğimiz bir durumdu. Yaşandı ve bitti. Önümüzdeki dönem bu sıkıntıları duymayacaksınız. Hem böyle bir durum olsa sizce de aday olabilir miydim? Ben nihayetinde kendi isteğimle (!) yeniden aday oldum. Kimse beni sırf Van’da seviliyorum ve AKP’yi yenebilirim diye zorla aday göstermedi ya. Şahsıma karşı bir güven vardı diye seçildim.”

 

Devam ettim; “Üstelik bundan önce birkaç kez istifaya teşebbüs ettiğinizi duymuştum. En son istifanız da Demirtaş tarafından engellenmiş dedilerdi.”

 

Kaya’nın cevabı beni oldukça şaşırttı: “Evet öyle bir durum oldu ama onu da çözdük bir şekilde. Nihayetinde biz davamız için siyaset yapıyoruz. Adı üstünde siyaset. Olur böyle şeyler. Şu anda çok mutluyum.

 

Üstelik ciddi anlamda Kaya’nın yüzü hiç olmadığı kadar da gülüyordu. Cidden mutluydu Kaya. Ya ben onu hiç böyle görmemiştim ya da Bekir Kaya’nın hayatında bir şeyler değişmişti. Bu gülüşü ve mutluluğu beni hem meraklandırdı hem bazı konularda şüpheye düşürdü.

 

“Peki ya Demirtaş’ın şu sıralar BDP’de dışlandığı ve kadın kotası ile ilgili tartışmada sizin de adınızın geçtiği. Kaya’nın sizin Van’da aday olmanız yönünde ısrar etmesi ve kadın kotasının Van’da da uygulanması konusunda ısrar edilmesi meselesi var. Bu konuda ne diyeceksiniz?” diye soruyorum yüzündeki gülümseme aynen devam ediyor.

 

“O gün neler yaşandı bilmiyorum ama nihayetinde Van’da beklenen o kadın kotası uygulanmadı. Partinin kararı bu yönde. Bize de uymak kalıyor. Ben de en iyi şekilde bu görevi yürütmeye devam edeceğim.” Diyor. Çok siyasi bir cevap olduğunun ben de farkındayım o da. “Neyse” diyoruz.

 

***

 

“Sayın Başkan o kadar uzun süre olunca aklımdaki soruların sayını bir hayli fazla” diyorum. “Nereden başlayıp ne soracağımı da kestiremiyorum.” diye de devam ediyorum.

 

Başkan Kaya’nın projelerinden konuşmak istiyorum. “Başkan” diyorum “Siz de bir yönünüzle Ak Parti İl Başkanınızla çok benziyorsunuz. Van’da iyi işler yaptığınızı inkâr eden yok. Hatta Başbakanın ‘hata’ edip de Van’da en çok dillendirdiği yol ve çöp konusunda diğer belediyelere göre çığır atlattınız Van’a. Bu konuda hakkınızı yemek istemem. Lakin neden konuşmuyorsunuz? AK Parti sizin yanlış yaptıklarınızı söylemiyor. Siz doğru yaptıklarınız konusunda pek konuşmaya yanaşmıyorsunuz… Nedir bu suskunluğun sebebi? Bir şeyler ters gidiyor sanki?”

 

Başkan Kaya kendine epey bir güveniyor belli:

 

“Ben pek de tartışmalara girme niyetinde değilim. Ben Van için iyi bir şeyler yaptığıma inanıyorum. En azından özgür kaldığım süre içerisinde bunu yaptım. İyi şeyleri çıkıp öyle sürekli olarak dillendirmenin ne manası var ki? Olumsuzluk olunca da konuşuruz. Ama biz bir kere olumsuzluk ile karşılaştık o da KCK davası idi. Zaten konuşmaya fırsatımız bile olmadı. Söyleyeceklerimizi ifade etmek için neredeyse bir yıl bekledik. Mahkeme aracılığı ile söyledik halkımız da duydu. Nihayetinde çıktığımızda değerlendirmemizi de yaptık. AK Parti konuşmadıysa biz durduk yere ne diye cevap verelim ki onlara. Soruları varsa alalım (Gülüyor).”

 

***

 

“Adam haklı” dedim kendi kendime. AK Parti neyi sordu ki neyin cevabını alsın. Kendisini iktidar sanan bir muhalefetten kent adına neyi dillendirmesini bekliyoruz ki diye geçirdim içimden. Ne de olsa AK Partilerde “BDP’yi eleştirmek bana mı kaldı? Başkan bile eleştirmiyor ki ben niye hedef olayım? Onlara karışmasam daha iyi…” demiyor mu, yalan mı?

 

***

 

Büyükşehir seçimleri yaklaşıyor malum; “BDP’nin başvuru yapan tek aday adayı siz oldunuz. BDP seçmeni bile beklemezken onları bile şaşırttınız. Hala insanlar sizin tek aday olacağınıza inanmıyor. Yani AK Parti’de olduğu gibi bir anda sizin yerinize de tepeden bir isim gönderileceği konuşuluyor. Bu ismin de Osman Baydemir olduğu söyleniyor hatta. Mümkün mü böyle bir şey?”

 

Kaya cevaplıyor sanki bu soruyla karşılaşacağını biliyormuş gibi: “Yok öyle bir şey olmayacak. Osman Baydemir milletvekili olarak gidecek meclise. Yöneticilik görevini tamamladı o. Konuşulduğu doğrudur ama karar mercimiz (gözleri Kandil’e doğru dönüyor adeta orayı işaret eder gibi) böyle uygun gördü. Ben de tek aday adayı oldum. Adayım yani. Biz artık tutukluluk ve deprem yaşadığımız döneminde aksayan projelerin üzerine katarak neler yapabileceğimizi konuşmaya başladık. Yani seçimleri geçtik, seçim sonrası yapacaklarımızı konuşuyoruz. Malum önümüzde öyle dişli bir rakip de yok. Fatih gelmiş, Van’ı işgal edecekmiş falan… Yok öyle bir şey filmlerde olur bunlar…”

 

Güveni şaşırtıcı boyutlarda Kaya’nın. Şaşkınlığımı gizleyemediğimi görünce tekrar gülümsüyor. “Gerçekler bunlar Ömercim. Haksız mıyım?” diye soruyor.

 

Yorum yapmayacağım diyorum. İçimde ne yorumlar ve hesaplar yaptığımı bir bilseniz!..

 

***

 

“Proje” diyorum “Proje Başkanım?”

 

Hemen yaptıkları hazırlıkları gösteriyor. Kaya’nın yanında Van Belediyesi Basın Müdürü Adnan Bilen var. Hazırda bir sinevizyon platformunun üzerindeki örtüyü açıyor ve belediyenin 2014 sonrası projelerini izletiyor bana. Ben projeleri izliyorum, Kaya benim yüzümdeki ifadeyi. Etkilendiğimin farkında. En azından ben gülmesinden onu anlıyorum.

 

Projeler iyi görünüyor. “Yapılırsa muazzam olur” diye ekliyorum. Çünkü doğruya doğru hepsi etkileyici projeler!.. İçimden de “Ama bu ekip büyükşehirin bu projelerini kaldırır mı?” diye geçiriyorum. Sorup sormamakta tereddüt ediyorum. Ama yalan yok büyükşehir malum tartışmalarla devam eden bu belediyenin durumu göz önüne alındığında pek umut vermiyor. “Hem bu belediye” diyorum…

 

-Yap-İşlet-Devret modeli ile yapılan o çok katlı otoparkı bitirmeden…

-Van Gölü göz göre göre kirlenirken bu durumda bu kadar kayıtsızken…

-Van’ın bu trafik sorunu yeni imar çıkmasına rağmen bitirilmezken ve biz büyükşehir olarak hala L şeklinde iki caddede sıkışıp kalmışken…

-İmar tam bir çıkmaza girmişken ve henüz düzgün bir imarımız bile yokken…

-Ulaşımda afallıyorken, su sorunuz çözülmemiş 21’inci yüzyılda hala susuzluğu konuşuyorken… (AKP’liler bu konuyu aralarında bizim dönemimizde bidonlarla belediye önünde bağıranlar nerede. Yine su yok niye kimse çıkmıyor, bağırmıyor diye dillendiriyor. Onlar korkuyor ben söyleyeyim yerlerine.)

-Yol ve çevre konusunda iyi bir sınav veren belediye az buz da olsa hallettiği yeşil alan ve park konusunda büyükşehire yakışır bir ivme yakalamışken…

-İmar konusundaki bu yolsuzluklar ve büyük faturalı sümenaltı ruhsatların önüne geçilmezken…

 

Nasıl büyükşehir olacak ki? Yani yapılamayanları düşününce yapılması gerekenler için daha iyi bir ekip diye düşünüyorum ve düşündüklerimi kendisiyle de paylaşıyorum.

 

Cevap yok, sadece başını sallıyor ve onaylar gibi sessiz kalıyor.

 

***

 

Daha fazla şansımı zorlamadan ve Kaya’nın da gününde olması hasebiyle keyfini bozmak istemeyişimden dolayı sohbeti güzel yerde bırakıyorum.

 

Kendisine teşekkür ediyor ve “Umarım bir dahaki görüşmemiz bu sefer olduğu gibi bir sonraki görev sürenizin sonunda olmaz. Tam dört yıldır ilk kez karşılaşıyoruz olur mu hiç?” diyorum.

 

Harbiden olmaz. Bir belediye başkanı bir kentteki gazeteci ile 4 yıldır hala tanışmıyorsa ve bu durum bir çok gazeteci ve yazar için de geçerliyse ben altında bir şey ararım.

 

Siz de olsanız aynısını düşünürdünüz heralde… Dur bir de kendisine sorayım diyorum:

 

“Başkanım?”

 

Cevap yok.

 

Tekrar soruyorum yine cevap yok. Bir daha, bir daha… Maalesef, ses yok! Tam ayağa kalkıp sesimi yükseltiyorum ki…

 

***

 

Rüyadan uyanıyorum!

 

4 yıldır tanışamadığımız ve başbakan ile bile görüşüp birkaç kelam etmeyi başarmışken Bekir Kaya ile görüşmemiz de rüyada kalıyor. Evet evet şaka değil tüm bu diyalogları Van Belediye Başkanı ve Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Bekir Kaya ile dün gece rüyada konuştuk.

 

Uyanınca anladım. Sağlık olsun!

 

(Rüyanın üçüncü karakteri Adnan Bilen’e not: Teessüf ederim.)

 


ÖMER AYTAÇ AYKAÇ yazdı...

 

Editör: TE Bilisim