Önder ALTINAL - Şehrivan


 

Geçtiğimiz hafta sonu Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunana Feqiyê Teyran Parkı önünde İş-Kur işçileri için açıklama yapan 58 STK’ya destek amaçlı orada bulunan HDP Van Milletvekili Özdal Üçer çarpıcı ve zehir zemberek açıklamalarda bulundu. İşçilerin çocukları için bir ayakkabı bile alamadıklarını belirten polisin müdahalesine de sert tepki göstererek, polislerle ilgili oldukça da ilginç iddialara yer verdi. Üçer; “Siz biliyor musunuz ki aynı polisler günde kamyonlarla yüklü eroinleri ile İstanbul’a kadar gidiyorlar. Onların patronları ile birlikte aynı masada oturup yemek yiyorlar ama aynı polisler sözüm ona devletin bekası, devletin gücü adına emekçiyi bu şekilde tartaklıyorlar.”

ÜÇER: BU TABLO ÖZLENMİŞ BİR TABLODUR

STK’ların işçiler için göstermiş olduğu duyarlılığın örnek bir davranış olduğunu belirten Milletvekili Özdal Üçer, “Öncelikle emek mücadelesinin en temel sloganlarından bir tanesini hatırlatmak istiyorum. ‘Hak verilmez, alınır.’ Aslında bizim devlet yetkililerinden beklediğimiz hakkı direnişler ile alabileceğimizi belirtmek istiyorum. Bu tablo bizim Van’da özlemiş olduğumuz bir tablodur. İşçileriz, işsizliğine bütün STK’ların duyarlılığı, Van’da yaşanan her hangi bir toplumsal soruna bütün toplumsal kesimlerin ortak duyarlılık göstermesi, demokrasinin gelişmesi ve devlet yetkililerin keyfi tutumlarını geriye çekme noktasında önemli bir mihenk olacaktır. Yaklaşık olarak 100 yıldır Türkiye’de emeği sömüren bir sistem siyasi egemenler tarafından yürütülmektedir.”

“GECE İLE GÜNDÜZ GİBİ NET BİR AYRIMDAYIZ”

Bir tarafta çocukları için ayakkabı alamayan işçilerin olduğunu diğer taraftan ise ayakkabı kutularında Dolar ve Paraların götürüldüğünü vurgulayan Üçer şu sözlere yer verdi: “İş-Kur’da görevlendirilmiş depremzede vatandaşlar “Biz iş istiyoruz, aş istiyoruz. Onurumuzla çalışmak istiyoruz” diyerek asgari ücrete bile razıyken, bu kente ve diğer birçok kentte olduğu gibi, birçok AKP temsilcisinin, siyasi temsilcinin ve devlet temsilcisinin ayakkabı kutularını Euro ve Dolar doldurduğu manzaralara tanıklık ettik. Bir tarafta kendi çocuğuna ayakkabı alamayan yoksul halk diğer tarafta da kendi çocuklarının ayakkabı kutularını Euro-Dolar para dolduran siyasi temsilciler, başbakan-bakan çocukları, vali çocukları ve bu tezgâhın içinde olan bilmem kimler kimler. İşte gece ile gündüzün bir birinden ayrıştığı kadar net bir bir ayrımdayız. Hak ve haksızlığın – doğruluk ve yanlışlığın mücadele ettiği bir alandayız. Biz her zaman haklıdan ve haktan yana olduk. Bu doğrultuda emek veren tüm STK’ları tebrik ediyoruz.”

ÜÇER: ONLARIN VAATLERİ HER ZAMAN YALANDI

Seçim döneminde ve daha öncesinde işçilere vaatlerin verildiğini dile getiren Üçer ayrıca Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde işçilerin Hüseyin Çelik tarafından, polis zoru ile babasının evine götürüldüğünü ifade ederek işçilere ‘protesto yapmayın size haklarınızı vereceğiz’ denildiğini ve işçilerin kandırıldığını söyledi. Üçer, “İş-Kur verileri açıklandı. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Bütün illerin işsizlik oranları giderilmelidir. Ancak bu oranlar eşit bir şekilde giderilmelidir. Ama maalesef deprem yaşamış olan Van’a bin 500 işsizlik kadrosu verilirken Antep ve Urfa’ya 10 bin İş-Kur kadrosu veriliyor. Bunun bir bölgesel ve siyasal ayrımcılık olduğunu ifade etmek istiyorum. Neden? Eğer ki Van AKP belediyesinin elinde olmuş olsaydı, aynı uygulama yapılacaktı. Geçen dönem Erciş belediyesi, AKP belediyesinde olduğu için, Van il olmasına rağmen, nüfusu daha yoğun olmasına rağmen yine daha çok atamayı oraya yapmışlardı. Bunun siyasi bir tutum olduğunu belirtmek istiyoruz. Ama maalesef AKP şunu bilmiyor ki, İş-Kur işçilerinin birçoğunu kendine oy vermeye mahkûm kılmıştı. Beşir Atalay ve Başbakan burada onları toplantıya almıştı ve son olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde işçiler Hüseyin Çelik’in babasının evine kadar gönderilmiş, polis zoru ile götürülmüş ve orada “Siz protesto yapmayın, biz sizin haklarınızı vereceğiz” diye yalan vaatler ile kandırılmışlardı. Peki, ne oldu onların sözleri? Biz biliyorduk ki bu iş, bu şekilde çözülmeyecek. Çünkü onların vaatleri her zaman yalandı, yalan olacak. Ama halkın direnişi her zaman gerçektir, halkın direnişi her zaman onurludur ve bu direniş kazanacaktır.”

ÜÇER: YEKVÜCUT OLACAĞIZ

Valilerin, kaymakamları ve diğer müdürlüklerin AK Partiye göre hareket ettiğini söyleyen Üçer şunları kaydetti: “Sivil Toplum Kuruluşlar ve bizler bu sorunun çözülmesi adına ortak bir inisiyatif gerçekleştireceğiz. Hem Rojava ve Şengal’deki mağdur halka yardımcı olmak, hem buradaki demokratik eğitim sorunlarını çözebilmek, iş ve işsizlik ile ilgili sorunları çözebilmek için biz bundan sonra yekvücut olacağız. AKP’nin kadrolarına göre hareket eden valiler, kaymakamlar, müdürler bundan sonra şunu bilsinler ki koca bir halk onların her an karşısında olacak.”

“BU ÜLKE AKP’NİN DEĞİL”

7 bin 500 kişiye yakın işçinin bulunduğunu ancak sadece mağdur olanların mücadele ettiğini diğerlerinin ise sadece kağıt üzerinde bulunduğunu vurgulayan Üçer ayrıca bu ülkenin AK Partinin değil, emekçi halkın olduğu vurgusu yaptı. Milletvekili Üçer, “Bunun yanı sıra İş-Kur işçileri ile ilgili küçük bir şeye daha vurgu yapmak istiyorum. Geçen yıl İş-Kur’da çalışan işçiler bugün neredeler? Bugün sadece mağdur olanlar buradalar. Peki, 7 bin 500 kişiye yakın insan görevlendirilmişti. Siz bunların kim olduğunu biliyor musun? Burada bulunanların dışında çoğu AKP’li milletvekillerinin ve siyasi temsilcilerinin kâğıt üzerinde göstermiş olduğu kişilerdi. Eğer ki bundan sonra bir atama yapılacaksa, basına açık, bütün Sivil Toplum Örgütlerinin denetimine açık kura ile bir yöntemin belirlenmesi gerekiliyor. İş-Kur Müdürünün, Valinin, AKP il başkanının emrinin altında bir uygulamaya gitmesine müsaade etmeyeceğiz. Çünkü bu ülke AKP’nin değil. Bu ülke emekçi halkımızındır.” Sözlerine yer verdi.

ÜÇER: POLİSİN GAYRİ AHLAKİ TUTUMUNU KINIYORUZ

İşçilerin Ankara’ya yürümek için yola çıktığını ancak polis tarafından engellediğini hatırlatan Üçer, “polisin gayri ahlakı, gayri insani bu tutumunu kınıyoruz” dedi. Üçer şöyle devam etti: “İlimizin çok önemli sorunları var ve bu daha önce meclis gündemine de taşınmıştı. Eğitimden-sağlığa, sosyal yaşamdan-ekonomiye, eroin bağımlılığında birçok konuya kadar Van gündeme gelmişti. Bu konuda sorunların ortak çözümü için bir inisiyatif olarak. Okullarda temizlik sorunu var. Temizlik sorununu taşeron firmalara peşkeş çekerek, rant sağlayan milli eğitim ve valilik görevlilerine sesleniyorum. Buyurun, 10 bin 15 bin tane İş-Kur işçisi atayın okullarında temizlik sorunu çözülsün, İş-Kur’lularında iş sorunu çözülsün. Biz bu talebi net bir şekilde Van halkı adına denklere ettik. Son olarak işçinin ve emekçinin emeği ile geçinen, hiç kimseye zararı olamayan ve sadece yürüyerek Ankara’ya gideceğiz diyen işçilerin arabaları olsaydı belki arabalarıyla da gideceklerdi. Ama arabaları ve imkanları olmadığı için yürüyerek Ankara’ya gideceğiz ve hükümete sesimizi duyuracağız diyen işçilere her gün gaz bombasıyla, plastik mermiyle saldırın polisin gayri ahlakı, gayri insani bu tutumunu ve buna mahal veren idari yetkilileri ile birlikte kınıyoruz.”

“O POLİSLER’ VAN’DAN İSTANBUL’A EROİN GÖTÜRÜYOR”

Üçer, Vali ve vali yardımcılarına seslenerek “Siz AKP’nin emir eli değilsiniz. Sizler bu halka hizmet etmek için varsınız. Lütfen hizmet konumunuzu unutmayın” dedi. Milletvekili Üçer ayrıca işçilere müdahale eden polisleri de kınayarak, o polislerin Van’dan kamyonlarla İstanbul’a eroin götürdüklerini iddia etti. Üçer son olarak şunları kaydetti: “İşçilerin buraya gelmesini engelleyin diyen vali ve vali yardımcısına sesleniyorum. AKP’nin taleplerine, AKP’nin milletvekillerinin, il başkanlarının emir eli olarak görevlendirilmediniz. Sizler bu halka hizmet etmek için varsınız. Lütfen bu hizmet konumunuzu unutmayın! AKP’nin emir eli olmaktan vazgeçin. Hiç kimsenin canına ve malına zarar vermeyi amaçlamadıkları halde Ankara’ya yürüyen vatandaşlarımıza reva gören bu mantık Şengal ve Rojava’da katliam yapıyor. Bu mantık Van’da uyuşturucu ve fuhuş batağını yaygınlaştırmaya çalışıyor ama emekçinin hakkını da sindirmeye ve bastırmaya çalışıyor. Siz biliyor musunuz ki aynı polisler günde kamyonlarla yüklü eroinleri ile İstanbul’a kadar gidiyorlar. Onların patronları ile birlikte aynı masada oturup yemek yiyorlar ama aynı polisler sözüm ona devletin bekası, devletin gücü adına emekçiyi bu şekilde tartaklıyorlar. Biz bu adaletsizliği kabul etmeyeceğiz ve duyarsız kalmayacağız. Konuşmamı bir emek sloganı ile bitirmek istiyorum. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz.”

ÜÇER’DEN KERMES ÇADIRINA ZİYARET

Yapılan açıklamaların ardında Milletvekili Özdal Üçer ve beraberindeki heyet Sanat Sokağında bulunan Rojava ve Şengal’e yardım kermesini ziyaret etti. Kermeste bulunanlarla ile birlikte sohbet eden ve çay içen Üçer ayrıca destek amaçlı para yardımında da bulundu. Çadırda bir süre vatandaşlarla ve esnafla sohbet eden Üçer daha sonra kermes çadırından ayrıldı.

Editör: TE Bilisim